Türkler gelenek ve göreneklerini yüzyıllar ötesinden günümüze kadar taşımışlardır. Bu kültürel unsurlardan sadece biri, "dil"leridir. Tüm dillerde olduğu gibi Türkçemiz de hep bir alış veriş olmuştur. Her milletin ve bölgenin hep farklı dil-lehçe ve ağız farklılıkları olmuştur ki, bu durum bir dil zenginliğidir. Bu zenginliği yani dilin kelimelerini değerlendirdiğimizde, ilgili yörelerin tarihi dokusuna ışık tutabileceği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Aslında farkında olmadan kullandığımız dilin ve kelime dağarcığının ve de ağız farklılıklarının bir önemi olduğunu bilmeliyiz. Dil bilim uzmanları tarafından yapılan araştırmalarda, ağızların yöre farklılıklarından önemli veriler ürettiğini dikkate almalıyız. Bu verilerden sadece biri, kullanılan kelime farklılıklarına göre, ilgili kelimelerin kökeninden hareketle, o bölge insanlarının "tarihi verileri"nin bulunabileceğidir. Yani kullanılan kelimeler bir bakıma ilgili yörenin kültürel harddiski gibidir. Ve değeri büyüktür. İşte biz de bu nedenle ilgili uzmanlara veri olabilir düşüncesiyle, Ereğli-Ormanlı ve köylerinde kullanılan ağız farklılıklarını derlemeye çalıştık ki, bu çalışma hiçbir zaman bitmez, çünkü sonradan değişik kelimelerin hatırlanması hep olasıdır. Biz derlediğimizi sizlerle paylaştığımız anda bile, sizlerin şu unutulmuş-bu unutulmuş diyeceğiniz onlarca-yüzlerce kelime olacaktır. Aslında bir amacımız da bu yöresel ağız sözlüğünün oluşmasına katkıda bulunmaktır. Ösger: Rüzgar Kalkıvedi: Kalkıp gitme anlamının da dışında, olumsuz tepki verme ve kızma anlamında. Kaykıldı: Hem endişe, hem rahat-kontrolsüz davranış anlamında kullanılır. Ayoğul: ey oğul! Nida, seslenme, çağırma... Çocuklar için (kız-erkek) " oğul" kavramı Türk geleneğimizde kullanıla gelmiş bir kavramdır. Aaba: "abla" yerine kullanılmakta... Negelen: "nasıl" yerine kullanılmakta... Egelen mi: "öğle mi" yerine kullanılmakta... Gu: Bir tür seslenme bayana... Huu: Bir tür seslenme çağırma... Bıldır sene: Geçen seneden önceki yıl... Endi yıl: Bir önceki yıl... Aga: Abi-ağabey ve amca yerine kullanıla gelmekte... Sayat: Geleneksel kültürün, tarım ve hayvancılık kültürün, hüküm ferma olduğu dönemde yaşanılan ahşap yada yığma evin "giriş katı", hayvanların barınağı olarak kullanıla gelmekteyken betonarme evin fazlaca inşasından sonra, bu kavaramın kullanımından düştüğüne şahit olunmaktadır. Böylece de hayvancılık kültürünün yok oluşa şahit olunmaktadır. Mali-hülya: Dalgınlık ve başka şeyler düşünme hallerinde kullanılır... Semegelen: Sersem gibi... Sebedekgelen: Hepten sersem gibi... İstaf: İştah. Yosma: Zayıf, kuru... Hışlama: Ses etme... Elleme: Karıştırma... Debeleme: Karıştırma... Köhisttan: Küçük yerleşim birimi... Göynek: Uzun atlet, iç çamaşırı anlamının dışında "gömlek" kelimesinin eş değeri... Ahılda-mak: Yorulan insandan çıkan sesin karşılığında kullanılır... Belacuğunu: Belanı... Yeşilgelen: Yeşile benzer... Yakuncacuk: Yakınca, yakın olan... Biree garuk: Bir çeşit tarla ölçü birim ifadesi Ihıncık, aha, ıhınak: Şurda, işte yer gösterme... Efereklenme: Heyecanlanma, kızma... Gabaklık: Evlerinin yakınındaki veya altındaki bahçe... Öteberi- ağzberi: İhtiyaç anlamında onu bunu... Selamlaleykim: Selamun aleyküm Merabar: Merhaba... Contay: Eskiden yiyecek vb malzemelerin konulduğu sırtta taşınılan çanta çeşidi... Kecere: İp toplama aleti... Çukuruk: Keten ipi yapma aracı... Yürenmek: Mide bulantısı... Mengelez: Kefen yumuşatma aracı... Kiraman: İp birleştirme aracı... Aniiy: Korku hali... Abooyyy: Büyük bir şey için heyecan gösterme Sentereyvör: Düşüverme hali... Ökce: Altı, topuk... Gağur-du: Balgam çıkarma hali... Karkırdak: İnek sütünün kaymağının yada yağının yakılmasında elde edilen bir çeşit gıda... Dil-kırma: İstanbul Türkçesine uyun konuşanlar için kullanan bir çeşit eleştiri ifadesi... Buvaa-Vuva: Baba... Uyuntu-uyuz: Miskin hareketsiz... Hamamlık: Banyo... Selamlık: Karşılama yeri... Mertek: Evin yada binanın ana kirişi, direği... Çığ: Tavan arası, mısır vb tarım ürünlerini asma yeri... Düven: Buğday harman dövme aracı... Ketlemük, töngel, ovaz, henderek: Birer meyve çeşidi... Püren: Çama benzeyen ağaç türü... Tahnal: Defneyaprağı... Buruş: Erik, kiraz vb meyvelerin kurumuş hali... Daraba: Ev vb de bir çeşit bölme... Tabaka: Tütün sigara bulunan kap... Dene: Tane miktar... Gene: Yine Futun: Ayran dövme aracı... Dalguç: Futunda kullanılan sopa... Geesi: Giysi çamaşır... Hokaraya: Kaynamak... Öreke: İp dolama aracı (yuvarlak).. Tıngıl: Sepet... Kakül: Ocakta pişirme esnasında, tavadan lokum alma demiri... Haybiremedetle hay: Bir çeşit şaşırma hali... Bicam: "Neyi bicaaım": niye bi canım... Akşam söğekede kaldım: Akşam soğuk yerde kaldım... Pelesül yatıya: Kötü bir vaziyette, kalkamayacak vaziyette, hasta... Neflegelenyim: Bir tuhaf şekildeyim... Escük: Azıcık Dizavşaklarım: Diz kapaklarım... Bah: Evet Bağane: Bana ne İçimde bir kelezilik var: İçimde bir sıkıntı var... İişş: Acıma hali... Eeyce: Babaanne- anaanne... Havan: Sarımsak döveceği... Alabrus: Bir çeşit traş şekli... Aninooğn: Bir tür sevgi ifadesi... Aneey, ancuum: Bir tür abartma anlamında... Yaba: Saman vurma aleti... Dırnaklı, gelberi: Yerdeki, ot vb. toplama aracı... Kamara: Odun sitesi... Cizleme, serme, gaygana: Birer ekmek çeşidi... Zalım: Grip anlamında kullanılır... Kötdöşeği: Üzerine oturulan yer minderi... Veton: Beton... Cuğuk, cuvuk: Cıvık... Bem: Benim Vellem-vellim: Verelim... Boşgoyve: Boş ver... Zatı: Zaten Yeeren: Yerden Yeerin: Yarın De ya: Diyor Patala: Patates Kenimizi: Kendimizi Baham: Bakalım Banğa: Bana Yirin: Yerim Taa gelmedi: Daha gelmedi Eyi: İyi Çokomel: Çikolata Pıtlak: Patlamış mısır Belsüz: Belirsiz Del: değil İresim: Resim Gardolap: Gardırop Bögün: Bugün Örük: Erik Eyvan: avlu, evin önü Galla: Kadınlar Ekleşme: Dokunma Gidişiya: Kaşınıyor Kılduruk: Derin dondurucu Kırmızı patlıcan: Domates Golo(a)n: Sırtta yük taşımaya yarayan ip Eysaran: Mısır ekmeği yapımında kullanılan ekmeği çevirmeye yarayan araç Tepecük: Ot vb yığınına verilen ad Çetük: Patik Holluk: Tavukların yumurta yaptıkları yer Çılkuk: Bozulmuş yumurta Kemre: Hayvanın dışkısı, gübre Okla: Oklava, yufka açımında kullanılan araç Tünek: Tavuk barınağı Mancar: Pancar, Lahana Uşak: Çocuk Gırgır: Tarım aracı Çengel: Askı Poşu: Atkı Düddürü: Kısa Çirkef: Fena Gayıkmak: Merak etmek Suruk: Ağaçtan bir şey düşürmeye yarayan ince sopa Fingirdeyük: Şımarık kızlar için kullanılır Pıtlak: Patlamış mısır Sömedek: Saf insan(salak anlamında) Zılbıt: Hodan Gaptaş: İçilecek suyun biriktiği yer Çağrak: Uzun balkon Gıdırım basmak: Sıkıntılanmak Abdeslik: Lavabo Ahçı yatağı: Mutfak Yatak: Oda Kasmak: Kısaltmak Meh: Vermek anlamında al... Yürengeç: İğrenç,İnsanın midesini bulandıran Aboy- Abuy : Şaşkınlık Dağnamak: Kınamak, ayıplamak Kömbe: Kuru eğrelti otlarıyla yapılan, kestane kebap Şınanay : Kapı mandalı Tökelek : Kısa boylu Gocuvuva : Büyük Baba Vuva,buva : Baba Gacarama-gıcırama : Kötü çıkan ses Pallama : Yarma odun- ikiye ayrılanabilen Hartdak: Çabucak Aşınak: Zayıf Ayoğul : Ey oğul, seslenme Pıtlak: Patlamış mısır Şifret: Şıfrıntı, şıllık, rezil Şifret: Şirret Elleştü-me: Kurcala-ma Perke-kelevet: Oturulmak üzere tahtadan yapılmış yer Urba: Elbise Nalet: Lanet Matçalı: Hakaret anlamında, işe yaramaz Nefle gelen: Bi tuhaf şakilde E gelen va: Fazlaca var O ne deya gıı: Şaşırma, o ne diyor anlamında Melhoş: Ekşi Tömek: Ahırdan açılan küçük pencere Tömek boğaz-lı: Çok yiyen, pisboğaz Sömek: Mısır koçanı De-yoz: Diyoruz Galan yete: Artık yeter Susa boyu: Yol boyu Delle: Derler Bostan kötü: Bostan-bahçe altı Bostan-kabaklık: Eve en yakın yer. Bostanın bir kısmına 'havuç' denilmekte. Burada evin acil ihtiyaçları-marul maydanoz domates- gibi sebzeler ekilir. Ayaklık-selamlık: Evin bugün batılı anlamıyla 'antre' dediğimiz giriş yeri, eve ilk ayak basılan yer, selamlaşılan yer Tırka: El arabası Daynak: Baston Göttün mü: Getirdin mi Elettin mi: Götürdün mü Bi hızmatın : Bir isteğin-dileğin-rican... Sedebekirleş -ti: Akli dengesini yitirdi Muz(d)umsuz: Olur olmaz konuşan, lüzumsuz Kenetelenmek: Sıkıntılanmak Bah: Evet Eyce: Babaanne, anneanne Kısguç: Mandal Gasara: Sepet Çit: Sap saman vb. köy işlerinde kullanılan yük taşıma aracı Sayat: Evin zemin katı Tam: Ahır Endi gün: İki gün önce Gaptaş: Cumartesi günü anlamında Ereğli pazarı: Pazartesi günü anlamında Alaplı pazarı: Çarşamba günü anlamında Kapalı Pazar: Pazar günü anlamında.. Her yerin kapalı olduğu gün. Anaay: Anneye seslenirken söylenen... Kabak sarı: Açık sarı anlamında Şeker rengi: Turuncu rengi anlamında.. Gavata: Derin olan çanak şeklindeki kap Köpür: Merdiven olan bölüm, evin girişi, köprü.. Gayış: Kemer Pontul: Pantolon Irantırık, elentirik: El feneri Peşkir: Havlu İç donu: Pijama, iç çamaşırı Gayına: Kayın valide Kaynta: Kayın baba Eyvan: Evin önü Çon: Baldır Uşak çok kem: Çocuk çok yaramaz Gaynam çokkem: Kaynanam çok fena, gaddar Döşenesi -döşeniveresi: Yaramaz yapıldığında.. Göbez: Köpek yavrusu Göcen: Kedi yavrusu Gurt yiyesice: Kızgınlık anında söylenen tepki sözü Şartusun: Şart olsun Bostan: Karpuz Yüz numara-kenef-hela: Tuvalet, lavabo Yatak: Oda Varın gidin: Çekin gidin Dengilesi: Düşmesini- devrilmesini isteme, kızma Sedir-divan: Üzerine oturulan kanepe türü Haşara: Şımarık, yaramaz Gözel: Güzel Kambur: Beli dik olmayan, eğik Galbur: Keşkek ve mısır savurma aracı Düve : İneğin dişi yavrusu Dana :İneğin erkek yavrusu Buza-buzağı: İneğin yeni doğan yavrusu Hekmet: Hikmet Sini: Yemek yer sofrası Zelzele: Deprem İlyen : Leğen Gancık: Dişi Duzsuz- Muzumsuz: Olur olmaz konuşan Zahtı: Zaten Garakasbenek: Zorla Efereklenme: Hemen heyecanlanma Galan yete: Artık yeter Susa boyu: Yol boyu Heyheylerin üstünde: Sıkıntılı ve telaşelisin Dağnamak: Kınamak-ayıplamak Şınanay: Kapı mandalı Tökelek: Kısa boylu Gacaraam-gıcırama: Kötü ses yapma Pallama: Yarma odun Hart dak: Çabucak Aşınak: Zayıf Ayoğul: Ey oğul, seslenme Dibil dibil: İsteksizce ağır ağır Aakur: Düz olmayan, meyilli Gara okka: Siyah renkteki kiloluk taş Hazzetmek: Sevmek, hoşlanmak Sırça: Şişe Kaykıl-mak: Endişe taşı-mak Kostak-lan ma: Havalanma, caka satma Zalım: Nezle, grip İman tahtası: Boyun alt kısmı, göğüs üstü kemikleri Bir de isimlerimize bakalım: Aaşa (Ayşe), Hatma(Fatma), Emne (Emine), İboş (İbrahim), Irza (Rıza), Ercep (Recep), Gadir (Kadir), Üsen (Hüseyin), Henük (Hanife), Irmazan (Ramazan), Ürfet (Rıfat), Şerif (Şerife), İsmel (İsmail) Eemeet (Ahmet), Meyra-Meyren (Meryem) Başviran'dan Cuma'ya ORMANLI- Recep ÇETİN