Yeni Adım Gazetesi'nin Pusula Gazetesi ve Sahibi Ali Rıza Tığ hakkında ortaya attığı çirkin iftiraların hesabını hukuk önünde soracağız. Bu açıklamayı kamuoyunu bilgilendirmek adına yapıyoruz... Yayın politikamızı hiçbir zaman sizler gibi şirket çıkarlarımız üzerine kurmadık. İmar değişikliği taleplerini karşılayanlar hakkında olumlu, karşı çıkanlar hakkında olumsuz haber yapmadık. Kilimli'de Ali Aslankılıç ile neden kavga ettiniz? Açıklar mısınız? Bu aralar Ali Aslankılıç'ı neden yazmıyorsunuz? Biz elimizde belge varsa bir haberi açık açık yazarız. Belgeyi ele geçirememişsek, kaynağımıza güvenmişsek o haberi isimsiz yazarız. Bu tarz habercilik gazetecilikte kullanılan bir yöntemdir. Yeni Adım'da Erhan Çakmak bu yöntemi bizden daha sık kullanır. Bize bilgi ve belge veren bürokratları suçladığınıza göre, elimizde bilgi ve belge olduğunu siz de biliyorsunuz! Mesajı gönderdiğiniz kişi bu numarayı yemez! Haberiniz olsun! GMİS Genel Sekreteri Hakkı Arslan'la ilgili haberleri, eşinin ifade tutanaklarından bire bir yazdık. Hakkı Arslan'ın eşi şikayetçi olmadı. Hakkı Arslan, bizim yazılarımızdan değil, beyin kanamasından öldü. Otopsi raporu öyle diyor. Keşke tedavisi sürerken Kızılcahamam ve Bartın'a gitmeseydi. Herkesi kendimiz gibi sansak bu kadar sorun olmazdı! Sorun, sizin gibi sanmamızdan. Kozlu Belediye Başkanı Ertan Şahin ile aramızdaki sorun, seçimlerde bizim Akın Kaymak ile çalışmamızdan kaynaklanıyordu. Oturduk, konuştuk, barıştık. Sizin Hüseyin Özbakır ile barışmanız gibi. Zeki Yurtbay ve Sezai Çanakçı'nın adını şovenizm amaçlı kullandığım iddiası, sizin o insanlar üzerinde baskı oluşturma amaçlı bir algı operasyonudur. Zeki Yurtbay'ı bilmem ama Sezai Çanakçı sizin bu numaralarınızı yemez. Erdal Şeker'in işyerinde bölücülük/bölgecilik tohumları atıldığı iddiası deli saçmasıdır. Bu numara Erdal Şeker ile bizim aramızı açmak, onu kamuoyunda küçük düşürmek için planlanmış bir algı operasyonudur. Bu numarayı Erdal Şeker yemez. Kaldı ki Cumartesi kahvaltılarına katılanların çoğunluğu köken olarak Zonguldak dışından. Namık Aşçı, Şahin Kalça, Turan Demirtaş, Teoman Papila gibi isimlerin yanında nasıl şovenistlik yapılır? Ak Parti Milletvekili Hüseyin Özbakır'ı danışmanları yüzünden eleştirdim. Danışmanlarına sahip çıkınca onu da eleştirdim. Danışmanlarından biri Çaycuma'ya müdür olmak istedi karşı çıktım. Diğeri Fetö iddiasıyla açığa alındı. Demirleri, ise danışmanın yazdığı yazılarla bana saldırdıkları için eleştirdim. Çebi'yi, Hamzaçebi'nin işlerini takip ettiği için eleştirdim. Hamzaçebi'yi de yanlış işleri için eleştirdim. Zeki Tosun'u partiyi size teslim ettiği için, kardeşi Hasan Tosun'u da hastaneyi iyi yönetemediği için eleştirdim. Üstelik yazdıklarımızın tümü soruşturma konusu oldu. Bir yönetici hastane kantininden 700 bin lira kirayı neden tahsil etmez? Yusuf Günay'ı sizin yüzünüzden eleştirdim. Ahmet Bayrak'ı yanlış topa girdiği için eleştirdim. Belediye Başkanları Bülent Kantarcı, Ertan Şahin, Satılmış Gebeş, Mustafa Kalaycı, Vedat Öztürk'ü de eleştirdim. Onlar da Doğu Karadenizli miydi? Faruk Çaturoğlu, Özcan Ulupınar, Ünal Demirtaş'ı da eleştirdim. Onlar da Doğu Karadenizli miydi? Televizyonu alırken de kurarken de hep kredi kullandım. Bugün yaşadığım sıkıntının nedeni de bu kredilerdir. Kredi kullanmak yerine Teoman Papila gibi birinden yüklü miktarda borç alsaydım sizin gibi ben de sıkıntı çekmeyecektim. İlk evimi İncivez'de ağabeyim Sabri Tığ'dan aldım. Dört yıl oturdum sattım. Şimdi oturduğum evi de Finansbank'tan 175 bin lira konut kredisi kullanarak Zekai Bükrü'den aldım. Zeki Tosun'u para alamadığım için değil, elektrik alamadığım için eleştirdim. Emir Eren meselesi anlatıldığı gibi değil. Onu size zamanı gelince anlatırım. Son olarak, sizin iddia ettiğiniz gibi paralar alıyor, şantaj yapıyorsam benim niye hala borcum var? Sizce de bu işte bir terslik yok mu? Bizi kendinizle karıştırmayın... Şimdi biz de bir iki soru soralım. Cumartesi günü yaptığınız rezilliğin üstünü örtmek için yaptığınız manevraları ne bu halk, nede devletimiz yemez. Zonguldak İl Emniyet Müdürümüz Ahmet Metin Turanlı Rizeli olduğu için hep Doğu Karadeniz ve Ohal'den söz edip algı oluşturmaya çalışıyorsunuz ya! Peki siz savcı, polis, gazeteci ve kamu görevlisine hakaret edip saldırmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Hazine arazisi işgal edip imar kirliliğine neden olmaya devam edecek misiniz?