Pusula Gazetesi, 8 Mayıs 2006 yılında başladığı yayın hayatında 13 yılı geride bıraktı, 14'üncü yayın yılına girdi. Pusula Gazetesi, 13 yılda, Zonguldak'ın en etkili yayın grubu olmayı başardı. Zonguldak'ta eksikliği hissedilen ne varsa, onun kavgasını verdi, gündeme getirdi. Sorunların çözümü için verdiğimiz mücadelede; bizleri sorunun bir parçası haline getirmeye çalışan, sesimizi kısmak, bizi batırmak isteyen siyasetçiler ve işadamları oldu. Gerektiğinde, "TBMM, yan gelip yatma yeri değildir" manşeti atarak, milletvekillerini rahatsız eden de, milletvekillerinin Ankara'da elini güçlendiren de Pusula oldu. Pusula, 1999 yılının Temmuz ayında aylık dergi olarak çıktığı yayıncılık maratonunu, 8 Mayıs 2006 tarihinden bu yana günlük olarak sürdürüyor. "Kendini Değil, Kentini Düşünen Gazete" sloganıyla yola çıkan Pusula, kent haberciliğinde Zonguldak'ta bir çığır açtı. Mithatpaşa Tünellerinden çevre yoluna, Filyos Projesi'nden havalimanına, tüm yatırımların bayraktarlığını Pusula yaptı. Pusula, Zonguldak insanının kentteki gür sesi olmasının yanı sıra etkili yayınlarıyla Ankara'nın da dikkatle izlediği bir yayın organı olmayı başardı. Elbette bu durum, Zonguldak basınını ele geçiren sermaye sahiplerini rahatsız etti. Pusula, bildiği yolda, savunduğu doğrularla bu günlere geldi. Zonguldak'ta ne varsa, Pusula'da o oldu. Magazinse magazin, asayişse asayiş, yatırımsa yatırım, kalkınma ise kalkınma... Çevreyi kirletenleri, hazine arazilerini işgal edenleri, haksız kazanç elde edenleri yazdık. Onlar da boş durmadı. Sövüldük, dövüldük, vurulduk. Gidecek bir yeri olmayan garip bir Zonguldaklı olarak, kentimizin büyümesi, gelişmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Kenti büyütmek yerine kendi şirketlerini büyütmek isteyen bir takım çevreler, siyasetçi-bürokrat desteğiyle bize karşı ellerinden geleni yapıyorlar. Biz bu kavgayı; kendi çıkarını düşünenler ile kentin çıkarını düşünenler arasında yıllardır süren bir kavganın devamı olarak görüyoruz. Biz bu kavgayı; mükellefiyet döneminde Zonguldak insanını sindirenler ile bugün bu baskıya isyan edenlerin kavgası olarak görüyoruz. İşte biz bu nedenle, "Pusula susarsa, Zonguldak susar" diyoruz. "Zonguldak sussun" diyen siyasetçi ve bürokratlarla ayrıca mücadele ediyoruz. Bu toplumsal mücadeleyi, kişisel bir mücadeleymiş gibi gösterenler, haklının yerine, güçlünün yanında duranlar, elbet bir gün hesap verecekler. Filozof David Hume'nin dediği gibi: "Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?" Biz daha ileri gideceğiz. Yeni yayın yılımızda, daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Pusula, bu toprağın sesi olmaya devam edecek. İnsanımızın tırmalanmasına ve tırtıklanmasına müsaade etmeyeceğiz. Pusula'nın bugünlere gelişinde bizlere maddi-manevi desteğini esirgemeyen tüm dostlarımıza, bu zorlu yolculukta bizimle omuz omuza mücadele eden tüm yol arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz. Hep birlikte nice mutlu yıllara...