CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 16 Nisan'da yapılan referandumda, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) oy verme ve sayım işlemi devam ederken aldığı mühürsüz oy pusulası ve zarflara ilişkin aldığı karar "tam kanunsuzluktur" dedi. Halkın iradesinin güvencesi olması gereken yargının, iktidardakilerin güvencesi haline dönüştüğünü söyleyen Milletvekili Turpcu, YSK'nın referandumun iptal edilmemesine yönelik aldığı kararla 08.04.2010 tarihinde TBMM'den çıkan "mühür bulunmayan zarflar ve pusulalar geçersizdir" ilişkin yasayı çiğneyip, bir kenara attığının altını çizdi. Milletvekili Turpcu açıklamasının devamında şunları söyledi: "16 Nisan Referandumda yapılan hilelerin, kamerayla, fotoğraflarla tespit edilen usulsüzlüklerin yüzde biri dahi bu referandumun iptal sebebidir. Mühürsüz pusula ve zarflar bu şaibeli seçimin tarihimizde kara bir leke olarak anılmasının simgesi olacaktır." "YSK'NIN İSTİSNASIZ OLARAK, ARKASINDA SANDIK KURULU MÜHRÜ BULUNMAYAN OYLARI GEÇERSİZ SAYDIĞI SEÇİMLER" "YSK, 2011, 2014 yerel seçim, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde, istisnasız olarak 'arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oyları geçersiz' saydı. Hatta Bitlis'in Güroymak ilçesinde 30 Mart 2014'te yapılan belediye başkanlığı seçiminin, zarfta mühür olmadığı gerekçesiyle iptal edilerek yenilenmesine karar verildi. YSK, bununla birlikte, 16 Nisan referandumunun kurallarını içeren 14 Şubat 2017 tarihli genelgede (135/1) de 'mühürsüz oyların geçersiz sayılacağı' uyarısı yaptı. Bir gün sonra 15 Şubat 2017'de ise yurtdışı için 'mühürsüz oyların geçersiz sayılacağı' 103 sayılı kararını açıkladı. Yetmedi, YSK eğitimlerde de bu kuralı anlattı. Hatta YSK'nın referandumda nasıl oy kullanılacağına ilişkin sitesine koyduğu tanıtıcı broşürde, oy pusulalarının üzerinde sandık kurulu mührü bulunması gerektiğine işaret edildi. Referanduma bu şekilde gidildi." "SONUCU ETKİLEYECEK KADAR ÇOK SAYIDA MÜHÜRSÜZ OY PUSULASININ KULLANILDIĞINI AKP TEMSİLCİSİ NEREDEN BİLİYOR?" "16 Nisan Referandumunda, doğu illerindeki sandıklar kapanmış, sayım başlamış, batı illerinde ise oylama devam ederken, AKP'nin YSK'daki temsilcisi, saat 16:10'da 'birçok oy pusulasının mühürsüz olması yüzünden vatandaşın seçme hakkının engellenmemesi' için mühürsüzlerin geçerli sayılması için başvuruda bulundu. YSK'da yasaları çiğneyerek bu istediği anında kabul etti. Şu soruyu soralım; 'Sonucu etkileyecek kadar çok sayıda mühürsüz oy pusulasının kullanıldığını AKP temsilcisi nereden biliyor, neye göre bu kanıya varıyor?' Bu organize şekilde hile yapıldığının bir itirafı mıdır?" "YENİ ANAYASANIN KAYNAĞI HALK DEĞİL YSK'DIR" "Çok net şekilde söylüyorum, Oy verme ve sayım işlemi devam ederken YSK'nın mühürsüz oy pusulası ve zarflara ilişkin aldığı karar hukuksuzdur. YSK'nın kararı hiçbir koşulda kabul edilemez. Referandum kesinlikle yenilenmelidir. YSK'nın bu karara ilişkin verdiği örneklerde verilen kararlar ise oy verme ve sayım esnasında alınmadığı için farklıdır. Hani sandık demokrasinin namusuydu? Bu yaşananlardan sonra yeni anayasanın kaynağı artık halk değil YSK'dır!" "SEÇİMİN YENİLENMESİNİ İSTEYEN TEK YSK ÜYESİ; 'ANAYASA İHLAL EDİLDİ' DİYOR" "Referandumun iptali ve yenilenmesine ilişkin, YSK'nın 11 üyesinin 10'u ret oyu verirken, seçimin yenilenmesini isteyen tek YSK üyesi Cengiz Topaktaş bakın kararının gerekçesinde ne diyor: "oyların mühürsüz olması referandumu yargı denetiminden çıkarır. 98. ve 101. maddelerde seçmen pusulası ve zarfların mühürlü olması şartı vardır. Anayasanın 79. maddesi, seçimlerin yargı denetiminde yapılacağını hüküm altına almıştır. Burada Anayasa'nın ihlali söz konusudur." Daha ne desin? Milyonların seçme hakkını korumak için görev yapması gerekenlerden sadece bir kişi mi Anayasa ihlali olduğunu görebildi? Gördüğümüz üzere, halkın iradesinin güvencesi olması gereken yargı, iktidardakilerin güvencesi oldu!" "KADIYI SATIN ALDIĞIN GÜN ADALET ÖLÜR. ADALETİ ÖLDÜRDÜĞÜN GÜN DEVLET DE ÖLÜR!" "Daha seçim bitmeden, 2019'u bile beklemeden Türkiye yeni sisteme hızlı bir geçiş yaptı! 'Parti Devleti' daha doğrusu 'AKP Devleti' olmanın son taşları da döşendi. Referandumda, ister 'evet' desin, ister 'hayır' desin hiç önemli değil. Kimse bu hukuksuzluğa ses çıkarmayıp sevinmesin! Kısa vadede, 'ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar' diye bir söz var. Uzun vadede ise, 'Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür!" sözü ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tehlikenin özetidir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli anayasa değişikliği halk oylamasından hemen sonra, sonuçlar daha kesinleşmemişken, YSK kanuna aykırı şekilde 'mühürsüz oylar da geçerlidir' kararı almışken 'atı alan Üsküdar'ı geçti' denildi. Sonuçlara dair, ciddi şüpheler varken, şaibeli seçimin adil şekilde sonuçlanması için çabalayanlara karşı, bu cümle söylenebiliyorsa, bu oynanan oyunun itirafıdır. " "BİR OLDUBİTTİYLE HALKIN İRADESİNİN YOK SAYILMASINA BOYUN EĞMEYİZ" "İnsanların düşünme, konuşma, yazma hakkı zaten elinden alınmıştı! En son oy verme hakkı da elinden alındı! Sırada ne var nefes alma hakkı mı? Son olarak, iktidar tarafından şaibeler, açıkça yapılan hileler ve usulsüzlükler araştırılmadan, konunun adeta üstü örtülerek, söylemlerinde 'herkes karara boyun eğsin' mesajı verilmeye çalışılıyor. Demokraside ve hukuk devletinde boyun eğmek diye bir şey olmaz! Kazandığımız bir seçimin sonucunun masa başında değiştirilip, bir oldubittiyle halkın iradesinin yok sayılmasına boyun eğmeyiz, bunun da böyle bilinmesi gerekir. Bu referandum yok hükmündedir. Seçimlerin kesinlikle yenilenmesi gerekmektedir."