Devlet kurumlarında, liyakat ve kariyer prensiplerine uyulmadan işe alım ve görevde yükselmelerle ilgili haberlere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Sayıştay Dairesinin tespit ettiği usulsüzlüklerin bu seferki adresi, Türk hava sahasındaki trafiğin düzenlenmesi ve denetimiyle görevli Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün incelendiği 2018 yılı Sayıştay denetim raporlarına dikkat çekerek "Kamu kurumunda liyakat ilkeleri çiğnenip, göz göre göre kul hakkı yenilmeye devam edilmekte" dedi. Aynı zamanda, TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi olan Yavuzyılmaz, "DHMİ'nin şeflik ve uzmanlık kadroları için görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yapılırken, 'şube müdürlüğü kadrosu için 2007 yılından bugüne hiç sınav yapılmadığı' tespit edilmiştir" diyerek şu açıklamalarda bulundu: "DHMİ'ye 2017 yılında 16 kişi, 2018 yılında 5 kişi şube müdürü olarak yönetmeliği aykırı atanmış. Sayıştay bas bas bağırıyor, 'kuruluş personeli arasındaki çalışma barışını ve kuruluşa duyulan aidiyet duygusunu olumsuz etkileyen sınavsız şube müdürü atama uygulamasına hemen son verilmeli' diyor. Ne yazık ki, AK Parti DHMİ'de de liyakat prensibini bitirilmiştir. Tıpkı İŞKUR'un Zonguldak'ta Toplum Yararına Çalışma Programındaki (TYP) personel alımlarında olduğu gibi kul hakkına girilmiştir. Liyakatin göz ardı edilerek kadrolaşmaya gidilmesi bu ülke ekonomisine telafisi mümkün olmayan zararlar veriyor. Sayıştay DHMİ'yi 2015 yılı denetim raporunda da ikaz etmişti. Yapılan uyarıya göre: 'Yürürlükte bulunan mevzuat gereği personel istihdamında istenilen nicelik ve nitelikte eleman alımının sağlanamadığı ve personel istihdamının siyasi etkilere açık bulunduğuna' ilişkin ifadeleri yer alıyordu. Bakınız, Anayasamızın 70. Maddesi, 'her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez' diyor. AK Parti'nin yandaşlarını kollayan, toplumu kutuplaştıran uygulamaları ne ahlaka ne vicdana sığar. Bir milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi olarak bu adaletsizliklerin hesabını sorulmasını, elbette kurumdan isteyeceğiz. Ben buradan hak edenin hakkına giren ve sessiz kalan Ak partili siyasetçilere bir kez daha soruyorum, kul hakkına girerken vicdanınız rahat mı?"