TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi, son günlerde maden ocaklarında yaşanan ölümlü kazalarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "Çok büyük bir risk taşısa da insanlar her şeyi göze alarak ruhsatsız, sigortasız, sosyal güvenceden yoksun olan böyle yerlerde çalışmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla mayınlı bir tarla olarak nitelendirilebilecek kaçak ocaklarda meydana gelen bu tür facialar bir iş kazası olarak nitelendirilemez" denildi. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi, son günlerde yaşanan ölümlü maden kazalarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: Yine Kaçak Ocaklar... Yine-Yeni Ölümler... 9 Aralık 2019 günü Bölüm/Kilimli Mahallesinde bulunan kaçak/ruhsatsız bir maden ocağında meydana gelen iş kazası (!) sonucunda Abbas Rezai isimli ve 25 yaşındaki Afganistan uyruklu bir kişi gazdan boğularak hayatını kaybediyor, Türkiye'ye kaçak yollarla girdiği dile getiriliyor. 25 Aralık 2019 tarihinde ise Kilimli İlçesi Gelik Beldesindeki ormanlık arazide bulunan kaçak/ruhsatsız maden ocağında yeni bir facia meydana geliyor. Erdem Korkmaz (25) ve Uğur Korkmaz (33) adlı 2 işçi meydana gelen metan gazı yanması ve karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda hayatlarını kaybediyor. Olaydan yaralı olarak kurtulan Bahri Yeniay'ın ise İstanbul Yanık Hastanesinde tedavisine devam ediliyor. Söz konusu maden ocağının yaklaşık bir ay önce kolluk kuvvetleri tarafından "kaçak ocak" olarak mühürlendiği dile getiriliyor. Evet, kaçak ocaklar bölgemizin ve ülkemizin kanayan yarası olmaya, yürekleri dağlamaya devam ediyor. İşsizlik girdabında çaresiz kalan gencecik insanlar hayatlarının baharında hayata veda ediyor. Polisiye önlemlerle olmuyor, önlenemiyor... AKP Hükümetinin 17 yıldır ülkemizde uyguladığı kapitalist politikalar sonucunda işsizlik rakamları yüzde 25'lere dayanıyor. böyle bir ortamda mevzuat ve yayınlanan genelgeler çare olmuyor... Çare kısaca söylemek gerekirse; sağlıklı, güvenli işyerleri oluşturarak, insan hayatının önceliği ve değerini öne çıkararak istihdam yaratmak. Başka yolu yok gibi görünüyor. Aksi takdirde daha çok acılar yaşayacak, daha çok iş cinayetleri göreceğiz. Odamız tarafından; kaçak ocak faaliyetleriyle ilgili olarak yapılması gerekenler geçtiğimiz yıllarda defalarca dile getirildi, ilgili bakanlıklara, Zonguldak Valiliğine ve yörenin siyasilerine de iletildi. Mühendislik bilim ve tekniğinin uygulanmadığı işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin neredeyse hiç alınmadığı bu tür yerlerde çalışmanın sonuçta insanlara ölüm getireceği apaçık ortada. Buralarda çalışan insanlar da bunu biliyorlar ancak işsizlik had safhada. İnsanlar da geçinmek durumunda. Dolayısıyla çok büyük bir risk taşısa da insanlar her şeyi göze alarak ruhsatsız, sigortasız, sosyal güvenceden yoksun olan böyle yerlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bu faaliyetleri polisiye önlemlerle, güvenlik önlemleriyle ocakları kapatarak, bombalayarak engellemek çok zor. Bu kaçak işyerleri imha ediliyor ama sonuçta hemen yanından bir başka ocak açılarak faaliyetler devam ediyor. Ta ki yeni bir facia olduğunda, ölümler yaşanınca kaçak olduğu ortaya çıkıyor, hayatını kaybedenlerin kaçak ocağın sahibi olduğu ileri sürülüyor. Zonguldak'ta bunu çok sık yaşadık, halen de yaşıyoruz. Bu ülkedeki kalkınma ve istihdam politikası değişmedikçe, insanların bu çaresizliği önlenmedikçe bu tür facialardan kaçınmak ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Sayıştay'ın Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) için hazırlamış olduğu denetim raporunda bile bu durum "İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin hiçe sayıldığı kaçak ocaklarda, binlerce işçi ölümün kıyısında çalışmak zorunda kalıyor". Ardından "hesabı tam olarak yapılamayan, kontrol edilemeyen ticari bir faaliyet şekline dönerek üzerinden rant sağlanan organize bir yapı haline gelmiştir" şeklinde dile getiriliyor. Hiçbir madencilik bilgisi içermeyen, teknolojisi olmayan, kömürü, gazı, tahkimatı, havalandırmayı bilmeyen, işçi sağlığı iş güvenliğinden habersiz ve hiçbir teknik denetim olmadığı için son derece ilkel koşullarda sürdürülen çalışmalar sonucunda kazaların olmaması mümkün değildir. Dolayısıyla mayınlı bir tarla olarak nitelendirilebilecek kaçak ocaklarda meydana gelen bu tür facialar bir iş kazası olarak nitelendirilemez... Kilimli ve Gelik'de yaşanan her 2 faciada da hayatını kaybeden insanlarımızı saygıyla anıyor, yakınlarının acılarını paylaşıyoruz. Tüm madencilik camiasına baş sağlığı diliyoruz. Madencilik sektöründe yaşanan "iş kazaları" ve "kaçak ocaklar" konusunda ilgilileri uyarıyor ve görevlerini eksiksiz yapmaya, istihdam politikaları dahil gereken önlemleri acilen almaya davet ediyoruz."