<p class="MsoNormal"><font size="4">CHP´den Torba Yasa için iptal başvurusuCHP Torba Yasa´daki bazı maddelerin iptali için Anayasa Mahkemesine´ne başvurdu.<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4"> CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, 148 maddelik Torba Yasanın toplam 11 maddesinde anayasaya aykırılık değerlendirmesi yaptık. Bunlardan ivedi, acil gördüğümüz 4 maddesi için 60 günlük süreyi beklemeksizin bugün yürütmenin durdurulması ve iptal talebiyle başvuru talebimizi AYMye bildirdik dedi.<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><o:p><font size="4"> </font></o:p></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, Torba Kanunun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Başvuru sonrası bir açıklama yapan Hamzaçebi, Sayın Erdoğanın Cumhurbaşkanlığı, Sayın Davutoğlunun da Başbakanlığından sonra Türkiyenin içinde bulunduğu süreç Türkiyenin yeni dönemi, yeni Türkiye olarak isimlendirilmişti. Bu Torba Yasa yeni Türkiyenin ilk yasası oluyor ve yeni Türkiyenin bu ilk yasasında hukuk devleti bugüne kadar görmediği şekilde bir saldırıya uğramıştır diye konuştu.<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">MADENCİLERLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİ OLUMLU BULUYORUZ<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">Torba Yasa ile ona ilişkin iptal dilekçemiz ile hukuk devletine yapılan bu saldırının yok edilmesi ve özgürlükler üzerine örtülen bu örtünün kaldırılmasını amaçlıyoruz diyen Hamzaçebi, şunları söyledi:<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">148 maddelik Torba Yasanın toplam 11 maddesinde anayasaya aykırılık değerlendirmesi yaptık. Bunlardan ivedi, acil gördüğümüz 4 maddesi için 60 günlük süreyi beklemeksizin bugün yürütmenin durdurulması ve iptal talebiyle başvuru talebimizi AYMye bildirdik. 148 maddelik Torba Yasa başlangıçta Somada hayatını kaybeden 301 madenci kardeşimizin acısından hareketle, madenlerde çalışan emekçi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek amacıyla hazırlanmıştı. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Ancak ilerleyen süreçte sosyal içerikle hiç ilgisi olmayan, madencilikle ilgisi olmayan birçok düzenleme bu yasanın içerisine dahil edildi. Madencilerle ilgili düzenlemeleri olumlu buluyoruz. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılması yönündeki düzenlemeyi olumlu buluyoruz. Öğretmen atamalarına ilişkin kadro iddiasını ve benzeri sosyal içerikli düzenlemeleri olumlu buluyoruz. Ancak olumlu bulmadığımız hukuk devletine ve özgürlüklere saldırı olarak nitelendirdiğimiz maddeleri kabul etmemiz mümkün değildir."<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">HUKUK DEVLETİNDE MAHKEME KARARLARI HERKESİ BAĞLAR<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">Toplumun sesine kulak vererek anayasaya aykırı gördükleri bu düzenlemelerle ilgili iptal dilekçesini AYMye verdiklerini yineleyen Hamzaçebi, Bugün başvurusunu yaptığımız 4 madde şunlardan oluşuyor. Birincisi, Türkiye bir hukuk devletidir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Hukuk devletinde herkes meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle mahkemelerde dava açarak hakkını savunmak, hakkını aramak, davacı ise iddiada bulunmak, davalı ise savunma yapmak, adil yargılanma hakkına sahiptir. Yine hukuk devletinde mahkeme kararları herkesi bağlar. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Ancak bu yasanın iptal talebine konu ettiğimiz bir maddesi kamu yönetiminde daire başkanından bakan yardımcısına kadar olan görevlerde bulunan personelin, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi unvanları da kapsamaktadır. Bu personel görevden alınması halinde mahkemeye başvurması durumunda mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi imkansız hale getirilmektedir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez olmaktadır. Sıkı yönetim dönemlerinde dahi böyle bir düzenlemeyi Türkiye görmedi. Yürütmeyi durdurma kararı imkansız hale getirilen mahkemenin söz konusu kamu personelinin atanması, yer değiştirmesi, sürgün edilmesi işlemine karşı iptal kararı vermesi halinde bu iptal kararının gereğinin yerine getirilmesi de engellenmektedir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Torba Yasada yer alan maddeye göre iptal kararı 2 yıllık süre içerisinde daha önce o kamu görevlisinin bulunduğu kadroya atanması suretiyle değil, o kadronun özlük hakları neyse o özlük hakkını sağlayacak şekilde bir başka kadroya atanması suretiyle gerçekleştirilecektir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Bütün yönetici durumundaki kamu personeli bu kapsama girmektedir. Kolluk kuvvetleri, tüm polisler bu kapsama girmektedir. Hükümetin kamu yönetiminde yapmış olduğu hukuksuz uygulamalar bu maddeyle yasal güvence altına alınmaktadır. Mahkeme kararlarının uygulanması imkansız hale getirilmektedir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Yani bir kişi sürgün edilirse, görevden alınırsa, bir emniyet müdürü görevden alınıp da düz bir polis memurluğuna atanırsa bu kişi dava açması halinde açtığı davanın sonuçlanması yaklaşık 2 yıl sürecektir. Bu 2 yıl içerisinde mahkeme yürütmeyi durdurma kararı veremeyecektir. Mahkemenin davayı esastan görüşüp iptal kararı vermesi halinde de iptal kararının uygulanması 2 yıllık bir süreyi alacaktır. Eski görevine dönemeyecektir. Bir başka kadroya atanacaktır. Yani 4 yıl sonra mahkeme kararı yine uygulanmamış olacaktır şeklinde konuştu.<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARIYLA İLGİLİ OLARAK YARGININ VERMİŞ OLDUĞU İPTAL KARARLARI UYGULANMAYACAKTIR<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">Maddedeki bir başka hükümle ilgili ise Hamzaçebi, Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu personeli hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmayacaktır. Kanun tanımayan personel yasayla koruma altına alınmaktadır. Bu tam bir pervasızlıktır. İkinci düzenleme özelleştirme uygulamalarıyla ilgili olarak yargının vermiş olduğu iptal kararları uygulanmayacaktır. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Yasaya göre özelleştirme kararının üzerinden devir teslim işleminin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra daha önce verilmiş olan mahkeme kararları, iptal yönünde verilmiş olan mahkeme kararları uygulanmayacaktır. Şöyle bir yanılgı var. Sanki devir teslim yapılması üzerinden 5 yıl geçtikten sonra mahkeme karar verirse bu uygulanmayacak şeklinde yanlış algı var. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Bu öyle değil. Diyelim ki 2005 yılında bir özelleştirme ihalesinin iptaline karar vermiş, üzerinden 5 yıldan fazla bir zaman geçtiği için uygulanmayacaktır. 2005i örnek alırsak 9 yıl geçmiş, idare mahkeme kararına uymamış, şimdi bu yasal güvence altına alınmaktadır. 2012 yılında benzer bir düzenleme yine TBMMde yapılmıştı. 6300 sayılı Kanunla bu kanunun o maddesini biz AYMye götürmüştük. AYM bu düzenlemeyi anayasanın 138. maddesine aykırı bularak iptal etti. Anayasamıza göre mahkeme kararları herkesi bağlar ifadelerini kullandı.<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">"İNTERNETLE İLGİLİ DÜZENLEMELER 2 MADDEDEN OLUŞMAKTADIR"<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">Üçüncü grup düzenlemelerin internet ile ilgili olduğunu kaydeden Hamzaçebi, şöyle devam etti:<o:p></o:p></font></p> <p class="MsoNormal"><font size="4">İnternetle ilgili düzenlemeler 2 maddeden oluşmaktadır. İnternet özgürlüğüne müdahale olarak isimlendirdiğimiz bu maddeleri de AYMnin önceki kararlarını da dikkate almak suretiyle anayasaya ve Türkiyenin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bularak iptal talebinde bulunduk. 5651 sayılı internet yoluyla yapılan yayınların düzenlenmesiyle ilgili kanunun 8. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından evrensel hukuka aykırı bulunmuştur. Türkiye bu konuda sorunlu bir ülkedir. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Şimdi TİB bu bilgiyi erişim sağlayıcılardan mahkeme kararı olmaksızın alabilecek. Yani kimin nereyi ziyaret ettiği, hangi siteyi ziyaret ettiği TİBin bilgisi içinde olacak. Yani hükümetin bilgisi içinde olacak demektir. Bu da doğrudan doğruya düşünce özgürlüğüne, haberleşme özgürlüğüne aykırıdır. Bunu kamu düzeni, milli güvenlik bir suçun önlenmesi gibi gerekçelerle gerekçelendiremezsiniz. </font></p><p class="MsoNormal"><font size="4">Anayasaya gidip o tip bir madde düzenleme bulabilirsiniz ama Türkiyenin tarafı olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi bu düzenlemeleri uluslararası hukuka aykırı bulmaktadır. Garip olan şudur; 2014 yılının Haziran ayında BM İnsan Hakları Konseyi bir karar aldı. Bu kararın hazırlayıcıları arasında Türkiyede vardı. Konu internet özgürlüğü. İnternet özgürlüğüne BM kararının hazırlayıcıları arasında Türkiye var ama Türkiye yeni Türkiyede internet özgürlüğüne TİB eliyle müdahalenin yolunu kurumsallaştırmaktadır.</font><o:p></o:p></p>