İ.Behçet KALAYCI: 1922-2006 Türküsüz Kent'ten...Bir İlkyaz sabahı geçtik Devrek'tenSisler içinde akmaktaydı ırmak,Yeşil yeşil geriniyorduRüştü'yü yaratan toprak.Atarak her tasadan yüreğiEşeleyip anılarınSoğuyan külleriniÇağırdım çocukluğumunMutlu günlerini. Erkenden yakardı köşebaşlarınınLüks lambalarını Bülüm.Ardından o beyaz başörtülü o hayalet kadınİki büklüm,Yakardı adanmış mumları Dede'ye.Mumların titreşen aleviGizemli bir aydınlık yayardı türbeye.Bir ürperti sarardı dalga dalgaTürbeyi kuşatan evleri.Eski Mahalle'deO konak misali evdeErken yatılırdı geceleri,Esmeğe başlardı yarı gecedeÖfkeli Kargayeli.Köpekler ulurdu Romanus'daKurt kokusu almış,Horoz sesleri gelirdi Karşıyaka'danBelli sabah yaklaşmış.Sabahleyin daracık sokaklardan,Koca çitlembiklerin altındanGidilirdi Millet Bahçesi'neSerilip ulu çınarların gölgesineAkan suya karşıMeydan okurduk yaz sıcaklarına,Külhan gibi yanarken çarşı.Aratmazdı hiçbir plajı,Söğüt dallarında dinlenirken akşam güneşiKum gibi kaynardı Kızlarkayası,Sivişin döneği.Dudakları alparslan kirazı,Şimdi çoktan ana olmuş o güzel kızlarıEllerinde birer sepsebi,Sular görürdünüz bahçeleri.Her akşam sokağımızdanYalpalayarak geçen O cömert, babacan insanlarÇoktan toprak oldular.Kimi üç aylardaKimi ramazanda Paydos derdi rakıya.Ne güzeldi o eski ramazanlar,Kararırken sularBülüm çıkardı tepeye,Ateşlemek için ramazan topunu.Unutup orucun açlığını,susuzluğunuÜşüşürdük pencereye.Anlardık devinimlerindenBülüm'ün neler yaptığını.Çaktı işte çakmağını,Uzattı üç parmaklı elini,Ateşledi fitili,Kaçıyor Bülüm,Güm.Sarsarken bu ses yeri, göğüBiter bekleyiş, bozulurdu büyü. Camiler tıklım tıklım insan dolu,Başlamak üzeredir teravih maratonu.Kahveler açıktır sahura kadar,Evlerin ışıkları geç vakte kadar yanar.Kadınlar toplanırdı yaşlısından, gencindenMasallar dinlenirdi Yeniceli'den.Geceyi sarsardı davuluyla Bülüm :Güm güm güm.Mertebanilerle pilavlar,Sofraya konur,Kalaylı kaselerKehribar renkli hoşaflarla doludur.Vurarak davuluna:Güm güm güm,Maniler söylerdi Bülüm."Eski cami direk isterSöylemeye yürek isterBenim karnım toktur amaArkadaşım börek ister"Güm güm güm.Bahşişini alıp uzaklaşırdı Bülüm.Kutsal kitapların cennet betimleriAnımsatırdı bu güzel yerleri,En iyi kızlarından birini bana verenO dost yüzlü beyaz evlerdenÇok azı kalmış bugün.Sevimsiz beton yığınlarıTırmanmış mavisine göğün.Yol alırken arabamız çamlıklara,Dalıp gittim yenidenRuhumu ısıtan anılara.İftar topu patlatıyordu Bülüm:Güm.Davul sesleri duyuyorum derinden:Güm güm güm. Yolcu yolunda gerekUyu anılar içinde Devrek. İ.Behçet Kalaycı (1922- 2006): TÜRKÜSÜZ KENT- ŞiirYorum Yayınları-Ankara-1983 Kendi ağzından İ. Behçet Kalaycı: "Babamın İstinaf Mahkemesi Reisliği yaptığı Urfa'da 26 Ağustos 1922 yılında doğdum. 1 yaşında asıl memleketim olan Çaycuma'ya geldim. İlk öğrenimimi Devrek ve Çaycuma'da yaptım. Ortaokul ise Zonguldak ve Bartın Ortaokullarında Okudum. Daha sonra Adana Öğretmen Okulu'ndan öğretmen olarak mezun oldum. Bir yıl Yenice'de İlkokul öğretmenliği yaptıktan sonra yüksek öğrenim için Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne kayıt oldum. Bu okulun Beden Eğitimi Bölümünden mezun oldum. İlk görev yerim Zonguldak Maden Teknik okuludur. Ardından sırayla Zonguldak Ticaret Lisesi, Çaycuma Ortaokulu, Zonguldak Ticaret Lİsesi'nde Öğretmen olarak çalıştım. 1960-61 öğretim yılında Isparta Ticaret Lİsesi Müdürlüğüne atandım. Isparta Ticaret Lisesi'nin Kuruculuğunu yaptım. Daha sonra Samsun Ticaret Lisesi Sekreterlik okulu Müdürlüğüne atandım. Çankırı Ticaret lisesi Müdürlüğüne atandıktan sonra aynı dönemdde Çankırı Öğretmen okulu'nun kuruculuğunu yaptım. Tekrar Zonguldak'a dönüp Zonguldak Ticaret Lisesi MÜdürlüğünü yaparken emekli oldum. Edebiyat çalışmalarıma ortaokul yıllarında başladım. Bartın Ortaokulunda öğrenciyken Türkçe öğretmenimiz Şair Rıza POLAT' tan etkilendim. Necip Fazıl' ı ve Yahya KEMAL' i öykünerek şiirler yazmaya başladım. Bu arada Bucak, İnci, Yükseliş, Uyanış, İmbat, Kıyı, Anadolu Ekini, Çağdaş Ekin gibi dergilerde şiirlerim ve öykülerim yayınlanmaya başladı. İlk kitabım olan Anılar geçidi 1962 yılında yayınlandı. Ardından 1983 yılında Türküsüz Kent adlı şiir kitabım yayınlandı. 1992 yılında da Zonguldak Kömür Havzasının devletleştirilmeden önceki dönemini anlatan Kıvırcık adlı romanım yayınladı. Halen edebiyat çalışmalarımı sürdürmekteyim. Kendimi herhangi bir edebi akıma bağlı olarak görmüyorum. Daha modern ve çağdaş bir anlayışla, gerek Türk, gerekse dünya edebiyatındaki tüm akımların bir anlamda sentezi diyebileceğimiz özgün bir yol izlemeye çalışıyorum." Çaycumalı Emekli öğretmen, şair Behçet Kalaycı 29 Mayıs 2006'da, 84 yaşında Ankara'da 84 yaşında yaşamını yitirdi. İ. BEHÇET KALAYCI KİMDİR? Behçet Kalaycı 26 Ağustos 1922'de, babası İstinaf Mahkemesi Reisi Hasan Hilmi Bey'in görevi nedeniyle Urfa'da doğdu. İlkokulu Devrek ve Çaycuma'da okudu. Adana Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra, bir yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünün Beden Eğitimi Bölümünden mezun olduktan sonra, yurdun çeşitli yerlerinde öğretmen ve okul müdürü olarak görev yaptı. Samsun'da öğrencileriyle "Uyanış", Zonguldak'ta Behzat Baruönü ile "Yükseliş" dergilerini çıkardı. "Bucak", "Yükseliş", "Uyanış", "Meşale", "Demet", "İmbat", "Kıyı", "Anadolu Ekini", "Zonguldak" gibi dergilerde ve çeşitli gazetelerde şiir, öykü, deneme, yazıları ile kendisiyle yapılmış söyleşileri yayımlandı. Kalaycı, 29 Mayıs 2006'da Ankara'da 84 yaşında öldü. İ. Behçet Kalaycı'nın "Anılar Geçidi" (Anlatı, Isparta Matbaası, 1962), "Türküsüz Kent" (Şiir, Yorum Matbaacılık ve Yayıncılık Ankara 1983), "Kıvırcık / Genç Bir Madencinin Öyküsü" (Roman, Kendi Yayını, Ankara 1992) adlı 3 kitabı bulunuyor. Türküsüz Kent Zonguldak TÜRKÜSÜZ KENT Yarım aylı gecesine bir Urfa türküsü Elerken yoğun bir üzüncü Türküsüz kent olmanın acısını duyarak Gecelerde kahrolur Zonguldak Bir yaradır kanar yüz yıldan eskil Uzun Mehmet çarmıhta İsa gibidir Bir ikilemdir sevgiden anıt, kinden tuzak Gururla utancı birlikte yaşar Zonguldak Soluyan iri kömürler gibi çıkarak dışarı Bir başka dünyadan gelmişçesine Yüzleri gecelerce kara içleri apak Has oğullar veren bir kovandır Zonguldak Nice koç yiğidini salarak Eksili karanlıklara günde üç kez Hades'ten mi ferman olunmuştur bilinmez Koç değil hala oğul kurban eder Zonguldak Defneler sarı çiçek açanda Erguvanlar dağ dağ kızaranda Gün batımına Rüzgarlı'dan bak Bir kanlı sevdayı yaşar Zonguldak Uskurlarında köpüklü bir kaynaşma Sirenlerinde çığlıkları egzotik kuşların Gemiler gider karanlık sularda kayarak Her akşam yeni bir üzüncü yaşar Zonguldak Bir Kozlu çatanası vardı, battı Kaptanı Hopa'lı Mustafa Kaptan'dı Orta Kapuz anıları artık ne kadar uzak Sularında o eski tat kalmamış Zonguldak Durgun sularında limanın bir karabatak Çeker sizi düşsü dünyasına Ufkunuzda yeni bir perde açılarak Sisler içinde canlanır eski Zonguldak Bir sihirli tastaki sudur artık liman Baktıkça görürsünüz sevgili ölüleri Bulunmaz hazdır onlarla yaşamak Anılar kentidir artık Zonguldak Rüştü, Muzaffer, Necatigil, şair dostlar Uzak baharların solgun gülleri Kolay değil yaşamak Balkaya saatlerini anarak Seni zehirli bir çiçek gibi kokluyorum Zonguldak İ. Behçet Kalaycı