Demirel "Bizim bu şehre sorumluluklarımız var"

Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) A.Ş. Genel Müdürü Fadıl Demirel, "2001-2002´de kasası boş bir KARDEMİR´den bugünlere gelinmiş bir şirket var ortada. O dönemde herkes kaçacak delik ararken, ne zaman KARDEMİR yukarı doğru dikilirken, şahlanmaya başlarken o zaman KARDEMİR üzerinden hesaplar yapılıyor" dedi. Bir açıklama yapan KARDEMİR A.Ş.Genel Müdürü Fadıl Demirel, "2002-2003 yıllarında kasası boş bir Kardemir´den bugünlere gelindiğini" belirterek, "O yıllarda herkes kaçacak delik arıyordu fabrikadan. Ne zaman KARDEMİR yukarı doğru dikilir, şahlanmaya başlar, işte o zaman KARDEMİR üzerinden hesaplar yapılır. Dünyada ve Türkiye´de ciddi bir kriz süreci yaşanıyor. Bu bizim sektörümüzü de sıkıntıya soktu. Bizde bu şartlar altında kısa, orta ve uzun vadede daha ileri getirilebileceği noktada çalışma yaptık. Şuan geldiğimiz noktada iyi denebilecek bir noktadayız. 2008 yılında iyi bir kârımız vardı ancak 2009 yılında zarar etmiştik. Yapılan çalışmalar, maliyet düşümü ve verim artırımı sonucu birazda konvektörün ve piyasanın açılması ile fiyatlarında bir miktar toparlamasıyla iyi denebilecek sürece girdik. Tabiri caizse uçağımızın burnu aşağıya değil, yukarıya doğru kalktığını söyleyebiliriz. Bu kriz ortamında başladığımız yatırımları durmadık ve hızla devam ediyor. Bununla birlikte KARDEMİR´de oksijen fabrikası,15 megavatlık enerji tribünü, gaz deposu, kömür enjeksiyonu deposu´nun yatırımları yıl ortasında tamamlanacak. Bu yılın sonunda ise 1. No´lu yüksek fırın modernizasyonu ve montaj işleri var. Diğer yandan bu krizde iki çok önemli yatırım başlattık. Bunlar 50 megavatlık enerji santrali ve Sinter yatırımı. Kardemir olarak bu enerji santralini tamamladığımızda atık gazlardan enerji üretim dışa bağımlı kalmayacak ve dışarıya 15 megavatlık elektrik satan bir kuruluş haline gelecektir. Sinter yatırımını ise Türkiye´de ilk KARDEMİR kendisi yapacak. Tamamen kendi mühendis gücüyle gerçekleştirilecek. Tüm bunların finansmanları hazır olup 3 yıl ödemesiz 9 yıl olmak üzere 12 yılda geri ödeyecektir. Yine katma değeri yüksek ürünlerimize biraz daha önem veriyoruz. Bu anlamda ray ve profil haddehanemizin kapasitesi yüzde 95 seviyelerine çıktı. Hiç durmadan ray ve profil haddehanesi ray çekiyor" dedi. "GELDİĞİM GÜNDEN BERİ SATIŞ POLİTİKASI ELEŞTİRİLİYOR" Göreve geldiği günden beri satış politikası konusunda eleştirildiğini kaydeden Genel Müdür Demirel, "Bilindiği gibi KARDEMİR zor şartlardan doğarak geliyor. Bir zamanlar fabrika yapan fabrika konumunda olan ve 18 bin kişiyle çalışan KARDEMİR tabi ki yıllar sonra yoruluyor ve 1995 yılında yöre halkına 1 lira karşılığında veriliyor. Bu süreçle birlikte kendini yenilemeye başlayan KARDEMİR´de 2001-2002 kriziyle birlikte bugün yarın kapanacak sürecine geliniyor. Bu dönem 2003 yılından itibaren yeni bir yönetim ile yöre halkına ve sanayicilere dönülerek finansman için hisse senedi blokesi isteniyor. 2005 yılından önce yaşanan bu gelişmelerle ilgili üretimin yüzde 50´sinin hisse senedi blokesi eden firmalara verilmesi ile ilgili satış politikası SPK´ya soruluyor.Tabi bu dönemlerde KARDEMİR´e hiçbir kredi verilmeyişi de bu olayların cereyan etmesine sebep oluyor. SPK´dan gelen cevap ise ´kamuoyuna duyurun´ şeklinde oluyor. İşte bu gelişme ile birlikte KARDEMİR bazı gazeteler aracılığı ile durumu ilan ediyor. Bu SPK izniyle yapılan ilan ile birlikte 22.04.2005 tarihinde yöre sanayicilerinin de katılımıyla toplantılar yapılıyor. Bu toplantılarda ´siz bu uygulamadan vazgeçin, biz teminat mektubu verelim´ önerisi gündeme geliyor. Ancak bu taahhütler bir türlü yerine getirilemiyor. Bu gelişmeler üzerine 27.05.2005 tarihinde KARDEMİR Genel Kurulu yapılıyor ve bu uygulamanın yapılabilmesi için yönetim kurulu genel kuruldan yetki alıp, bu uygulamanın yapılması için ilana çıkarak hisse senedi blokesi için duyuru yapıyor. Bu duyuru karşısında toplam 46 kuruluş bu duyuruya olumlu cevap vererek hisse senedi rehine veriyor. Daha sonra yapılan çalışma ile 46 kuruluşla ilgili yeni satış politikası uygulanmaya başlıyor ve bu uygulama 6 yıldır devam ediyor. Tabi bu külfet karşısında bu firmalara avantaj sağlanıyor. Şu unutulmamalıdır ki bu külfetle KARDEMİR krediler alarak yatırımlar yapıyor.Bu uygulama kurum kültürü haline gelmiş ve resmi organlarca belirlenmiş bir satış politikasıdır" ifadelerini kullandı. "BİR TAKIM KURUM VE KURULUŞLARIN İŞİNE GELMEYEBİLİR" Bu uygulamanın belli bazı kurum ve kuruluşların işine gelmediğini iddia eden Demirel, "Gelinen noktada birçok insan töhmet altında bırakılıyor. Bu insanlara haksızlık yapılıyor ve ben bunlara asla müsaade etmeyeceğim. 34 yıllık meslek hayatımda hep haktan, adaletten yana oldum. KARDEMİR´e gelişim göz önünde bulundurulursa herkesin elini vicdanına koyması lazım. Diğer yandan bu uygulamalar mahkemeye verilmiş ancak ilgili mahkemeler uygulamanın yanlış olmadığı yönünde kararlar vermiştir. Bizler hukuk çerçevesinde olabildiğince yanlış yapmadan KARDEMİR´i ayakta tutmanın çabasını veriyoruz. Benim istirhamım; KARDEMİR ayakta durmaya çalışırken, bu mücadeleyi veren herkese saygı duyulmasıdır. 2001-2002´de kasası boş bir KARDEMİR´den bugünlere gelinmiş bir şirket var ortada. O dönemde herkes kaçacak delik ararken, ne zaman KARDEMİR yukarı doğru dikilirken,şahlanmaya başlarken o zaman KARDEMİR üzerinden hesaplar yapılıyor. Hiç kimse merak etmesin ki burada bir sorun olursa ilk önce bunun sorumlusu benim. Burada her şey mevzuata uygun işliyor" ifadelerini kaydetti. "BİZİM BU ŞEHRE KARŞI SORUMLULUKLARIMIZ VAR" KARDEMİR A.Ş.´nin şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Karabük şehrine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceğini söyleyen Genel Müdür Fadıl Demirel, "Bakın Kardemir Karabükspor´a her şeye rağmen katkılarımız sürüyor ve kulübümüzün geldiği nokta ortada. Yine Karabük Üniversitesi´ne yeni binalar taahhüdümüzü yerine getirme noktasında yaklaşık 5 milyon TL´yi geçen İktisadi ve İlimler Fakültesi´nin temelini atacağız. KARDEMİR önümüzdeki dönemde çok daha ciddi yatırımlarla çok daha iyi durumlara gelecektir. Bu durumda atlar tepişirken, eşekleri öldürmenin bir anlamı yok" dedi.

‘Seni burada öldürürüm, sülalen gelse alamaz’