Cumhuriyet Halk Partisi Çaycuma İlçe Başkanlığı, Çaycuma Belediyesi SEKA Sosyal Tesisleri'nde "Bölgesel Kalkınmada Yerel Yönetimlerin Rolü" adlı bir çalıştay yapacak. 26 Ocak Cumartesi günü Çaycuma Belediyesi SEKA Sosyal Tesisleri'nde gün boyu sürecek çalıştayda, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Prof. Dr. Erol Köktürk ve Ahmet Öztürk tarafından hazırlanan "Dayanışma Belediyeleri ve Bölgesel Kalkınma" başlıklı bir metin tartışmaya açılacak. Çalıştay saat 10.30'da protokol konuşmalarıyla başlayacak. Prof. Dr. Erol Köktürk'ün "2019 Yerel Seçimlerinde Bölgesel Stratejiler" başlıklı sunumunun ardından, Prof. Dr. İlhan Tekeli, "Yerel Yönetim Seçimlerine Giderken Yereli Nasıl Konuşabiliriz" başlıklı bir konuşma yapacak. Etkinliğin öğleden sonraki bölümünde, Prof. Dr. Erol Köktürk'ün moderatör olarak görev yapacağı "Dayanışma Belediyeciliği ve Yerel Kalkınma Modeli Üzerine" başlıklı tartışma bir beyin fırtınası şeklinde gerçekleştirilecek. Çalıştay, Prof. Dr. İlhan Tekeli'nin tartışmalar çerçevesinde yapacağı genel değerlendirme konuşması ile son bulacak. "DAYANIŞMA BELEDİYELERİ", "İKTİDAR BELEDİYESİ" ALGISINI YIKACAK Hazırlanan metinde, çalıştayın amacı, "Büyük Zonguldak da denilen Zonguldak, Bartın, Karabük illerinden oluşan bölge, artık ülkede net göç veren merkezler arasındadır. Ekonomideki payı her geçen gün azalan ve genel olarak kentsel yaşam kalitesinin düşük olduğu bölgede, nüfus, hızla yaşlanmaktadır. Uzun yıllar bölgeyi ekonomik olarak ayakta tutan kömür havzasındaki üretim faaliyetlerinin azalması, ülkenin refah düzeyi görece yüksek merkezlerinden biri olan bölgede yoksullaşmayı hızlandırmış, sektörel çeşitliliğin sağlanamaması nedeniyle yeni istihdam alanları yaratılamamıştır. İstihdam hacmi hızla azalan bölgede başta ulaşım olmak üzere temel altyapı eksiklikleri üst düzeydedir. Gerek siyaset kurumu gerekse sivil toplum bu tabloyu tersine çevirecek bir seçenek yaratamamış, yerel dinamikler yalnızca itirazla yetinerek hep savunmada kalmıştır. Siyasette kalkınmanın yerelden başlayacağına ilişkin genel bir kabul bulunmaktadır. Bu çalışmayla 'Yerel olanaklarla yerelde kalkınmanın nasıl sağlanabileceği' sorusuna yanıt aranırken, AKP iktidarının 16 yıldır hasmane duygularla uyguladığı yıkım politikalarına karşı, dayanakları olan bir itirazın da ortaya konulmasını amaçlanmaktadır. Geliştirilen 'Dayanışma Belediyeleri' kavramı ile de, AKP'nin yerel seçimlerde temel propaganda aracı olan 'İktidar Belediyesi' kavramına karşı da bir seçenek sunulmuştur" şeklinde açıklanaıyor. EK İSTİHDAM YARATILIP, BÖLGEYE KATMA DEĞER SAĞLANACAK Önerilen modelde, "Batı Karadeniz Belediyeler Birliği" ve "Filyos Vadisi Belediyeler Birliği" adı altında iki birlik kurulması, belediyelerin yerel kalkınma için her türlü işbirliğine hazır olup bu doğrultuda risk almaktan çekinmemeleri gerektiği anlatılıyor. Yerel yönetimlerin, amansız rekabet değil dayanışma içinde birbirlerini güçlendiren, rekabet içinde işbirliği geliştirmeyi beceren bir yaklaşım içinde olmaları gerektiğini de anlatan metinde dayanışma ilişkilerinin gelişmesiyle ortaya çıkan sinerjinin, tüm belediyelerin hizmet kalitesini, performansını, olanaklarını artıracağı, toplumun kaybolan özgüvenini yeniden kazanmasını sağlayacağı dile getiriliyor. Metinde, eşgüdüm içinde birbirlerinin gereksinimleri karşılamayı amaçlayan planlı üretimle savurganlığın, müteahhit rantlarının, ihale yolsuzluklarının, şaibelerin ortadan kalkacağı, artan kapasite ve yeni kurulacak tesisler nedeniyle ek istihdam yaratılacağı bölgeye katma değer sağlanarak belediyelerin maliyetlerini düşürüleceği ifade ediliyor. BÖLGENİN SİYASETTEKİ GÜCÜ DE ARTACAK Belediyeler arasındaki uyum ve işbirliğinin bölgesel sorunların çözümünü de kolaylaştıracağı, başta sağlıklı su temini, her türlü atığın en az ekolojik soruna yol açacak şekilde bertarafı, bölgenin geri dönüşüm kapasitesinin artırılması, temel altyapı hizmetlerinin hızlı, kaliteli ve ucuz bir şekilde sunulması, ulaşım olanaklarının artırılması gibi pek çok alanda önemli sonuçlar doğuracağı da iddia edilen metinde, "Böyle bir işbirliği ve birlikte hareket etme kapasitesine sahip yerel yönetimler bölgenin siyasetteki gücünü de artıracak, toplumsal talepler daha güçlü dile getirilecek ve karar verici mekanizmalar üzerinde ciddi bir baskı unsuru olacaktır" da deniyor.