Mini market duydunuz,Mini golf duydunuz,Mini uydu bile var.Ama ! Mini il hiç duymadınız.
Zonguldak ,Türkiye`nin ilk ilçesi ve ilk ili olma unvanını taşıyor.Şimdi de, Türkiye`nin ilk "mini kenti" olma yolunda.
Mini il yada mini kent nedir ?
Adı üstünde işte; mini minaçık bir kent.

Zonguldak`ın şehir oluşundan bu yana geçen zamanı ben, Osmanlı Devleti`nin kurulma,yükselme,gerileme,ve parçalanma dönemlerine benzetiyorum.
Hatta, size net tarihler bile verebilirim.
Zonguldak`ın Kurulma Devri.1848-1920
Zonguldak`ın Yükselme Devri 1920-1980
Zonguldak`ın Gerileme Devri 1980-1990
Zonguldak`ın Parçalanma Devri 1990-2019

Zonguldak; Osmanlı`nın, Kastamonu Vilayeti`nin, Bolu Sancağı`na bağlı Elvan Köyü`nün bir mahallesi iken kömürün bulunması ile giderek önemi artmış ve şehrin kurulma aşaması gerçekleşmiştir.Hem Osmanlı Devleti hem de yabancı devletler tarafından önem arz edince,mahalle olarak geçen yerleşim yeri şehre dönüşmeye başlıyor.1848-1920

TBMM, ilk önce ;20 Nisan 1920' de Devrek, Ereğli, Mudurnu, Bartın, Göynük ve Zonguldak'ı, Bolu bağımsız mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu Vilayeti'ne bağlıyor. Meclis 14 Mayıs 1920' de de Zonguldak kazasını"mutasarrıflık" haline getiriyor.(Kastamonu il, Bolu ilçe Zonguldak kaza iken; bunun yerine; Kastamonu`nun direk ilçesi yapılıyor.)
Bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin İlk ilçesi anlamına da geliyor.
Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilat- ı Esasiye Kanunu' nun 60. maddesine göre sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız il yapılmıştır.
Yani Zonguldak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk vilayetidir.

Gençler hatırlamaz ama bundan 18 sene önceye kadar Zonguldak'ın haritasi şu şekildeydi. Bartın, Amasra, Kurcaşile, Ulus, Karabük ,Safranbolu, Eflani, Yenice sınırlarımızın içindeydi.

Maden ocakları teker teker devletleştirildikce, Zonguldak altın günlerini yaşamaya başlıyor. Ereğli ve Karabük Demirçelik fabrikalarının kurulması,Türkiye'nin en büyük elektirik santrali Çatalağzı Termik Santrali`nin kurulması, TTK lavuarları derken, 1980`li yıllara kadar süren bu gelişmeler, Zonguldak`ın önemini kat be kat artırıyordu. Zonguldak adeta Türkiye Cumhuriyeti`ni besliyor. Ülkede ki tüm sanayilerin yapımında kulanılan Demir Çeliki, hem de fabrikalar kurulduktan sonra makinaları çalıştıracak elektiriği üretetiyordu. Bu gelişmeler Zonguldakspor'u dahi birinci lige çıkaracak kadar zengin bir şehir haline getiriyordu.

80`lerden itibaren devletin politikası değişiyor. Serbest Piyasa Ekonomisi ile devlete ait kurumlar zarar etmeye başlıyor. O zamana kadar Türkiye`yi adeta kalkındıran devlet kurumları, Serbest Piyasa Ekonomisi hayata geçirilince, (nedense) bıçak gibi kär etmesi kesilip,zarar etmeye başlıyordu.

Devlete ait kurumlar zarar etmeli ki özelleştirmeye bir neden bulununsun.

Bunun akabinde, Zonguldak Kömür Madenleri yerine dışa bağımlı ucuz kömür,petrol yakıtı daha önem arz etmeye başlıyor. Bu politiklarda Zonguldak`da maden ocakları yük olarak görülmesi ve kapatılması yada işci sayısında küçülmeye gidilmesi tartışmalarına neden oluyordu. O dönem, Zonguldak madenlerine alternatif olarak "Samon Balığı Çiftliği" gibi kücümseyici çareler bile aranıyordu.
Tüm bu gelişmeler ile birlikte Zonguldak`ın gerileme dönemi de başlıyordu.
Zonguldakspor ilk önce ikinci lige daha sonra amatör lige kadar düşüyor.Ocaklarda işci sayısı oldukca azalmaya başlıyor.Bunun sonucunda Büyük Maden Grevi dediğimiz 1991 Ocak Ayı itibari ile bir direniş başlıyordu. Herkes bu grevi övgüyle bahsederken, ben bu tarihi Zonguldak`ın parcalanma döneminin başlangıcı olarak görüyorum.
Zira, bu Büyük Madenci Grevi,hükümeti bayağı korkutmuştu.GMiS ile anlaşma sağlanmasına ramen(Bunun adına da 1.inci Ankara Anlaşması diyelim.)hükümet bir daha bunun yaşanmaması için (bu büyük gücü) bertaraf etmek adına hemen stratejik politiklarına başlıyordu.
Içlerinde Zonguldak`ta okuyup, Zonguldak`ta iş hayatına atılmasına ramen, aslen Rize`li olan dönemin en güçlü siyasetcilerinden Köksal Toptan`ın da bulunduğu oluşum maden ocaklarında küçülmeye gitmek için erken emeklilik uygulaması ve Zonguldak`ın en büyük ilçelerinden biri olan Bartın ilçesini Zonguldak`tan ayrılmasına göz yumuyor veya bizzat buna katkı sağlıyacak şekilde Ankara`da politikalar yürütüyorlardı.

Erken emeklilik, süper emeklilik,z orunlu emeklilik uygulaması vb. gibi uygulamalarla;binlerce madenci zaten göçmen olarak yasadığı şehri terk edip, daha genç yaşta emekli olmasından dolayı da başka sanayi şehirlerinde tekrar çalışmak icin göç etmeye başladılar. Bunun ile beraber emekli iscilere tekrar çalışma hakkı bile getirildi. Bazıları emeklilik paralarını tatil merkezlerine yatırmak için, Ege ve Akdeniz kıyılarına göç etti. Böylelikle binlerce işcinin aynı anda topluca aldığı, toplamda büyük miktar tutan emeklilik paralarını başka şehre kaptırmış oldu.
Içlerinden çok az kişi aldıkları ikramiyeleri birleştirerek özel işletmeler kurmuştur.
Bartın'ın il yapılması elbette ki Bartınlıların hoşuna giderken, Köksal Toptan`da bunun siyasi kaymağını yemeye başlıyordu .Toptan, bundan sonra Bartın Milletvekili olarak mecliste yer alıyordu.

Zonguldak'ın ilk toprak kaybı, Köksal Toptan'ında aralarında bulunduğu siyasilerin Bartın'ın bağımsızlığını ilan etmesi ile gerçekleşmiş oluyordu. Buna rağmen Zonguldak'ta Köksal Toptan ismi bir çok caddeye, okula, parka verilmiştir. Şimdiler de, kendisi ve Bartın Milletvekilleri Zonguldak Havaalanı'nı, Bartın'a alınmasına çalışıyor.

Aynı Osmanlı'nın parçalanma dönemi gibi bununla kalmıyor,bu sefer 1995 yılında Karabük Demirçelik Fabrikası'nın verdiği güç ile gelişen Zonguldak`ın ikinci büyük ilçesi olan Karabük'de bağımsızlığını ilan ediyordu. Böylelikle Zonguldak bu ilçeleri kaybetmekle kalmıyor beraberinde Yenice, Kurcaşile, Amasra, Ulus, Eflani, Safranbolu gibi yerleşim yerleri de sınırlarından çıkıyordu.

Zonguldak'ın elinde sadece sanayi bakımdan gelişmiş ilcesi Ereğli kalıyordu.
Ereğlililer son 10 yıldır Zonguldak`tan ayrılma politikası güderek hükümete baskı yapmaktadır. Hükümetin önüne koyduğu planda, 2019 seçimlerinden önce yada sonra Türkiye genelinde en fazla 38 en az 21 ilçeyi il yapmayı düşünüyor.Bunların içinde Ereğli ilçesi de var.

Ereğli il olduğunda Zonguldak "Mini Kent" ünvanına da almış olacak. Elinde kala kala bir kaç ilçe ve buna bağlı gelir kaynağı kalacak.

Peki, bir de Osmanlı'nın Yıkılma Dönemi var. Madem yazıyı Osmanlı ile mukayese ederek ele aldık. O zaman parçalanma devrinden sonra kaçınılmaz olan Yıkılma Dönemi'ne de girmemiz lazım.

Yanliz Bartınlılar, Karabüklüler,Ereğliler bana kızmasın.Ben onları haksız bulmuyorum.Onların kendi işlerine gelen bir durum.Ona birşey diyemem.Ama ben de Zonguldaklı olarak şunu sorgulamak zorundayım.Neden yüzölcümü çok daha büyük iller parçalanmıyor da ,Zonguldak lime lime ediliyor ?
Yanımızda Kastamonu büyük toprağı ile sapasağlam duruyor. Çankırı, Sivas, Antep, Çorum.

Git gel Konya altı saat derler. Bunun nedeni Konya ilinin çok büyük olması. Çevre illerden bile Konya`ya ulaşmak 3 saat. Eee ! 3 saatte geliş, "git gel altı saat" anlayacağın.
Yeni yapılacak illerde bile Konya ilceleri yok.
Neden Zonguldak'a şok?

Ereğli; Demircelik`in, değerinin halen devam etmesi ve doğa,tarih,tabiyatını da kulanarak hem ekonomi hem de nüfus olarak Zonguldak Merkez`i geçmiş durumda.

Bugün Zonguldak Merkez`in nüfusu 126.303 iken Ereğli ilçesi`in nüfusu 175.351`e ulaşmıştır.
Eğer Eregli il oluduğunda, bugün ilçe merkezi ile sınırlı kalmıyacak.Alaplı,Gülüç gibi Zonguldak sınırlarında olan ilçe ve beldeleri de kendi sınırlarına katacak.Hatta,Düzce'den de Karasu ve Akcakoca`yı da bünyesine katabilecek.Böylelikle Ereğli hem toprak olarak hem de nüfus olarak Zonguldak`ı geçebilecek duruma erişecek.

Zonguldak`ı ayakta tutan en büyük ilcesi devreden çıkınca Zonguldak Ekonomisi oldukca küçülecek,Zaten ocaklar da kapanma ihtimali ile doğru dürüst alternatif çarelerin bulunamaması ve sadece santrallere bel bağlanması ile , ilerde Zonguldak eskisi gibi Ereğli`nin bir ilçesine dünüştürülürse hiç şaşırmamak gerek.
Böylelikle tıpkı Osmanlı Devleti`nin Yıkılma Devri gibi Zonguldak`ı da 2019`da aynı son bekliyor demektir.

Bütün bu aşamalara neden gelindi ? Bunu zaman zaman yazıyoruz.Bundan sonrada yazacağız.Fakat bugünler yaşanırken politikacıların "her adımını" yazan yerel gazetelere de bir sitem yapmadan edemiyeceğim.Belki sizler durumu kurtarmaya çalışıyorsunuz.Yerel gazatecelik yapabilmek için bazı kişileri koluyor,taraf oluyorsunuz.
Reklam alamama korkusu,abone yapamamak gibi çesitli ekonomik korkularınız var.
Kardeşim !Doğruları yazdığınızda ,Zonguldaklı sanayiciler neden size destek olmasın ?
Siz asıl politikacıları büyüterek esnaf ve sanayicileri bu bağlamda yönlendiriyorsunuz.Zonguldak`ta kral yaptığınız politikacıların,Ankara`da bir vasfı yok.Buna ramen "yok şu milletvekili şu bakanla görüştü" diye bir kaç dakikalık görüşmeyi sanki Zonguldak`ın kurtuluşu olarak göstermektesiniz.

Benim size bir tek tafsiyem var!
Zonguldak`ı her şeyin önünde tutarak yazın.Hiç bir siyasi partiyi,hiç bir kurumun başında ki politik kişiyi,konu Zonguldak`ın çıkarları olursa takmayın.
Ben konu Zonguldak olunca babamın oğlunu takmam yani !
Hemen hemen her platformda sivil toplum kuruluşlarında birlik beraberlik yok.Gazeteciler arasında da yok.Oysa, tüm gazeteler bir karar alabilir." "Zonguldak`a ciddi bir değisim yaratacak adım atıncaya kadar; hiç bir siyasi parti temsilcilerinin haberini yapmamak" Böylelikle ulusal basının dikkatini cekersin.Ankara`nın dikkatini çekersin.Sayenizde Zonguldak Milletvekilleri cağrılır konuşurlar yani! Zonguldak Milletvekillerine de teşvik olur bu.

Ben siyasilerin, söylediği sözleri, demeçleri dikkate almıyorum. Her lafında "Zonguldakımız,yok değerli hemşerilerim,Zonguldaksporumuz, TTK'mız" gibi sempatik gelen laflara aldırmıyorum.Bunu herkes söyleyebilir.Ben eyleme, niyete bakıyorum.
Bu bakımdan yakında yerel gazetelerinizi çıkaracağınız yer Zonguldak il`i olmayabilir.
Böyle giderse Ereğli`ye bağlı ilçe olmaya da razı kalabilirsiniz.
Ama ben razı değilim.
Zonguldak`ın birinci Amatör lige düşmesi gibi tekrardan Elvanpazarcık'ın bir mahalesi durumuna düşersek elaleme rezil olacağız çünkü.
Buraya kadar anlatıklarım şaka değil,gerçek.
Farkında mısınız ?

Nerelesin ? Sorusuna
"Zonguldaklıyım" demek bile tarih olacak !

Editör: Pusula Gazetesi