Karadeniz'in batısı, yani bugün "Zonguldak" olan yerleşkede; M.Ö ilk yerleşimler gerçekleşti. Yazılı kaynaklar İstanbul Boğazı (Bosporos) ve Çanakkale Boğazı( Dardanos Geçidi veya Helle) doğal yollarla açılması ile Ege kıyılarında yaşayan balıkçılar( Helen) Batı Karadeniz'e ilk gelenler olduğunu yazar. Tabi burada o zamanlar "barbar" diye tanımladıkları başka kökenli insanlar yaşadıklarından söz edilir. Daha sonra ilk yazılı kaynaklarda da Traklar (Trakyalılar Militos) bölgeye geldiği vurgulanır.

Sırası ile Frigyalılar, Makedonlar, Persler, Romalılar, Cenevizliler ve en son da 1071 Malazgirt Savaşı sonrası 1080'de Türkler Zonguldak bölgesine yerleşir.

Bölgeye kim geldi ise, bir öncekiler bölgeyi terk ediyor.

1330 yılında Osmanlı'nın eline geçen Zonguldak, bu tarihten sonra kayıtlara pek geçmemiştir veya kayıtlar tutulmamıştır.

Genelde bölge sakinleri balıkçılık, tarım, hayvancılık, kerestecilik ile uğraşır, çoğu çiftlik hayatı yaşamaktadır.

Osmanlı bölgeye hakim olunca, burada yaşayanlar pek tehdit altında olmadılar.

Bu yüzden kendi kendine geçinebiliyorlardı.

18.YY'dan itibaren bölgede nüfus hareketlenmeleri oldu. Henüz nedeni bilinmeyen bir şekilde bölgeye, özelikle Osmanlı şehri İstanbul'dan, Rum kökenliler gelmeye başlar. Belki de bu, o dönemde İstanbul'dan dışlanan gayrimüslimlerdir. Veya İstanbul yakınında ki bu bölgeye ticaret yapmak için yerleşmiş olabilirler. Ayrıca 19.YY başlarında II. Mahmut döneminde İstanbul'da faaliyetleri yasaklanan Romenlerde bölgeye gelenlerdendir.

Kömürün bulunması ile birlikte maden ocaklarında tecrübeli elamanlar ve şeflerin Macaristan ,Arnavutluk, Karadağ'dan getirilmesi ile bölgenin yeni kurulan kasabası bugün Merkez ilçe olan Zonguldak'a yabancılar gelmeye başlar.

Çıkarılan bazı maden yasaları dolayısı ile İngiliz ağırlık ocak sahipleri ve yabancı Ermeni, Rum, Fransız vb. gibi işçiler de şehre yerleşir.

1853'de patlak veren Kırım Savaşı sırasında büyük Rus zulmünden kaçan başta Abhazlar, Tatarlar, Çerkesler bölgeye gelir. Genelde Abhazlar Kokaksu tarafına yerleşir. Rum ve Ermeniler Gaca Bölgesine. İngiliz ve Fransızlar şehir merkezinde evlerini kurar. Özelikle Birinci Dünya Savaşı sonrası işgalde Fransızlar Fener Mahallesine yerleşir.

Cumhuriyet'in kurulması ile birlikte, halen devam eden yabancı yerleşkeleri yavaş yavaş yerini Türk işçilerin yerleşkeleri durumuna dönüşür.

1936'da Fransızların tamamı bölgeden ayrılması ve 1939'da ocakların devletleştirmesi ile birlikte büyük bir işçi açığı ortaya çıkar.

Bu açığı gidermek için 1940 yılında II. Mükellefiyet yasası çıkar. Buna göre ocaklarda zorunlu çalışma getirilir.

Zonguldak köylerinde yaşayan insanlar ocaklarda çalışmayı her zaman reddetmiştir. Zira onlar köylerinde halinden memnundur. Kendi kendilerine geçinebildikleri için ayriyeten çalışma ihtiyacı duymazlar. Bu neden ile İkinci Dünya Savaşı sırasında çalışma zorunluğu getirilmişti.1948'de kaldırılan bu yasa sonrası yine kömür ihtiyacının devam etmesi, Türkiye'nin doğu illerinde ki işsizlikten dolayı, bu illerden Zonguldak'ta, madenlerde çalışmak için göç etmeye başlarlar. Hem bu insanların barınması, hem de köylerden insanları çalışmaya çekmek için bahçesi olan işçi evleri yapılır.

Bugün Zonguldak Bahçelievler, Üzülmez; Kozlu Kılıç, İhsaniye; Kilimli Karadon, gibi yerlere işçi evleri yapılır. Ayrıca E.K.İ arazilerinde gecekondu yapımına göz yumulmuştur. Karadon, Kozlu, Ontemmuz Mahallesi gibi yerlerde de bu göz yumma uygulanmıştır.(Göz yumulan E.K.İ arazilerinde daha sonra kaçak ocaklar açıldı. Bazıları konutlaşma sırasında fahiş fiyata satıldı. )

Zonguldak, 1950 yılından itibaren özelikle başta; Kars, Ardahan, Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Sivas, Erzincan, Erzurum olmak üzere Türkiye'nin doğu illerinden göç almaya başlar.

1927 yılında ilk sayım yapılmıştı, Bu sayıma göre; Zonguldak'ın nüfusu 267.990 idi. 1955 yılında yapılan sayımda 491.147 oldu.

O sene Türkiye'nin toplam nüfusu ise 24.064.763 idi.

Zonguldak 1990'da ise 1.073.560 kişiye ulaşmıştır. 1980 yılında Türkiye'nin ortalama nüfus artışı % 2.17 iken Zonguldak'ta % 2.41 olmuştur.

1961 Almanlarla Misafir işçi anlaşması (Gastarbeiter) yapılınca yüzlerce Zonguldaklı maden ocaklarında çalışmak için Almanya'ya göç etti. Zonguldak madenlerinde çalışmak istemeyen Zonguldak köylerinde ki gençler Almanya'da ki işçi maaşlarını duyunca bu kararı aldığı düşünülebilir.

Zonguldak'ın en fazla nüfusu, 1980 ile 1990 nüfus sayımlarında görülmüştür.

1927'de yapılan ilk nüfus sayımından, 1990'a kadar sürekli bir artış göstermiştir.

Bir sonraki sayım 1997'de yapılmıştır. Benim de sayım memuru olarak katıldığım bu sayımda

Zonguldak'ın nüfusu 612.722 olarak kayıtlara geçmişti. Nüfus kaybı eksi (-) 460.838 idi.

1991'de Bartın, 1995'de Karabük'ün Zonguldak sınırlarından çıkması, TTK'da erken emeklilik ve emekli olanların başka bir yerde çalışma hakkı getirilmesi ile çoğu emekli ikramiyelerini Zonguldak dışında değerlendirmek için şehirden ayrılmıştır.

Ayrıca Çiller Hükümeti'nin aldığı 5 Nisan kararları sonucunda, işsizlikte baş gösterdiğinden Zonguldak'tan 7 sene içinde insanların çoğu sanayi şehirlerine doğru göç etmeye başlamışlardır.

( Bunlardan biri de benim.1999 yılında işsizlikten dolayı, çok sevdiğim memleketimi ve faaliyetlerimi bırakıp, Tekirdağ Çerkezköy'e taşındım.

Tekirdağ Çerkezköy'de birçok Zonguldaklının olduğunu gördüm. Hatta Zonguldaklılara özel kahvehane bile vardı. Aynı şekilde Çorlu ilçesinde de durum aynıydı.)

Bunun yanında işsizlik yüzünden Zonguldaklılar Bursa, İstanbul, Kocaeli gibi sanayi şehirlerine göçerken, emekli ikramiyelerini alanlar ise genelde Balıkesir'in sahil kesimi ile İzmir gibi Ege sahil kenarlarına göçmüştür.

Sonuç;

M.Ö'den başlayarak sürekli göç alan bölgede 1990'dan beri göç verilmesi çok üzerinde durulması gereken ve dillendirilmesi gereken bir konudur.

Zonguldak'ta nüfus artışı, 2009'a kadar % 0.11 olarak devam etti fakat bu rakam Türkiye ortalamasının oldukça altındaydı. Türkiye nüfus oranı % 1.45 iken, Zonguldak'ta bu rakam % 0.11 idi. Aslında 2009'da Zonguldak'ta en son artan nüfus olarak kayıtlara geçti.

Bu tarihlerden sonra sürekli eksi nüfus kaydedilmiştir. Üstelik işsizliğe çözüm olarak sunulan Eren Santralleri serisinin başlangıç yılıdır 2010 yılı.

Zonguldak'ın da yer aldığı Batı Karadeniz'e göç edenlerin sebebi, MÖ'den başlayarak "doğal yollardan" gerçekleşti.Burası insanlar için her zaman cazip bir yer olmuştur. Hem doğası hem iklimi hem de toprağı insanları buraya çekmiştir.Bunu biz Fatih Sultan Mehmet'in bu topraklarda söylediği bir sözden biliriz. "Lala, Lala! Çeşm-i Cihan bu mu ola?"(Amasra)

1848'de de bölgede kömürün bulunması ile havza haline gelince bu zengin topraklar bir de Karaelmas'a sahip oldu. Fakat 1990 yılında politikalar ile bu şehrin kaderi ile oynadılar. Son 30 yılın gerilemesi "doğal sonuç " değildir.

Bu sebep ile İstanbul'a ve Türkiye'nin başkenti Ankara'ya bu kadar yakın olan şehrin üzerindeki ölü toprağını kaldıracak, siyasi ambargoyu sonlandıracak yine siyasilerin işidir.

Yani çözüm arayışı içinde olanlar eğer Zonguldak'ta ki sorunun doğal değilde siyasi olduğunu görürse sanırım çözüme de nereden başlamak gerektiği görürler.

"Partinden önce memleketini sev."