3 Mart 1992 yılında TTK'nın Kozlu Müessese Müdürlüğü'ne ait maden ocağında meydana gelen grizu faciasında 263 madenci hayatını kaybetmişti. Hafızalarda ilk günkü tazeliğini koruyan ve dünya madencilik sektöründeki en büyük maden faciaları arasında yer alan olayla ilgili dönemin TTK Karadon Müessese Müdürü Şerafettin Üstünkol, faciadan 18 yıl sonra 400 sayfalık bir kitap yazmış ve faciayı anlatmıştı. O tarihte yapılan haberde bildiklerini anlatmasa 'vicdan azabı' çekeceğini belirten Üstünkol, şöyle demişti; "Bir gün göçük açma çalışmalarını yerinde görmek üzere Genel Müdür Hayrettin Soytaş ve Genel Müdür Yardımcısı Çetin Onur ile birlikte Kozlu'ya gittik. Eksi 420 katına indik ve bu kattaki galerileri dolaşmaya başladık. (..) Ekibin başındaki nezaretçi oradan eline bir şey aldı ve bize göstererek 'Efendim, bakın ne bulduk' dedi. Elindeki şey bir insanın alt çene kemiğiydi. (..) Çene kemiğinde noksan olan bir dişin yerinde bir sigara filtresi duruyor. (..) Bana göre bu ilahi bir işaretti. Muhtemelen bize patlamanın sebebini ve kaynağını gösteriyordu. Bu çene kemiğinin ait olduğu işçi, sigarasının filtresini noksan dişinin yerine yerleştirerek kibriti çakmış ve o anda orada biriken grizu patlamıştı." Üstünkol, çene kemiğini saklaması için kendilerine eşlik eden Müessese Müdürü Ali Yorulmaz'a verirken, "Şimdilik bundan kimseye bahsetmeyelim, aksi taktirde büyük spekülasyonlar olur" dediğini ama şimdi kemiğe ne olduğunu bilmediğini söyledi.

"TESPİTLERİM BENDE KALIRSA VİCDAN AZABI ÇEKERİM"

Kazayla ilgili tespitlerini anlatırken "Bu olay madencilik literatüründe çok önemli bir yer işgal etmektedir ve ben bu tespitimin sadece bende kalmasını istemiyorum. Aksi taktirde vicdan azabı çekerim" diyen eski TTK çalışanı Şerafettin Üstünkol, kazanın tabii bir afet veya önlenemez bir kaza olmadığını; müessese yöneticilerinin, fazla kömür çıkarmak için güvenlik önlemlerini ihmal ettiğini savundu.

"OCAĞA SU BASILDIĞINDA İÇERDE KURTARILMAYI BEKLEYENLER OLDUĞUNU SANIYORUM"

Grizu nedeniyle ocakta çıkan yangın nedeniyle ocağa su basıldığını belirten Şerafettin Üstünkol şöyle devam etti; "Galerilerin tabanı ve tahkimatı üzerinde yoğun bir şekilde kömür tozu biriktiği halde uzun yıllar temizlenmeden bırakılmıştır. Ayrıca biriken tozun tutuşma özelliğini yok etmek için üzerlerine kireç tozu veya kireç taşı tozu da serpilmemiştir. Yani patlamaya hazır barut gibi bekletilmiştir. Sadece bir tutuşturucu gerekiyordu, onu da grizu patlaması yapmıştır. Yangını hapsetmeye yarayan barajlar da yapılmamıştır. Bu nedenle yangınların kontrolü imkansız hale gelmiştir. Ayrıca ocağa su basılmasına başlandığı zaman, bunu söylemesi çok zor ama, ocakta hala kurtarılmayı bekleyen canlı insanlar olduğunu sanıyorum. Kısacası bu facianın oluşumunda ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesinde ocak idaresinin kusurlu olduğunu düşünüyorum."

Editör: Pusula Gazetesi