Okulların açılması ile çocuklarımızı en güvenilir yerler olan yuvalarından ikinci evleri diye düşündüğümüz okullarına teslim ettik. Hepsine başarılı sağlıklı birer eğitim yılı dilerken tabiki dışardaki tehlike ve tehditlere karşı korumak da yine biz ebeveynlere düşüyor.Özellikle büyük şehirlerde okul çıkışlarında,sokak aralarında gençleri hedef alarak, alınabilir fiyatlara satılmak suretiyle cazip kılınan sadece zevk alacaksın bağımlılık yapmaz şeklinde söylemlerle aslında tuzağa düşürülen yaşları gitgide düşen bu çocuklarımızın ,gençlerimizin heba olmasını önlememiz birer toplum görevidir.
Son dönemlerde en çok duyduğumuz bağımlılık yapan bu maddelerden Bonzai acaba nedir?Böyle bir uyuşturucu var mıdır yoksa tamamen bu sektörün kullandığı bir jargon mudur?
Gençlerimizin peşindeki sinsi ve ölümcül katil; Sentetik bağımlılık yapan maddeler ile ilgili soruların cevabı bu yazımızda mevcut. Katkılarından dolayı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı sevgili hocam sayın Prof. Dr. Mehtap Uysal'a sonsuz teşekkürlerimi sunar keyifli okumalar dilerim...

Ecz. Esra GEYİKLİ: Uyuşturucu nedir?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL: Uyuşturucu kavramı; sadece uyuşturma özelliğine sahip maddeler gibi düşünülse de esasen keyif veren, uyuşturan, kışkırtan, hayal gördüren, yatıştıran ve uyanıklık sağlayan maddeler içinde kullanılan ve anlamı toplumumuzun büyük bir bölümünün de anladığı şekilde geniş kapsamlı düşünülmesi gereken bir kavramdır. Uyuşturucu kelimesi ile anlatılmak istenen, maddenin merkezi sinir sistemi üzerindeki etkisi değil bu etkilerinden bağımsız olarak belirli birtakım özellikleri taşıyan madde türlerinin tamamıdır .
Dünya Sağlık Örgütü [World Health Organization (WHO)], uyuşturucu bağımlılığı yerine madde bağımlılığı terimini kullanmaktadır .Madde bağımlılığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de başta gençler arasında olmak üzere herkesi etkileyebilen biyolojik, ruhsal ve sosyal boyutları olan bir toplum sorunudur.
Ecz. Esra GEYİKLİ: Bağımlılık nedir?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL: Bağımlılık sendromu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Psikoaktif madde kullanımına bağlı zihin ve davranış bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Bağımlı tanısının nasıl konacağı da bellidir. Karakteristik özelliği, kontrol edilemeyen dürtüsel bir davranış olan bağımlılığın nörobiyolojik ve davranışsal temellerine ilişkin bilimsel kanıtlara her gün bir yenisi eklenmektedir.

Ecz. Esra GEYİKLİ: Bonzai nedir?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL:Burada çok önemli bir kavram kargaşası ve çok büyük bir tehlike var . Bonzai diye tek bir bağımlık yapıcı maddeden söz etmek ülkemizde mümkün değil. Aslında bu isimi medyada zikretmek de doğru değil ve İçişleri Bakanlığımızın genelgesi ile yasaktır. Bonzai bağımlılık yapan çok tehlikeli bazı sentetik bileşiklerin internetteki satış adıdır. Muhtemelen bir bitki ya da ot çağrışımı yapmak için belki de çok düşük dozlarda bile inanılmaz tehlikeli ve ölümcül etkiler yaratabildiği için çağımızın bu yeni uyuşturucusuna bonzai ismi verilmiştir. Yasa dışı satışını artırmak için kullanılan söylemlerin aksine ve etkileri esrarın etkileri ile özdeşleştirilse de bonzai, kesinlikle esrar türevi değildir! Esrar davetleri, "sigara gibi bir şey" denilerek yapılır. Şu anda da bonzai davetleri "esrar gibi bir şey" denilerek ve esrardan beklenen etkiler vaat edilerek yapılmaktadır. Bonzai doğal bir ot ya da bitki değildir ölümcül etkiler yapabilen sentetik kimyasal bileşiklerin ortak adı olarak değerlendirebiliriz.

Ecz. Esra GEYİKLİ: Sentetik bağımlılık yapan maddeler ile ilgili en dikkat çekici tespitleriniz nelerdir?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL: 5 yıldır çok yoğun olarak bu konuyla ilgilenen bir bilim insanı ve anne olarak kan dondurucu , şok edici tespitlerim oldu. Öyle ki zaman zaman bu konuyla ilgilenmekten vazgeçmek bile istedim. O derece büyük bir toplumsal yara. Bir kere sentetik bağımlılık yapan maddeler çok ucuz fiyatlara ve 12-18 yaş arasındaki çocuklarımız hedeflenerek satışa sunulmakta. Üstelik genelde zararsızmış çağrışımı yapmak ve bazı şeyleri maskelemek amacıyla otlara emdirilerek satılmakta. Satıcılar genelde okul çevrelerini ve sokakları hedeflemekte. Bu maddelerde hiçbir doz ayarı yapılmamakta ve etkilerini artırmak için halk arasında fare zehiri olarak bilinen bazı antikoagülan ilaçlar hatta insektisitler bile katıştırılarak çocuklarımıza verilmekte. Maalesef bu ilaçları 1 kere kullanan bir çocuğun ya da bireyin rehabilitasyonu imkansız denilebilecek kadar az. Söylenecek yazılacak çok şey var ama dayanmak çok zor . Kısaca diyebilirim ki cinayetten bile kötü bir suçtur bu maddelerin satışı.

Ecz. Esra GEYİKLİ: Madde bağımlılığından kurtulmak mümkün mü?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL: Biraz havada kalan ve subjektif öneriler olsa bile açıklayayım. Bunun böyle olmasının sebebi hem çok zor olması hem de bu tedavilere ulaşmanın çok zor olmasıdır. Mümkünse ilk kullanımı engelleyelim. Bunu hep bir uzman hem de bir anne olarak tüm toplumumuzdan diliyorum. İlk önce kişinin bağımlılıkla ilgilenen bir psikiyatra gitmesi, gerekirse hastanede yatması, bu tür ortamlardan uzaklaşması ve kullanan arkadaşlarını uyarıp maddeyi bıraktığını söylemesi, telefon kartını değiştirmesi, ortam değişikliği yapması, kendini kandırmadan zararlarını iyi analiz edip her aklına geldiğinde kötü sonuçlarını ve ailesini düşünerek bir adım geri atması gerekir ama yetmez. Tedavinin ikinci aşaması, vücudun maddeden temizlendiği detoksifikasyon dönemidir. Vücuttan arındırma evresinde maddenin birden bırakma zamanında meydana gelen yoksunluk belirtilerine göre psikiyatr kontrolü ve tedavi ile bu belirtileri ortadan kaldırmak esastır. Son aşama ise kişinin terapi ile maddeyi neden kullandığını, maddeye nasıl bir ihtiyacının olduğunu, neden diğer insanlar gibi madde almadan yaşayamadığını kişinin anlamasıdır. Bu da psikoterapi ile olmaktadır.

Ecz. Esra GEYİKLİ: Bağımlı hasta mı yoksa suçlu mu?
Prof. Dr. Mehtap UYSAL: Bağımlılık bir hastalıktır; Bağımlıları hapsetmek, bağımlılık tedavisi talep edenlerin ya da tedavi hizmeti verenlerin önüne yasal engeller koymak, uyuşturucu madde bağlantılı olsun ya da olmasın bağımlı mahkumları tedavi etmemek, insan ve hasta haklarına karşı olan uygulamalardır. Yüz yılı aşan uğraşlara rağmen, uyuşturucu maddelerin yasadışı imali, kaçakçılığı ve kullanımı dünya toplumlarının sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Bu başarısızlığın nedeni, her ne kadar uluslararası sözleşmeler uyuşturucu arz ve talebiyle mücadeleye eşit önem verilmesi gerektiğini belirtse de, uyuşturucu arzı ile mücadeleye daha fazla kaynak ayrılması ve bağımlılar cezalandırıldığı takdirde kullanımın caydırılabileceğinin sanılmasıdır. Talebin olmadığı yerde, gelir elde edilemeyeceği için arzın da anlamsızlaşacağı açıktır. Bu yüzden taleple mücadele büyük önem taşımaktadır. Zorla ya da farkında olunmadan madde kullanımlarını bir yana bırakacak olursak, ilk kullanım elbette bir tercihtir. Bunun çok sayıda kişisel ve çevresel nedeni bulunur. Uyuşturucu madde kullanan, tıbben bağımlı tanısı aldığında, artık kontrol edilemeyen dürtüsel bir davranışın içindedir ve genler üzerinde bile değişikliklere yol açan, tedavisi mümkün, çok faktörlü, karmaşık bir beyin hastalığına tutulmuştur. Uyuşturucu madde kullanımı ve bağımlılığı yasal ya da ahlaki çerçeveden çıkartıp, ait olduğu bilim ve tıbbın alanına yerleştirdiğinde, bilimsel kanıtlara dayalı önleme, erken araya girme, tedavi, bakım, iyileştirme ve sosyal reentegrasyon yöntemlerini desteklediklerinde, uyuşturucuyla mücadelede başarılı olunabilineceği unutulmamalıdır.

Editör: Pusula Gazetesi