Zonguldak Kent Konseyi'nin 27 Haziran 2019 Perşembe günü yapılan 17'nci Olağan Genel Kurulu'nda başkan adayı olan ve mevcut Başkan M. Yesari Sezgin'e karşı seçimi 4 oyla kaybeden Çaycuma ve Çevre Köylerini Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Savaş Çiloğlu, nasıl aday olmaya karar verdiğini ve seçime kadar olan 12 saatlik süreci Pusula'ya anlatı.

Kongre öncesi işadamı Erdoğan Demir'in mevcut Başkan M. Yesari Sezgin'e oy istemek için üyeleri aradığı iddiasını doğrulayan Çiloğlu, "Arkadaşımın telefonu masada, telefon çaldı, 'Erdoğan Demir' yazıyordu. Arkadaşımız, Demir'le konuştu, direndi, ancak listeden çekildi" dedi.

Zonguldak'ta işadamlarının ve toplumun önde gelenlerinin bu tür seçimlere müdahil olmalarının etik olmadığını ifade eden Çiloğlu, "İşadamlarının ya da toplumun önde gelenlerinin baskıcı olmaları hiç hoş değil" dedi.

"MEVCUT KENT KONSEYİ DENETİMİNİN PROJELER ÜRETEMEDİĞİNİ, BU KONUDA YETERSİZ OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Öznur Güneş: Kent Konseyi Başkanlığı'na neden aday oldunuz?

Savaş Çiloğlu: Kent Konseyi'nin, kendinden denetlemeli diğer kanunlarda belirlenmiş bir yeri var. "Kent Konseyi" dediğiniz zaman bulunduğu yerden belediyeye destek olur, projeler üretir. Bölgenin kalkınması, gelişmesi için bazı çalışmalar yapar ve bu bilinci yükseltir. İyi bir yere getirir. Bu açıdan değerlendirdiğimizde mevcut Kent Konseyi yönetiminin projeler üretemediğini, bu konuda yetersiz olduğunu gördük. Dernek başkanları olarak, bu yüzden aday olmaya karar verdik.

"HAZİRUN CETVELİNİ İSTEDİK, VERMEDİLER. BELEDİYE BAŞKANIMIZIN YANINA GİTTİM, ONDAN İSTEDİM"

Güneş: Neden son 12 saatte aday olmaya karar verdiniz?

Çiloğlu: Kent Konseyi'ne daha önceden aday olma kararımız yoktu. Çarşamba günü sabah bir haber sitesine girip haber okudum. Kent Konseyi seçiminden "baskın seçim" diye bahsediliyordu. Bizim derneğimiz, Kent Konseyi'ne üye. Sivil toplum örgütlerinde eğer genel kurul varsa, en az 15 gün önce duyurulması gerekir. Benim bir gün önce haberim oldu. Sonra dernek başkanı arkadaşlarımı aradım, onların da haberi yok. Biz de, sonradan haberi olmuş bir kaç dernek başkanı arkadaşlarla bir araya geldik. Haber verilmemiş ne yapalım, biz de kendimizi orada göstermek istedik. Birkaç dernek başkanı arkadaşımızın adı gündeme geldi. "Bunu da alırsak seninle birlikte alırız" diye benim üzerimde karar verdiler. Bu şekilde aday olmaya karar verdik. O gün saat 14.00'da hazirun cetveline ancak ulaşabildim, cetveli istedik, arkadaşlara vermemişler. Ben de Belediye Başkanımız Ömer Selim Alan'ın yanına gittim, o da bir duyarlılık gösterdi ve hazirun cetvelini ondan aldım. Ondan sonra da çalışmalara başladık.

"ZONGULDAK'TA İŞADAMLARININ VE TOPLUMUN ÖNDE GELENLERİNİN BU TÜR SEÇİMLERE MÜDAHİL OLMALARI, BASKICI OLMALARI HİÇ HOŞ DEĞİL"

Güneş: Seçim öncesi bir işadamının üyelere baskı yapıldığı konuşuldu, anlatır mısınız?

Çiloğlu: Benimle beraber yola çıkan bir dernek başkanı arkadaşım vardı. Akşam saatlerinde ekip arkadaşlarımla beraber çalışma yapıyordum. Yanımdaki dernek başkanı arkadaşımı, işadamı aradı. Hatta kimin olduğunu biz telefonda da gördük. Biz aslında kendisini severiz. Zonguldak'ta yatırımları var. Bu açıdan da Zonguldak'taki yatırımlarından dolayı kendisini de her zaman tebrik ederim. Seçimlerde bu tarz baskı yapılması çok etik değil. Oyunuz varsa, bana vermeyebilirsiniz. Hatta üyelerden oy da isteyebilirsiniz. Ama karşı tarafın listesine girenlere "aday olma" diye baskı yapmak hiç etik değil. Ayrıca o arkadaşımı aradıklarında Sayın Köksal Toptan Bey'in isminin de kullanılması etik değildi. Köksal Bey'in kendisini de aradım, aday olduğumu söyledim. Çok olumlu karşıladı. Benim çok takdir etiğim bir devlet adamı ve siyasetçidir. Köksal Bey, bana, 'Sen seçimi alırsan, ekibinle gel. Ben her türlü desteği, yardımı size yapmaya hazırım' dedi. İsminin de bu açıdan kullanılması etik değil. Zonguldak'ta işadamlarının ve toplumun önde gelenlerinin bu tür seçimlere müdahil olmaları, baskıcı olmaları hiç hoş değil. Zonguldak'ın birlik ve beraberliğinin bozulmasına yol açarlar. Bu şekilde davranmamaları gerektiğini düşünüyorum. Biz isteriz ki, bu tür işadamları birlik ve beraberliği sağlayıp, bizleri bir araya getirmeli, ağabeylik yapmalı.

"TELEFON ÇALDI, 'ERDOĞAN DEMİR' YAZIYORDU"

Güneş: Arayan işadamının Erdoğan Demir olduğu yönünde iddialar var, ne diyeceksiniz?

Çiloğlu: Evet, arayan Erdoğan Demir arkadaşımızdı. Arkadaşımın telefonu masada, telefon çaldı, "Erdoğan Demir" yazıyordu. Arkadaşımız Demir'le konuştu, direndi, ancak listeden çekildi.

Güneş: Telefonda nasıl bir diyalog yaşandı?

Çiloğlu: Bu konuşma iki kişi arasında geçti. Sadece o arkadaşa benim listemde olmaması yönünde sözler vardı. Daha sonra o arkadaşım telefon konuşmasından sonra, "Başkanım, beni listeden sil, benim oyum sanadır, ama listede adım olmasın" dedi ve listeden çekildi.

"BU GEMİ SU ALIYORSA, BU GEMİ BATTIĞI ZAMAN HEPİMİZ BATIYORUZ"

Güneş: Zonguldak'ta yerli-yabancı tartışmaları devam ediyor, neler söyleyeceksiniz?

Çiloğlu: Bu bölgede bizim ortak paydamız "Zonguldaklılık" olmalıdır. Ben hatta sık sık basın açıklamalarında da bunu söyledim. "Şuralı-buralı, şundan-bundan" diye bizim bunları bırakmamız lazım. Zonguldak'ın en çok ihtiyacı olduğu şey, birlik ve beraberliktir. Zonguldak, bir gemiyse, bu gemi su alıyorsa, bu gemi battığı zaman hepimiz batıyoruz. Zonguldak'ta yaşayan herkes; Zonguldaklıdır, Zonguldak sevdalısıdır. 'Zonguldak'ı en iyi yerlere nasıl getirebiliriz?' diye hep birlikte bunların mücadelesini vermeliyiz. "Şuralı-buralı" diye bölmek, "şu partili-bu partili" diye bölmek hiç etik değil. Birlik ve beraberliği sağlayan çalışmalara başlamamız lazım. Bunu da Kent Konseyi'nin yapması lazım... Benim projelerim vardı. O projeleri de açıklamıştım. Bunlarında hepsi, birlik ve beraberliği sağlamak amaçlıydı. "Bu projelere hep birlikte hayata geçiririz" diye düşünüyorum.

"NÜFUS CÜZDANLARI GÖSTERİLEREK OY KULLANILMASI GEREKİRDİ"

Güneş: Seçimi çok az bir farkla, 4 oyla kaybettiniz, seçimde şaibe var mıydı?

Çiloğlu: Kent Konseyi'nde 17 komisyon vardı. Bu komisyonlar mevcut yönetim tarafından kurulmuş. Bunların genel kurul kararı var mı, mevzuata uygun mu, bilemiyorum. Onları araştırmak lazım... Birde orada iki tane hazirun cetveli olması gerekirdi. Bir tanesi salonda çoğunluğun sağlanması için imza atılan bir hazirun cetveli, bir de oy kullanırken ayrı bir hazirun cetveli olması gerekirdi. Orada iki yerde de aynı hazirun cetveli kullanıldı. Nüfus cüzdanları gösterilerek oy kullanılması gerekirdi. O konuda bir atlama oldu, bizim de o konuda bir eksikliğimiz oldu, müdahale edemedik. İlk başta oy kullanmada bir kargaşa oldu, ben müdahale etmeye çalıştım, ama oylar kullanılmış oldu. "Bunlar şaibeli" demek için kesin ve net bir şey söylemek doğru değil. 4 oyla kaybettim, ama demokrasi de kazanmak da vardır, kaybetmek de vardır. Kongre sonrası kazanan ekibi tebrik ettim, başarılar diledim. Onların uygulayabileceği projelerde bana düşen bir görev varsa, her zaman yanlarında olduğumu ifade ettim. Seçimin iptaliyle ilgili bir tasarrufum yok, bununla ilgili bir başvurum da olmaz, çünkü bana yakışmaz. Kazananları tebrik ederim.

"BU 'KENDİNİZE ÇEKİ DÜZEN VERİN' MESAJIDIR, İNŞALLAH MESAJI ALMIŞLARDIR"

Güneş: Kent Konseyi için bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Çiloğlu: En azından bu seçim 4 oyla kaybedildi. Burada seçmen, mevcut Kent Konseyi yönetimine bir mesaj vermiştir. Bu "Kendinize çeki düzen verin" mesajıdır. İnşallah bu mesajı almışlardır. Bölge adına inşallah güzel çalışmalar yaparlar. Ben de, yaptıkları ve yapacakları güzel çalışmalarda elimden gelen her türlü desteği vermeye hazırım.

Editör: Pusula Gazetesi