Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra sahalarında rödevans işletmeciliği yapan Hattat (HEMA) Madencilik A.Ş. ile çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Üretim ve istihdam sözünün hiç birinin yerine getirilmediğini ifade eden Hakan Yeşil, devletin HEMA'ya çok taviz verdiğini belirtti.

HEMA'ya verilen bölgenin TTK'ya ait en büyük sahalardan birinin olduğunu belirten Hakan Yeşil "Bu bölge kömür rezervi olarak çok zengin bir bölge. Ama şirketin bu bölgede termik santral üzerine yaptığı bir çalışma vardı. İznini alamayınca 15 senedir bekliyor ve hali hazırda bir kürek kömür çıkartmış değil" dedi.

Başkan Yeşil, yetkililere seslenerek bu konunun bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu;

"Bunlara bakmışlar, geçtiğimiz dönemlerde çok sıkıntı yaşadık. 2007 yılında HEMA şirketi Çinliler ile beraber bizim kuyudan girmek istedi. O dönemler arkadaşlarımız bunun art niyetli bir davranış olduğu için buna karşı çıkmışlar. Bunun önüne geçmişler, mahkemeye vermişler. Mahkeme de kazanılmış, idari mahkeme o dönemde bunu bizim TTK'nın lehine bir karar alarak sonuçlandırmış. Tabi 2011 yılında da böyle girişimler olmuş. Bizim havalandırmamızı kullanmak istemişler. Yasa vardı derin kotlarda onlar çalışacaklardı, bizim kuyumuzu kullanmak istemişler. Ama dediğimiz gibi mahkeme sürecini göstererek bunlar engellemiş. Tabi süreç gerçekten sıkıntılı bir süreç, bölgeye Çinli vatandaşları getirip çalıştırmak gibi bazı girişimlerde de bulunmuştu. Tabi biz burasının pisliğini çekeceğiz, kokusunu çekeceğiz, birçok bedel ödeyeceğiz, 5 bin tane maden şehidimizin olduğu bölgede tabi biz bunlara izin vermeyiz. Sonuna kadar da bunun mücadelesini vermek üzere biz örgütlendik ve bunun çalışmasını yapıyoruz. Kanun teklifi vardı 6 Kasım 2017 tarihinde bizim yaptığımız bir eylem vardı. Bu eylemin sonucunda bize dayatılan kanun teklifinde bazı kanun vergileri ile kanun üzerindeki maddelere değişiklik yapılması kanun tasarısı hazırlandı. Bu tasarıya 'TTK uhdesinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye ve bunları bölerek ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir' adı altında 58. Madde ile bir kanun teklifi hazırlanmıştı. 6 Kasım'da başlayan 7 Kasım sabaha karşı 04.00 civarında biten bir eylemimiz vardı ve bu bizim haklı taleplerimizde, karşılığında hükümet o dönemde yaptığı yanlışı anladı ve bunun devamına bildiğiniz üzere bir madde ekledi.

"TTK halen kendi tarafından doğrudan işleten, işletme izni alanda oluşturulacak ruhsatlar ve bu madde kapsamında ihale edilemez' cümlesini ekleyerek maddeyi düzeltti. Tabi bu da ne demek; bizim uhdemizde bulunan hali hazırda çalıştığımız bütün işyerlerimiz 'TTK'ya aittir ve özelleştirilemez ya da bir başka kuruma devredilemez' anlamına geliyor. Bu anlamda Çinli şirketin bizim bölgeye gelip de Amasra sahasını özelleştirecek, başka firmaya verecek gibi bir algı oluştu. Kesinlikle bu madde kapsamında da gerçekleşemeyeceğini insanlara söylüyoruz. Arkadaşlarımız da rahat olsun. Amasra TTK'nın bir parçasıdır. Yine böyle bir saldırı olduğunda gerekli girişimlerimizi halkımızla beraber mücadelesini vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu anlamda da bizler bu konuyu yakinen takip ediyoruz. HEMA şirketinin artık yeterli üretime başlaması ve bölge halkını istihdam etmesi gerektiğini devletin, hükümetin bununla ilgili, ilgilenen birimlerinin bir an önce bu konuyla ilgilenmesini istiyoruz. Çünkü HEMA'ya verilen bölge TTK'ya ait en büyük sahalardan bir tanesi, bu bölge kömür rezervi olarak çok zengin bir bölge. Ama şirketin bu bölgede termik santral üzerine yaptığı bir çalışma vardı. İznini alamayınca 15 senedir bekliyor ve hali hazırda bir kürek kömür çıkartmış değil. Anladığımız kadarıyla da bu termik santral izni verilmediği sürece 'burada kömür çıkartmayacağım' diyor. Tabi buna artık hükümetin yetkililerinin bir an önce buna bir el atılması gerekiyor. Ekonomimiz gerçekten iyi durumda değil, her fırsatta yeri kömür yerli kaynak diyoruz ama hala kömür çıkartılmaması bizi de endişelendiriyor. Bir an önce bu sorunun çözülmesi gerekiyor. 2005 yılından günümüze kadar bu şirkete tanınan imkanlar ve insiyatifler, yatırımlar TTK üzerinde değerlendirilseydi bugüne kadar Türkiye Taşkömürü Kurumu yıllık 1 milyon ton değil 3 milyon ton kömür çıkarır duruma gelirdi. Burada önemli dipnotu düşüyorum; bu şirketin bir an önce üretime geçmesi ve yerin altındaki zenginliği ekonomiye katmasını söylüyorum.