Memleketim
( Gözümden ırak, gönlüme dolup taşan Zonguldak )
Zordur Zonguldak'ta çocuk olmak
Ilgıt ılgıt esiyor serin Karadeniz rüzgarı,
Usulca sinemi okşuyor, ufuklara dalıyorum...
Etraf buram buram memleket kokuyor...
Uzaklardan çocukluğum canlanıyor...

Damaklarımda mayhoş siyah böğürtlenler,
Mor zambakları kucaklıyorum...
Etrafımda zümrüt yeşili defneler,
İçinde Hasan kahyaları arıyorum...

Gök delinmiş, rüzgar yağmurla sarmaş dolaş,
Dağlardan kopmuş geliyor azgın sular.
Sisli tepelerden dulların ağıtları yükseliyor.
Hava soğuk üşüyorum, etraf kömür kokuyor.

Bembeyaz köpürüyor Karadeniz içimde,
Dalga dalga coşuyorum, seni düşündükçe...
Sarp kayalıklarda anason kokan balıkçılar,
Dudaklarında izmaritler... Sırıklarda gümüş istavritler.

Ekmeğini kara taşından çıkaran yorgun işçiler.
Tepelerinde koşuyor rengarenk elbiseli yetimler.
Acı acı feryatlar yükseliyor derinlerden,
Memleketim kan ağlıyor, kahroluyorum.

Çocuk olmak ne zormuş o kara bağrında,
Uzaklardayım, lakin çocukluğum kaldı oralarda.
Oturdum, kara kalem yazıyorum seni, gün batımında...
Harf harf dökülüyorum ıslattığım beyaz kağıtlara...

Mecnun gibiyim...
Karalıyorum olmuyor... Çiziyorum olmuyor...
...yırtıp yırtıp savuruyorum etrafa...
Kağıtlar bitiyor... Kalemler tükeniyor...
Seni, bir türlü olduğun gibi yazamıyorum...

Gözlerim dolu dolu, barut gibiyim.
Sarıldım yine dört elle bodur kara kaleme,
Huzursuzum, derin hayallere daldım, ağlıyorum.
Güneşin doğduğu yerdeyim seni yazıyorum...

Seni yazmak o kadar zor ki,
Kulaklarımda bülbüllerin aşk dolu nameleri...
...gün ağarıyor yavaş yavaş dağların ardından...
Ezan sesi yükseliyor uzaklardan, ben seni düşünüyorum.

Fener gibi yorgunum( sessizim) , uyku akıyor gözlerimden.
... İçim geçiyor, yavaştan gözlerim kapanıyor.
Yorgun iki damla yaş süzülüyor gözlerimden...
Biri çocukluğuma, diğeri zamana... Ben bir şeyler özlüyorum...
...Ben Zonguldak'ımı özlüyorum....

Yıldırım Özener / 19 Nisan Cumartesi 2014 Changsha da gün ağarırken / Çin Halk Cumhuriyeti