Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı Savcılığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Bürosu 08 Nisan 2013 tarihinde, Erdoğan Demir ve kardeşlerinin de içinde yer aldığı 69 kişinin gözaltına alındığı operasyonla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Türk İş Genel Sekreteri ve Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer, Necdet Caymaz ve Ömer Faruk Kırkıç'ın öldürüldüğü iddiasıyla başlatılan soruşturmada Adnan Küçükvar, Ali Aslankılıç, Ali Parlak, Ali Haydar Aktaş, Bahaettin Özkay, Barış Doğan, Cevdet Akgün, Galip Ceylan, Gürol Kundakçıoğlu, Melek Caymaz, Metin Seyfi Sazak, Murat Çeçen, Murat Koçaklı, Musa Uğuz, Mustafa Özdemir, Necmi Özbay, Orhan Kural, Ramazan Aydın, Ramazan Denizer, Sadettin Tospatlıoğlu, Selahattin Mısırlı, Seyfi Boyraz, Siyami Sarıbaş, Şennur Denizer, Tayfun Özçalık, Vedat Sarıbaş, Yılmaz Türker'in mağdur olarak yer almışlardı.

Soruşturmanın Ahmet B. T. isimli kişinin, 24 Mayıs 2011 tarihinde BİMER'e gönderdiği "Sayın Başbakanım, yaşadığımız semtteki olumsuz olayları anlatmayı bir vatani görev olarak görüyorum. Çatalağzı Termik Santraline kömür yerine taş satılmasından, işçilerin ocaklarda sigortasız çalıştırılıp sonra sakatlandıklarında zorla imza attırılmasına kadar çevremizde birçok adaletsiz olaylara gözlemcilik ediyoruz. Ensesi kalınlar olarak bilinen birkaç önde gelen çevreler burda devletin üzerinde bir adalet sağlamakta ve devletin imkanları ve kuvvetlerini dahi kullanmaktalar. Ben Kilimli semtinde yaşamaktayım trafik sorunlarından tutun da semt güvenliğinde de emniyet güçleri yetersiz ve kaygısız kalmaktadır. Bir vatandaş olarak önce Allah sonra devletin gücünün üzerinde bir güç tanımamaktayım" şeklindeki mailiyle başladığı ortaya çıktı.

Berk D. adlı vatandaşın 09 Şubat 2012 tarihinde Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğüne gönderdiği ihbar mektubunda ise "Çatalağzı ve Gelik bölgesinde yapılan yolsuzluk, hırsızlık, devlet malına zarar vermek gibi suçları içeren birkaç şikayetin olduğundan, ÇATES Termik Santralinin içinde bulunduğu durumun kendisini vatandaş olarak çok rahatsız ettiğinden, 2000'li yılların başından bugüne kadar ÇATES kurumuna kömür veren Demir Madencilik firmasının kurum içerisindeki organize yapılaşmasından ve kurumu milyonlarca lira zarara uğrattığından, günlük 3000 Ton kömür veren Demir Madencilik firmasının kömür üretiminin 3000 Ton olmadığından, ayrıca Erdemir ve Eren Holding firmalarına da kömür verdiklerinden, ürettikleri kömür tonajının Dilaver Bölgesinde 500 Ton, Gelik Bölgesinde 350 Ton, kaçak ocaklardan 500 Ton olduğundan, şılam tabir edilen kömürü aylık olarak Zirve Madencilikten 2500 Ton, Yanarelmas Madencilikten 1200 Ton, DE-KA Madencilikten 4000 Ton, Papila Madencilikten 2000 Ton olarak aldıklarından, toplam olarak ortalama 11000 Ton kömür sevkiyatı yapan bu firmanın günlük olarak 3000 Ton, aylık 75000 Ton kömür sattığından, ürettiği kömür ile sattığı kömürün uyuşmaması hususunun kafa karışıklığına yol açtığından, Karadon Mahallesi Çatalkaya Mevkiinde bulunan kömür yıkama tesisinden çıkan Demir Madencilik firmasına ait araçların yüksek tonajlı biçimde TTK Hızarönü istikametinden Çatalağzı istikametine yol aldığından, uygulama yapıldığı zamanlarda polis araçlarına yakalanmamak için TTK'nın kömür yıkama tesislerinin olduğu bölgeden nakliyat yaptıklarından, Demir Madencilik çalışanı Erdal Akgün'ün kömürlerden alınan bozuk numuneleri kendi getirdiği temiz numunelerle değiştirdiğinden, 70-80 kül arası olan numunelerin 35 kül oranına düşürüldüğünden, Demir Madencilik tarafından verilen kömürün kül oranının çok yüksek olması nedeniyle ÇATES'deki fuel-oil yakma ihtiyacının 3 katına çıktığından, bu nedenle kuruma çok büyük zararlar verildiğinden, bu oluşumun içerisinde işletme müdürü Muzaffer Gençoğlu, müdür yardımcısı Muzaffer Güher, idare müdür yardımcısı Turan Göktaş ile soyadlarını bilmediği Mehmet ve Yurday isimli kişilerin olduğundan, bu kişilerin malvarlıkları araştırıldığında ve banka hareketleri izlendiğinde birçok delilin ortaya çıkacağından, geçmiş yıllarda kuruma gelen müfettişlerin kömürlerin stok sahasına boşaltımı sırasında gizlice numuneler aldıklarından, bu durumu fark eden işletme müdürünün Demir Madencilik firmasına konuyu bildirdiğinden, bunun üzerine Demir Madencilik firması yetkililerinin müfettişleri Ankara'ya götüren aracın şoförü ile irtibata geçip numuleri değiştirme karşılığında ona 100 bin TL para teklif ettiklerinden,yemek için Mengen bölgesinde durdukları sırada aracın şoförünün bagajı açık bıraktığından, Demir Madencilik elemanlarının ise bu şekilde numuneleri değiştirdiğinden, Gelik Dereiçi mevkiinde Mustafa BOZ ve Muammer TÜRKYILMAZ isimli kişilere ait kaçak ocaklar bulunduğundan, Demir Madencilik yetkililerinin bu kaçak ocaklarını kendi nefeslikleri gibi gösterdiğinden, bu kaçak ocaklarda 7-8 sene kadar önce grizu patlamasında iki işçinin yanarak öldüğünden ve bir işçinin ağır şekilde yandığından, iki yıl kadar önce kaçak ocak sahibi Mustafa BOZ'un çıkardığı kömürleri Demir Madencilik firmasına vermeyip piyasaya satmak istemesi üzerine Demir Madencilik firması sahiplerinin bu ocağı mühürletip bombalattıklarından, Demir Madencilik firmasının taşeron olarak gösterdiği firmaların Demir Madencilik firmasına üretim faturası kesip verilmeyen kömürleri resmileştirdiklerinden, taşeron firmaların aldıkları gider faturalarının Demir Madencilik adına kesilmesiyle büyük vergi kaçağına sebep olunduğundan, Demir Madencilik firmasının Papila Madencilik firmasından yasal şekilde aldığı ithal kömürleri kendi kül oranını düşürmek için karıştırma yapıp Erdemir Demir-Çelik fabrikasına sattığından, Erdemir Demir-Çelik kurumunun koklaşma özelliğine sahip kömür aldığından ancak ithal kömürün koklaşma özelliği bulunmadığı anlattı.

Editör: Pusula Gazetesi