Zonguldak'ın Ereğli ilçesindeki Bahçeşehir Koleji'nde, etiğim başarısı yüksek nesil yetişmenin dışında, spor ve sanatın her dalında da başarılı öğrencilerin hayata hazırlanacağı bildirildi.

Kolej Müdürü Eda Ülkü, geçtiğimiz Perşembe günü açılışı yapılan Gökhasan Köyü Merkez Tepe mevkiindeki kampüste, Kurumsal İletişim Yöneticisi Birgül Kalacı'nın da katıldığı toplantıda yaptığı açıklamada, çok güçlü bir kadro ile 2017-2018 eğitim-öğretim yılına hazır olduklarını söyledi.

Öğretmenlerin büyük çoğunluğunun İstanbul ve Ankara'da hizmet içi eğitimlere tabi tutulduklarını belirten Müdür Ülkü, "Akademik anlamdaki başarı zaten bizim için olmazsa olmaz bir şey. 25 yıldır devam eden Bahçeşehir serüveninde de bu kendini ispat etmiş bir durumdur zaten. Yanı sıra okulumuz kapsamında da hem sosyal, hem sanatsal hem de sportif anlamda da ciddi başarılar elde etmek istiyoruz ve bunun içinde çok ciddi bir kadro oluşturduk" dedi.

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK KAMPÜSÜYÜZ"

Yaklaşık 20 milyon liraya mal edilerek 32 bin metrekare alana kurulan okul hakkında teknik bilgilerde aktaran Ülkü, şu sözlerle konuştu:

"54 dersliğimiz, 10 tane de laboratuvarımız var. Bin 350 kişi kapasiteli bir okuldur burası. Bu sene yüzde 50 kapasite ile başlayacağımızı ön görüyoruz. Önümüzdeki hafta inşallah bizim Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onayımız geldikten sonra bu sayının netleşeceğine inanıyorum. Sonrasında teşvik başvurularımız olacak. 2017-2018 eğitim-öğretim yılında faaliyete geçebilmemiz için müfettişler kampüsümüze gelerek gerekli değerlendirmeleri yaptılar. Şuan Milli Eğitim Bakanlığı onayındayız. Herhangi bir olumsuzluk yok. Burası ortalama 20 milyon gibi bir rakam harcanarak yapılmış bir kampüs. İnşaat anlamında bir eksiğimiz yok. Benim bildiğim kadarıyla şuan Türkiye'nin en büyük kampüsüyüz."

"BİZ KENDİ KENDİMİZİN RAKİBİYİZ"

Diğer hiçbir okulu rakip olarak görmediklerini anlatan Ülkü, konuşmasını şöyle devam etti:

"Biz, kendi kendimizin rakibiyiz. Biz burada 'yaşayan bir okul' yapmak istiyoruz. Gerçekten her anlamda çocukların ait hissettiği ve her metrekaresinden faydalanabildiği bir okul yaratmak istiyoruz. Bütün alanlarımızı da buna göre düzenledik. Kampüsümüz içindeki anaokulu-ilkokulu-ortaokulu ve lisenin kendine özel bir bahçesi var. Yanı sıra spor alanlarımız ve bir çocuğun hayalinde ne varsa biz bu okulda onu gerçekleştirmeye çalıştık. Hiçbir işi sadece velinin gözünü boyamak ya da yapmış olmak için yapmıyoruz. 'Her çocuk her alandan faydalansın ve sonuna kadar onu kullanabilsin' istiyoruz. En büyük farkımızın da bu olduğunu düşünüyorum. Biz eğitim sistemimizde kişiye özgü öğretim modeli uyguluyoruz. 'Burada her çocuk, parmak izi kadar farklıdır, o kadar özeldir' diyoruz. Bu anlayışla hareket ediyoruz. Öğrencilerimizi daha okula kabul etmeden tanıma çalışmaları yapıyoruz. Çünkü çocuğu tanımak eğitim en önemli basamağı. Eğer o çocuğu doğru tanırsanız, doğru yönlendirirsiniz. Dolayısıyla bizde her çocuğun kendini keşfedebildiği ve başarılı olabildiği bir ortam yaratmaya çalışıyoruz."

"ÇİFT DİLLİ EĞİTİM, İNGİLİZCE ANADİL GİBİ..."

"En büyük farklarımızdan bir tanesi çift dilli eğitim sistemimiz. 'Çift dilli eğitim' denince insanların aklına iki dil gibi geliyor. Zaten bizlerin okulunda da İngilizce-Almanca, İngilizce-Fransızca öğretiliyor gibi bir algı var. Aslına bakarsanız çift dilli eğitim sistemi bu değil. Çift dilli eğitim sisteminde yetişen bir çocuk İngilizceyi ana dili gibi öğrenmiş oluyor. Yani kendi dilinizi 2 yaşında nasıl öğrendiyseniz, İngilizceyi de biz o anlamda öğretiyoruz. Bizim aslında çift dilden kastımız 2 ana dilinizin olması. Yani 4 yılın sonunda siz İngilizceyi Türkçeyi nasıl konuşuyorsanız öyle ifade edebilir şekle geliyorsunuz. İki ana dile sahip oluyorsunuz ve bunun yanı sıra bir ikinci yabancı dile sahip olmuş oluyorsunuz. Okulumuzda çift dilli eğitim sisteminde İngilizcenin yanı sıra Almanca ve İspanyolca dersleri de vereceğiz."

Editör: Pusula Gazetesi