Siber suçların suç olarak nitelendirilebilmesi için, bilişim sistemine izinsiz ve yasal olmayan bir şekilde girilmesi gereklidir. Bu tür suçlar, bir kişinin malvarlığına zarar verme ya da doğrudan kişiye, bir sisteme ya da her ikisine birden zarar verme şeklinde gerçekleşebilir.

Siber suçların işlenmesi sırasında telefon, bilgisayar, kredi kartı, ATM ya da POS cihazları gibi teknolojik araçlar kullanılır. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bilişim suçları 243 ila 246. maddeler arasında düzenlenmiştir. Benzer görünmekle birlikte nitelikli dolandırıcılık suçu TCK 157’de ayrıca düzenlenmiş bir suçtur. Suç nitelendirmesi yapılırken bu iki suç birbirine karıştırılmamalıdır.

Söz konusu suçlara ilişkin bir soruşturma veya kovuşturmaya maruz kalınan durumlarda sürecin mahiyeti gereği uzman bir avukattan hukuki danışmanlık alınması önerilmektedir.

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak erişmek ve orada bulunmak, bu suçun oluşabilmesi için yeterlidir. Kişinin belirli verilere erişmek amacıyla sisteme girmesi, suçun meydana gelmediği anlamına gelmez. Yasa dışı ve bilinçli bir şekilde sisteme erişmek, suçu oluşturur. Bu suçun cezası, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası şeklinde belirlenmiştir.

Bilişim Sistemine Girme Suçu Nasıl İşlenebilir?

Kişinin bilgisayar işletim sistemine izinsiz erişim sağlanarak banka hesap bilgileri, şifreler, sosyal medya şifreleri, eposta şifreleri veya fotoğraf ve belge gibi verilere erişmek amacıyla hareket edilmesi, bu suçun tipik örneklerindendir. Örneğin, boşanma davalarında bir kişinin telefonundan karşı tarafa mesaj yoluyla hakaret içeren sahte deliller oluşturulması, bilişim sistemine girme suçuna yol açar.

Bilişim sistemine erişim sağlanan mağdur açısından, zararın meydana gelip gelmemesi önemli değildir.

Bilişim sistemine yalnızca eposta, mesaj ya da dosya gönderilmesi, bu suçu oluşturmaz. Ancak bu gönderimlerin içinde virüsler kullanılarak sisteme izinsiz erişim sağlanması, bu suç tipini oluşturur.

Birinin kasti olmayan bir şekilde başkasına ait bilişim sistemine erişmesi ve bu durumu fark ettikten sonra sisteme erişim sağlamaya devam etmesi, suç kapsamındadır.

Başkasına ait açık bir bilgisayardan verilere bakılması da bilişim suçudur; verilerin elde edilmesi veya kopyalanması şart değildir.

Ücretli Olan Bir Bilişim Sistemine Hukuka Aykırı Olarak Girme

Ücretli bir bilişim sistemine şifreyi kırarak erişim sağlanması durumunda, ceza %50 oranında azaltılır. Örneğin, ücretli bir eğitim sistemine şifre çözücü yardımıyla ücretsiz erişim sağlayan kişi, TCK 243 kapsamında cezanın yarı oranına kadar indirimle cezalandırılır.

Bilişim Sistemine Girildiği İçin Sistemin Verilerinin Yok Olması, Değişmesi

Bilişim sistemine erişim sağlandığı için sistemdeki verilerin yok olması veya değişmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak bu maddeye dikkat edilirse, bilişim sistemine giren kişinin verileri yok etmesi veya değiştirmesi değil, sisteme erişim sağlaması nedeniyle verilerin silinmesi veya değişmesi söz konusudur.

Bir Bilişim Sistemindeki Veri Nakillerini Sisteme Girmeden İzleme

Bir kişinin, sisteme erişim sağlamadan veya sistem içindeki veri nakillerini, teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izlemesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Bilişim Sisteminde Hukuka Aykırı Olarak Kalmaya Devam Edilmesinde Belirli Bir Süre Aranmış Mıdır?

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girilmesi ve orada kalmaya devam edilmesinde belirli bir süre şartı öngörülmemiştir. Ancak, failin hukuka aykırı olarak girdiğinin farkına varıp hemen sistemden çıkmaması, suçun oluştuğunu kabul eden bir görüştür.

Bilişim Sistemine Girme Suçunda Kişinin Kendisi Sosyal Medya, Banka veya Sistemine Erişim İzni Vermişse Suç Oluşur Mu?

Hayır, suç hukuka uygun bir duruma dönüşür. Çünkü burada mağdurun rızası söz konusudur. Mağdurun kendi rızasıyla erişime izin vermesi, suçu hukuka uygun hale getirir.

Örneğin, bir kişinin telefonunu sesli arama yapması için kendi isteğiyle vermesi, rızanın var olduğu bir durumdur. Ancak, failin sesli arama dışında telefonun diğer içeriklerine erişmesi, rızanın olmadığı durumlarda suç oluşur.

Şifreli Yayınların İçeriklerine, Abone Olmadan Şifre Çözücü ile Dağıtılması, İzlenilmesi Bilişim Sistemine Girme Suçu Mudur?

Şifreli yayınlara şifre çözücülerle (dekoder) erişilerek içeriğin dağıtılması, ücretsiz olarak izlenmesi veya kişinin kendi başına şifreyi çözerek izlemesi, bilişim sistemine müdahale olmadığı için bilişim sistemine girme suçu sayılmaz; karşılıksız faydalanma suçu kapsamına girer. Örneğin, Netflix kullanıcılarının erişebildiği bir diziye şifreyi çözerek ücretsiz izleme.

Bilişim Sistemine Girme Suçu İspatı Nasıl Olur?

İnternet kullanımı esnasında her cihazın bir IP adresi bulunur. IP adresinin tespiti, bilişim sistemine girme suçunda önemli bir delildir. Ancak GSM şirketleri, bir IP adresini birden fazla kişiye PORT olarak tahsis edebilir. Bu durumda, IP adresi bir PORT numarası olarak kaydedilir. PORT numaralarına ulaşıldığında, suçu kimin işlediğinin belirlenmesi mümkün olabilir.

Bilişim Sistemine Girme Suçunda Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için, cezanın süresinin bir yıldan az olması gereklidir. İkinci olarak, suçun kanun koyucu tarafından düzenlenirken, hapis cezasının alternatifi olarak adli para cezası belirlenmemiş olmalıdır.

Bilişim sistemine girme suçu bakımından, TCK 243/1 maddesi, hapis veya adli para cezası öngördüğü için, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi söz konusu değildir. Hükmedilecek olan ya hapis cezası ya da adli para cezasıdır.

●       TCK 243/2 maddesinde, ayrı bir suç fiili tanımlanmamıştır, bir ceza indirimi söz konusudur.

●       TCK 243/3 ve 243/4 maddeleri açısından, kanunda yalnızca hapis cezası öngörüldüğü için, adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu

Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleme, verileri bozma, yok etme, değiştirme veya erişilemez kılma, sisteme veri yerleştirme veya verileri başka bir yere gönderme eylemleri gerçekleştiren kişiler, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bu suç tipi, bilişim sistemine girme suçundan ayrılmalıdır. Örneğin, Bölge İdare Mahkemesi’nin bir kararında; sanığın eşinin telefonundan çıplak fotoğraflarını, eşinin rızası dışında WhatsApp hesabına girerek ve eşinin ailesiyle bu fotoğrafları paylaşması, bilişim sistemine girme suçu (TCK madde 243) kapsamında değil; verilerin başka yere gönderilmesi sebebiyle TCK madde 244/2) kapsamında değerlendirilmiştir. Bu durumda, failin sadece müştekinin telefonuna rızası dışında girmesi değil, var olan verilerin başka bir yere gönderilmesi söz konusudur.

Eğer fail, sadece bilişim sistemine girmiş ancak şifre kırma, verileri aktarma gibi bir eylemi gerçekleştirmemişse, bu durum (TCK 244) suç tipi değil, bilişim sistemine girme suçu (TCK 243) olarak değerlendirilir.

Sistemi Engelleme, Erişilmez Kılma Nedir?

Bilişim sistemine ait verilerin düzgün bir şekilde kullanılmasına veya aktarılmasına müdahale edilmesi, sistemin engellenmesidir. Zararlı virüsler ile sistemin yavaşlatılması veya eposta bombardımanı ile sistemin kilitlenmesi, bilişim sistemini engelleme suçunu oluşturur. Örneğin, bir bankanın müşterilerinin mobil uygulama sistemini kullanmasını engellemek amacıyla sistemin yavaşlatılması veya bir kişinin Instagram hesabına girerek şifresini değiştirme eylemi bu suç kapsamına girer.

Sistemi Bozma Nedir?

Failin müdahalesi ile bilişim sisteminin mevcut işleyiş düzeninin bozulması ve verilerin kullanılabilirliğine zarar verilmesi, sistemi bozma eylemidir. Örneğin, internet üzerinden oynanan bir oyunun, oyun hızının veya HD kalitesinin yazılım yoluyla bozulması bu suçu oluşturur.

Sistemdeki Verileri Yok Etme, Değiştirme Nedir?

Bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilemez kılan, sisteme veri yerleştiren veya var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (TCK 244/2)

Verileri yok etme, verileri silmek suretiyle erişilemez kılmak anlamına gelir. Verilerin değiştirilmesi, bilişim sisteminde yer alan verilerin değiştirilmesi veya orijinalinde olmayan verilerin eklenmesi anlamına gelir. Örneğin, bir kişinin Twitter hesabına erişerek mevcut gönderilerin silinmesi ve yeni gönderilerin eklenmesi bu suç kapsamına girer.

Banka, Kredi Kurumu ya da Kamu Kuruluşuna Ait Bilişim Sistemi Üzerinden İşlenmesi

Bilişim sisteminin işleyişini engelleme, bozma, yok etme, verileri değiştirme, erişilemez kılma, sisteme veri yerleştirme veya verileri başka bir yere gönderme eylemleri, kamu kurum veya kuruluşlarına karşı işlenmesi durumunda, suçun nitelikli hali olarak değerlendirilir ve ceza yarı oranında artırılır. Dolayısıyla, bu madde suçun daha ağır ceza gerektiren hali olarak düzenlenmiştir.

Bilişim Sistemlerinde Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçunda Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için, verilen ceza süresinin bir yıldan az olması gereklidir. Bu suç tipinde kanunda belirtilen cezalar bir yıldan fazla olduğundan doğrudan adli para cezasına çevrilemez. Ancak, ceza miktarının alt sınırda belirlenmesi veya indirim sebepleri bulunması durumunda, ceza bir yıldan az olabilir ve bu durumda hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

●       TCK 244’ün 1. ve 2. fıkrası, adli para cezasına çevrilebilir.

●       TCK 244/4 maddesinde hem hapis hem adli para cezası öngörüldüğü için, adli para cezasına çevirme mümkün değildir.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu

Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, nasıl olursa olsun ele geçiren ve kart sahibinin rızası olmaksızın bu kartı kullanarak veya başkasına kullandırarak menfaat sağlayan veya başkasına bu menfaati sağlayan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (TCK 245/1)

Failin kendisi veya başkası tarafından kartın kullanılması, suçun gerçekleşmesi için önemli değildir.

Kendisine veya başkasına yarar sağlama ifadesi, suçun ekonomik niteliğini vurgular. Genel olarak, bilişim suçlarında ekonomik bir menfaat sağlama veya zarar verme faaliyetleri ekonomik suç kategorisine girer. Bu suç tipinde korunan en önemli hukuki değer, kişinin malvarlığıdır.

Bu suça örnek olarak Yargıtay içtihatlarında yer alan, ölen bir kişinin banka kartını kullanarak yakınlarının ATM yoluyla emekli maaşı çekmesi, TCK 245/1 maddesi kapsamında değerlendirilir.

Kredi Kartı veya Banka Kartının Kişinin Nasıl Ele Geçirdiğinin Önemi Var Mıdır?

Maddede belirtildiği gibi, banka veya kredi kartını kişinin nasıl ele geçirdiği önemli değildir. Kartı kullanan kişinin hukuka aykırı bir menfaat elde etmesi, suçun işlenmiş olması için yeterlidir. Örneğin, alışveriş yapılması veya para çekilmesi gibi eylemler.

Kart Sahibinin Rızası ile Kartı Kişiye Vermesi Durumunda Suç İşlenmiş Olur Mu?

Suçun işlenmesi için kart sahibinin rızasının bulunmaması gereklidir. Kart sahibinin rızası, hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilir. Ancak, kart sahibi rıza verirken, sağlıklı bir ruh haliyle ve karşılaşabileceği risk ve zararları bilerek rıza vermiş olmalıdır. Yargıtay’a göre, kart sahibinin rızası dışında, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık veya güveni kötüye kullanma gibi suçlar işlenerek kartın elde edilmesi durumunda, hem işlenen suçtan hem de TCK 245/1’den ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Failin fiziki olarak kartı ele geçirmeden sadece kart bilgilerini kullanarak menfaat sağlaması, dolandırıcılık suçu mu yoksa banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu kapsamında mı değerlendirilir sorusu da önemlidir. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 3. maddesinde kredi kartı, “nakit kullanımı gerekmeden mal veya hizmet alımı veya çekme olanağı sunan basılı kart veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarası” şeklinde tanımlanır. Bu nedenle farklı görüşler bulunmakla birlikte, Yargıtay’ın da katıldığı görüşe göre, bu durum TCK 245/1 maddesi kapsamında değerlendirilir.

Banka veya Kredi Kartlarında Sahtecilik Yoluyla Menfaat Sağlama (TCK Md. 245/2)

Başkasına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek, yasal yaptırıma tabidir. Bu suçun cezası üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

Uygulamada, kredi kartlarının manyetik şeritlerinde kart sahibinin bilgileri bulunur. Bu bilgiler, kartın POS cihazı gibi bir araçtan geçirilerek kaydedilir. Örneğin, kaydedilen bu bilgiler, Migros gibi alışveriş kartlarına yüklenerek kullanılabilir.

Bir diğer örnek olarak, ATM cihazlarının kart haznesinin ön kısmına yerleştirilen bir aparat yardımıyla kart bilgilerinin ve şifrenin kopyalanması durumu vardır. Kablosuz ağ yoluyla bu sisteme bağlanarak veya ATM üzerine yerleştirilen aparatlar alınarak kart bilgilerine ulaşılır ve boş bir karta bu bilgiler yerleştirilerek para çekilebilir.

Bankaya Sahte Kimlik Bilgisi Vermek

Bankaya sahte bir kimlik ile başvurulup kredi kartı elde edilirse, 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu’nun 37/2 maddesi gereğince “Kredi Kartı veya üye iş yeri sözleşmelerinde, sözleşme imzalamak için sahte belge sunanlar” şeklinde bir yaptırım öngörülmüştür.

Yargıtay kararına göre, bir kişi sahte bir kimlikle kredi kartı elde etmişse, TCK md 245/2’ye göre; eğer kredi kartını elde edememişse, 5464 sayılı kanun 37/2’ye göre cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir.

Oluşturulan Sahte Kartın Kendisine veya Başkasına Kullandırılarak Yarar Elde Etmesi

Sahte olarak oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, eğer fiil daha ağır bir cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmuyorsa, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Başkasına ait banka hesaplarıyla sahte kart oluşturan veya üzerinde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartını, kendisi veya başkasına menfaat sağlamak amacıyla kullanılması da yasal yaptırıma tabidir. (TCK md 245/3) Bu maddede mağdur olan taraf, banka veya kartı sağlayan kurumdur.

Banka veya Kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu oluşabilmesi için, kişinin menfaat sağlamış olması gereklidir.

Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun; Eş, Altsoy, Üstsoy veya Aynı Konutta Yaşayan Kardeşler Arasında İşlenmesi

TCK 245/4 maddesi gereğince, bu suçun eş, altsoy, üstsoy veya aynı konutta yaşayan kardeşler arasında işlenmesi, şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul edilmiştir. Şahsi cezasızlık sebebi, suçun objektif olarak işlendiği durumlarda failin cezalandırılmamasını sağlayan hallerdir. Ancak, failin bu suçtan ceza almaması için; failin, bu kişilerden birinin banka veya kredi kartını, nasıl olursa olsun ele geçirerek kart sahibinin rızası olmaksızın kendisi veya başkasına kullandırması (TCK 245/1) durumunda ceza almayacaktır. Yani, failin şahsi cezasızlık sebebinden yararlanabilmesi için yalnızca TCK md 245/1’de tanımlanan suçun işlenmiş olması gereklidir. TCK 245/23 maddelerinde yer alan, kartlar üzerinde sahtecilik yapılması durumunda, failin şahsi cezasızlık sebebinden yararlanması mümkün değildir.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Etkin Pişmanlık

TCK 245/5’e göre, TCK 245/1’de tanımlanan; başkasına ait kredi veya banka kartını, nasıl olursa olsun ele geçirerek kart sahibinin rızası dışında kullanma veya kullandırma suçu işlendiğinde, sanığa etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Etkin pişmanlık hükümleri TCK 168 kapsamında uygulanacaktır. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun tamamlanmış olması gereklidir. Suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması durumunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için, verilen ceza süresinin bir yıldan az olması gereklidir. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi söz konusu değildir. Çünkü bu suç tipinin kanuni düzenlemesinde hem hapis cezası hem de adli para cezası öngörülmüştür. Dolayısıyla, her iki ceza da uygulanır.

Bilişim Suçlarında Yasak Cihaz ve Programlar Suçu

Bilişim suçlarının işlenebilmesi için veya bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması amacıyla; cihaz, bilgisayar programı, şifre veya diğer güvenlik kodlarının oluşturulması, imal edilmesi, ithal edilmesi, taşınması, depolanması, kabul edilmesi, satılması, satışa sunulması, satın alınması, başkalarına verilmesi veya bulundurulması durumunda, TCK 245/a maddesi uyarınca cezalandırılır.

Maddede bahsi geçen cihaz kavramı, bilişim sistemine, belirtilen suçları işlemek amacıyla kullanılan araçları ifade eder. Örneğin, ATM cihazlarına kart kopyalamak için kart giriş bölümüne yerleştirilen "skimmer" cihazları.

Bilgisayar programı kavramı, kötü amaçlı yazılımlarla kişilerin banka şifrelerine, sosyal medya ve eposta şifrelerine ulaşılabilmesi veya sistemlerin kullanımının engellenmesi anlamına gelir.

Şifre kavramı, bilişim sistemlerinde güvenlik amacıyla kullanılan, yalnızca sistem sahibinin bildiği güvenlik anahtarını ifade eder. Örneğin, bilgisayarda korunmasını istediğimiz bir belgeye şifre koymak. Bu şifrenin kırılması amacıyla oluşturulan şifre kırıcı yazılımlar da burada bahsedilenler arasındadır.

Diğer güvenlik kodları kavramı, bilişim sistemlerinde güvenlik amacıyla kullanılan, şifreler dışında bir güvenlik anahtarını ifade eder. Örneğin, parmak izi veya yüz tanıma gibi güvenlik önlemleri.

Kanunda belirtilen bu eylemlerin herhangi birinin gerçekleştirilmesi, suçu işlemek için yeterlidir. Bu düzenlemenin amacı, bilişim korsanlığının önlenmesidir.

Yasak Cihaz veya Programlar Suçunun Cezası Nedir?

Bu suç için öngörülen ceza, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir.

Yasak Cihaz ve Programlar Suçunun Cezası Adli Para Cezasına Çevrilebilir Mi?

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için, cezanın süresinin bir yıldan az olması gereklidir. Ayrıca, suçun kanunda düzenlenirken hapis cezasına alternatif olarak adli para cezası öngörülmemiş olması gerekir.

Yasak cihaz ve programlar suçunun kanuni düzenlemesinde, kanun koyucu hem hapis cezası hem de adli para cezası öngördüğü için, adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

Bilişim Suçlarında Şikayet ve Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Bilişim sistemine girme suçu, şikayete bağlı bir suç değildir. Bu nedenle, bilişim suçlarına ilişkin yapılan şikayetler, ihbar niteliğindedir. Resen soruşturma ve kovuşturma yapılır. Dolayısıyla, şikayetten vazgeçme söz konusu olmayacaktır. Ayrıca, bilişim suçları, uzlaşma kapsamında değerlendirilen suçlar arasında yer almaz.

Bilişim suçları için sekiz yıllık dava zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Bu süre geçtikten sonra, eğer soruşturma başlamışsa, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Eğer mahkeme aşamasındaysa, davanın düşmesine karar verilir.

Bilişim Suçlarında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilmesi Mümkün Müdür?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), suç işlemiş olan sanığı topluma yeniden kazandırmak ve bir şans daha tanımak amacıyla verilir. Sanık, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirir ve denetim süresi koşullarına uyar ise, kamu davası sanki hiç açılmamış ve ceza hiç hükmedilmemiş gibi bir sonuç doğar.

HAGB kararı verilebilmesi için, failin daha önce kasıtlı bir suç işlememiş olması, verilen ceza miktarının iki yıl veya daha az olması ve yargılama sürecinde ortaya çıkan zararın fail tarafından karşılanmış olması gerekmektedir. HAGB kararı verilmesiyle beş yıllık bir denetim süresi başlar.

Kartvizit Baskı Fiyatları Kartvizit Baskı Fiyatları

Bilişim suçları açısından, HAGB şartlarının sağlanması durumunda, kararın verilmesi mümkündür.

Bilişim Suçlarında Görevli Mahkeme Hangisidir?

Bilişim suçlarında görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir.

Kaynak: Haber Merkezi