İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin gibi, Ankara, Kırıkkale, Erzincan Cumhuriyet Başsavcıları ile birlikte telefonlarının dinlendiği belgelenen Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır, kendisine gönderilen yazıyı gördüğünde şaşkına döndüğünü söyledi.
2008 yılının Ekim ayı ile 2009&[#]8217;un Şubat ayı arasında dinlendiğini, Kurban Bayramı´ndan 1 gün önce Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü´nden gelen resmi yazı ile öğrendiğini belirten Özbakır, yazıda, iletişim dinlenmesi işlemi sonucunda herhangi bir suç unsuruna rastlanmaması nedeniyle elde edilen kayıtların anılan kanunun 130´uncu maddesi gereği imha edildiğinin belirtildiğini söyledi.
Dinlenme gerekçesini bilmediğini, ancak kanuna göre dinleme yapılması için kuvvetli delillerin olması gerektiğini anlatan Hüseyin Özbakır, &[#]8220;Ben kuvvetli delil olduğunu sanmıyorum. Bir yanlış kanıya kapılarak dinlenmiş olabilirim. Bizim bu örgütler, bu adamlar arasında tanıdığımız yok. Alakam da yok, tanıdığım kimse de yok. Ama tesadüfen birisini nezaket ziyaretinde bulunmuş olabilirim belki. Ondan belki şüphelenmiş olabilirler. Yoksa hiç kimseyi tanımam. Böyle şeylerle bizim herhangi bir ilişkimiz olamaz. Bir kanun adamı olarak, örgütlerle adımızın geçmesi mümkün olur mu? Olacak iş değil&[#]8221; şeklinde konuştu.
Ergenekon soruşturması kapsamında yayınlanan haberleri dahi izlemediğini ifade eden Özbakır: &[#]8220;Bizim için üzücü olmuştur. Çok yadırgadım. Enteresan iş. Ne Ergenekoncu tanırım, ne adamlarla görüşmüşlüğüm vardır. Hiçbirini tanımam. Hatta Ergenekon ile ilgili haberleri bile okumuyorum. Nefret ettim. Onları bile izlemiyorum. Ben anlamadım, hiç ummadığım bir şekilde bu gelince ben de şaşırdım, şok oldum. Ama yapılan dinlemenin yasal olmadığı kanaatindeyim&[#]8221; dedi.
