“Soma Torba Yasası” ile rödevanslı sahalara getirilen ek maliyetlerin yeni yasal düzenleme kapsamında karşılanacağını belirten Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, “18 aylık süreçte 4 bine yakın işçi kardeşimizi işten çıkartmak ve işleri yavaşlatmak zorunda kaldık. Kararname ile 45 liradan başlayıp 58 liraya kadar yükselen bir destek yürürlüğe girmiş oldu. İşten çıkartılan 4 bin işçi kardeşimiz işine geri dönecek” dedi.

Zonguldak Valiliği’nin ek binaya ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Demir, “Zonguldak Valiliği’nin uzun zamandır bir ek bina arayışı vardı. ‘Valiliğimizin binaya ihtiyacı varsa, TSO binamızı Valiliğe devredelim’ dedik. Biz de eski Gümrük binasının ve eski Çarşı Polis Karakolu’nun olduğu arsa üzerine yeni TSO binası yapacağız. Emniyet Müdürlüğümüz için de merkezde istedikleri yerde modern bir karakol yapacağız” diye konuştu.

Zonguldak için teşvikten öte BAKAP Projesi’nin üzerinde durulması gerektiğine dikkat çeken Demir, “GAP gibi bir projeden bahsediyoruz. DAP, KOP ve DOKAP gibi projeler yürürlüğe girdi. Diğer bölgelerde gerçekleştirilen ve imrenerek izlediğimiz projelerin bu büyük projeler üzerinden destek alınarak yapıldığını görüyoruz ve izliyoruz. BAKAP için çalışmalar var ve bunun üzerinde durmalıyız” şeklinde konuştu.

Zonguldak Ticaret Sanayi Odası Başkanı Metin Demir, Deniz Kulübü’nde gazetecilerle sabah kahvaltısında buluştu. Zonguldak TSO Genel Sekreteri Muharrem Sarıkaya’nın katıldığı toplantıda konuşan Başkan Demir, 2014 yılının Eylül ayında çıkan “Soma Torba Yasası”nda maliyetlerin artması sebebiyle işten çıkartılan 4 bine yakın madencinin yapılan yeni yasal düzenlemeyle işine geri döneceğini açıkladı. Özel maden sektörünün 6 ay içerisinde düzenlemeyle eski haline geleceğini açıklayan Demir, “Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası olarak içinde olduğumuz güncel konuların değerlendirilmesi için bir araya geldik ve basın toplantısı düzenleme kararı aldık. İlk olarak uzun süredir gündemde olan özel sektör madenciliğinde yaşanan sıkıntılar vardı. 2014 yılında yayınlanan kamuoyunun bildiği adıyla Soma Torba Yasası ile ilgili getirilen ek maliyetlerin giderilmesi ve sektörde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için ciddi bir gayret içerisinde olmuştuk. Tabi bu 18 aylık süreçte gecikmeler ve aksamalar da oldu. 2015 Şubat ayında oluşan ek maliyetlerin karşılanması için bir kanun çıktı. Hükümetin kurulamaması bir zaman kaybına neden oldu. Bu süreçte konuyu tekraren raporlarımızla aktardık. Biz oluşan ek maliyetlerin devlet tarafından karşılanmasının gereğini ortaya koyarak bu konuda talepte bulunmuştuk. Yayınlanan kararname bu ek maliyetleri karşılamış görünüyor. Rödevanslı sahalarımıza yapılacak olan destek sahadan sahaya farklılık gösteriyor ve bunun çeşitli formülleri var. Kararname ile 45 liralardan başlayıp 58 liraya kadar yükselen bir destek yürürlüğe girmiş oldu. 2014 Eylül ayındaki maliyet düzeyimize döndük diyebiliriz. Biz yaşanan 18 aylık süreçte 4 bine yakın işçi kardeşimizi işten çıkartmak zorunda kaldık, işleri yavaşlatmak zorunda kaldık. Bu kararname ile yavaş yavaş toparlanmaya başlayacağız ve 6 ay içerisinde ivme kazanacağız. İşten çıkartılan 4 bin işçi kardeşimiz de işine geri dönecek. Diğer çalışmalarımızla daha güzel yerlere geleceğiz diye umut ediyoruz. Basınımızın özel sektör madenciliğinin yerel ekonomideki etkilerini yeterince önemsemediğini düşünüyorduk. 18 aylık süreçte bunu açık bir şekilde gördük. Bunu lokantacısından gömlek satıcısına kadar herkes yaşadı. ‘Bu arkadaşlarımızın özel sektör madenciliğe bakışlarını değiştirmeleri için önemli bir örnek oldu’ diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“KÖMÜR YASASININ ÇIKARTILMASI GEREKİYOR”

Kömür madenlerinin işletilmesinde en büyük sorunlardan birisinin kanunlarda yaşandığını belirten Demir, bakanlıklarla görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, “Kömür Yasası”nın çıkartılmasına, TTK Genel Müdürümüz de bu anlamda bizimle birlikte ve destek veriyor. Önümüzde gerçekleştirilmesini istediğimiz ve bu doğrultuda çalışmalar içerisinde olduğumuz 2 konu var. Bunlardan ilki Kömür Yasası’nın çıkartılmasıdır. Kömür üretimi konusunda iddialı olan ülkelerde de görüyoruz, maden kanunun dışında kömür yasasının olduğu ve güzel de uygulandığını görüyoruz. Geçici hükümet döneminde başlatılan Kömür Yasası çalışmalarının Enerji Bakanımız Berat Albayrak ile de devam ettiğini ve üzerinde de yoğun bir çalışma olduğunu görüyoruz. Bu çalışma olgunlaştı ve bir aşamaya geldi. Yeraltı ile ilgili bir konu olduğunda en az 14 ayrı kurum ve 15 ayrı mevzuatın kapsama alanına giriyorsunuz. Bu yıl içerisinde bu beklentimizin yerine geleceğini umuyoruz ve bu alanda çalışmalarımıza devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

TTK’NIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Demir, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun zarardan kurtarılması için bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısız olduğunu söyledi. Devlet eliyle üretimin mutlaka devam etmesi gerektiğini ifade eden Demir, Ankara’da TTK’nın zarar etmesinin sıkça konuşulduğunu söyleyerek, "Ankara burada bir sorun olduğunu görüyor. Burada devlet eliyle madenciliğinin muhakkak devam etmesi gerekiyor. Biz bunu kabul ediyoruz. TTK burada hem üretimin içinde hem de özel sektörü düzenleme denetleme alanında muhakkak faaliyetlerini sürdürmelidir. Burada özel sektörü büyütmemiz gerekiyor. Özel sektör önce kendi elindeki bu 21 sahada daha iyi üretim rakamlarına ulaşmalıdır" diye konuştu.

TERMİK SANTRALLERE YERLİ KÖMÜR DESTEĞİ

Termik santrallerin yerli kömür kullanmaları ile teşvik kapsamına alınacağını ve bunun özel kömür işletmelerine büyük katkısı olacağını ifade eden Demir, “Kömür üreticisi arkadaşlarımızın karını direk etkileyecek olan etmenlerden birisi, yerli kömürden üretilecek olan elektriğin devlet desteği ile kalkındırılması konusudur. Elektrik konusunda piyasa, serbest piyasa ekonomisi üzerinden yürütülüyor. Yenilenebilir enerjide hem fiyat, hem de alım garantisi var. Çok avantajlı fiyatlardan ürettikleri elektriği satabiliyorlar ve devlet garantisi var. Dolmabahçe Sarayı’nda Sayın Enerji Bakanımız Berat Albayrak ile yapılan toplantıda bu konu gündeme geldi. Yakın zamanlarda birçok termik santral yapıldı ve bunların büyük çoğunluğu da kömür santrallerinden oluşuyor. Termik santralleri alan arkadaşlarımızın yüzde 80’i sıkıntı içerisindeler ve bunun da çeşitli sebepleri var. Sayın bakanımız kömür santrallerini alan işletmecilerin mevcutlarının sorunlarını nasıl çözeceğimiz konusunu masaya yatırmamızı istedi. Önceliği yeni bulunan linyit sahalarının bir an önce faaliyete geçirilmesi oldu. Bir toplantı gerçekleştirildi ve burada yerli kömürün elektrik alanında kullanılması ve desteklenmesi görüşü ağırlık kazandı. Böylelikle kömür santrallerini devletten alan arkadaşlarımızın sorunları çok ivedi bir şekilde çözülebilir, hem de yeni rezervlerin elektrik piyasasına kazandırılması yönünde bir ivedilik olabilir. Sayın Bakanımız bu konuya sıcak baktı ve bu konuda çalışmaların ağırlık kazandığını biliyoruz. Birkaç ay içerisinde bu konunun netleşeceğini umut ediyoruz. Eğer bu uygulama hayata geçerse yerli kömürden elektrik üreten tüm santraller, devletten enerji alım garantisi alacaklar ve serbest piyasa fiyatlarına bakmaksızın avantajlı fiyattan piyasaya elektrik satmış olacaklar. Bu anlamda da bizim gibi zor şartlarda kömür çıkartan havzalara da ton başına makul olan fiyatları verebilecekler. Kömür Yasası ve termik santrallere yerli kömür desteği konuları bizim birkaç ay boyunca takip edeceğimiz konular olacak. Biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak girişimlerimizi sürdüreceğiz ve hayırlı sonuç alacağımızı umut ediyoruz” dedi.

“TEŞVİK KONUSUNU BIRAKIP ENERJİMİZİ BAKAP ÜZERİNDE YOĞUNLAŞTIRMALIYIZ”

Zonguldak için teşvikten daha öte Batı Karadeniz Kalkınma Projesi’nin (BAKAP) üzerinde durulması gerektiğini belirten Demir, “Genel seçim döneminde Zonguldak için teşvikin önemine dikkat çekmiş ve bunu vurgulamıştık. Milletvekillerimize de bu konuda bilgilendirmede bulunmuştuk ve bu konu üzerinde duyarlı olmalarını istemiştik. Bunun gerçekleşmesi için yeni bir sitem tasarlanması gerektiğini ve bu sistemde Zonguldak’ın nerede ve nasıl yer alması gerektiğini yetkililerin önüne korduk. Bu bir yanda dururken aslında daha da büyük bir hedef olan BAKAP Projesi’ne konsantre olmamız gerektiğini birkaç defa dile getirdik. Mevcut teşvik sisteminin peşinde koşturmaktansa BAKAP Projesi’ne bütün enerjimizi yoğunlaştırmamızın faydalı olacağını ortaya koyduk. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi bir projeden bahsediyoruz. DAP, KOP ve DOKAP gibi projeler yürürlüğe girdi. Diğer bölgelerde gerçekleştirilen ve imrenerek izlediğimiz projelerin bu büyük projeler üzerinden destek alınarak yapıldığını görüyoruz ve izliyoruz. Bütün girişimlerimizde Batı Karadeniz Bölgesi’nin geride kalmış ve ihmal edilmiş olduğunu dile getirdik. Her bölgede ve her ilde refahı artırma yarışı var. 81 il, hepimiz kardeşiz ancak herkes bir rekabet halinde. BAKKA ile birlikte Kastamonu merkezli olarak geride kaldığını görebiliyoruz. Sayın Başbakanımız kendi ağzından, ‘Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sıkıntıların farkındayız. Bölgeye özel bir kalkınma planı ve kalkınma idaresini hayata geçireceğiz’ demişti. 1 Kasım genel seçimleri sonrasında ‘BAKAP’ adıyla ismi konulmuş ve ortada duran bir proje var ve çalışmaları takip ediyoruz. Tüm ilgilileri ve yetkilileri bu proje kapsamında her fırsatta uyarmalı ve teşvik etmeliyiz. Teşvik kapsamında olan iller arasında hangi bölgede olduğumuzun ve nereye çıkacağımızın büyük bir fayda vereceğini düşünmüyoruz. Çünkü bu mevcut sistem Zonguldak’a özel bir sistem değil, ülke genelinde değiştirilmesi gereken bir sistemdir. Zonguldak olarak BAKAP’ın peşinde olmalıyız” şeklinde konuştu.

“MADEN ŞANTİYESİ OLARAK KURULAN VE İLE DÖNÜŞTÜRÜLMEYE ÇALIŞILAN BİR YERDE YAŞIYORUZ”

Kentsel dönüşümün Zonguldak merkezi için bir hayati önem taşıdığını belirten Demir, “Bir maden şantiyesi olarak kurulan ve daha sonra bir il merkezine, cazibe merkezine dönüştürülmeye çalışan bir yerde yaşıyoruz. Bunun getirdiği ve yıllar içerisinde birikmiş sorunlar var” dedi.

Kentsel dönüşüm konusunda Zonguldak’ın geride kaldığının açık bir şekilde ortada olduğunu belirten Demir sözlerine şu şekilde devam etti:

“Her halükarda kentsel dönüşüm ve yaşam kalitesini artırma amacımızı ön planda taşımalıyız diye düşünüyoruz. Sayın Valimiz Ali Kaban’ın bu konuda çalışmaları var. Biz de TSO olarak eski Tekel binası ve Gümrük binasının yıkımlarında bu konuya dahil olduk. Hem ilimizin ekonomisini ilgilendiren, hem de üyelerimizi ilgilendiren projelerin öncüsü olduk. OTOZON Projesi’ni ortaya koyduk. Hem merkezdeki galerici arkadaşlarımızı bir noktada toplamayı ve çevre illerden buraya insan çekerek ekonomimizin geliştirilmesini amaçladık. Projenin adını koyduk ve kamuoyu ile paylaştık. Bu yaz mevsiminde inşallah şantiyemizi kurup temellerimizi atacağız. İlimizden dışarıya kaçan paramızı burada tutabilmek için Mobilya ve Dekorasyon Projesi çalışmamız vardı. İnağzı’nda bir arazi üzerinde çalıştık. Çaydamar’da bir arazi üzerinde çalıştık, TTK’ya ait olan bir araziden bahsediyorum. Orada yaşanan yasal birkaç sıkıntılar var, onları aşmaya çalışıyoruz. TTK Genel Müdürümüzle görüştük. Araziyi TSO’ya kiralama veya satış yöntemiyle verebileceklerini ifade ettiler. Yasal problemleri aşabilirsek alan şehir merkezine daha yakın olduğu için projeyi kaydırabiliriz.”

“TSO BİNASI VALİLİĞE DEVREDİLECEK; EMNİYET MÜDÜRLÜĞܒNE MODERN BİR KARAKOL YAPILACAK”

Mevcut TSO binasının Zonguldak Valiliği’ne devredileceğini ve yeni bir TSO binası yapacaklarını açıklayan Demir, “Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Zonguldak Valiliği ile TSO’muzun arsa karşılığı bina takası gündemde. Zonguldak Valiliği’nin uzun zamandır bir ek bina arayışı vardı. Merkezde olması gerektiği için ilk akla gelen yerlerden birisi TSO binasının bulunduğu alan ve parsel oluyor. Biz TSO binasını yaparken etrafında güzel bir park, bahçe ve otopark düzenlemesi yaptık. Orası yeşillik bir alan olarak duruyor. Özel İdare tarafından çizilmiş olan bir proje vardı ve biz bu projeyi inceledik. TSO binasının tam yanına yapılacak olan bir projeydi. Oradaki yeşilliği ve ferahlığı tahrip edecek bir projeydi ve çekincelerimizi Valimiz Ali Kaban’a aktardık. Kendisi de bunun farkında olduğunu içerisine sinmediğini söyledi. Çözüm bulmamızı söyledi. Biz de eski Gümrük binasının bulunduğu alanı ve eski Çarşı Polis Karakolu’nun bulunduğu alanı kendisine götürdük. ‘Eğer Valiliğimizin bir binaya ihtiyacı varsa TSO binamızı tamamen Valiliğe devredelim, Defterdarlık da bize eski Gümrük binasının ve eski Çarşı Polis Karakolu’nun olduğu alandan 3 dönümlük arsa verir, biz de oraya yeni TSO binamızı yaparız’ dedik. Tabi burada eski Çarşı Polis Karakolu da olunca emniyetin de bir takım beklentisi oluyor. Emniyet Müdürümüzle de bu konuda görüştük. Hem Çarşı Karakolu, hem de Soğuksu Karakolu, ne Avrupa, ne de Türkiye standartlarında. Motorize ekiplerin de rahat bir şekilde kullanabilecekleri bir binaya ihtiyaçları var. Nihayetinde emniyetle uzlaştık. Kendileri bize yer gösterecekler ve onlara da modern bir bina yapacağız. Kendi binamızı yaptıktan sonra da TSO binamızı Valiliğe devredeceğiz. Bakanlıktan ve Zonguldak Belediyesi’nden onay gelirse, Valiliğin yeni bina ihtiyacı giderilmiş olacak, Emniyet Müdürlüğümüzün ihtiyacı olan bina da çözüme kavuşmuş olacak ve maddi bir külfeti olmayacak. Biz de daha geniş ve güzel bir TSO binasına kavuşmuş olacağız. Her 3 kamu kurumun da işi örülmüş olacak. Binamız Zonguldak kent merkezine değer katacak olan bir bina olacak” diye konuştu.

Editör: Pusula Gazetesi