Cumhurilet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili ve 2’nci Sıra Milletvekili Adayı Ünal Demirtaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan ve Hema Endüstri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Hattat hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunun içeriği şöyle:

ŞİKAYETÇİ : Ünal DEMİRTAŞ,

Türkiye Büyük Millet Meclisi, ANKARA

VEKİLİ : Av. Mehtap CABAK ÖZCAN-Av. Cansu ÖZMEN

Tunalı Hilmi Cad. Bestekar Sk.78/8, Kavaklıdere Çankaya /ANKARA

SÜPHELİLER : 1- Ali Rıza ALABOYUN,

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, ANKARA

2- Burhan İNAN,

Türkiye Taş Kömürü(TTK) Genel Müdürlüğü, ZONGULDAK

3-İbrahim HATTAT

Hema Endüstri A.Ş., Büyükdere Cad. No:235 Maslak/İstanbul,

4- Savcılıkça re’sen tespit edilecek diğer ilgili kişiler

SUÇ : Görevi kötüye kullanma (TCK 251/1-2) Nitelikli Mala zarar verme (TCK 151 ve 152 ) ve şüphelilerin eylemlerine uyan re’sen gözetilecek diğer suçlar,

SUÇ TARİHİ : 19.10.2015ve devamı,

KONU : Aşağıda yapacağım gerekçeli açıklamalara ve re’sen gözetilecek nedenlere göre, şüphelilerin eylemlerine uyan ilgili TCK maddelerinden şüpheliler hakkında kamu davası açılması istemidir.

OLAYLAR VE GEREKÇELİ AÇIKLAMALAR:

Müvekkil Ünal DEMİRTAŞ, TBMM 25. Dönem CHP Zonguldak

milletvekilidir. Şüphelilerden Ali Rıza ALABOYUN, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’dır. Burhan İNAN, Türkiye Taş Kömürü (TTK) Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürüdür. Diğer şüpheli İbrahim HATTAT ise , Hema Endüstri A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanıdır.

Türkiye Taşkömürü(TTK) Kurumu’na ait Zonguldak ili Karadeniz

Ereğli ilçesine bağlı Kandilli Beldesindeki Kandilli Alacağzı Kömür İşletmeleri, TTK ile Hema Endüstri A.Ş. arasında 2005 yılında imzalanan rödovans sözleşmesi ile 20 yıllığına Hema Endüstri A.Ş.ye kiraya verilmiştir. Ancak ilerleyen süreçte Hema Endüstri A.Ş. Kandilli Alacağzı İşletmesi’ndeki faaliyetlerini sonlandırma ve ocağı kapatma kararı almış, bu ocakta çalışan yaklaşık 850 maden işçisi işten çıkarmıştır. Söz konusu işletme şu anda TTK tarafından teslim alınmamış olup, Hema Endüstri A.Ş. nin sorumluluğu devam etmektedir. Nitekim ocağın normal bakımının devam edebilmesi, ocak tekrar üretime geçtiğinde faaliyetine devam edebilmesi için -gerekli olan işçi sayısı olması gerekenin çok altında- 27 Hema Ensdütri A.Ş. işçisi halen Kandilli Alacağzı Kömür İşletmeleri’nde çalışmaya devam etmektedir. Türkiye Taş Kömürü Kurumu ile Hema Endüstri A.Ş. arasındaki sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorunlar ve sözleşmenin feshi ile ilgili taraflar hukuki süreç başlatmış olup, süreç devam etmektedir. Sözleşmenin her iki tarafının da ocağın korunması ve güvenliği ile ilgili sorumluluğu devam etmektedir.

3- Ancak Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şubesi Başkanı

sayın Ali Eşitmez’ in 19.10.2015 tarihinde Ereğli Önder Gazetesi’ne yaptığı açıklamalarından, Kandilli Alacağzı Kömür İşletmeleri’ndeki tulumbaların söküldüğü, bu nedenle ocakta su baskının meydana geldiği ve ocağın kullanılamaz hale geldiği müvekkil tarafından öğrenilmiştir. Nitekim 19.10.2015 tarihli Ereğli Önder Gazetesi ‘nin “Zonguldak’a Büyük İhanet” başlıklı haberinde; “…TTK'nın görevlendirdiği iş güvenliği uzmanlarının yaptığı incelemede, -300 kodunda su tahliyesinin yapılmadığı ve tahliye için kullanılan su tulumbalarının söküldüğünün tespit edildiğini ifade eden GMİS Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez, "Sular şuan 17-A nolu panoyu tamamen doldurdu. Önlem alınmaması durumunda 4,5 milyon kömür rezervinin bulunduğu -300 kodunun 10 gün içerisinde sular altında kalması kaçınılmaz. Hali hazırda 4,5 milyon ton kömür rezervi demek 1000 kişiye 40 yıl istihdam sağlanması, evine ekmek götürmesi demektir" dedi. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez, Ereğli ilçesine bağlı Kandilli Beldesi'ndeki Alacağzı kömür işletmelerinde bulunan 4.5 milyon ton kömür rezervinin sular altında kalacağını açıkladı. Eşitmez, yaptığı açıklamasında Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) işçi yetersizliği nedeniyle çalıştıramadığı, 2005 yılında rödovans karşılığı 20 yıllığına Hattat Enerji ve Maden A.Ş.'ye kiraya verdiği Alacağzı işletmesinde bulunan kömür rezervlerinin büyük tehlike altında olduğunu duyurdu. "YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMİYOR" TTK ile yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile hukuki süreç başlatılan Hattat Enerji'nin işletmeyi kapatma kararı almasının ardından yaklaşık 800 maden işçisinin de işsiz kaldığını belirten Eşitmez, "Mahkeme süreci devam ediyor. Mahkemenin kararına göre de dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu olan Alacağzı bölümünün bakım, onarım, su atımı ve benzeri işleri yerine getirmekle yükümlü kılınan işveren bu kararları hiçe sayıyor" dedi. "PANO TAMAMEN SU İÇERİSİNDE" TTK'nın görevlendirdiği iş güvenliği uzmanlarının yaptığı incelemede, -300 kodunda su tahliyesinin yapılmadığı ve tahliye için kullanılan su tulumbalarının söküldüğünün tespit edildiğini ifade eden Eşitmez şu görüşlere yer verdi: "Sular şuan 17-A nolu panoyu tamamen doldurdu. Önlem alınmaması durumunda 4,5 milyon kömür rezervinin bulunduğu -300 kodunun 10 gün içerisinde sular altında kalması kaçınılmaz. Hali hazırda 4,5 milyon ton kömür rezervi demek 1000 kişiye 40 yıl istihdam sağlanması, evine ekmek götürmesi demektir. 4,5 milyon ton taş kömürünün üstüne su basmak ülke ekonomisine, Zonguldak ekonomisine su basmak demektir. Bana yar olmayan kimseye yar olmasın demektir. "YOK OLMASINA SEYİRCİ KALAMAYIZ" TTK'nın 2005 yılından önce 60 kişiyle bakım ve onarım yaptığı bölüm bu gün Hattat Enerji ve Maden Tic. A.Ş tarafından 27 kişiyle yapılmaya çalışılmaktadır. Böylesine bir kurumun göz göre, göre yok olmasına seyirci kalamayız. Bu konuda tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bu ve bunun gibi kurumlar Milli servetimizdir. Herkes üstüne düşen görevi yerine getirmelidir. Firma mahkeme kararına uyarak – 300 katında ivedilikle su tahliyesine başlamalıdır. On binlerce kişinin işsiz olduğu Zonguldak’ımızda böyle bir kurumun göz göre, göre yok olmasına seyirci kalmak bu vatana ve Zonguldak’a yapılan en büyük ihanettir" TTK İŞLETSİN ÖNERİSİ Firmanın sorumluluğunu yerine getirmesinin ülke menfaatleri için son derece önemli olduğunu vurgulayan Eşitmez, TTK'nın söz konusu alanları işçi alımları yaparak kendisinin işletmesi gerektiğini belirtti…” denilmektedir.(Ek-1, GMİS Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez’ in açıklamaları) Yine birçok internet sitesinde de bu yönde haberler yayınlanmıştır.( Ek-2, İnternet haber dökümleri)

TBMM 25. Dönem CHP Zonguldak milletvekili olan müvekkil, Ali

Eşitmez’ in açıklamalarının ardından, 2 milyar TL lik büyük bir milli servetin yok olmasına sessiz kalamamıştır. 20.10.2015 tarihinde yaptığı açıklama ile olaya ilişkin ocaktaki tulumbaların kurulması ile ocağın üretim yapılabilecek bir hale getirilmesi ve milli servetin yok olmaması için gerekli tüm önlemleri almaları ve ocaktaki suyu tahliye etmeleri için ilgililere 2 günlük süre vermiştir. Müvekkilin açıklamalarına yer verilen Ereğli Önder Gazetesi’nin 20.10.2015 tarihli “SERVET YOK OLACAK” başlıklı haberinde ; “…Yılbaşından bu yana maden ocağında üretim durdu. Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Hema şirketi arasında kiralama sözleşmesi vardı. Sözleşmeden doğan hukuki sorunlar nedeniyle davalık durumdalar. Ocak ayından bugüne kadar geçen süre içerisinde ocağın normal bakımının devam edebilmesi, tekrar üretime geçtiğinde faaliyetini devam edebilmesi için gerekli olan işçi sayısı muhafaza edilmekte. Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şube Başkanının açıklamalarından öğrendik ki buralardaki tulumbaları sökmüşler. Tulumbaların sökülmesinden ötürü içeride bir su baskını söz konusu olmuş ve ocak kullanılamaz hale gelme durumu belirmiş. Burada bir önlem alınmaz ise 10 günlük süre içerisinde ocağın kullanılamayacak hale geleceğini öğrendik. EREĞLİ EKONOMİSİNDEN YILLIK 25 TRİLYON GİTTİ Burada 850 kişi geçimini sağlıyordu. Burası Ereğli ekonomisine aylık 2 trilyon, yıllık 25 trilyon gibi katma değer katan bir ekonomiye sahipti. İşçilerin işten çıkarılması ocağın da atıl vaziyete gelmesi ile bundan mahrum kaldık. Ereğli ve Zonguldak'ın en büyük sorunu işsizlik. Yerin altında 4.5 milyon ton kömür var. Yukarıda da işçiler var ama bu kömür milli servet yukarıya çıkarılmıyor. İşçi olduğu halde teknik teçhizat olduğu halde yapılmıyor. 4.5 Milyon ton yaklaşık 2 milyar gibi bir paraya tekabül ediyor. Bu şekilde rezerv tespit edildi. Yaklaşık bin işçi ile 40 yıllık yetecek şekilde rezerv söz konusu. Eğer önlem alınmaz ise bu 2 milyarlık milli servet yok olacak. 2 GÜN SÜRE VERİLDİ Bunun TTK ve şirket ayağı olduğu kadar Enerji Bakanlığının da sorumluluğu söz konusu. Enerji Bakanlığı, TTK Genel Müdürlüğü, Hattat Holding'e sesleniyoruz 2 milyarlık servetin burada terk etmeyelim, yok etmeyelim. Eğer önlem alınmaz ise aşağıya tulumbalar kurulup bu sular çıkarılmazsa bu Ocak 10 günde kullanılamayacak hale gelecek. Yazıktır bu ülkenin milli servetine ve bu ülkenin insanına. Biran evvel 2 gün içerisinde aşağıya tulumbayı kurun ve suyu çıkartın, ocağı üretim yapılacak hale getirin, bunu yapmayacak iseniz ben bölgesine sorumlu bir milletvekili olarak bir maden işçisinin çocuğu olarak bir Zonguldak’ lı olarak Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağım, görevi kötüye kullanmaktan, görevi ihmalden ve kamu malına zarardan. Ocak bu şekilde kapatılırsa bunun telafisi mümkün değil. İleride telafi edilemeyecek zararlar doğmak üzere…” denilmektedir.(Ek-3,Müvekkilin 20.10.2015 tarihli açıklaması)

6- Müvekkilin, açıklamasının ardından 21.10.2015 tarihinde Hema ve Hatta Holding A.Ş. adına kurumsal İletişim Departmanından Ömer Ak basın açıklaması yapmıştır. Haberhayat Gazetesi’nde 22.10.2015 tarihinde yayınlanan “HATTAN CEVAP “ KAPATACAĞIMIZI TTK’YA BİLDİRMİŞTİK ” başlıklı haberinde yer verilen basın açıklamasında ; “…CHP Zonguldak Milletvekili Av. Ünal DEMİRTAŞ’ın dün Ereğli Kandilli’de HEMA’ya ait kömür ocağının kapatılmasına sert tepki göstererek iki gün süre vermesi ses getirdi.HEMA ve Hattat Holding A.Ş adına Kurumsal İletişim Departmanından Ömer Ak,basın bidirisi yayınlayarak süreçte gelinen noktanın sorumlusunun TTK olduğunu açıkladı.Açıklama şöyle:Şirketimiz Kandilli İşletmesi faaliyetlerini yaklaşık 1,5 sene önce sonlandırmış ve işletmeyi teslim alması için TTK Kurumuna muhtelif yazılarla bildirimde bulunmuştur. Kandilli işletmesindeki faaliyetlerimizi sonlandırma nedenlerimizi başta iş yerinde örgütlü bulunan sendika ve çalışanlarımız çok iyi bilmektedir.TTK’ dan bildirim talebimize bir cevap verilmemiş olup,işletmeyi halen teslim almamıştır.TTK ile akdedilen rödövans sözleşmesinin mahkemece feshi talep edilmiş olup,yargı süreci devam etmektedir.Mahkeme’ye TTK’nın yaptığı başvuru üzerine emniyet tedbirlerinin alınması hususunda tedbir kararı 16.09.2015 tarihinde verilmiş ve şirketimizce mahkemenin tedbir kararına uygun olarak gerekli emniyet tedbirleri alınmıştır.Ayrıca bu konuda uzman kişilerden alınan rapor ve alınan tedbirler mahkemeye sunulmuştur.Bu madde gerçeğe karşın işletme yetkililerinden herhangi bir bilgi talebinde bulunmadan,işletmenin mevcut durum hakkında bilgi sahibi olmadan,ocaktaki mevcut durumu ve alınan tedbire bağlı önlemleri görmeden belirsiz bir amaçla yapılan değerlendirmeler gerçeği göstermemekte ve saptırılmış olup şirketimizi ve çalışanlarımızı mağdur edecek söylemler içermektedir.Her türlü hukuki ve cezai haklarımızı mahfuz kalmak üzere haksız ve yanlış beyan ve açıklamalarda bulunan kişilere bu açıklamaları yakıştıramadığımızı saygıyla kamuoyuna duyururuz…” denilmektedir. (Ek-4, Hema ve Hattat holding A.Ş. Basın açıklaması) ANCAK HER NE KADAR HEMA ENDÜSTRİ A.Ş. OCAĞI TTK’ YA TESLİM ETTİKLERİNİ BELİRTMİŞ OLSA DA, YİNE BASIN AÇIKLAMASINDA BELİRTTİĞİ ÜZERE TARAFLARIN ARASINDAKİ SÖZLŞEME HENÜZ FESHEDİLMEMİŞ OLUP, HUKUKİ SÜREÇ DEVAM ETMEKTE VE ŞU ANDA OCAKTA HEMA ENDÜSTRİ A.Ş. NİN 27 TANE İŞÇİSİ BULUNMAKTADIR. BU İŞÇİLERİN ÖDEMELERİNİ HEMA ENDÜSTRİ A.Ş. YAPMAKTADIR. Bu sebeplerle basın açıklamasının aksine Hema Endüstri A.Ş. nin ocaktaki sorumluluğu devam etmektedir.

7- Müvekkilin açıklamalarına ve ocaktaki suyun boşaltılması için 2 gün süre vermesine rağmen, ocağın sahibi Türkiye Taş Kömürü Kurumu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve rödovans sözleşmesi ile ocağı kiralayan Hema Endüstri A.Ş. yetkilileri ve görevlileri tarafından herhangi bir tedbir ve önlem alınmamıştır. Müvekkilin basına yaptığı açıklamalarda da belirtildiği üzere, Türkiye Taş Kömürü Kurumuna ait Kandilli Alacağzı İşletmeleri – 300 kodunda 4,5 milyon ton kömür rezervi bulunmaktadır. Önlem alınmaması durumunda 4,5 milyon kömür rezervinin bulunduğu -300 kodunun 10 gün içerisinde sular altında kalacaktır. 4.5 Milyon ton kömür yaklaşık 2 milyar liralık bir milli servettir. 4,5 milyon tonluk rezerv yaklaşık bin işçi ile 40 yıllık yetecek bir rezervdir. Eğer önlem alınmaz ise bu 2 milyarlık milli servet yok olacaktır. Bu durum ise ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır. Şüphelilerden Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza ALABOYUN, Türkiye Taş Kömürü (TTK) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Burhan İNAN görevlerinin gereklerini yerine getirmeyerek, görevlerini yapmakta ihmal ve gecikme göstermeleri nedeniyle kamu malına zarar vermekte ve görevi kötüye kullanma suçunu işlemektedirler. Şöyle ki;

Türk Ceza Kanunu’nun “Görevi Kötüye Kullanma” başlıklı 257.

Maddesinde; “…. (1)Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır…”denilmektedir.

3154 sayılı Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat Ve

Görevleri Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre; “…Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görevleri

(Ek ibare: 20/2/2001-4628/17 md.) ilgili Kanunlarda piyasada faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara bırakılmadığı takdirde ve ölçüde şunlardır:

a) Ülkenin enerji ve tabii kaynaklara olan kısa ve uzun vadeli ihtiyacını belirlemek, temini için gerekli politikaların tespitine yardımcı olmak, planlamalarını yapmak,

b) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLARIN ÜLKE YARARINA, TEKNİK İCAPLARA VE EKONOMİK GELİŞMELERE UYGUN OLARAK ARAŞTIRILMASI, İŞLETİLMESİ, GELİŞTİRİLMESİ, DEĞERLENDİRİLMESİ, KONTROLÜ VE KORUNMASI AMACIYLA GENEL POLİTİKA ESASLARININ TESPİT VE TAYİNİNE YARDIMCI OLMAK, GEREKLİ PROGRAMLARI YAPMAK, PLAN VE PROJELERİ HAZIRLAMAK VEYA HAZIRLATMAK,

c) BU KAYNAKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK ARAMA, TESİS KURMA, İŞLETME VE FAYDALANMA HAKLARINI VERMEK, GEREKTİĞİNDE BU HAKLARIN DEVİR, İNTİKAL, İPTAL İŞLEMLERİNİ YAPMAK, İPOTEK, İSTİMLAK VE DİĞER TAKYİT EDİCİ HAKLARI TESİS ETMEK, BUNLARIN SİCİLLERİNİ TUTMAK VE MUHAFAZA ETMEK,

d) Kamu ihtiyaç,güvenlik ve yararına uygun olarak enerji ve tabii kaynaklar ile enerjinin üretim,iletim,dağıtım,tesislerinin etüt,kuruluş,işletme ve devam ettirme hizmetlerinin genel politikasını tespit çalışmalarının koordinasyonunu temin etmek ve denetlemek,

e) Yeraltı ve yerüstü enerji ve tabii kaynaklar ile ürünlerinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim fiyatlandırma politikasını tayin ve gerektiğinde fiyatlarını tespit etmek,

f) Bakanlığın bağlı ve ilgili kuruluşlarının işletme ve yatırım programlarını inceleyerek tasvip etmek ve yıllık programlara göre faaliyetlerini takip etmek, değerlendirmek,

g) Bakanlığa bağlı ve Bakanlıkla ilgili kuruluşların çalışmalarını ve işlemlerini her bakımdan tetkik, tahkik ve teftişe tabi tutmak, gerekli her türlü emri vermek ve denetlemek,

h) (Ek: 11/10/2011 - KHK - 662/79 md.) Yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi ve enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik politikaların ve stratejilerin belirlenmesine yönelik çalışmalarda bulunmak,

ı) Yukarda belirtilen görevleri yerine getirmek amacı ile gerekli bilgileri

toplamak, değerlendirmek ve uzun vadeli politikaların tespiti ve geliştirilmesi ile ilgili hazırlık çalışmalarını yapmak...” Yine aynı kanunun 5 .maddesine göre; “…Bakan, Bakanlık kuruluşunun en üst amiridir ve Bakanlık hizmetlerinin mevzuata, hükümetin genel siyasetine, milli güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle ve Bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli ve Başbakana karşı sorumludur.Bakan, emri altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden sorumlu olup, Bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının faaliyetlerini, işlemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkilidir…” Kanunda belirtildiği üzere, su altında kalmak ve kullanılmaz hale gelmek üzere olan Kandilli Alcağzı Kömür İşletmelerinin işletilmesi, korunması, denetlenmesi, geliştirilmesi ve gerekli tesislerin kurulması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görevidir. Ancak şüpheli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, ulusal ve yerel basına da yansımasına rağmen, görevinin gerekleri yapmayarak 4,5 milyon ton kömür rezervinin su altında kalmasını ve maden ocağının kullanılamaz hale gelmesini ve 2 milyar liralık tesisin ve maden rezervinin yok olmasını engellemek için gerekli önlemleri almamakta ve bu duruma sessiz kalmaktadır. Şüpheli, görevini yerine getirmeyerek ve gerekli önlemleri almayarak kamunun malına zarar verilmesine sebebiyet vermekte ve görevi kötüye kullanma suçunu işlemektedir. Bu sebeplerle şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak eylemlerine uyan ilgili ceza maddelerinden kamu davası açılmalıdır.

Yine Kandilli Beldesindeki Alacağzı Kömür İşletmeleri Türkiye Taş

Kömürü ‘ ne aittir. Türkiye Taş Kömürü’nün Ana Statüsünün TTK’nın “Amaç ve Faaliyet Konuları” başlıklı 4. Maddesine göre; “… Devletin Genel Sanayi ve Enerji politikasına uygun olarak taşkömürü ile taşkömürü havzasındaki diğer maden rezervlerini en iyi şekilde değerlendirerek yurt ekonomisine azami katkıda bulunmak amacıyla teşkil edilen TTK’nın faaliyet konuları aşağıda gösterilmiştir.

1 - Teşekkülün amacının gerçekleştirilmesi için gereken her türlü arama, etüd, plan, proje ve programlar yapmak, bunları takip etmek, uygulama stratejilerini tespit etmek ve gerçekleştirilmesini sağlamak,

2 - TAŞKÖMÜRÜ İLE TAŞKÖMÜRÜ HAVZASINDAKİ DİĞER MADENLERİN ÜRETİMİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ HER TÜRLÜ YER ALTI VE YERÜSTÜ SOSYAL SUNAİ TESİSLERİNİ KURMAK, İŞLETMEK VEYA İŞLETTİRMEK,

3 - Taşkömüründen kok, briket gibi düğer cins kömürler ile taşkömürü havzasındaki diğer madenlerden elde edilebilir tüm türevleri üretmek, ürettirmek, tüm tali maddeleri yapmak, üretmek, ürettirmek,

4 - 11 Haziran 1937 tarih ve 3241 sayılı Ereğli Şirketinden alınan liman (Zonguldak), demiryolu ve madenlerle Kozlu ve Kilimli demiryollarının işletilmesi ve havzadaki deniz işlerinin tekel altına alınması ve 30 Mayıs 1940 tarih ve 3867 sayılı Ereğli Kömür Havzasındaki ocakların Devletçe işlettirilmesi hakkındaki yasalarla Etibank’a ve Ereğli Kömürleri İşletmesi’ne verilmiş veya devredilmiş bulunan 6974 sayılı Yasa ile TKİ Kurumuna intikal eden taşkömürü madenlerinin, sınai tesisleri liman ve demiryollarını ve konulmuş olan tekeli ve Ereğli Limanı ile Ereğli-Armutçuk demir-yolunu işletmek, işlettirmek,

5 - Taşkömürü ve taşkömürü havzasındaki diğer madenler ile bunlardan elde edilen türevlerin ithalat ve ihracatını yapmak,

6 - İŞTİGAL KONUSUNA GİREN HUSUSLARDA GEREKLİ SINAİ TESİSLERİ KURMAK, KURDURMAK, İŞLETMEK, İŞLETTİRMEK VE ÜRÜNLERİNİ DEĞERLENDİRMEK,

7 - İşletme çalışmalarında çıkan ürün ve atıkları değerlendirmek,

8 - İştigal faaliyetleri için gerekli etüd ve arama ve araştırma yapmak veya yaptırmak,

9 - Konu ile ilgili kara ve deniz dahil her türlü nakliye, tahmil ve tahliye işleri yapmak veya yaptırmak,

10 - Amaçları ile ilgili ithalat ve ihracat dahil her türlü ticari faaliyette bulunmak, ayni ve fikri haklar almak ve satmak,

11 - Taşkömürü ile taşkömürü havzasındaki diğer madenleri işletmek veya işlettirmek,

12 - Faaliyetlerini yürütmek için gerektiğinde istimlak işlerini yapmak,

13 - Bu hizmetlerin görülmesi ve geliştirilmesi için kaynaklar sağlamak ve arttırmak,

14 - Gerektiğinde yurt içinde veya yurt dışında ortaklıklar kurmak veya tasfiye etmek, kurulmuş ve kurulacak ortaklıklara iştirak etmek veya ayrılmak,

15 - Müesseseler be bağlı ortaklıklar arasında koordinasyonu sağlamak,

16 - Müesseseler ve bağlı ortaklıların bütçeleri ile fiyat, tarife ve yatırımların genel ekonomi ve madencilik sanayi ve enerji politikalarına uyumunu sağlamak,

17 - Bu amaç ve faaliyet konuları ile ilgili olarak gayrimenkul almak, satmak, kiralamak, kiraya vermek, leyh ve aleyhte rehin ipotek, intifa, irtifak hakları, gayrimenkul mükellefiyeti vs. hakları tesis etmek,

18 - İstihdamı geliştirme çalışmaları kapsamında düzenlenen beceri kazandırma programlarının uygulanmasını sağlamak,

19 - Kurulmuş ve kurulacak küçük ve orta büyüklükteki özel kuruluşlarla idari ve teknik alanlarda rehberlik yapmak,

TTK, amaç ve faaliyetlerini doğrudan doğruya ve Müessese, bağlı ortaklık ve diğer birimleri eli ile yerine getirir. TTK’nın amacı ve faaliyet konuları Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile değiştirilebilir…” KURUMUN ANA STATÜDE DE BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, TAŞKÖMÜRÜ İLE TAŞKÖMÜRÜ HAVZASINDAKİ DİĞER MADENLERİN ÜRETİMİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ HER TÜRLÜ YER ALTI VE YERÜSTÜ SOSYAL SUNAİ TESİSLERİNİ KURMAK, İŞLETMEK VEYA İŞLETTİRMEK, TÜRKİYE TAŞ KÖMÜRÜ KURUMUNUN GÖREVİDİR. ANCAK TÜRKİYE TAŞ KÖMÜRÜ YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜ ŞÜPHELİ BURHAN İNAN, TÜM UYARILARA RAĞMEN, OCAĞIN VE 4,5 MİLYON TON KÖMÜR REZERVİNİN YOK OLMAMASI İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMAMAKTA, OCAĞI İŞLETMEMEKTE VE OCAĞIN SU ALTINDA KALMASINI ENGELLEYECEK TULUMBA SİSTEMLERİNİ KURMAMAKTADIR. Şüpheli, ulusal ve yerel basına da yansımasına rağmen, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek 4,5 milyon ton kömür rezervinin su altında kalmasına ve maden ocağının kullanılamaz hale gelmesine ve 2 milyar liralık tesisin ve maden rezervinin yok olmasını engellemek için gerekli önlemleri almamakta ve bu duruma sessiz kalmaktadır. Şüpheli, bu eylemleri ile görevini yerine getirmeyerek ve görevini yapmakta ihmal nedeniyle kamu malına zarar vermiş ve görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir. Bu sebeplerle şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak eylemlerine uyan ilgili ceza maddelerinden kamu davası açılmalıdır.

7- Hema Endüstri A.Ş. yetkilileri ise, TTK ile aralarındaki hukuki süreç

nedeniyle ocağı kapatmaları, rödovans sözleşmesi ile kiraladığı Kandilli Alacağzı Kömür İşletme-lerindeki su tulumbalarının sökülmesi ve yeniden kurulmaması ile ocaktaki suların ocaktaki 17-A nolu panoyu tamamen doldurmasına sebebiyet vermiş, bu eylemlerine devam ederek ocağın kullanılmaz hale gelmesine ve 4,5 milyon ton kömür rezervinin sular altında kalmasına sebebiyet vermektedir. Hema Endüstri A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim HATTAT , sorumluluğun devem ettiği ocağın su altında kalmasını engelleyecek tulumba sistemini kurmamak , ocağın güvenliğini ilişkin tüm tedbirleri almak zorundadır. Şüpheli bu eylemleri ile, Türk Ceza Kanunu’nun 151 ve 152. Maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunu işlemektedir. Nitekim Türk Ceza Kanunu’nun “Mala zarar verme ” başlıklı 151.maddesinde ; “…(1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.( 2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır…” denilmektedir. Yine Türk Ceza Kanunu’nun “Mala Zarar Vermenin Nitelikli Halleri” başlıklı 152. Maddesinde ise ; “…(1) MALA ZARAR VERME SUÇUNUN, A) KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA AİT, KAMU HİZMETİNE TAHSİS EDİLMİŞ VEYA KAMUNUN YARARLANMASINA AYRILMIŞ YER, BİNA, TESİS VEYA DİĞER EŞYA HAKKINDA, B) YANGINA, SEL VE TAŞKINA KAZAYA VE DİĞER FELAKETLERE KARŞI KORUNMAYA TAHSİS EDİLMİŞ HER TÜRLÜ EŞYA VEYA TESİS HAKKINDA,c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.(2) Mala zarar verme suçunun;a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,b) TOPRAK KAYMASINA, ÇIĞ DÜŞMESİNE, SEL VEYA TAŞKINA NEDEN OLMAK SURETİYLE,c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak,İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir katına kadar artırılır.(3) (Ek: 18/6/2014-6545/65 md.) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır…” denilmektedir. Şüpheli İbrahim Hattat, rödovans sözleşmesi ile kiraladığı ve sorumluluğunun devam ettiği ocaktaki tulumba sistemlerinin sökülmesi ve yeniden kurulmaması nedeniyle, kamu malı olan maden ocağı tesisinin su altında kalmasına ve kullanılmaz hale gelmesine sebebiyet vermesi nedeniyle nitelikli mala zarar verme suçunu işlemiştir. Bu sebeple şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak eylemlerine uyan ilgili ceza maddelerinden kamu davası açılmalıdır.

HUKUKİ NEDENLER : TCK, CMK ve ilgili yasal mevzuat,

DELİLLER : GMİS Armutçuk Şube Başkanı Ali Eşitmez’ in açıklamaları, müvekkilin konuya ilişkin basın açıklaması, , Hema ve Hattat Holding A.Ş. basın açıklaması konu ile ilgili yazılı, görsel ve internet medyasında çıkan diğer haberler, bilirkişi incelemesi ve her tür yasal delil,

SONUÇ :Yukarıda yaptığım gerekçeli açıklamalara ve re’sen gözetilecek nedenlere göre, şüpheliler hakkında soruşturma yapılarak eylemlerine uyan ilgili TCK maddelerinden şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımla dilerim.

Editör: Pusula Gazetesi