Zonguldak’ın gündemini uzun süredir meşgul eden termik santraller ile ilgili olarak Kemal Beziroğlu isimli bir vatandaşın hazırladığı “Hava Kulesi Projesi” dikkat çekiyor. Proje ile termik santrallerin zehirli atıklarından kurtulunduğu gibi bölgede turizm de amaçlanıyor. Bunun yanı sıra kule sayesinde termik santraller yakıt harcamadan enerji üretme imkanı da elde ediyor. Çatalağzı’nda doğup büyüyen ve daha sonra da termik santrallerin artması nedeniyle Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine göç eden ve yaşamına da pazarcılık yaparak devam eden Kemal Beziroğlu, termik santrallerin zehirli atıkları ile ilgili olarak ilginç bir proje önerisinde bulundu. Termik santrallerin gerek bacasından çıkan kül ve kirli havanın, gerek ise kirli su atıklarının tekrardan enerjiye dönüştürülebileceğini belirten Beziroğlu, “Çatalağzı’nda ve Zonguldak’ta bir termik santral sorunu var. Bundan halkımız rahatsız. Termik santraller ciddi derecede zehir saçıyor. ‘Bunu önlemek mümkün mü?’ derseniz, bu proje sayesinde hem zehri önleriz, hem de yapılacak olan proje ile yeni bir enerji kaynağı bulmuş oluruz. Yani halk da, devlet de memnun olur, termik santral sahipleri de ek olarak enerji üretecekleri için memnun olurlar. Bu proje herkese hitap eden bir projedir. Benim istediğim para filan değil. Birileri bu projeye sahip çıksın, araştırsınlar ve bu sistemi Çatalağzı’na kursunlar” diye konuştu.
“ÇATALAĞZI’NDA BULUNAN TERMİK SANTRAL SORUNUNA YÖNELİK BİR PROJE HAZIRLAYAN BİR KİŞİ VARSA, O DA BENİM”

Zonguldak’ın ve ülkenin sorunlarından birisinin de termik santraller olduğuna ve yapılan termik santral eylemlerinin santrallerin zehirli atıklarını engelleyemediğine dikkat çeken Beziroğlu, “Termik santral, Zonguldak’ımızı öldürmüş diyebiliriz. Çatalağzı’ndaki termik santraller nedeniyle bölgede göçler başladı. Göç edenlerden birisi de benim kendi ailem. ‘Bunlara bir son verilmesi gerekiyor’ diye düşünüyorum. Termik santralleri buradan kaldırmak mümkün değil. Ancak mevcut santrallerin yaymış olduğu zehirleri engelleyebiliriz. Ayrıca bu zehirler tekrardan enerjiye dönüştürülebilir. Bu nedenle de bu projenin gerek Zonguldak halkı, gerek de siyasetçilerimiz ve hükümetimiz tarafından desteklenmesini ve yapılmasını istiyorum. Ben okumuş birisi değilim, pazarcılık yapıyorum. Ancak benim çocukluğumdan bu yana bilime olan ilgim ilk günkü gibi devam ediyor. Benim gibi diploması olmayan, profesör veya doçent olmayan, ancak çok büyük projeleri olan bir sürü insan var. Ancak ülkemizde bizim gibiler proje sundukları zaman bu projeler kabul görmüyor, herkes görmezden geliyor. Bu güne kadar yüz faks ve yüz e-mail attım, Başbakanlarımızın ikisine de... Çok yere proje sundum, mektuplar yazdım, e-mail attım. Diplomamız olmadığı için, profesör olmadığımız için bizim kabul edilmemiz mümkün olmadı. Sermaye, bürokrasi ve medya kendi arasında bir çark kurmuş devirdayim yapıyorlar. Halka kapalı olduğumuz için, kendimizi halka anlatamadığımız için bir şey yapamıyoruz. Projemizin hayata geçmesi için ilk önce halkın bunu istemesi gerekiyor. Halk desteği olmadan hiçbir şey olmaz. Çatalağzı’nda bulunan termik santral sorununa yönelik bir proje hazırlayan bir kişi var ise oda benim. Bunu birçok sosyal medyada paylaşarak halkın desteğini almaya çalıştım. Çoğu insan bu projenin hayata geçebileceğine inanıyor. Sosyal destek olması benim için yeterli” açıklamasında bulundu.

“KULE PEOJESİ İLE TERMİK SANTRALLERİN ZEHİRLİ ATIKLARINDAN KURTULABİLİRİZ”

Çatalağzı’nda bulunan mevcut termik santrallerin zehirli atıklarının engellenebileceğini belirten Beziroğlu, bu atıkların da tekrardan enerjiye dönüştürülebileceğini söyledi. Beyninde tümör bulunan ve pazarcılık yapan Kemal Beziroğlu şöyle konuştu:

“Çatalağzı’nda bulunan mevcut santraller için hazırlamış olduğum proje gerçekten çok önemlidir. Size biraz projemi anlatmak istiyorum. Çatalağzı’nda bulunan termik santraller için 2 kilometrelik bir ‘Hava Kulesi Projesi’ hazırladım. Kule projesi ile termik santrallerin zehirli atıklarından kurtulabiliriz. Bu model mevcut termik santrallerin atıl ısısını, çevreye verdiği zararlar ile bilinen soğutma suyunun zehirlerini yok edecektir. Bunun yanında da karbondioksit ve sülfür çıkıştan kaynaklanan bir zarar vardır. Bunun yanında fazla su çekmesinden kaynaklanan zararlar vardır. Kulemiz bütün bu atıl ısıyı, zehirli atıkları elektrik enerjisine çevirebilmektedir. 2 kilometre yüksekliğinde bir kule yaptığımız zaman taban ile tavan arasında 12 derecelik bir ısı farkı olacaktır. Bu fark rüzgar üretimine yetecektir. Bu çok fazla olmasa da kule zaten kurulduğu andan itibaren elektrik enerjisi üretimine başlayacaktır. Santralden gelen atıl ısı, bu kuleye aktarıldığı zaman bu ısı elektrik enerjisine dönüşecektir.”

“ATIL ISI SUYUNDAN ENERJİ ELDE EDEBİLİRİZ”

Proje hakkında detaylı olarak bilgi veren Beziroğlu, “Kulemizin dibinde dikey ve yatay merkezli olmak üzere 2 adet tünel olacak. Yatay merkezli tünelde su buharı ve atıl soğutma suyu tünelde bulunan radyatörlerden geçirilerek yoğunlaştırılacak. Bu ısı da hava panelleri ile emilerek hava tüneline aktarılacak. Dikey olan tünelimizde ise baca gazları dolaştırılacak. Bu bacalar 10 metre çapında ve 10 metre uzunluğunda olacak. Yani projede kömür kazanından çıkan zehirli hava ve atıl atık su kulemizin altında bulunan havuza aktarılacak. Diğer tarafta ise soğutma suyu yer alacak. Termik santraller 250 derecenin altında olan buharı elektriğe dönüştüremez. Ancak kulemizde bu buhar, elektrik enerjisine dönüştürülebilecektir. Size kulemiz sayesinde atıl ısı suyunu nasıl elektriğe dönüştürüldüğünü anlatmak istiyorum. Termik santrallerde 3 ana ünite vardır. Bunlardan birisi yakıtın yakıldığı kazan, diğeri atıl suyun buharlaştırıldığı kazan ki bu yakıt kazanına bağlıdır. Diğeri ise buharın döndürüldüğü türbünler ve asıl ısı hatlarıdır. Burada buhar ısısı döndürüldükten sonra atıl ısı ortamı oluşmaktadır. 200 dereceden oluşan bu buhar doğaya salınmaz, soğutma suyu ile geri kazanılmaktadır. Bunun nedeni santrale sürekli olarak su arıttıramazsınız. Eğer arıtırsanız santral kireçli su nedeniyle zarar görür. Bu su şu anda doğaya salınmaktadır ve doğal dengeyi bozduğu gibi su kaynaklarımızı da tüketmekte ve kirletmektedir. Bizim buradaki amacımız bu buharı yatay radyatörlerden geçirerek atıl ısıdan kulemizde elektrik enerjisi elde etmektir” ifadelerini kullandı.

“SANTRALLERİN ZEHİRLİ ATIKLARI DOĞAYI KİRLETMEYECEK VE BUNUN YANINDA DA SANTRALE EK ELEKTİRİK GÜCÜ SAĞLAYACAK”

Termik santrallerdeki kirli atık suyun elektriğe dönüştürülmesi noktasında açıklamalarda bulunan Beziroğlu, “Dikey radyatörümüz ise şu anda hava kirliliğine neden olan termik santrallerin bacalarının yerini alacaktır. Bacaların altına kurulacak olan bu sistem ile ister ‘yağ dolaşımı’ deyin, ister ‘eter dolaşımı’ deyin, isterseniz ‘doğal ısı aktarımı’ deyin... Hepsinin aktarım alanı, ünitesi farklı olacaktır. Baca gazlarının ısısı karbondioksit ve sülfürdür. Bunlar emilerek elektrik enerjisine dönüşecektir. Kulemiz eğer tam anlamıyla donanımlı olarak yapılırsa, sülfür gibi zehirli atıkları da geri kazanma şansımız oluyor. Eter dolaşım hücreleri ile sülfürü yoğunlaştırarak sıvı hale getirebiliriz. Bunu da otomotiv sanayisinde kullanma imkanımız oluyor. Buradaki en önemli özellik şudur, termik santral kuran insanlar verimliliği düşürdüğü için bacalara filtre takmazlar. Bunun farkındayız. Benim projemde sülfür ve benzeri zehirli gazların atıl ısısını emerek ve yoğunlaştırarak bertaraf ettiği için filtre takılmasına gerek kalmayacak. Filtre takmak gibi bir maliyet getirmeyecek, tam aksine termik santral için ek megavat gücü sağlayacaktır. Yani santralin zehirli atıkları doğayı kirletmeyecek ve bunun yanında da santrale ek elektrik gücü sağlayacak. Ayrıca da bu atıklar geri dönüşüm olarak da kazanılabilecek. Bu projenin 6 bin megavat gücü olan bir santrale uygulandığını düşünürsek. Bu santralde kulemizin kurulması halinde artı olarak bin 200 megavatek bir elektrik üretimi sağlanmış olacaktır. Ek megavat gücü sağlandığı gibi bu elektrik için bir enerji harcamanız, yakıt harcamanız gerekmeyecektir. Bu proje ile hem hava kirliliğinden kurtulmuş olacağız, hem de termik santral ek olarak yakıt harcamadan elektrik üretmiş olacaktır. Yani bu proje ile hem halk memnun olacak, hem de termik santral sahipleri memnun olacaktır. Bunun yanında bu kuleyi turistik bir tesis haline getirerek bölgeye turist çekmek mümkün olacaktır” diye konuştu.

“KULE, TURİZM AMAÇLI DA KULLANILABİLECEK”

Proje sayesinde bölgeye turist çekme imkanının da oluşabileceğine dikkat çeken Kemal Beziroğlu, “2 bin metre uzunluğunda olan kulemiz yaklaşık olarak bin 600 metre yükseklikten iki adet çelik tel ile zemine bağlı olacak. Küçük bir teleferik görevi de görecektir. Bunun sayesinde kulemize kafeterya, restoran, gözlem evi gibi kulemizin taşıma kapasitesine göre sosyal tesisle kurulabilecektir. Kule istenilirse, yamaç paraşütü rampası olarak da kullanılabilecektir. Bunlar sayesinde de bölgemize turist çekme olanağı da sağlayacaktır. Bu projeyi sadece Zonguldak’ta değil, Antalya’da da kullanabiliriz. Orada turistik amaçlı kullanılması ülkemize büyük bir getiri sağlayacaktır. Ben devlet tarafından çevreci enerjiye destek verilmesini istediğim için bu projeyi geliştirdim. Projemiz yetersiz olduğunda, istenilen verimi vermediğinde bu kuleyi taşıma olanağı da var. Örneğin bu kulemiz istenileni Zonguldak’ta sağlayamadı ise kulemizi Antalya’ya taşımak mümkün oluyor. Kulemiz taşıma kolaylığı sağlayacak şekilde tasarlandı. Projenin örnekleri dünyada bazı ülkelerde var. Ancak bu kadar büyük bir proje daha yapılmış değil” ifadelerini kullandı.

“DEVLETİN, MİLLETVEKİLLERİMİZİN, ÜNİVERSİTEMİZİN, TERMİK SANTRAL İŞLETMECİLERİNİN VE ÖZELLİKLE DE HALKIMIZIN DESTEĞİNE İHTİYACIM VAR”

Termik santrallerin zehirli atıkları nedeniyle Zonguldak milletvekillerinin ve Zonguldak’ın ileri gelenlerinin girişimleri olması gerektiğini vurgulayan Beziroğlu, “Bu projenin hayata geçmesi için devletin, milletvekillerimizin, üniversitemizin, termik santral işletmecilerinin ve özellikle de halkımızın desteğine ihtiyacım var. Benim projeden maddi bir beklentim yok. Ben sadece termik santrallerin zehirli atıklarının yok edilmesini istediğim için bu çalışmayı yaptım. Bu proje herkesi memnun edecek nitelikte bir projedir. Bu nedenle de Zonguldak halkından ve Zonguldak’ın ileri gelenlerinden projeye destek çıkmalarını rica ediyorum. Bir Ar-Ge çalışması yapılsın, proje incelensin ve geliştirilsin, eksik görülen yerler tamamlansın ve hayata geçsin istiyorum. Benim kendim için bir beklentim yok, Zonguldak’ın geleceği ve belki de ülkemizin geleceği için bu proje çok değerli anlam taşıyabilir” açıklamasında bulundu.

Editör: Pusula Gazetesi