Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Zonguldak 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Hüseyin Özbakır, Pusula TV’de yayınlanan “Sözün Özü” programında gazeteci Osman Sav’ın sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken Pınarhisar Cezaevi’nde yattığı sırada Kırklareli Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan AK Parti Milletvekili Adayı emekli Başsavcı Hüseyin Özbakır, Zonguldak sorunlarının çözümü için gerekirse Cumhurbaşkanına gideceğini belirtti.
9 yıl boyunca Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı görevinde bulunan Özbakır, “Zonguldak’ı çok seven birisiyim, Zonguldak’a hizmet etmek için buradan milletvekili adayı oldum. Amacım, kubbede hoş seda bırakmak” dedi.
Osman Sav: Seçim çalışmaları nasıl gidiyor?
Hüseyin Özbakır: 7 Nisan’da listeler verildi, aday olduğumuz belirlenince tüm arkadaşlarımla sahaya indik. Yaklaşık 1,5 aydır seçim çalışmalarındayız. Girip-çıkmadığımız yer yok. Kimse başsavcı olduğuma bakmasın, herkesin elini sıkmak ve onlarla tanışmak istiyorum. Ben görevdeyken de daireme giren vatandaşlara ayrım yapmadan kim olursa olsun herkesin işini gördüm ve nezaketle karşılayıp nezaketle uğurladım bunu kendime görev edinmiştim. Ben kibirli bir adam değilim, bana ulaşmak zor değil.
Sav: Cumhurbaşkanımızla nasıl tanıştınız? Sonraki diyaloğunuz nasıldı?
Özbakır: Ben o zaman Kırklareli Başsavcısıydım. O tarihlerde cezaevleri bir hayli karışıktı, ama benim cezaevimde bir sıkıntı yoktu. Birçok önemli isim benim cezaevimde kalıyordu ve kalmak istiyorlardı, onları da kabul edip misafir ediyordum. Mahkumlara, personele iyi davranıyordum. Bende her tip katil vardı. Sabancı’nın katili de benim cezaevimdeydi. Hayati Yazıcı Bey benim sınıf arkadaşımdı, o zaman bana geldiler. Kendisi, Sayın Cumhurbaşkanımızın avukatıydı, ‘Sayın Recep Tayyip Erdoğan burada yatmak istiyor’ dedi. Ben de, ‘Tamam’ dedim. Bir koğuşum vardı güvenli, ‘Oraya alalım’ dedim, düşündüler, Pınarhisar’da yatmak istediler, biz de ayarladık güvenli bir şekilde. Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında bir mahkum da vardı, tabi orada yatırdık. Tabii o zaman bir beklentimiz yoktu ileriye dönük, sadece bize düşen görevi yaptık. Diğer mahkumlar gibi onunda can güvenliğini sağladık, öyle bir ahım şahım ayrıcalık yapmadık. Zamana zaman biz kontrollere gidiyorduk, ilk birebir tanışmamız o zaman oldu. Kendisini tüm milletvekilleri muhaliflerde dahil ziyarete geldiler.
Sav: Cumhurbaşkanımız için cezaevine girdikten sonra “muhtar bile olamaz” dendi, o dönemde bir baskı oldu mu üzerinizde?
Özbakır: Sadece Cumhurbaşkanımız değil birçok önemli isim vardı. Kesinlikle öyle bir şey olmadı, biz görevimizi yaptık sadece, baskı kesinlikle olmadı. Korkunç bir ilgi vardı, görüşe gelip de dönen bir sürü insan vardı.
Sav: Cumhurbaşkanımız Erdoğan cezaevinde neler yapardı?
Özbakır: İngilizce çalışıyordu. Kendi projelerini geliştiriyordu, kitap okuyordu, ama daha çok İngilizce’ye ağırlık verdiğini biliyorum. Malum aradan 16 yıl geçti, hatırladığım bu.
Sav: Cezaevinden çıktıktan sonra görüşmeleriniz nasıl oldu?
Özbakır: Cezaevinden çıktıktan bir süre sonra kendisi teşekkür ziyaretine geldi. Daha sonrada çalıştığım yerlere geldiğinde karşılamada bulunuyorduk, ben ziyaret ediyordum, telefon trafiğimiz hiç olmadı. En son 3 sene önce gittim, “Ben Zonguldak’tan emekli olacağım” dedim. Tuhafına gitti, nitekim Zonguldak’tan emekli oldum. Kendisi çok vefalı bir insandır, çok pozitif bir insandır, tanısanız sizde seversiniz. Cumhurbaşkanı olduktan sonra ziyaret fırsatım olmadı. Karabük’te karşılaşmamız oldu, orada görüştük. Siyaset konusunda bir teklifi olmadı.
Sav: Aday adaylığı döneminde iki il yazıyorsunuz. Sizin ikinci iliniz Sakarya ve Sakarya’dan aday olmanız daha çok istenmiş, sizi bir ağabey olarak görmüşler. Neden Sakarya değil de Zonguldak?
Özbakır: Sakarya’nın Zonguldak gibi bakıma ihtiyacı yok. Benim bütün amacım Zonguldak’a bir şey yapabilmek. Sonuç olarak ben 9 yıl burada yaşadım, burada bir tecrübem var, kamuda bir tecrübem var. İmkanlarımı Zonguldak için kullanmak istiyorum. Ne olursa olsun Zonguldak’a bir şey yapmak adına gerekirse ben Cumhurbaşkanımıza kadar gideceğim, bunun bilinmesini istiyorum. “Şehir merkezine ne yapabiliriz, bazı belediyelere rağmen bunu nasıl aşabiliriz?” benim o düşüncem var. 4 yıl milletvekilliği yapacağız, sonra millet demesin: “Zonguldak’a ne yaptın?” Ama bazı kanunlar var, bu kanunları da belediye yetkili kılıyor. Belediyenin gayreti lazım, ama biz partiler üstü olarak çalışmalara gireceğiz, başka çaremiz yok.
Sav: “Partiler üstü” dediniz gerçekten bu konu bizim çok hayıflandığımız bir durum. Bazı siyasi parti milletvekilleri bayramlarda bile bir araya gelmiyor, siz bunu sağlayabilecek misiniz?
Özbakır: Benim açımdan bir sıkıntı yok. Dolaştığım zaman CHP’nin de, MHP’nin de bürolarına giriyorum, başarı diliyorum, hatta bir ilçemizde bizim ilçe teşkilatımız üstte, CHP’nin de alt katta, aşağıya inerken baktım kapıları açık, girdim içeriye, bayanlar vardı, onlarda şaşırdılar, ama memnun kaldılar. Düşünceler ayrı, ama asgari şartlarda bir araya gelmemiz lazım.
Sav: “Gerekirse Cumhurbaşkanına gideceğim” dediniz, Zonguldak’ın sorunları istenildiği gibi sonuca ulaşmadı, bu konuda neler söylemek istersiniz?
Özbakır: Bizim önceki arkadaşlarımız elinden geldiği kadar gayret gösterdi, şimdi işte tünelimiz bitmek üzere, biz bu çalışmaları hızlandırmak, tamamlamak ve ileri götürmek açısından gayret göstereceğiz. Filyos Projesi biliyorsunuz 100 milyon liralık kamulaştırılma yapıldı, 200 milyon liralık liman ihalesi yapıldı, ancak Çaycuma Belediyesi, TEMA Vakfı ve ihaleye giren diğer kişilerin açmış olduğu davalar yüzünden maalesef limana kazmayı vuramıyoruz. Bakanımız bir açıklama yaptı, ama ihaleye giren dava açanları beklemek durumundayız. Hükümetimiz gerçekten bu konu da istekli, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu Filyos Limanı Projesi muhakkak hayata geçecek. Filyos Projesi masal olmaktan çıktı. Bu davalardan sonra kazma vurulacak. Hem işsizlikten yakınılıyor, hem de iş sahası açılacak ondan yakınılıyor, artık bunlar tezat teşkil ediyor.
Sav: Aday adaylık sürecinden beri dillendirdiğiniz iki şey vardı. Bir yollar, iki teşvikti. Biraz bunlardan bahsedelim?
Özbakır: Bir numara yollardı, iki numara teşvikti. Sıralama değişti, bir teşvik, iki yollar oldu. Yollar bayağı yoluna girdi. Zonguldak şimdi TTK’ya bağlı, TTK işçi aldı aldı, almadı mı, maalesef ki Zonguldak’ın hevesi kırılıyor göç başlıyor, işsizlik artıyor. Yani TTK’ya alternatif teşvik… Şimdi TTK’ya 5 bin kişi alsalar, 5 bin 1’inci kişi diyor ki: ‘5 bin kişi aldılar, beni almadılar.’ Evet, çocuklarımız okuyor, çeşitli üniversiteleri bitiriyorlar, hepsinin de madende çalışacak hali yok. Burada göç var, işsizlik var: Bunu nasıl önleyeceğiz? İşte teşvik konusu burada devreye giriyor. TTK’ya alternatif olarak şimdi 1’den 6’ya kadar teşvik bölgeleri var, biz bu bölgeler içerisinde 3’üncü Bölge’deyiz, Bartın 4’üncü Bölge’de. Sanayi bölgesi kurduğumuzda 5 oluyor, biz 3’üncü Bölge’deyiz. Sanayi bölgesi kurduğumuzda bizimki 4 oluyor, onların ki 5 oluyor ve Doğu’da 6’ncı Bölgeler var. Bu şu anlama geliyor: Şimdi bir iş adamı yatırımlarını 3’üncü Bölge’ye yaparsa primlerini ve vergilerini yüksek ödüyor, onun için ne yapıyor, Bartın gibi, Düzce gibi 4 ve 5’inci Bölgelere gidiyor, yatırımlarını oraya yapıyor. Bunu aşmanın tek bir yolu var. En azından Zonguldak olarak vilayeti 4’e indirip, indirdiğimizde zaten kuracağımız sanayi bölgeleri de otomatikman 5’e iniyor, otomatikman yatırım çekiyor. Yatırım çektiği zaman işadamları kendiliğinden yatırım yapacak. Kendiliğinden birçok sorun çözülecek Zonguldak’ın çocukları, torunları burada iş bulabilecek. Tek başına TTK Zonguldak’ı kurtarmaz. Artık Zonguldak’ın bunu anlaması lazım… Zaten Başbakanımız açıkladı: TTK kapatılamayacak, ne yapılacak, TTK sadece revize edilecek, güvence altına alınacak ve ondan sonra işçi alınacak.
Sav: MÜSİAD Zonguldak Şube Başkanı Sayın Salih Yılmaz’ın da bu yönde açıklamaları oldu. Özellikle teşvik konusunda 5 veya 6’ncı Bölgeye gelinirse, çok ilgi ve yatırımın olacağını söyledi. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Özbakır: Bartın yanımızda 4’te, sanayi bölgesi 5’te, Düzce yanımızda 4’te, sanayi bölgesi, 5’te. Biz arada kalmışız, bunu sağlamamız lazım ve ben hep bunu vurguluyorum. Bakanımız geldiğinde işadamları söz aldıklarında ilk olarak teşvik konusunu gündeme getirdiler ve Bakanımız açıklama yaptı, il-ilçe bazında teşvikin söz konusu olduğunu ileri sürdü, en azından ilçe bazında alsak bile Ereğli haricindeki diğer illerimiz bunu sağlarlar ve yatırımı çekerler. Zonguldak’ı ancak bu şekilde kurtarabiliriz. Bu konuda yoğun destek istiyorum, ben elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. İnşallah Ankara’da bunu başarırım ve Zonguldak kurtulur.
Sav: İlçe bazındaki teşvik neyi kapsıyor?
Özbakır: Bizde Ereğli, Erdemir sayesinde zengin gözüküyor. Bu sadece Ereğli’nin değil, bizim de zengin gözükmemizi sağlıyor. Bir yerin teşvik olabilmesi için belirli bir gelir seviyesinin olması lazım, orası bizim gelirimizi yüksek tutuyor. Şimdi ilçe bazında teşvik verildiğinde Ereğli dışarda kalacak, diğer ilçeler teşvik alacak, bu da bir gelişme, ama bizim isteğimiz Ereğli’ye de teşvik alalım. Erdemir’in bu vergisini başka yere taşıyalım. Çünkü Ereğli’nin de bir çok sanayi yapacak bölgesi var, o nedenle Ereğli dahil teşvik için halktan destek istiyorum.
Sav: TTK’nın alternatifini mi arıyorsunuz?
Özbakır: TTK’da dediğimiz gibi herkesin çalışması mümkün değil, zaten Başbakanımız açıkladı. TTK kapatılmayacak, revize edilecek, güvence altına alınacak, tekrar çalışmaya başlanacak, kapatma düşüncesi yok. Yani şimdi elektrik-elektronik mühendisinin madende ne işi var? Gidiyor başka tarafa, bunları buraya kazandırmak lazım, belli sayıda bir insan madende çalışabilir. Tek başına TTK Zonguldak’ı kurtarmaz.
Sav: Başbakanımız açıklama yaptı, TTK konusunda kapatılmayacağını söyledi, fakat işçi alımı konusunda bir şey belirtmedi. Muhalefet ve halk tatmin olmadı, tekrar bir işçi alımı söz konusu olur mu?
Özbakır: Başbakanımız alınacaksa alır, Başbakanımız dedi ki: “Ben geleceğim, işçilerle madene ineceğim.” Bana kalırsa, onun müjdesini orada verecektir. Ama öncelikle tabii ocakların güvenli hale gelmesi şart… Bence muhalefetin yaklaşımı inandırıcı değil, ama işçi alınması şart. Üretim oldukça azaldı, kazma vuran kesim azaldı, üst kademe arttı, tabii ki bunun dengelenmesi ve üretimin artması şart. Başbakanımız buraya gelir ve ocağa inerse, boş gelmez mutlaka bir müjdeyle çıkar.
Sav: Rödevansçılar konusundaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özbakır: Büyük bir aşama, yani orada 2-4 bin kişi işe alınacak ve rödevansçılarında ödediği paraların bir kısmı devlet tarafından karşılanacak aslında TTK ile çalışmaya dışarıda çalışmanın arasında pek de bir fark kalmayacak. İnşallah kısa zaman çıkar ve rödevansçı kardeşlerimizde rahatlarlar, almaları gereken işi alırlar, üretimi artırırlar. Şu anda çıkan kömür az, yetmiyor.
Sav: Miting için CHP’li Harun Akın’ın bir açıklaması oldu, katılım az olduğu için bir milletvekili dahi çıkaramaz yönünde. Siz ne düşünüyorsunuz, bu açıklama hakkında?
Özbakır: Peki, ona vatandaş inanıyor mu? Bakın Başbakanımız geldiğinde çok sıkı bir güvenlik önlemi vardı. Ülkemiz terör ülkesi ve bizim emniyetin raporlarına göre 13 bin kişi, ama en az 2 bin kişi de geri döndü. Mitingimizde çok coşkulu bir mitingdi. Başbakanımız ayrılmak istemedi. Vatandaşla el sıkıştı, ben o düşünceye katılmıyorum. Bakanlar ayrılırken yol kenarında insanlar doluydu tabi şaşırdılar, “Biz böyle ilgi görmedik” dediler.
Sav: Ziyaret ettiğiniz CHP ve MHP bürolarında diyaloglar nasıl geçiyor?
Özbakır: Gayet iyi karşılıyorlar, anormal bir durum yok. Şimdi 80’li yılları düşünün, o zaman böyle bir şey mümkün değildi. Muhalefete seçim sonrasında mutlaka yine ziyaretlerimiz olacaktır, bundan vatandaşlarımızda memnun kalacaktır.
Sav: Seçilir seçilmez ilk yapmayı düşündüğünüz şey nedir?
Özbakır: Önce Ankara’ya alışma dönemim olacaktır, daha sonra yol ve teşvik konusunda adımlarımı atacağım, ama önce dediğim gibi bir yoklayacağım. Ödenek eksikleri ve bakanlıkları tanımam lazım tabii ki.
Sav: Size Bakanlık yakıştırıyorlar, neler söylemek istersiniz?
Özbakır: Ben bu konuda hiçbir sinyal almadım, onun içi o bizim Başbakanımızın takdiri. O beklenti, yüksek bir beklenti, vatandaşımız onu istiyor sanırım. Ama öyle bir şey olursa, Zonguldak için çok iyi olur.
Sav: Milletvekili olmadan birtakım Zonguldak’ın sorunlarına yönelik girişimlerde bulunduğunuzu duyuyorum. Özellikle Mithatpaşa Tüneli’nin çıkışı, İkinci Makas’taki giriş için Roman vatandaşları ikna konusunda birkaç çalışmanız olduğunu biliyorum. Bunları birde sizden dinlemek isteriz?
Özbakır: Şimdi o zamanlar ben görevden ayrılmamıştım, Karayolları Bölge Müdürümüz bize gelmişti, orada yapılan tespitlerin az olduğu gündeme gelmişti. Bende onlara yol göstermiştim. Onlar da yıkma parası olarak ödenek sağladı, vatandaşlarımızda mağdur olmadı, kendi evlerini kendileri yıktılar, güzellikle haloldu.
Sav: Zonguldak Havaalanı’nın yurtiçi seferlerinin açılması yönünde imza kampanyamız var. Sizde imza atarak bizlere destek oldunuz. Bu konuyla ilgili girişiminiz olacak mı?
Özbakır: Muhakkak, şimdi şu var, havaalanındaki tepe bir miktar indirildi. Ama bana kalırsa biraz ödenek daha çıkarıp o tepenin biraz daha indirilmesi ve pistin genişletilmesi lazım bu konuda girişimlerimiz olacak. Buraya jetlerin inmesi gerekiyor, inşallah havaalanımız açıldıktan sonra halkımızda ilgi gösterecek, hatta belki havaalanı küçük gelmeye başlayacak. Onun için bu konu içinde elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Daha büyük uçakların inmesi için pistin uzatılması lazım. Bartın, Karabük, Zonguldak, bu üç ile havaalanı lazım. Biz laf olarak değil, yürekten destekliyoruz.
Sav: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Özbakır: Yılların tecrübesiyle, Zonguldak için yola çıktık, şahsi olarak bir isteğimiz yok. Benim amacım kubbede hoş seda bırakmak, Zonguldak’ı belli bir aşamaya getirmek. Onun için Zonguldak’tan güçlü bir destek istiyoruz. Zonguldak halkını hiçbir ayrım yapmadan hepsini kucaklıyoruz, ulaşamayız sanmasınlar bize, eğer bize ulaşamazlarsa, “Ankara’da işimiz yoğun” demektir. Yöre ayrımı yapmadan çalışacağız. Bunu böyle bilsinler, herkese kucak dolusu sevgiler, saygılar.
Editör: Pusula Gazetesi