Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada 26 Temmuz 2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile okul öncesi eğitiminde sabahçı ve öğlenci olarak ikili eğitim yapılması kararı eleştirildi.

Açıklamada şöyle denildi; &[#]8220;Milli Eğitim Bakanlığı, Resmi Gazete`de yayınlanan "Okul Öncesi Eğitierm ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği" değişiklikleri ile ilgili olarak okullara gönderdiği yazıda, ana sınıflarında olduğu gibi ana sınıfı ve uygulama sınıflarında da 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren, günde 50`şer dakikalık aralıksız 6 etkinlik saati süreyle öncelikli olarak ikili eğilim yapılacağını açıklamıştır.

Yapılan değişiklikle okulöncesi eğitim veren tüm kurumlarda (bağımsız anaokulları ve ilköğretim ana sınıflarında) günlük aralıksız 6 etkinlik saati (günlük toplam 300 dakika) eğitim yapılacaktır. Yani Pazartesi ve Cuma günleri 9, diğer günler 8 saatlik olan, bugüne kadar tam gün eğitim olarak adlandırılarak yapılan eğitim, yönetmelik değişikliği ile kaldırılmıştır. Bu durumda 36-66 aylık tüm çocukların 6 ders saatinden oluşan yarım günlük okulöncesi eğitim programına dahil edilmesi hedeflenmektedir.

Yönetmelikte "Ana sınıflarında kayıt alanındaki tüm çocukların kayıtlarının yapılmasına rağmen, ikili eğitim için grup oluşturacak sayıda çocuk bulunamadığı takdirde okulun öğretim şekline uygun olarak normal eğitim de yapılabilir" hükmü yer almaktadır. Buna göre anaokullarında 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren normal eğitim yapılamayacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı, okulöncesi gibi çocukların eğitim süreci açısından temel eğitim anlamını taşıyan bir alanda bile normal koşullarda zaten sorunlu olan "ikili eğitim" uygulamasını okulöncesine kadar indirerek yüz binlerce çocuk ve veliyi bir kez daha mağdur etmeyi başarmıştır.

Okulöncesi eğitimde ikili eğitimin esas alınması ile birlikte yeni açılacak olan öğrenci grupları için yeni öğretmen ihtiyacı da olacak, söz konusu ihtiyaç her zaman olduğu gibi ücretli öğretmen istihdamı ile giderilmeye çalışılacaktır. Eğitimin bütün kademelerinde olduğu gibi okulöncesi eğitim gibi, eğitime ilk adımın atıldığı bir alanda çalışacak öğretmenler de eğitimin diğer kademelerinde olması gerektiği gibi kadrolu ve güvenceli çalıştırılmalıdır.

Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimlerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olması nedeniyle okulöncesi eğitimin yarım gün değil, tam gün olarak yapılması gerekmektedir. Diğer bir yandan, okulöncesi eğitim kurumlarını ailenin çocuk üzerinde ilk yıllarındaki rolüne katkıda bulunan, bu rolü yaygınlaştıran ve geliştiren kurumlar olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Okulöncesi eğitim kurumlarında eğitim görerek ilkokula başlayan çocukların; bu eğitimi görmeyenlere oranla daha katılımcı, girişken ve uyumlu olduğu bilinmektedir. Anne-babası çalışsın ya da çalışmasın her çocuğun 4-5 yaş arasında okulöncesi bir kurumda tam gün eğitim görmesi, çocuğun gelişimi açısından son derece önemlidir.

Türkiye`de okulöncesi eğitim kurumlarında yeterli öğretmen, personel, pedagog ve sosyal hizmet uzmanı bulunmamaktadır. Devlet okullarındaki ana okullar dahil bütün anaokullarında velilerden para talep edilmekte, çocukların giderlerinin önemli bir bölümü veliler üzerinden karşılanmaktadır&[#]8221;.

Eğitim Sen okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması ile ilgili önerileri getirdi; Koşulları ve fiziki olanakları uygun olan okullardan başlanarak bütün ilkokullarda kurumlarında ana sınıfları zorunlu hale getirilmelidir. İlkokullardaki ana sınıflarında ve devletin açtığı bütün okulöncesi kurumlarda her türlü beslenme, barınma giderleri devlet tarafından karşılanmalı, şu an bu kurumlarda yürütülen veliden para toplama işlemine son verilmelidir. Yeni yapılan okulların tümünde binaların fiziki yapıları, ana sınıfı açmaya uygun olmalı, eğitim-öğretime yeni başlayan okullarda ana sınıfı oluşturulmalıdır. Eğitimin bütün kademelerinde olduğu gibi, eğitimin temeli olan okulöncesi eğitim kurumlarında da her çocuğun kendi anadilinde eğitim alması sağlanmalıdır.

Eğitim fakülteleri ve üniversitelerle gerekli koordinasyon sağlanarak okulöncesi eğitim kurumlarına öğretmen yetiştiren bölümlerin ve bölümlere alınacak öğrenci sayılarının arttırılmasına öncelik verilmelidir. Ailelere gelişmelerle ilgili sürekli rehberlik ve danışmanlık hizmetleri verilmelidir. Bu kurumlarda çalışanlar düzenli olarak hizmet içi eğitimden geçirilmeli, eğitim ve öğretim alanında yaşanan yeni gelişmelerden bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır.

Okulöncesi kurumların bütün yöneticileri demokratik esaslara göre ve seçimle belirlenmeli, siyasi atamalara asla izin verilmemelidir.&[#]8221;
Editör: Pusula Gazetesi