CHP Zonguldak İl Başkanlığı’nın 34’üncü Olağan Genel Kurulu’nda Tümer Peker ve Halil Furat karşı karşıya geldi. Kongre öncesi yaşanan gerilim salona yansımadı. Devrek İlçe Başkanı Şeref Aydınlı’nın baygınlık geçirerek hastaneye kaldırılmasının şokuyla başlayan kongre, Karaelmas Can Polat Pamay Spor Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kongreye; CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, CHP Mersin Milletvekili Rıza Öztürk, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, 22’nci Dönem CHP Milletvekili Harun Akın, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Gökçebey Belediye Başkanı Zeki Kılınçarslan, CHP’li belediye başkanları, CHP Ankara İl Başkan Yardımcısı Fahri Yıldırım, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş ve Yönetim Kurulu üyeleri, Muhtarlar Derneği Başkanı ve Karadeniz İlleri Muhtarlar Derneği Federasyonu Başkanı Şerafettin Nas başta olmak üzere az sayıda sivil toplum örgütünün başkan veya temsilcisi katıldı. Yaklaşık 1 saat gecikmeli olarak başlayan kongrede, Ergenekon Davası’nın tutuklu sanığı CHP Zonguldak Milletvekili Prof.Dr.Mehmet Haberal’ın koltuğu boş bırakıldı. Haberal için ayrılan koltuğa kendisinin çiçeklerle süslenmiş fotoğrafı ve konuldu.

ŞEREF AYDINLI’NIN BAYGINLIĞI PANİK YARATTI

Kongre öncesinde CHP Devrek İlçe Başkanı Şeref Aydınlı, baygınlık geçirdi. Anons üzerine davet edilen doktor, Aydınlı’ya müdahale ederek, sakin bir yere aldı. Aydınlı’nın Devrek’teki firmasında çalışan ustalarından birinin çalıştığı yerden düşerek yaşamını yitirdiği haberini alması üzerine büyük üzüntü ve şok yaşadığı için bayıldığı anlaşıldı. Kalp krizi geçirdiği zannedilen Aydınlı, daha sonra gelen 112 ambulansıyla getirildiği hastanede yapılan müdahalenin ardından Devrek’e döndü.

YAKUP AKKAYA’DAN HÜKÜMETE SERT ELEŞTİRİLER

CHP İl Başkanı Tümer Peker’in açılış konuşmasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akaya, divan başkanı olarak kongreyi yönetti.

Akaya konuşmasında; kamuoyunda yapılan “CHP konuşur, proje üretmez” yönündeki eleştirilere cevap verdi.

12 Haziran seçimlerinden önce kendilerinin 41 proje hazırladıklarını ve o süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “kaynak nerede?” diye eleştirdiğini hatırlatan Akkaya, şu an AK Parti hükümeti tarafından bu projelerin hayata geçirildiğini ifade etti. Akkaya, konuşmasında şunları söyledi;

“CHP olarak kamuoyunda bizi hep, ‘Bunlar konuşur, hiç proje üretemez’ diye suçladılar. Fakat 12 Haziran seçimlerinden önce 41 projemiz vardı. 41 projemizin 41’i de ayağı yere basan projelerdi. Bu projeleri son zamanlarda görüyoruz ki, bizi o günlerde suçlayanlar, bugün o projelere sahip çıkıyor. Biz 12 Haziran’dan önce ‘emeklilerin durumu düzeltilmesi gerekir, onun için İntibak Yasası çıkartacağız’ dedik, AK Parti Genel Başkanı, ‘kaynak nerede?’ dedi. Ama Haziran’dan sonra görüyoruz ki, AK Parti sözde İntibak Yasası çıkarttı. O İntibak Yasası değil, emeklilerin gözünün boyandığı bir yasa bu.”

“ASKERE FAKİR FUKARA GİDİYOR”

Akkaya, konuşmasında Bedelli Askerlik Yasası’nı da eleştirdi. Zenginin askere gitmemesine rağmen, fakirin çocuklarının askere gitmeye zorlandığını ifade eden Akkaya, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Biz, ‘Bedelli Askerlik Yasası çıkartalım, parası olandan para alalım, olmayandan almayalım’ dedik. ‘Bedelli askerlikten aldığımız paraları da ülkemizin kanayan yarası olan öğrenci yurduna harcayalım’ dedik. O zaman Başbakan, ‘bunlar vatan haini, benim gencim terör örgütü ile çatışırken, parası olan askere gitmeyecek, öyle mi?’ dedi. 12 Haziran’dan sonra ne oldu. Bedelli Askerlik Yasası çıkarıldı. Ayrıca sadece zenginin ve parası olanlar için Bedelli Askerlik Yasası çıkarttılar. Gene fakir-fukara, garip-guraba bu yasa dışında kaldı. Peki, aldıkları o parayla ne yaptılar? Dış borçları ödediler."

Zonguldak´ın karşımıza mutsuz olarak çıktığını anlatan Akkaya, şunları söyledi;

"Dün iş bulma ümidiyle Zonguldak´a göç eden gençler, bugün iş bulma ümidiyle Zonguldak´ı terk etmeye başlamıştır. Bu Zonguldak´ın kaderi değil, 1991´de GMİS üyesi 48 bin işçiydi. Zonguldak´a hayat veriyorlardı. Bugün ise 11 bin civarında. Bizi sanal tablolarla kandırmaya çalışıyorlar”

“KARAELMAS CAN ÇEKİŞİYOR”

Akkaya, Türkiye işçi sınıfı tarihine altın harflerle yazılan Zonguldak’ta şimdi ise intihar vakalarının Türkiye ortalamasının üzerinde seyrettiğini ifade etti. Zonguldak’ın kaderine terk edildiğini vurgulayan Akkaya, şöyle konuştu;

“Karaelmasın çıktığı, çeliğin hayat bulduğu bu şehir ne yazık ki, can çekişiyor. Bir zamanlar ‘Türkiye’nin Almanya’sı’ denen bu şehirden göçlerle Türkiye’nin emekli şehri olma yönünde adım adım ilerliyor. Ülkemizdeki intihar vakalarının hızla arttığı günümüzde Zonguldak ortalamanın üzerinde seyrederek kamuoyunda yer alıyor. Bunun bir nedeni elbette var. Bence bunun nedeni işsizliktir. 4 Ocak 1991’de yapılan Büyük Madenci Yürüyüşü ile birlikte sömürüye baskıya zulme karşı toplu sözleşme hakkı için Zonguldak ayaklanarak Ankara’ya emek mücadelesi için yürümüştü. Devrek’e kadar yürüdüler. Yılmadılar mücadele ettiler. Türkiye işçi sınıfı tarihine de altın harflerle yazılan bir direnişin öyküsünü yazdılar.”

YAKUP AKKAYA’DAN KUMKUMOĞLUNA FIRÇA!

Kongrede, KESK’e bağlı ESM Zonguldak Şube Başkanı Tahsin Kumkumoğlu, divan başkanlığını yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya’nın kendilerine söz vermeyeceğini düşünerek, tepki gösterince karşılığında beklenmedik bir tepkiyle karşılaştı.

Akkaya, konuşmaların protokol konuşmaları ve dilek ve temenniler kısmında değerlendirileceğini söyledi. Bunun üzerine ESM Şube Başkanı Kumkumoğlu ve bir grup sendikacı, salonu terk etti. Salondan çıkarken Akkaya’ya tepki gösteren Kumkumoğlu, “Ben konuşmak istiyorum, ama siz ‘dilek ve temennilerde’ diyorsunuz. Ben partili değil, sendikacıyım. Alın CHP’nizi büyüyün. Konuşmak isteyenleri susturuyorsunuz” diye konuştu.

Akkaya ise, kimsenin susturulmasının mümkün olmadığını söyleyerek, Kumkumoğlu ve salondan ayrılan sendikacıları fırçaladı. Bir partili de salonun çıkış kapısına kadar gelen sendikacılara tepki gösterdi. Üzerlerine yürüyen partili, başka partililer tarafından tutularak olay büyümeden engellendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Divan Başkanı Akkaya, kongrenin kavga yeri olmadığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti;

“Bir daha böyle bir şey olmasın. Burası kavga yeri değil. Bir daha böyle konuşma yapan görürsem, hiç sorgusuz sualsiz salondan dışarı atarım. Biz herkese söz vereceğiz ama sabırsızlık yapıyorsun. Ben divan başkanı isem böyle izinsiz, kendi kendine konuşan kişiyi dışarı atarım."

ALİ RIZA ÖZTÜRK PARTİ İÇİ TARTIŞMALARA VURGU YAPTI

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de, konuşmasında, parti içi tartışmalara dikkat çekerek, önemli mesajlar verdi. Öztürk, partililerin, başkasına çuvaldızı batırmadan başkasına batırmadan önce iğneyi kendileri batırmaları gerektiği belirterek, iktidarla mücadele etmekten büyük zevk aldığını, ancak peri içi meselelerden ötürü yorulduğunu söyledi. Öztürk çok uzun tuttuğu konuşmasının ardından uzun süre alkışlandı.

FURAT’TAN ÇOK ÇALIŞMA VE BİRLİKTELİK SÖZÜ

CHP Zonguldak İl Başkan Adayı Halil Furat ise, yaptığı konuşmada, "Ben, ‘Bana oy verenler gerçek CHP´li, vermeyenler değil’ düşüncesinde olup, ayrımcılık yapanları kınıyorum" dedi.

Tüm delegelerden oy isteyen Furat, "Biz çalışacağız. Bugüne kadar çalıştık. Bundan sonra da örgütümüzü çalıştıracağız. Bunun için göreve talibiz. Birliği beraberliği, kardeşliği, dayanışmayı geliştirecek, bu örgütün tüm enerjisini, partimizi iktidara taşımak için yönlendireceğiz. Hiç bir arkadaşımızın alınganlık göstermesini istemiyoruz. Herkesin enerjisini bilgisini, tecrübesini, partimiz, ülkemiz ve milletimiz için değerlendireceğiz. Delege veya sade partili tüm arkadaşların tartışmasız hepsinin gerçek CHP´liler olduklarına inanıyoruz. Partimizin üyesi olan ve ilkelere bağlı her arkadaşım, CHP´lidir. Bana oy verenler gerçek CHP´li, vermeyenler değil, düşüncesinde olup ayrımcılık yapanları buradan kınıyorum. Sizin en doğru kararı vereceğinize inancımız tamdır" dedi.

PEKER’DEN “GERÇEK CHP’LİLER” VURGUSU

Mevcut Başkan Tümer Peker de, kongrede yaptığı konuşmada, kendisini partiden üstün göstermeye çalışan kişilerin partiyi teslim alamaması için oy istediğini ifade etti.

Peker, kendisini partiden üstün göstermeye çalışan kişilerin partiyi teslim alamaması için tüm delegelerden oy istediğini söyledi. Peker, “Kişisel hırslarını parti çıkarlarının önünde tutan, egoları için oradan oraya koşarak, kendisini partiden üstün göstermeye çalışan kişilerin partiyi teslim almamaları için sizlerden ekibimle birlikte oy istiyorum. Daha şimdiden parti dışı güçlerle işbirliğine giderek, il-ilçe-belde başkanlıkları ve belediye başkan adaylarını pazarlık konusu yapan parasal ilişkileri ayyuka çıkaran parti anlayışına ‘dur’ demek için sizden oy istiyorum. CHP’nin kimsenin parasına ihtiyacı yoktur. CHP kendi üyelerinin gücüyle bugünlere gelmiştir. Bundan sonra da yalnız kendi üyelerinin ve parti dostlarının yardımına dayanışmasına birliğine ve dostluğuna gereksinimi vardır” dedi.

Konuşmaların ardından oy kullanma işlemleri için gerekli hazırlıkların tamamlanabilmesi için kongreye 15 dakika ara verildi. Aranın ardından sandıklar kurularak, oy kullanma işlemine geçildi. El ele sandıkların başına giden iki aday Halil Furat ve Tümer Peker, art arda oylarını kullandı. Oy kullanma işleminin ardından birbirini tebrik eden adaylar, birbirlerinin elini sıkarak, gazetecilere poz verdi.

Yaşlı, hasta ve uzak yola çıkacak olanlara öncelik tanınan oy kullanma işlemine, alfabetik sırayla devam edildi.

Haberal; ‘Aranızda olamadığım için özür dilerim’

Ergenekon Davası’nın tutuklu sanığı CHP Zonguldak Milletvekili Prof.Dr.Mehmet Haberal’ın koltuğu boş bırakıldı. Haberal için ayrılan koltuğa kendisinin çiçeklerle süslenmiş fotoğrafı ve konuldu. CHP Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Ali İhsan Köktürk’ün konuşma yapmadığı kongrede Haberal’ın mesajı okundu.

Kongre konuşmalarının ardından Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof.Dr.Haberal’ın gönderdiği mesaj okundu. Haberal, mesajının ilk bölümünde tüm seçmenlerinden özür diledi. Haberal, okunan mesajının ilk bölümünde şunları söyledi;

“Dört bir yanımı çevreleyen kat kat beton duvarlar, adımlarımın karşısındaki demir kapı ve hücreme giden gün ışığımı bir bebek avucu büyüklüğündeki parçalara bölen penceremdeki demir parmaklıklar engellerimi aşıp, görevimin başına gidebilmek olanağını bulamadım. Dolayısıyla bana bir yıl önce verdiğiniz görevimi yapamadım. Sizden işte bu nedenle özür diliyorum."

Sadece Zonguldaklı hemşehrilerinden değil, bütün Türk milletinden de aynı nedenle özür dileyen Haberal, sözlerine şöyle devam etti;

"Çünkü beni milletvekili seçerken, bana hem kendinizi temsil, anayasamızın 80’inci maddesine göre, hem de bütün Türk milletini temsil etmek görevi verdiniz. 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin varlığında hedefine ulaşan büyük önderimiz Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” işaretiyle milletimizin önünde açtığı yoldan, 91 yıl sonra siz de geçerek, siz de her zaman ki gücünüzle, bir kez daha kanıtladınız egemenliğin kendinizde olduğunu. Bu gücünüzün adı milli iradedir. Bize verdiğiniz görev ise, bu milli iradenizi temsil etmemiz yetkisidir.”

Mesajında, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün TBMM’de yaptığı çalışmalarını hayranlıkla ve imrenerek izlediğini ifade eden Haberal, sözlerini şöyle sürdürdü; “Fakat ben bu değerli arkadaşımla aynı ulusal görevimi yerine getirebilmem için, bir yıldan bu yana görevimin başına gidemiyorum, bana büyük güvenle emanet ettiğiniz iradenizi temsil etme görevimi yerine getiremiyorum. Bana bu görevi verdiğiniz bir yıl önceki tarihe kadar, iki yıl tutuklu kaldım. Fakat bu görevi üstlendiğim son bir yılımın her günü ve gecesi ve hatta her dakikası bana, önceki iki yıllık tutukluluğumdan daha ağır gelmektedir. Silivri Cezaevi’ndeki adı tutukluluk olan, fakat gerçekte bir engizisyon infazı olan mahpusluğum, ilk kez burada itiraf ediyorum Zonguldaklı hemşehrilerim, bana kendinizin ve milletimizin vekilliği görevini verdiğiniz, bir yıl öncesinden bu yana benim için artık bir işkence dönemi olmuştur. Bana verdiğiniz ulusal görevimi yapamıyor olmamın ağırlığı altında her gün, her gece, her dakika işkence çekmekteyim. Çünkü bir yıldan bu yana Silivri Cezaevi’nin kat kat beton duvarlarının arasında, demir kapıları, demir parmaklıkları arkasında bir hücrede tutsak edilen artık Mehmet Haberal değildir, onun şahsında milli irade Silivri’de tutsak edilmektedir, Onun şahsında Silivri’de, milli iradeye işkence çektirilmektedir. Yıllardır suçumun ne olduğunu öğrenmeye, anlamaya kafa yordum, bir sonuca varamadım. Bir yıldan bu yana ise, milli iradenin tutsak edilmesi olayını anlayamıyorum, kabul edemiyorum. Çünkü üzerine toz kondurmadığım, kimseye de toz kondurtmadığım ülkemde milli iradenin tutsak edilmesini anlamak ve kabul etmek asla mümkün değildir. Değerli Zonguldaklılar, bir yıldan bu yana Silivri’de tutsak edilen, tutsak olarak bulundurulan sizin iradenizdir.”

“YASAL OLMAYAN FAALİYETİM YOK”

Yasal olmayan hiçbir faaliyetinin bulunamadığını ileri süren Haberal’in mesajının son bölümünde ise, cevaplandırılmasını istediği sorular yer aldı.

Haberal, yaklaşık 4 sayfalık mesajının son bölümünde şu ifadeleri kullandı;

“Yaşamım boyunca tek amacım demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde ülkemizin yükselmesi ve yücelmesine katkı sağlamak olmuştur. Hiçbir makam ve kurum, yasal olmayan hiçbir faaliyetimi gösterememiştir, gösteremez de. Çünkü yoktur, böyle bir faaliyetim. Dünyanın demokratik hiçbir ülkesinde tutuklu hiçbir milletvekili bulunmamaktadır. Benim ülkemde neden olsun? Yıllardır ‘suçum ne?’ diye sordum, sanki varmış gibi, suçum neymiş öğrenmek istedim. Beni tutsak alanlar bile bu konuda tek kelime söz edemiyor. Şimdi bambaşka bir soru soruyorum. Benim ülkemin suçu ne? Benim ülkemde neden adları tutuklu, gerçekte ise kendileri ve temsil görevi üstlendikleri milli irade tutsak alınan milletvekilleri var? Ülkemin suçu ne, milletimin suçu ne? Sizin suçunuz ne? Demir kapı, demir parmaklık ve demir beton duvarlar arkasından size, görüşlerimi ancak bu kadar ulaştırabiliyorum. İnşallah kısa zamanda tüm milletvekili arkadaşlarım ve ben de özgürlüğümüze kavuşacağız ve ülkemiz de bir demokrasi ayıbından kurtulmuş olacaktır. İşte o zaman hem sizlerle hasret gidereceğim, hem de değerli arkadaşım Ali İhsan Köktürk ile birlikte TBMM’de sizlerle daha çok katkı sağlamaya çalışacağız.”


Editör: Pusula Gazetesi