Çaycuma Öğretmenevi&[#]8217;nin bahçesinde bir araya gelen 16 sivil toplum örgütü, ortaklaşa hazırladıkları basın açıklaması ile Kutlu Doğum haftası etkinlikleri kapsamında kadın vaizeler ve Kur&[#]8217;an Kursu öğreticilerine anasınıfları ve ilköğretim okulları birinci kademe sınıflarını ziyaretine izin verilmesini eleştiren Eğitim Sen Çaycuma temsilcisi İsmet Akyol&[#]8217;a tepki gösterdi. Sivil toplum örgütleri adına basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (Mazlum Der) Çaycuma ilçe Şubesi Başkan Yardımcısı Recep Karagöz Karagöz, Akyol&[#]8217;un kadın vaizeler ve Kur&[#]8217;an Kursu öğreticilerinin çeşitli okullara yaptığı ziyaret ile ilgili açıklama ve eleştirilerinin hedef gösterici olduğunu söyledi. Akyol&[#]8217;un ve temsilciliğini yürüttüğü sendikanın din özgürlüğü ile ilgili sorunu bulunduğunu belirten Karagöz, Karagöz, &[#]8220;Din ve vicdan özgürlüğü, en temel insan haklarındandır. Bunların teminat altına alınamadığı bir ülkede insan haklarına saygıdan bahsedilemez. Herkes dilediği dine inanabilmeli ve onun gereklerini yerine getirebilmelidir. Bu özgürlük, önemli günlerde kutlama programı ve dinin tebliğini de içine alan bir özgürlüktür. Türkiye&[#]8217;de dini inançları sebebiyle Müslümanların, kendilerine devlet adına eğitim, bilim, çağdaşlık ile güç vehmeden bir takım kişi, kurum ve kuruluşların sürekli kınama yada aşağılaması altında bulunduğunu ifade etmek gerekir. Dinin temel kitabı Kur&[#]8217;an-ı Kerim&[#]8217;de yer alan bazı hususlarla ilgili olarak bile, inanç değerlerinin &[#]8216;gericilik, çağ dışılık, irtica, yobazlık, geri kafalılık, dinselleştirmek, İmam Hatipleştirmek, bilime aykırılık, karanlık&[#]8217; gibi ifadelerle kınandığını, inanan insanların da aşağılandığını sık sık görmekteyiz. Konuyla ilgili örnekler sınırsız bir şekilde çoğaltılabilir&[#]8221; dedi.
Dini kınama ve aşağılamaların sadece medya ve sivil toplum örgütleri tarafından değil, sivil, asker, bürokrat, akademisyen ve siyasetçiler tarafından da yapıldığını vurgulayan Karagöz, açıklamaları şöyle tamamladı:
&[#]8220;Üzülerek belirtmeliyiz ki bu durum Çaycuma&[#]8217;da birileri tarafından alışkanlık haline getirilmiştir. Son olarak kendi rızası olmadan ve kişilik hakları hiçe sayılarak elde edilen bir fotoğraf hedef tahtasına konulmuştur. Burada sanki yasa dışı bir çalışma yapılıyormuş görüntüsü verilerek şahıs üzerinden dindar kesimler ve dindarlık üzerinde psikolojik baskı oluşturulmak istenmiştir. Türkiye&[#]8217;deki Müslümanların büyük çoğunluğu başörtüsünün bir dini gereklilik olduğuna inanmaktadır. Bu gerçek ortada iken, insanların başörtüsü, yani Müslümanlığın gereği olarak inandıkları bir davranışları sebebiyle kınanması, ayrımcılığa tabi tutulması, öğrenim ve çalışma dâhil bazı haklarından mahrum bırakılması din özgürlüğü bakımından kabul edilemez bir durumdur. Sivil toplum kuruluşları olarak, bu basın açıklamasıyla vurgulamaya çalıştığımız; Bireysel ve toplumsal alanda en temel evrensel insan haklarını hiçe sayan, yasaklayan, korkutarak terk etmeye zorlayan, kamuoyunu manipüle eden, ötekileştiren, ayrımcılığa tabi tutan söz konusu jakoben, despotik ve tek tipçi anlayış karşısında şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de sessiz kalmayacağımızı Çaycuma kamuoyuna duyururuz.&[#]8221;
Sivil toplum örgütleri açıklamanın ardında alkış temposu tuttu.
Editör: Pusula Gazetesi