Hürriyet başta olmak üzere bir çok gazete bugünkü sayılarında atanması yapılmadığı için madencilik yapan Zonguldaklı öğretmeni sayfalarına taşıdı.

2001´de Biyoloji Öğretmenliği´ni bitirip 3 yıl vekil öğretmenlik yapan 31 yaşındaki Yakup Muzaffer, ataması yapılmayınca Türkiye Taşkömürü Kurumu´nda (TTK) maden işçisi oldu. 5.5 yıldır yerin metrelerce altında kömür kazan Yakup Muzaffer, mesai arkadaşlarının kendisine ´Hocam´ dediklerini belirterek, Bu sözü duyunca hep eziklik hissediyorum dedi.


Evli ve 1 çocuk babası Yakup Muzaffer, 2001´de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Amasya Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Kamu Personeli Seçme Sınavı´nda (KPSS) aldığı 78 puan ataması için yeterli olmayan Muzaffer, vekil öğretmenlik başvurusunda bulundu. Bartın´ın Akbaş Köyü´ndeki ilköğretim okulunda 3 yıl vekil öğretmenlik yapan Yakup Muzaffer, bu sürede de ataması yapılmayınca 2006´da TTK´ya alınacak bin 120 işçi için başvuruda bulundu.



KURA İLE MADENCİ OLDU



Kurumu başvuran binlerce kişinin, yaklaşık 4 metre uzunluğundaki maden direği taşıyıp kazma, kürek ve balta sallayarak madenciliğe yatkınlıklarının test edildiği beden gücü sınavını geçen Yakup Muzaffer, noter huzurunda yapılan kura çekilişi sonucu işe girmeye hak kazandı. Babası Bahattin Muzaffer´in de maden işçisi olarak çalıştığı kuruma bağlı Üzülmez Müessese Müdürlüğü maden ocağında kazmacı olarak iş başı yapan Yakup Muzaffer, yerin metrelerce altında kömür kazarak ülke ekonomisine katkı sağlıyor.



ÖĞRETMENLER GÜNÜ BURUKLUĞU



Madende çalışırken üniversite sınavına girerek Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Maden Bölümü´nü kazanan Yakup Muzaffer, bir taraftan yer altında çalışırken, 2 yılda bu bölümü de bitirdi. Sınıfta öğrencilerine ders anlatma hayaliyle mezun olduğu Biyoloji Öğretmenliği´nden sonra ataması yapılmayınca madenci olan Muzaffer´in, her 24 Kasım Öğretmenler Günü´nde yaşadığı burukluk artıyor. Maden ocağında çalışma arkadaşlarının, ´Hocam´ diye hitap ettiği Yakup Muzaffer, duygularını şunları kaydetti



Mezun olduğumda benim bıranşım için ayrılan kadro sayısı azdı. Dolayısıyla KPSS´den en az 96 puan almam lazımdı. Benim puanım atamam için yeterli olmadı. Ben de baba mesleği olan madenciliğe başladım. Hayalim bu değildi tabii. Ama yapacak da bir şey yok. Mesai arkadaşlarım bana ismimle hitap etmez. ´Hocam´ derler. Bu sözü duyunca bir eziklik hissediyorum. Öğretmen olmak için belli bir eğitimden geçip çaba harcadıktan sonra bu mesleği icra edemeyip farklı bir kolda çalışmak ve sonuçta emeklerimin boşa gitmesi bende burukluk yaratıyor. Bu burukluk, her yıl Öğretmenler Günü´nde daha da artıyor.



´ŞİMDİ ATANSAM DA MADENCİLİĞE DEVAM EDERİM´



Yakup Muzaffer, öğretmenliğin beyin, madenciliğin ise beden gücü gerektirdiğini anlattı. Muzaffer, Bu bilinçle işe başladım ve devam ettiriyorum. Bu saatten sonra da atamam yapılsa da madenciliğe devam ederim. Çünkü bugün öğretmen olarak atansam 65 yaşında emekli olacağım. Ama burada 5.5 yıldır çalışıyorum. Madencilikteki yıpranma nedeniyle 7 yıl daha çalıştıktan sonra emekliliğimi haketmiş oluyorum. Bu yüzden madenciliğe devam ederim. Elbette mezun olduktan sonra atamam olsaydı öğretmenlik yapmak isterdim. Ama nasip değilmiş dedi.

Editör: Pusula Gazetesi