Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı&[#]8217;nın okunduğu salonda GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu konuşma yaptı. Ramis Muslu, konuşmasında geçmişten günümüze yaşanan süreci özetledi. Başkan Muslu, 2008 yılında yaşanan küresel krizi de hatırlatarak ÇATES&[#]8217;in satılmaması gerektiğinin altını çizdi. ÇATES&[#]8217;in özel bir konumu olduğunu vurgulayan Muslu, bu özelliği de konuşmasında şöyle anlattı:
&[#]8220;Maden işçilerinin işyerlerinde küçük gruplar halinde toplanmayla resmiyet kazanmıştır. GMİS kurularak aldığı güçle demokrasi mücadelesinde her zaman en ön saflarda yer almaya devam etmektedir. 1980 darbesi ile birlikte kesintiye uğrayan demokrasi mücadelesi 1990-1991 yürüyüşü ile yeniden yükseltildi. 1994 yılında alınan 5 Nisan kararları döneminde de tepkimizi gösterdik verdiğimiz mücadele ile işimize, aşımıza sahip çıktık. Bu gün dünya bölgemiz ve ülkemiz hassas bir süreçten geçiyor. Bir yanda hemen yanı başımızdaki ülkelerde insanlar isyanlardayken, diğer taraflarda enerji savaşları yaşanıyor. Dünya siyasetine ve ekonomisine enerji sektörünün yön verdiği gözüküyor. 2008 yılında zirveye tırmanan küresel krizin etkilerini de değerlendirmek gerekecektir. Çünkü küresel finans krizi., kapitalizmin dayattığı küreselleşme hareketinin hiç de anlatıldığı gibi bir Yeni dünya Düzeni oluşturmadığı ortaya koydu. Oluşturmayı vaat ettiği ekonomik ve siyasal refahın aksine, patlak veren küresel kriz, sadece ülkelerin ekonomilerde değil, küreselleşme ve Yeni dünya Düzeni politikaları için de sarsıcı etkiler yaratmıştır. Kapitalizmin güçlü ülkeleri, yaşanan küresel krizin etkisiyle yaratmaya çalıştıkları yeni dünya düzeninin dağılmaması ve küresel ekonominin çökmemesi için kendi şirketlerini kurtarmak adına milyarlarca dolarlık operasyonlar yapmışlardır. Tük olumsuzluklara rağmen bu politikalar ne yazık ki sürdürülmektedir. Enerji dağıtımları hızla özelleştirilirken enerji üretim tesislerinin de özelleştirilmesi gündeme alınmıştır. Enerji, stratejik bir sektör olmakla birlikte Zonguldak&[#]8217;ta kurulu bulunan ÇATES,&[#]8217;in özel bir konumu vardır. ÇATES, TTK&[#]8217;nın düşük kalorili kömürünü değerlendirmek amacıyla kurulmuş bir elektrik santralidir. TTK, bu gün kömür üretiminin yüzde 60&[#]8217;ını bu santrale vermektedir. ÇATES. Bu özel konumu nedeniyle de satılmamalıdır.&[#]8221;
ÖZELLEŞTİRME
Başkan Muslu, özelleştirme adı altında dayatılan ve hükümetler tarafından uygulamaya konulan politikalardan en büyük zararın çalışanların gördüğünü söyledi. Başkan Muslu, konuşmasına şöyle devam etti:
CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin, kürsüde yaptığı konuşmasında ise şöyle dedi:
Kendisinin işçilikten ve sendikacılıktan gelen bir siyasetçi olduğunu söyleyen Çetin, &[#]8220;CHP&[#]8217;nin burada arkadaşlarım biliyorlar son 10 yılında çalışma yaşamına ilişkin politikaların belirlenmesinde emek sarf ediyorum. Sendikal alan demokratikleşmeden örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmadan, Türkiye&[#]8217;de demokratikleşmenin beklenilmesi bir hayaldır. Bu gün Türkiye&[#]8217;de toplu sözleşmeden yararlanan işçi sayısı 600 bin dolayına indi. Sigortalı olarak çalışanların sadece yüzde 6&[#]8217;si sendikalı ve toplu sözleşmeden yararlanıyor. Siyasal iktidara yandaşlık eden sendikalarda kendilerini örgütlü zannediyorlar. Çalışanların büyük bir bölümü örgütsüz. Kamuda yaklaşık 2 milyon insan taşeron olarak çalıştırılıyor. İş güvenceleri de işverenin iki dudağı arasındadır. Memurların içerisinde Türkiye&[#]8217;de 300 bin atanamamış öğretmen var, resmi rakamlara göre 275 bin öğretmen açığı var. Okul sınıfı öğretmen bekliyor, öğretmen iş bekliyor ama buluşturulamıyor. Çalışma yaşamı kuralsız hale getirildi&[#]8221; dedi.
&[#]8220;TÜRKİYE SANAL BÜYÜYOR&[#]8221;
Türkiye&[#]8217;nin sanal büyüdüğünü söyleyen İzzet Çetin, &[#]8220;Alınan borçlarla tablolar üzerinde büyüyoruz. Bu tablo içerisinde bu kongreyi gerçekleştiriyoruz. Çalışanların hak kayıpları son 10 yıldaki hak kayıplarından daha fazla değildir. Türkiye bir yandan ucuz emek cenneti haline getirildi, diğer yandan sendikal haklar sırayla elimizden alındı. Hepimizin şapkamızı kenara koyup düşünmemiz gerekiyor. Sendikaların kongreleri, yakınma yerleri haline dönmemeli, ağlama duvarı olmamalıdır. Devletin aslı ve sürekli işleri, kamu çalışanları lehine görülür. 4-B ve 4-C&[#]8217;li işçi sayısı 10 yıl öncesine göre daha çok arttı. İki ay sonra Türkiye genel seçimlere gidiyor. Sendikalar bütün dünyada gerçekten geriledi. Ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler sendikacılığı gerilettirdi. İş yasası görüşmelerinde 2003 yılında eğer biz sendikacı olarak orada ama tabi sınıf düşmanlarını kastetmiyorum, belki orada sendikacı sayısı 8-10 olsaydı bu yasa geçmezdi. Bizi mahveden siyasal partilere oy veriyorsunuz, kendi akıbetinizi kendiniz belirliyorsunuz. Türkiye&[#]8217;de en çok iş kazalarının olduğu bir sektörde çalışıyorsunuz, inşaat ve madencilik sektöre en zor iş sektörüdür. Bundan 2 ay önce Elbistan&[#]8217;daki termik santraldeki göçük olayında oraya gitmiştik. Orada taşeronlaşmanın ibret verici örneklerle dolu olduğunu gördük&[#]8221; dedi.
VAATLERİNİ SIRALADI
Çalışma yaşamı demokratikleşmeden demokrasiyi geliştirmenin olanağı olmadığını söyleyen Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin, 12 Haziran 2011 tarihinde gerçekleştirilecek olan genel seçimlerde CHP&[#]8217;nin iktidar olması ile yapacakları icraatlarını şöyle sıraladı:
&[#]8220;Çalışma yaşamı demokratikleşmeden demokrasiyi geliştirmenin olanağı yoktur. Biz çalışma yaşamını sendikalarımızla sivil toplum örgütleri ve iş veren örgütlerimizle birlikte dizayn edeceğiz. Çalışma yasalarını yeniden ele alacağız. Sosyal tarafları gerçekten taraf olarak kabul edip onlarla çalışarak yeniden düzenleyeceğiz. İş yasasında yada bizim çalışma yaşamımızda 4-b, 4-c li gibi sözleşmeli memur kavramı istisna olacaktır. Kesinlikle olmayacaktır. Taşeron uygulamasını sonlandıracağız. Özellikle önce kamu kurumlarından başlayarak bu uygulamayı sonlandıracağız. Özel sektördeki taşeron sistemini dizginleyeceğiz. O alanı bir emek sömürüsü alanı olmaktan çıkartacağız. Bu gün Türkiye&[#]8217;de 1.5 milyon dolayında yabancı kaçak işçi var. Asgari ücretin altında çalıştırılıyorlar. Bunları dizginleyeceğiz. İleride hepiniz emekli olacaksınız, emeklilik bu gün yaşam boyu çalışıp emekli olduğunuzda mutlu bir emeklilik sürmeniz olanaklı değildir. Öyle bir düzenlemeler yapıldı ki emekli olma koşulları zorlaştırıldı. Yaklaşık 6 milyon SSK emeklisinin beklediği İntibak Yasası, CHP&[#]8217;nin iktidar olduğu ilk yılda çıkartılacak. O katkı payları ilaçta, muayene de hepsin kaldıracağız. Emeklileri ikinci sınıf bir vatandaş olarak kabul eden yasayı kaldıracağız. Zonguldak aynı zamanda bir emekli kentidir. Zonguldak özüne dönmek zorunda, işçi kenti ile Türkiye&[#]8217;ye örnek olmak zorundadır.&[#]8221;
Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin konuşmasının ardından salondan ayrıldı. Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir kürsüye gelerek konuşmasını yaptı. Başkan Akdemir, &[#]8220;Değişen ve gelişen Türkiye koşullarında iş kollarının iyileştirilmesi hep gündemde olmuştur. 1829 tarihinde kömürün bulunması ile yaşanan süreçte çok büyük mesafe kat edildi. Tedbiri hiçbir zaman elden bırakmamak gerekiyor. Zira ne kadar bu iş kolunda iyileştirilme olursa olsun kazalar kaçınılmaz oluyor. Dileğim bu kazaların sıfıra inmesidir&[#]8221; dedi.
SALONA DAMGA VURDU
Hava İş Genel Başkanı Atilla Ayçin ise salonda en çok alkış alan konuşmacı oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin&[#]8217;in ardından uzun konuşmayı yapan Yalçın, &[#]8220;Buradaki siyasetçiler konuştular gittiler, siyasete soyunmadığımızı söylüyorlar. Salya sümük genel merkezlerde nöbet tutmayı kendime yakıştıramıyorum. Gerçekten emekten yana olduğunu iddia eden bir parti varsa, bunun yolu açıktır. Sen, bu yolda önünü açacak insanlara çağrı yaparsın. Alsana mecliste işçi dostu. Yolu basittir. Ama benden şunu bekliyorsanız, ben genel merkezin önünde katlara çıkan asansörlerin önünde nöbet tutacağım, her geçen MYK üyelerinin gözünün içine bakacağım. Kusura bakmayın, biz o tip siyasetçilerden olmadık olmayacağız. Benim sorunumu çözecek parti, bu tip sorunları çözecek politikaları üretecek, doğru adamları bulacak ve siyasete taşıyacak. Bunun yolu budur başka türlü olmaz&[#]8221; dedi.
Taşeronlaşmaya tepki gösteren siyasetçilere seslenen Hava İş Genel Başkanı Atilla Ayçin, konuşmasına şöyle devam etti:
&[#]8220;Tarih yazan bu sendikanın işçilerine bu sessizlik yakışmıyor. Özelleştirmeye karşı çıkan bazı siyasetçiler var madem, THY&[#]8217;nin özelleştirilmesinin altında kimin imzası var? Maden ocaklarının özelleştirilmesinde kimlerin imzası var? Dün gözümüzün içine baka baka yalan söyleye söyleye siyaset yaptınız, bu günkü Türkiye&[#]8217;nin gelmiş olduğu ortamdan çıkması için konuşuyorsunuz. Siyasi parti temsilcileri, doğaldır seçimde yakın kendi partilerinin propagandasını yapmak için burayı kullanacaklar. Bu seçimde kime oy vereceğiz. Bizi öyle korkuttular, önümüze öyle setler çektiler ki bu ülkede herkes siyaset yapıyor ama işçiye siyaset yapma yasağı getirdiler. Doymazların karnını doyuran işçi ama ne hikmetse işçi siyaset yapmıyor. Aslında biz ondan da çok iyi anlıyoruz, ama bizi onun adamı bunun adamı onun yandaşı bunun yandaşı diye paramparça ettiler. İşçilerin nihai hedefi iktidar olmaktır, artık yönetilmekten yorulduk. Kandırılmaktan yorulduk, aldatılmaktan yorulduk. Sahte siyasetçilerin üzerimizden siyaset yapmasından bıktık. Adam gibi siyaset yapacağız, adam gibi iktidarı hedefleyeceğiz bunu adam gibi yapıp dosta düşmana göstereceğiz. Bunu yapabilmek için patronların arka bahçelerine saklanmayan sendikalarla, güçlü konfederasyonlara gideceğiz. Bu insanlar işçi sınıfının umudu olamazlar. Bizim kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir. Yeter artık. Çocuklarımızın karşısında onların talebini yerine getiren boynu bükük babalar olarak çıkmaktan yorulur olduk. Biz, bizden sonraki insanlara nasıl bir Türkiye bıraktığımızı hep birlikte izliyoruz. Ne olur, bizi ayrıştıracak noktalarda değil birleştirecek noktalarda tartışalım ve konuşalım. Güçlü olmanın yolu onun bunun adamı olmaktan geçmiyor. Güçlü olmanın yolu adam olmak gibi adam olmaktan geçiyor.&[#]8221;
Ayçin, konuşmasını tamamlayıp kürsüden salondakilerin ayaktaki alkışları ile ayrıldı. Son konuşmayı ise GMİS Eski Genel Sekreteri Mustafa Dağlıoğlu yaptı. Konuşmaların ardından sendikanın faaliyet ve denetim raporları okundu.