Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, 5. Olağanüstü Genel Kurulun ardından ilk toplantısını 26 Aralık 2008 tarihinde Sendika Genel Merkezinde gerçekleştirdiA.
GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu başkanlığında toplanan Genişletilmiş Başkanlar Kurulu´na GMİS Genel Merkez Yönetim Kurulu, GMİS´in Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Amasra, MTA, Merkez Şubelerinin başkan ve yöneticileri katıldı.
Toplantının basına açık bölümünde bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, dünyada yaşanan ekonomik krizin küreselleşmeci liberal ekonomik politikaların sonucu olduğunu, buna rağmen krizin faturasının çalışanlara çıkarılmaya çalışıldığını belirterek, "Kendilerine verilen işi eksiksiz yerine getiren biz çalışanlar bunu hak etmiyoruz. Krizin sorumlusu biz değiliz.
Biz, Genel Maden İşçileri Sendikası, Türk-İş ve tüm işçiler, emekçiler, emekliler, işsizler, çiftçiler olarak bu krizin faturasının bize kesilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Muslu şöyle konuştu;
"29 Kasım 2008 tarihinde yaptığımız 5. Olağanüstü Genel Kurul´dan sonra ilk Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantımızı yapmak üzere buradayız.
Hepinize hoş geldiniz diyor, birlikte yapacağımız çalışmaların; maden işçilerimize, Zonguldak halkına, Sendikamıza, Türk-İş´e ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
ÇALIŞMA PROGRAMIMIZI KARARA BAĞLAYACAĞIZ
Bugün, kısa ve uzun vadeli bir çalışma programı oluşturacağız.
Biz, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Merkez Yönetim Kurulu olarak yaptığımız toplantılarda; Genel Kurulumuzda tartıştığımız sorunları, orada ortaya konan önerileri de dikkate alarak değerlendirdik. Bugün Genişletilmiş Başkanlar Kurulu´nda bu görüşlerimizi ortaya koyacak tüm arkadaşlarımızın görüş ve önerilerini alarak çalışma programını karara bağlayacağız.
Bizleri çok zorlu bir dönemin beklediğini bilerek bu görevlere talip olduk. Öncelikle maden işçileri ve Zonguldak halkı ile bölge insanı zarar görmesin, ülkemize ve milletimize katkı sağlayalım istedik.
Olağanüstü Genel Kurul sürecinde, Sendikamızın içinde bulunduğu sıkıntıları kamuoyu da öğrendi.
Biz, bu konuda neler yapacağımızı daha önce de ifade ettik ve göreve gelir gelmez tasarruf tedbirleri başta olmak üzere yeni bir çalışma düzeni kurduk. Bugün bunu daha detaylı olarak ele alacağız.
ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ TTK VE MTA TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ
Bizim için en öncelikli hedef, yılbaşından itibaren geçerli olacak olan TTK ve MTA Toplu İş Sözleşmeleridir. Türkiye Taşkömürü Kurumu´nda 23. Dönem, Maden Tetkik Arama Kurumu´nda 13. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine hazırlanıyoruz.
Oluşturduğumuz Toplu Sözleşme Komisyonu aralıksız çalışıyor.
Amacımız en kısa sürede sözleşme görüşmelerine başlamak ve mahalli seçimlerin gölgesinde kalmamak.
Geçtiğimiz hafta Ankara´ya yaptığımız ziyarette, Toplu İş Sözleşme Görüşmeleri için masaya oturacağımız, kısa adı Kamu-İş olan Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası´nın yöneticileri ile görüşerek düşüncelerimizi aktardık.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve yönetim kurulunu da ziyaret ederek toplu sözleşme çalışmaları hakkında görüş alışverişinde bulunduk.
Daha önceki dönemlerde olduğu gibi kamu da çalışan 270 bin işçi adına görüşmeleri sürdürecek olan sendikaların katılımıyla Türk-İş bünyesinde bir "Koordinasyon Kurulu" oluşturulacak.
Bu kurulun yapacağı planlama hepimiz için belirleyici olacak.
Türk-İş yönetimine bu konudaki düşüncelerimizi aktardık.
KRİZİN SORUMLUSU ÇALIŞANLAR DEĞİL
Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemize yansımalarını dikkatle izliyoruz.
Türk-İş bünyesinde oluşturulan "Krize Karşı Emek Masası", Kasım ayı itibariyle 24 bin sendikalı, 200 bin sendikasız işçinin işini kaybettiğini tespit etti. Krizin faturasını çalışanlara, emekçilere çıkarmaya başladılar. Kendilerine verilen işi eksiksiz yerine getiren biz çalışanlar bunu hak etmiyoruz. Krizin sorumlusu biz değiliz.
Artık krizin teğet geçtiği ya da henüz Türkiye´ye gelip gelmediği tartışmalarına son verilmeli ve bir an önce tedbir alınmalıdır.
KARŞILIKLI SUÇLAMALARLA ÇÖZÜM ÜRETİLEMEZ
Krizin başladığı ABD´nin ve Avrupa ülkelerinin ikinci-üçüncü ekonomik destek paketlerini tartıştığı bir dönemde, krizin Türkiye´yi etkilemeyeceğini söylemek ve yaşanan sıkıntıları görmezden gelmek daha büyük sıkıntılara neden olacaktır.
Siyasetçilerin işverenleri, işverenlerin siyasetçileri, siyasetçilerin kendilerinden önceki suçlaması çözüm değildir.
KRİZ, KÜRESELLEŞMECİ POLİTİKALARIN SONUCUDUR
Bu krizin küresel bir kriz olduğu ve uzun zamandır izlenen küreselleşmeci liberal ekonomik politikaların bir sonucu olduğu açıktır.
Doğal olarak uzun zamandır küresel politikalara uyum sağlama adına Türkiye´de kamunun varlıklarını yerli ve yabancı şirketlere satarak, ekonominin üretim disiplinini ve bağımsızlığını yaralayan tüm siyasetçiler bu krizden sorumludur.
Televizyonlarda ahkam kesen ama bugünlerde sesi kısılan bazı akademisyenlerin de bu krizde sorumluluğu bulunmaktadır.
KRİZİN FATURASININ BİZE KESİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Her toplu sözleşme döneminde olduğu gibi bu sözleşme döneminde de karşımıza sorunlar çıkıyor.
Biz, Genel Maden İşçileri Sendikası, Türk-İş ve tüm işçiler, emekçiler, emekliler, işsizler, çiftçiler olarak bu krizin faturasının bize kesilmesine izin vermeyeceğiz.
Dün asgari ücret tespit edildi. Türk-İş, tartışma sürecinde toplantıyı terk etti. Çünkü Türk-iş´in her ay yaptığı araştırmaya göre bu ay açlık sınırı 740, yoksulluk sınırı ise 2 bin 400 YTL´ye yükseldi.
Hükümet ve işveren temsilcilerince asgari ücret net 527 YTL olarak kabul edildi.
29 Aralık Pazartesi günü Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanarak bütün bu gelişmeleri orada değerlendirecek.
ZONGULDAK´IN DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ YÜKSEKTİR
Bu mücadele için her şeyden önce Sendikamızda, Zonguldak´ta birlik ve beraberliği geliştirmek gerektiğini bilerek çalışacağız.
Mahalli seçim sürecinin Zonguldak´ın birlik, beraberlik ve dayanışma geleneğini bozmayacağına inancımız tamdır.
Çünkü Zonguldak halkının demokrasi kültürü yüksektir.
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak her zaman olduğu gibi siyasetçiler ile ilişkimizi sürdürecek ama siyasetin tarafı olmayacağız.
Siyasi görüşlerimiz ve arkadaşlıklarımız şahsımıza bağlı olarak sürecek, ama bu ilişkiler tüzel kimliğimizin, sendikal sıfatlarımızın ve sorumluluklarımızın önüne geçmeyecektir.
Maden işçilerine, Sendikamıza, işimize, işyerimize, halkımıza, Zonguldak´a ve ülkemize karşı yanlış yapan kim olursa olsun Genel Maden İşçileri Sendikası´nı karşılarında bulacaktır.
Katkı veren herkes ise her zaman olduğu gibi takdir edilecektir.
TTK´DA ÜRETİMİ ARTIRMAK DEĞİŞMEYEN HEDEFİMİZDİR
Hepinizin bildiği gibi hiçbir zaman değişmeyen hedefimiz; TTK´da üretimi artırmak ve tam kapasite çalışarak yılda 5 milyon ton taşkömürü üretmektir.
Bugün 1 milyon 700 bin ton yıllık üretimin, 2009 yılbaşından itibaren gruplu olarak çalışacak olan 3 bin yeni arkadaşımızla birlikte 2.5-3 milyon tonlara yaklaşması planlanıyor.
Önümüzdeki dönemde, devam eden hazırlıklara ve yatırımlara göre yeni işçi alımlarının yapılması için girişimlerimizi sürdüreceğiz.
Ekonomik krizin etkisini giderek artırdığı bu dönemde kendi kaynaklarımıza dönmek ve her alanda daha çok üretmek zorundayız.
Zonguldak bir üretim kentidir. Bölgemiz bir sanayi bölgesidir. Kömürümüzü, demir-çeliğimizi, enerjimizi, çimentomuzu, ateş tuğlamızı, seramiğimizi, kereste fabrikalarımızı çalıştırmaya devam edeceğiz.
Ve başta Filyos Vadisi olmak üzere yeni yatırımlar, yeni iş alanları için Genel Maden İşçileri Sendikası olarak tüm gayretimizle çalışacağız.
ZOR BİR YILA GİRİYORUZ
Zorlu bir yıla giriyoruz. Başta maden işçilerimiz ve MTA çalışanlarımız olmak üzere değerli halkımızın yeni yılını şimdiden kutluyor, 2009 yılının geleceğe umutla bakabileceğimiz gelişmelerin yaşanacağı bir yıl olması dileğiyle, başarı, huzur ve sağlık dolu nice yıllar diliyorum
Editör: Pusula Gazetesi