Boşanma davası açılmaksızın yasal evlilik bağı sonlandırılamaz. Ancak eşlerden birinin vefatı durumunda, boşanma davası açma zorunluluğu ortadan kalkar ve evlilik bu durumda kendiliğinden sona erer.

Mixpet'te Köpek Maması Mixpet'te Köpek Maması

Boşanma süreci, eşlerin bu yönde kararlı olduklarını açıklamalarıyla başlar. Eşler, boşanma davasını haklı sebeplere dayandırarak açabilirler.

Anlaşmalı boşanma dilekçesinin hatalı veya eksik hazırlanması, boşanma sürecinin uzamasına veya boşanma davasının reddedilmesine neden olabilir. Bu yüzden, anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanmasında uzman bir Ankara boşanma davası avukatından destek alınması önerilir.

BOŞANMA SEBEPLERİ

●      Zina

●      Terk

●      Hayata kast, onur kırıcı davranış

●      Suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme

●      Şiddetli geçimsizlik

●      Akıl hastalığı

ANLAŞMALI BOŞANMA

Eğer evlilik bir yıldan uzun sürmüşse ve eşler birlikte veya bir eş diğerinin açtığı davayı kabul ederse, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilir. Boşanma kararının verilebilmesi için hakimin, eşlerin karşılıklı rızalarını bizzat teyit etmesi, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların velayeti konusunda tarafların anlaşmaya varmış olması gerekir. Hakim, anlaşmayı ve çocukların durumunu göz önünde bulundurarak, gerekli gördüğü düzenlemeleri yapma yetkisine sahiptir. Bu değişiklikler taraflar tarafından da kabul edilirse boşanma kararı verilir.

Anlaşmalı boşanma davası, diğer boşanma davalarına göre farklı usullere tabidir. Boşanma davalarında genellikle, davanın kabulü hüküm ve sonuçlarını doğururken, anlaşmalı boşanma davalarında bu durum Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi dışında bir hukuki sonuç doğurmaz. TMK'nın 184/3 maddesine göre, tarafların boşanma ile ilgili kabulleri yargıcı bağlamaz.

Örneğin, bir kadın kocasının kendisine hakaret ettiğini iddia ederse ve koca bu iddiayı kabul etse bile, bu iddia diğer deliller ve tanıklarla kanıtlanmadıkça, kabul hukuki bir sonuç doğurmaz. Bu durumun tek istisnası TMK'nın 166/3 maddesi ile düzenlenen anlaşmalı boşanmadır.

TMK'nın 166/3 maddesine göre anlaşmalı boşanma şartları:

●      Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.

●      Tarafların birlikte boşanma davası açmaları veya bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi gerekir.

●      Yargıcın tarafları bizzat dinlemesi ve iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi şarttır.

●      Tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşmaları gereklidir.

Anlaşmalı Boşanmanın Şartları Nelerdir?

Evlilik En Az Bir Yıl Sürmüş Olmalıdır

TMK'nın 166/3 maddesine göre, anlaşmalı boşanma davası açabilmek için evliliğin resmi olarak kıyıldığı tarihten itibaren en az bir yıl geçmiş olması şarttır. Eşlerin bu süre zarfında birlikte yaşayıp yaşamamış olmaları önem taşımaz. Eğer boşanma davası bir yıl dolmadan açılmışsa, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi görüşüne göre, davanın reddedilmemesi, taraflardan delil ve tanıklarının istenmesi, deliller toplandıktan sonra TMK'nın 166/1, 2, ve 4. maddelerine göre bir karar verilmesi gerektiği yönündedir.

Hakim, davanın evliliğin başlangıcından itibaren bir yıl sonra açılıp açılmadığını resen (kendiliğinden) incelemek zorundadır. Bir yıllık süre, "hak doğurucu süre" olarak kabul edilir. Eğer dava bir yıl dolmadan açılmış ve bu süre zarfında dava devam ederken bir yıl dolmuşsa, bu durumda davanın reddedilmesi gerekmektedir. Ancak, anlaşmalı boşanma koşullarında mutabık kalan eşlerden biri veya her ikisi, bu yeni dava sebebiyle anlaşmalı boşanmaya karar verilebileceğini talep edebilir.

Anlaşmalı Boşanma Davasının Eşler Tarafından Birlikte Açılması Ya Da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi

TMK'nın 166/3 maddesinde belirtilen "eşlerin birlikte başvurması" ifadesi, eşlerin anlaşmalı boşanma davasını birlikte açmaları olarak yorumlanmalıdır. Bu durumda her iki eş de hem davacı hem de davalı konumunda olur. Eşler birlikte dava açmışlarsa, birinin davadan feragat etmesi durumunda diğer eşin davası yürümeye devam edecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşlerin birlikte dava açmadıkları durumlarda, bir eşin diğerinin açtığı davayı kabul etmesinin, teknik anlamda bir dava kabulü olarak değerlendirilemeyeceğine karar vermiştir. Bu karara göre, dava dilekçesinin birlikte imzalanması durumunda kimin davacı kimin davalı olduğunun belirlenmesi konusunda bir karmaşa yaşanabilir.

Anlaşmalı boşanma için kabul edilen davanın TMK'nın 166. maddesine dayalı olması veya davanın hukuki sebebinin ıslah yoluyla TMK'nın 166. madde kapsamına dönüştürülmüş olması gerekmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin emekli üyesi değerli hukukçu Sayın Nedim Turhan, akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davası dışında, tüm boşanma davalarında anlaşmalı boşanmanın mümkün olduğu görüşündedir. Ancak zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve terk gibi kesin boşanma sebepleriyle açılan davaların anlaşmalı boşanmaya konu olamayacağı belirtilmektedir.

Yargıcın Tarafları Bizzat Dinlemesi Ve İradelerinin Serbestçe Açıklandığı­na Kanaat Getirmesi

Anlaşmalı boşanma davalarında, tarafların davaya katılımı zorunludur. Bu zorunluluk, hakimin eşlerin anlaşmalı boşanma protokolünde verdikleri beyanları teyit etmesi gerekliliğinden kaynaklanır. TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca, yargıcın tarafları mahkeme huzurunda bizzat dinlemesi gerekmektedir. Tarafların vekil aracılığıyla temsil edildikleri durumlarda dahi, tarafların şahsen dinlenmedikleri takdirde anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Özellikle yurt dışında bulunan tarafların durumu, davayı kabul etmeleri ve vekil beyanları ile karar verilmesi gibi durumlar olsa da, kanun tarafların bizzat dinlenmesini öngörmektedir.

Yargıcın, tarafların anlaşmalı boşanma sırasında sergiledikleri iradenin, her türlü baskı ve tehditten arınmış özgür bir isteğin ürünü olduğuna kanaat getirmesi esastır. Kadınların bazen baskı ve tehdit altında anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldıkları durumlar yaşanabilmektedir. Yasa koyucu, anlaşmalı boşanma davalarında, iradenin baskı ve tehditten arındırılmasına önem vermiş ve yargıcı bu denetimi yapmakla görevlendirmiştir.

Tarafların Boşanmanın Mali Sonuçları Ve Çocukların Durumu Hakkında Anlaşmaları

Anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında anlaşmaya varmaları ve bu anlaşmayı mahkemeye sunmaları gerekmektedir. Eğer taraflar herhangi bir konuda anlaşamazsa, anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Bu durumda yargıcın, taraflardan delilleri toplaması ve davayı TMK'nın 166/1 maddesine göre sonuçlandırması beklenir.

Anlaşmalı boşanma protokolünde, boşanmanın mali sonuçları, çocukların velayeti, tazminat, nafaka, velayeti almayan eşin çocuklarla kişisel ilişkisi gibi konular detaylı bir şekilde ele alınmalıdır.

Avukat tutmanın zorunlu olmadığı anlaşmalı boşanma davalarında, yasal hakların korunması ve sürecin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi için deneyimli bir avukatla çalışmak önemlidir. Tek celsede boşanma, anlaşmalı boşanma davası ile mümkün olup, bu süreçte eşlerin her konuda uzlaşması ve profesyonel bir şekilde süreci yönetmeleri gerekmektedir.

Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, anlaşmalı boşanma prosedürleri kapsamında Türkiye'ye gelerek hakim karşısında bizzat ifade vermek zorundadırlar. Medeni Kanun, anlaşmalı boşanma davalarında her iki tarafın da mahkemede şahsen bulunmasını zorunlu kılar. Bu, avukat aracılığıyla temsil edilme durumunu dahi kapsar; yani yurt dışında yaşayan kişiler, anlaşmalı boşanma için Türkiye'ye en az bir kez seyahat etmek zorundadırlar.

Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Velayet Davası Açılabilir Mi?

Anlaşmalı boşanma sırasında yapılan protokollerde, çocukların velayeti gibi konularda varılan uzlaşmalar, bu konuların daha sonra yeniden gündeme getirilemeyeceği anlamına gelmez. Eşler arasında velayet konusunda bir anlaşma sağlansa dahi, ilerleyen zamanlarda çocuğun menfaatleri doğrultusunda bu durumun yeniden değerlendirilmesi mümkündür. Dolayısıyla, anlaşmalı boşanmanın ardından velayetle ilgili yeni bir durumun ortaya çıkması halinde, ilgili taraf velayet davası açabilir.

Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Velayet Davası Açma Süresi

Anlaşmalı boşanma neticesinde ebeveynlerden biri çocuğun velayetini diğer ebeveyne bırakmışsa ve sonradan bu durumun değiştirilmesi gerektiğine karar verilirse, boşanmanın kesinleşmesinin ardından herhangi bir zaman diliminde velayet değiştirme davası açılabilir. Bu süreçte, velayeti değiştirmek isteyen ebeveynin, çocuğun yararına daha uygun bir durum sağlayabileceğine dair haklı sebepler sunması ve bu değişikliğin çocuğun menfaatine olacağını kanıtlaması gerekecektir.

ÖRNEK ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ

Anlaşmalı boşanma protokolü, boşanma sürecinde eşlerin üzerinde anlaştıkları tüm konuları kapsamlı bir şekilde belgeleyen bir metindir. Bu protokolde velayet, mal paylaşımı, nafaka, ve çocuklarla kişisel ilişki gibi konular detaylı bir şekilde ele alınır. İşte bu protokolün bazı temel unsurları:

●      Tarafların karşılıklı olarak anlaşmalı boşanmayı kabul ettikleri,

●      Çocukların velayeti konusunda bir anlaşmaya varıldığı ve çocuğun yaşamının nasıl devam edeceği,

●      Çocuklarla kişisel ilişkinin mahkemenin takdirine bırakıldığı veya belirli bir düzenlemeye tabi tutulduğu,

●      Ev ve diğer mülklerin paylaşımıyla ilgili detayların,

●      Tarafların birbirlerinden herhangi bir tazminat veya nafaka talebinin olup olmadığı,

●      Ev eşyası ve kişisel eşyaların paylaşımı,

●      Yargılama masrafı ve vekalet ücretine dair düzenlemeler.

Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların anlaşmaya vardığı tüm konuları net bir şekilde ifade etmeli ve her iki tarafın da rızasıyla imzalanmalıdır. Bu protokol, boşanma sürecinin adil ve düzenli bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla hazırlanır. Bu nedenle, protokolün hazırlanmasında ve imzalanmasında dikkatli olunmalı ve mümkünse uzman bir boşanma avukatından yardım alınmalıdır.

Kaynak: Haber Merkezi