Dormagen Belediye Başkanı Erik Lierenfeld kamaralar ardına geçti ve açıklama yaptı:
"Sevgili Dormagenliler,
Şu anda Dormagen'deki bir çocuk koruma davası hakkında çok konuşuluyor. Her şeyden önce, ailenin yaşadıkları için dayanışma ve ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Dayanışma her zaman iyidir.
Ancak kolay bir karar alınmadığından emin olabilirsiniz. Böyle bir durumda konuyu açıklığa kavuşturmak en büyük önceliğe sahiptir. Bu olayda çok sayıda pedagog, uzman psikolog ve adli tıp uzmanı yer alıyor. Şu ana kadar elde edilen veriler çocukları korumaya alma kararından başka bir şans bırakmadı. Benim için bu konuda çok hızlı bir karar alınmamış olması önem taşıyor.
Diğer taraftan çeşitli ırkçılık iddiaları da söz konusu. Çocukları koruyucu aile vermenin annesinin başörtüsü kullanmasıyla alakalı olduğu öne sürülüyor.
Bu bir yalan. Ne yazık ki, her zaman bu tür davalardan siyasi açıdan yararlanmak isteyenler de çıkıyor. Bu tür yanlış haberlere karşı dikkatli olun. Etnisitenin bu konuda rol oynadığına dair hiçbir kanıt bulunmuyor.
Suçlamada bulunmaktan vazgeçmenizi rica ediyorum. Böylece söz konusu aileyi de korumuş olursunuz.
Böyle bir çocuk koruma olayında kamuoyu baskısının kararın temellendirilmesinde etkisinin olamayacağını vurgulamak isterim. Tekrarlıyorum: Burada, profesyonel değerlendirmelere ve olgulara dayanarak, çocuğun yararına dengeli bir karar veriliyor. Söz konusu kişilerin korunması için, dava hakkındaki herhangi bir ayrıntıyı burada ne onaylayacağız ne de reddedeceğiz. Bağımsız yargı kararını verecektir. Ve bu da iyi bir şeydir. İlginiz için teşekkür ederim. Sağlıkla kalın!"

SÜRECİN iki hafta önce masadan düşen 1.5 yaşındaki bebeği Yakup Cemal'i hastaneye götürmeleriyle başladığını belirten Sertan Altınkaya, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Çocuklar oynarken bir anda eşim bir ses duymuş. Sonra Yakup Cemal'i oturma odasında yerde yatarken görmüş. Olayı görmediği için 4 yaşındaki diğer oğlum Kuzey Davut'a sormuş, o da masadan düştüğünü söylemiş. Herhangi bir şişlik veya morluk görmedik. Olayı görmediğimiz için eşimle hastaneyi aradık. Çocuk uyuyordu. Onlar da 'Eğer uyanır, ağrıdan ağlarsa, getirin. Eğer çocuk rahat bir şekilde uyuyorsa, çocuk doktoruna götürürsünüz' dediler. Ancak çocuk doktorunun çıkık olabileceğini söylemesi üzerine eşim, Yakup'u hastaneye götürdü. Röntgen çeken kişiler, çocuk durmadığı için bir solundan çekmiş bir sağından, tabi çocuk ağlıyor. Doktor eşimle odada özel görüştüğünde durum tekrar anlatmasını istiyor. Eşim de Kuzey Davut'un söylediği gibi masadan düştüğünü söylüyor. Ancak doktor eşime inanmamış ve durumun 'şüpheli' olduğunu belirtmiş. Çocuğun vücudundaki kırığın nasıl olabileceğini araştırdılar. Kırığın masadan düşme ile olamayacağını söylediler ama nasıl olabileceğine dair bir yazı da yazmadılar. Hastanede diğer anne ve babalar sırayla çocuklarını görürken, benim içeriye girmeme izin vermediler."
KIRIKTAN BİZİ SUÇLUYORLAR
"Hastaneden çıktıktan sonra gençlik dairesi ile görüştük. Bize karşı şüphe duyduklarını ve çocuklara karşı şiddet uyguladığımızı söylediler. Bu şüphe yüzünden, 'Çocukları korumak için elinizden alabiliriz. Bizle birlikte çalışırsanız hiçbir şekilde bir problem olmaz' dediler. Bizim hakkımızda diğer kurumlardan bilgi almışlar. Hep bizim lehimize bilgiler aktarılmış. Çocuğa karşı şiddetle suçlandık ancak polis ifade bile almadı. Bizi davranışlarımızın kontrol edilmesi için bir kliniğe gönderdiler. 'Salı günü güle oynaya çıkıp eve gideceğiz' diyordum. 'Çok iyi bir ailesiniz' dediler. Fakat ellerinde bir belge var. Bir kırık var ve ondan dolayı bizi suçluyorlar. Çocuklarla dışarı çıktık. 10 dakika sonra polis geldi. Çocukları kucağıma aldım. Duygu bağı o kadar yoğundu ki, anlatamam. Çocukları polis zoruyla aldılar. 'Baba gitme. Beni bırakma' dedi. Ufaklık fazla bir şey anlamadı. Hukuki mücadele verip çocuklarımı almak istiyorum. Allah'ın doğru yolda beni zafere ulaştıracağına eminim."

cocuklari-elinden-alinan-babanin-feryadi
Çocukları elinden alınan babanın feryadı
devlet-cocuklara-el-koydu-ailesi-perisan-oldu
Devlet çocuklara el koydu: Ailesi perişan oldu