Geçtiğimiz gün Samsun'da Atatürk Heykeli'ne saldırı, kuşkusuz hepimizin içini sarstı. 1951'den beri süre gelen saldırılar hiç bir zaman amacına ulaşamamış ve ulaşamayacaktır.
ilki 23 Ağustos 1926 yılında Sarayburnu'nda dikilen Atatürk Heykeli, Mustafa Kemal'in İstanbul'dan Samsun'a hareket ettiği yere dikilir. Heykel 'de Ata'mızın bir ayağı öne doğru atılmış şeklindedir. Yani İstanbul'dan çıkışı ilk adım olarak anlamlandırılmıştır.
İlk heykel aslında bundan sonra yapılacak heykellere de bir kompozisyon oluşturur.
İlk heykeller yabancı bir sanatçıya yaptırılır . Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Kripllel, Samsun'da yapacağı heykellinde ise ; atın şaha kalkmış hali ile Atatürk'ün elini kılıcın üzerine atmış figürü ; Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcını ve Türk'ün ayağa kalkışını simgeler.
İzmir Heykeli ise, atın tek ayağı havada ve Atatürk'ün yüzü Akdeniz'e dönüktür. "Düşmanı denize döküldüğü yerde , parmağı ile ileri gösterir. Bu heykel de "ordular ilk hedefiniz Akdeniz " emrini simgeler.
Ankara Ulus Meydanı'ndaki heykelde ise ; atın dört ayağı da yere basar. Bu da meclisin kurulması ile artık devletin, milletin ayağının sağlam bastığını gösterilir.
Buruda "at" aslında Türlüğü simgeliyor. Ve üzerinde Türklüğü yönlendiren komutanı.
Samsun'da şaha kalkış Türk halkı, İzmir'de; atın yürüyüşü , düşmanı kovalaması, Parmak ile Türk ordusunun hedefi gösterilir. Ankara'da ayakları yere basan Milletin Meclisi.
1930 sonlarında yapılan heykelleri, Türk heykeltıraşlar yapmaya başlasa da, kural hiç değişmedi.
Atatürk heykellerinin en belirgin özelliği , kendi içinde de kompozisyonu olması ; heykelin kurulacağı alan ile tarihi ve kültürel değeri ile bağdaştırılmasıdır
Ben burada uzun uzun yazmayayım. Bunun oldukça fazla kuralları var.
Bütün bunları neden anlatıyorum !
Atatürk heykelleri bir şeyleri anlatıyor, dedik. Bu belki zamanında açıklansa da, çok az kişi bunları bilir veya görebilmiştir.
Zonguldak'ta 1946 yılında Valilik, Uluslararası Atatürk Heykeli yarışması düzenlemiş ve bu yarışmayı heykeltıraş Zühtü Müridoğlu ile Ali Hadi Bara kazanmıştır.
Yani Zonguldak Atatürk Heykeli Zonguldak'a özel tasarlanmıştır.
Kaide ve heykel olmak üzere iki bölümden oluşur. Bu anıtta Atatürk, şahlanmış bir at üzerinde, mareşal üniforması ve sırtında peleriniyle, dimdik oturur biçimde betimlenmiştir. Sol eli ile atın dizginlerini sıkıca kavramıştır. Sağ eli pantolonunun cep hizasında durmaktadır.
Lakin, heykelin Zonguldak'a özel simgesi bunlar değildir.
Heykelin bambaşka şifresi daha vardır.
Atlar, tarihler boyunca at üstünde var olan milletimizin simgelerindendir . O sebeple, Zonguldak'taki atın figürüne de bu şekilde bakmak gerek.
Zonguldak'taki heykelde at; tıpkı Samsun'daki gibi arka iki ayak üstüne oturmuş , sol ön ayağı havada; sağ ön ayak ise bir taşın üstündedir.
Zonguldak'a özel yapılmış heykeldeki bu taş, sıradan bir taş olabilir mi !
Bu taş, taşkömürüdür.
Ne demiştim ! At burada memleket, ulus, halk, Türk milletini simgeler ;
Atın taşkömürü üzerine basarak şahlanışı ,bu milletin yeniden ayağa kalkışını, Zonguldak'tan çıkartılan kömürle yapıldığı anlamı taşır.
Zonguldak haricinde hiç bir yerde, Atatürk heykellerinde at figürü ,herhangi bir taşın üzerine basmaz.
Zaten taşkömürü de Zonguldak'tan başka yerde çıkmaz.
Son Söz: Atatürk heykellerine saldıranlar ya provokatör, ya ruhsuz ya da zır cahildir.


Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih