Köyün yol kenarlarına yapılan yalaklı çeşmeler ,zamanın benzin istasyonları idi. Zira, yük taşıyan hayvanlar için su içmek ; "yakıt almak" anlamına geliyordu. Üstelik bedava idi.

Zonguldak köylerinde su hiç bir zaman sorun olmadı. Çünkü köyler ilginç bir şekilde yeraltı sularının aktığı bir alanda kuruluyordu. Genelde yüksek yamaçlarda kurulan köyler, Filyos nehrini besleyen su kaynakları üzerinde olduğundan; kuyu suyu ve çeşmelerde su ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. 

Evlerde şebeke yoktu. Su, köy yolunda akan çeşmelerden veya dip kuyusundan temin ediliyordu . Suvacı çubuğu ile iki uca takılan bakraçlarla taşınmaktaydı.

Daha henüz yeraltı sularını kimyasallarla kirletmemiştik. Köy çeşmelerinden akan sular, soğuk ve berraktı. Harıl harıl su akıyordu.

Henüz damacana diye bir şey yoktu. Çeşmeler mühürlenmemişti.

 Zonguldak'ta ilk yerleşimler dere ve nehirlerin üst yamaçlarına kurulmuştu. Yani dereden faydalanmak yerine , dere veya nehirleri besleyen su kayraklarının aktığı dağ yamaçlarına kuruluyordu. Böylelikle köy, selden de etkilenmiyordu. Nehir kenarları da tarla olarak kullanılıyordu.

Kent Lokantası mı, esnaf lokantası mı? Osman Zaimoğlu her gün burada! Kent Lokantası mı, esnaf lokantası mı? Osman Zaimoğlu her gün burada!

İşte yalak, bu düzenin içinde kurulmuş bir çarkın önemli bir ayağı idi...

Hayati Yılmaz ile

Zonguldak Tarih

Kaynak: Haber Merkezi