CHP İl Başkanlığı binasında yapılan basın toplantısında; CHP Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş, Deniz Yavuzyılmaz, İl Başkanı Murat Pulat, Merkez ilçe Başkanı Ebru Uzun, Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, Gençlik Kolları Başkanı Doğukan Güney de hazır bulundu.

Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Zonguldak'a yeniden gelmekten mutlu olduğunu belirterek parti içi bir çalışma olduğunu ifade etti.
Ülkedeki yasaklanan konserlerden başlayan Veli Ağbaba "Ülkede konser yasaklarıyla karşı karşıyayız. Konserler yasaklanıyor, Melek Mosso konseri yasaklanıyor, Niyazi Koyuncu konseri yasaklanıyor, Apolas Lermi konseri yasaklanıyor. Metin Kahraman konseri yasaklanıyor.
Geçtiğimiz hafta biliyorsunuz Anadolu Feast müzik festivali yasaklandı. Yasaklama gerekçesi de ahlaksızlığı önlemek, işlenecek bir suç olduğunu tahmin ediyorlar. Aslında ahlaksızlığı özendirmeyeceksen, yolsuzluk yapmayacaksın. Namussuzluk yapmayacaksın, 5'li çeteye memleketi peşkeş çekmeyeceksin. Uyuşturucu tacirlerini kullanamayacaksın. 28 yaşında bir adama, Rıza Zerrab'a devleti teslim etmeyeceksin" diye konuştu.

AĞBABA: AHLAKSIZ ARIYORSAN SANATÇILARA DEĞİL; YOLSUZLUK YAPANLARA, RÜŞVETÇİLERE, MAFYA BOZUNTULARINA BAK!
AKARYAKIT FİYAT ARTIŞI DÜNYADA YÜZDE 60, TÜRKİYE'DE YÜZDE 224!
SİGARA VE İÇKİ ZAMLARI AKP'NİN İDEOLOJİK VERGİ POLİTİKASI İZLEDİĞİNİ GÖSTERİYOR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Zonguldak İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Zonguldak Milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş ile birlikte CHP Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat'ın da katıldığı toplantıda Ağbaba, ekonomik durumu ve siyasi gündemi değerlendirdi.
CHP'li Ağbaba'nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Ahlaksız arıyorsan şarkıcılara değil; yolsuzluk yapanlara, rüşvetçilere, mafya bozuntularına bak!
Bu iktidar artık hayatın kendisini hedef alıyor. Gençler nefes alamaz hale geldi. Festivaller yasaklanıyor, konserler yasaklanıyor. 3Y diyerek geldiler, bunlardan biri yasaklardı. Şimdi Saray'ın keyfine göre her şey bir bir yasaklanıyor. Bir yaşam tarzına müdahale söz konusu. Aynur Doğan, Niyazi Koyuncu, Apolas Lermi, Metin Kahraman derken bu sefer de Melek Mosso konseri iptal edildi. Gerekçe ne: Ahlaksızlığa özendirme! Yolsuzlukla milletin rızkına çöken bunlar, 5'li çetelere doğayı peşkeş çeken bunlar, uyuşturucu tacirlerine göz yuman bunlar, taciz ve tecavüze ses çıkarmayan bunlar ama ahlaksız kim? Festivalde eğlenen gençler, kadınların giysisi, alkol kullananlar, Saray tarikatlarının istediği gibi yaşamayan tüm insanlar. Ahlaksız arıyorsan fakir fukaranın parasını zengine peşkeş çekenler ahlaksız! uyuşturucu baronlarıyla boy boy fotoğraf veren ahlaksız! 10 milyon Euro rüşvet isteyen ahlaksız! 10 bin dolar maaş alıp milleti tehdit eden ahlaksız! Liyakatsizlikle gençlerin hakkına girenler ahlaksız! Millet açken Saray'da lüks içinde yaşayanlar ahlaksız! Bir kadını giysisi üzerinden ahlaksızlıkla suçlayan kim varsa bilin ki ahlaksızdır! Büyük bir ayıbı gizlemek için böyle şeylere başvurur.
Sigara ve içki zamları AKP'nin ideolojik vergi politikası izlediğini gösteriyor
Yaşam tarzına müdahale bunlarla sınırlı değil. Bugün Resmi Gazetede yayınlanan kararla alkollü içeceklerde ve sigarada özel tüketim vergisi oranı olağanüstü düzeyde artırıldı. Sigaraya gelen bu kaçıncı zam bilmiyoruz. Alkol hakeza öyle!... Son 10 yılda; buna göre rakıya yüzde 482, şaraba yüzde 324, biraya ise yüzde 530 zam geldi. Sigaraya gelen zamlar da son 9 yılda yüzde 232 seviyesine çıktı. Bu artışlar, AKP'nin ideolojik vergi politikası izlediğini gösteriyor. Türkiye'de fiili bir içki ve sigara yasağı başladı. Devlet bağımlılıkla mücadele eder, biz de sigara tüketimi ve alkolizmle mücadeleyi destekliyoruz. Ama bireylerin özel yaşam tercihlerine bu kadar sık müdahale edemez. Bunların derdi bağımlılık olsa, koskoca devleti sigara ve alkolden gelen vergiye bağımlı hale getirmezdi. Şu an TEKEL bayileri vergi dairelerinden çok vergi topluyor. Ülkeyi alkol ve sigara tüketen insanlar ayakta tutuyor! Bu zamlar yüzünden kaçakçılık artıyor. Vergi kaybı artıyor. Daha da kötüsü sahte içki satışları artıyor. Bunlar tüm Türkiye'yi kör edecekler! Vatandaş kimyager olmuş durumda. İnsanların özel yaşam tercihlerine karışıyorlar.
Şeker fabrikalarını satarak bugün şeker ithaline neden olanlar haindir
Dün bir kararla, Tarım ve Orman Bakanlığı, şeker ithalatına izin verdiğini açıkladı. Şeker fabrikaları özelleştirilmesin diye onlarca eylem yaptık; "Şeker vatandır, vatan satılmaz" diye bas bas bağırdık. Şeker fabrikalarını sattılar. Şeker karaborsaya düştü, şeker üreticisi adeta yok edildi, bayramda esnaf şeker dahi bulamadı. Şimdi şeker cenneti ülkemiz şeker ithal eder oldu. Göz göre göre tarımı yok ettiler. AKP'li vekillerin firmaları aracılığıyla şekerin torbası 800 TL'yi geçti. Şimdi 1 kg şekerin fiyatı bile en az üç katına çıkmış durumda. Markette şekerin kullanıldığı tüm ürünlerin fiyatı arttı. Açıkça söylüyoruz: Şeker fabrikalarını satanlar, bugün yaşananların sorumlusudur! Şeker fabrikalarını satarak bugün ülkeyi şu duruma düşürenler haindir, vatandaşa ihanet etmektedir.
Bunun adı Kabile Devleti'dir. Ülke tapulu mallarıymış gibi talan ediliyor
Çevre Kanunu'nda yapılan değişiklik ile tüm Türkiye kıyılarını kapsayan mapa ve şamandıra ihale verme yetkisinin Emine Erdoğan himayesinde kurulan Çevre Ajansı Başkanlığı'na verilmesi hedefleniyor. Erdoğan'ı geçtik, 128 milyar doları arka kapılardan satan damadını geçtik, şimdi bir de Emine Erdoğan'a fiili yetki veriliyor. Kıyıda ihaleleri de Emine Erdoğan'ın himayesinde kurulan ajansa ait. Artık Ajans, özel şirket kurarak veya özel şirketlere devredecek ve işletebilecek. Belki Reisin gözünden kaçan varsa onları ayıklayacak! Bunun adı Kabile Devleti'dir. Ülke tapulu mallarıymış gibi talan ediliyor.
Açlık sınırı asgari ücretin 1.764 TL üzerine çıktı
Bir evde 4 kişi asgari ücretle çalışsa yine yoksulluk sınırının 2.600 TL altında kalıyor
En önemli gündem ise hayat pahalılığı. TÜRK-İŞ açıkladı: Açlık sınırı 6 bin 17 TL ile mevcut asgari ücretin 1.764 TL üzerine çıktı. Mutfak enflasyonundaki artış yıllık %107 oranında ve temel ihtiyaçları karşılamak çok güçleşti! Yoksulluk sınırı ise 19 bin 602 TL. Tüm Türkiye asgari ücretle açlığa tamah eden, aylık 250 dolara çalışan köleler ordusuna dönüştürülüyor. Kendi üçer beşer maaşları söz konusu olunca zammı esirgemeyen bu zihniyet, asgari ücretliye, emekliye ara zammı bile çok gördü. Yıl sonuna doğru akaryakıt, elektrik ve temel gıda zamlarını düşününce, korkarım ki, Türkiye'de kıtlık ve derin açlık başlayacak. Üretim sıfır, vergi kaçırma, talan ve rant üst düzeyde. Bu gidişatın sonu felakettir! Bir evde 4 kişi asgari ücretle çalışsa yine yoksulluk sınırının 2 bin 600 TL altında kalıyor. En büyük banknotumuz 200 lira ile geçen yıl bu ay; 27 adet ekmek alınıyorken bu yıl 14 ekmek alınabiliyor. Yine geçen yıl bu ay 34 paket makarna alınabilirken bu yıl 17 paket alınabiliyor. Geçen yıl bu ay yine 11 kg tavuk alınabiliyorken bu yıl 4 kg alınabiliyor. 200 TL ile geçen yıl bu ay 252 adet yumurta alınabiliyorken bu yıl ise sadece 121 adet alınabiliyor. Geçen yıl 27 kilo domates alınırken bu yıl 10 kg, yine geçen yıl 109 kg kuru soğan alınabilirken bu yıl 200 TL ile sadece 39 kg kuru soğan alınabiliyor.

AKP'li vekile göre halk zenginleşmiş
Vatandaş zam yağmuru altında ezilip ay sonunu getiremezken, AKP Antalya Milletvekili Kemal Çelik "bizim dönemimizde halk zenginleşti" demiş. Halk dediği bir eli yağda bir eli balda küçük bir AKP'li grup dışındakiler değil. Vatandaş artık yeni ayakkabı, pantolon, gömlek alamıyor. En çok işi ikinci el satıcıları yapıyor. AKP, 2. hatta 3. el ayakkabı satılan bir ülke haline getirdi. Ankara lastiği, çarık giymeye az kaldı. Onlar alem hayal dünyasında yaşıyor. Bu cümleyi Meclis'te veya komisyonda söylemek kolay, AKP Milletvekili Çelik gidip aynı zenginleşme cümlesini Antalya'da bir kahvede, pazarda, halkın arasında söylesin de ağzının payını alsın.
Akaryakıt fiyat artışı dünyada yüzde 60, Türkiye'de yüzde 224!
Akaryakıt fiyatlarında zam yağmuru devam ediyor. Dün geceki zamların ardından bu gece de yeni zamlar geliyor. Bu gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere litrede benzine 70 kuruş, motorine 97 kuruş zam gelecek. Dün gece litrede benzine 1 lira 43 kuruş, motorine 1 lira 38 kuruş, oto gaz fiyatına 36 kuruş zam gelmişti. Benzine son bir yılda yüzde 224, yıl başından bu yana yüzde 103 oranında zam geldi. Motorine son bir yılda yüzde 239, yıl başından bu yana yüzde 113 oranında zam geldi. AKP siyasetçilere dünyada, Avrupa'da da benzin zamları çok yüksek demeye devam ededursunlar, gerçekler onları yalanlamaya devam ediyor. Dünyada petrol fiyatı yüzde 60 artarken Türkiye'de benzin fiyatı yüzde 224 ile rekor üzerine rekor kırıyor. Dünyadaki artışın neredeyse 4 katı fazla bir artış söz konusu. Bu fark ülkeyi yönetenlerin beceriksizliğidir. 12 ayda Avrupa'da en yüksek benzin artışı Romanya'da yüzde 44 ile gerçekleşmiş, Almanya'da yüzde 38, Polonya'da yüzde 30, İtalya'da yüzde 14 oranında artmış. Bizi kıskanan Avrupa'da durum bu. Bir İtalyan yüzde 14 benzin zammı ile karşılaşırken, İtalyan hükümeti dünyadaki yüzde 60'lık artışa karşı vatandaşlarını korumuş. Bizimkiler ise yüzde Dünyadaki artışın üzerine yüzde zam üzerine zam yapıp vatandaşına yansıtmış.
Türkiye, "ev genci" sayısında Avrupa birincisi
İşsizlik Türkiye'nin en önemli ve derin sorunlarından biri. Milyonlarca genç işsiz. Doktora mezunları tekstil fabrikalarının yıkama bölümlerinde çalışıyor. Ataması yapılmayan öğretmenlerimiz maalesef hayatlarına kıyıyor. Son yıllarda yeni bir deyimimiz daha oluştu. 'Ev hanımı' diye bir tanımlamamız vardı, şimdi 'ev genci' diye bir tanımlama daha oluştu. İstihdamdan umudunu kesenler, eğitimden umudunu kesen, evde anne ve bakanının eline bakan Türkiye'de milyonlarca gencimiz var. Türkiye'de 15-24 yaş grubundaki 2 milyon 959 bin kişi ne eğitim alıyor ne de bir işte çalışıyor. Yaş grubu 20-34 olarak alındığında bu oran yüzde 38'i aşıyor. 'Ev gençleri' olarak tanımlanan kesimde Türkiye, 34 Avrupa ülkesi arasında ilk sıraya yerleşti. Ev gençlerinin oranı yüzde 24,7 olurken AB ülkelerinin ortalaması yüzde 10'da kaldı. Türkiye söz konusu verilerle OECD ülkeleri içinde ise ikinci sırada yer aldı. 15-24 yaş grubunda "NENI" oranı diğer ülkelerde şöyle: İtalya yüzde 19,8; Bulgaristan yüzde 14, İspanya ve Yunanistan yüzde 11, Fransa yüzde 10,6, Almanya yüzde 7,5 ve Hollanda ile İsveç yüzde 5,1. OECD ülkelerinde ise son veri 2020 yılına ait. 15-29 yaş grubunda ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 29,8 ile en yüksek Kolombiya'da. Türkiye yüzde 28,8 ile 36 ülke içinde 2. sırada."
Emeklilerin duygularıyla oynamayın!
13,6 milyon emekli ve hak sahibimiz var. Çalışma Bakanı "1 Mayıs'ta bir müjde verecekti", üstünden 26 gün geçti, ortada bir şey yok. Temmuz'da zaten yapılacak enflasyon farkı ödemesini, zam diye millete yutturmaya çalışıyorlar. Bağımsız araştırmalara göre emeklinin gıda enflasyona göre yüzde 113. Böyle bir ortamda, emekli nasıl yaşasın? Emeklinin sofrasındaki temel besin maddelerinde yaşanan bir yıllık artışlar? Patatesin fiyatı %206, salatalığın %193, Margarinin fiyatı son bir yılda %160, kuru ekmeğin fiyatı ise son bir yılda yüzde 74 oranında arttı. Yapılan araştırmalara göre emeklilerin yüzde 73,5'inin gelirinin istediği gıdayı almaya yetmediğini ifade ederken, en çok tükettikleri gıdanın ise yüzde 82,1 ile ekmek olduğunu belirtiyorlar. Türkiye'de 13,6 milyon emekli ve hak sahibi asgari ücretin altında aylık almaktadır. 3 milyon 998 bin hak sahibi yani dul ve yetim aylığı alanların içinde halen 600-700 TL aylık alanlar bulunmaktadır. Bir de hiçbir sosyal güvencesi olmayan 65 yaş aylığı alan vatandaşlarımız var. Bu vatandaşlarımıza yılda üçer aylık dönemlerde toplam 4 defa olmak üzere 1084 TL ödenmektedir. Bunlar emeklilerin duygularıyla oynuyor. Temmuz'da asgari ücret gibi emekli maaşı da yeniden belirlenmeli; mevcut en düşük emekli aylığı yeni belirlenecek asgari ücret kadar olmalıdır. Ayrıca önümüz Kurban Bayramı; artık her bayramda emekli aylığı asgari ücret kadar olmalıdır. EYT ve emeklilerle ilgili sorunu ya bunlara çözdüreceğiz ya da biz çözeceğiz.
Montro'yü savunan generallere darbeci diyenler SADAT yöneticisi için ne diyecek?
SADAT'ın yönetim kurulu üyesi ve ASSAM Başkan Yardımcısı olduğu görülen Ersan Ergür, "Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile iş birliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz... Etmeyeceğiz! Vatan sağ olsun..." paylaşımını yaptı, gelen tepkiler üzerine paylaşımını sildi. Beyinlerinin arkasında geçen cümleleri işte böyle gündeme getirip, ardından korkarak siliyorlar. Bu tivit, Genel Başkanımızın SADAT önünde yaptığı açıklamanın ne kadar yerinde olduğunun bir kez daha ispatıdır. Demokrasilerde seçimleri tanımamak darbeciliktir. Montrö'yü hatırlatan emekli amirallere "Darbe niyeti" suçlaması getiren yargının, bu "darbeci"ye bir diyeceği yok mu? AKP Muhalifleri ağızlarını her açtıklarında polis, savcı, hakim üçlüsü ile hayatı dar edenler, seçimler üzerinden tehdit dili kullananlarla ilgili sessiz. Bu tehditler bize vız gelir tırıs gider. Halkımızın sağduyusuna inanıyor, ilk seçimlerde hak edenleri tarihin karanlığına gömeceğiz. Sandık bir gelsin de nasıl teslim edeceksiniz göreceğiz.