Pusula, Zonguldak kamuoyunu günlerdir meşgul eden Sosyete Pazar, Elmas TV Genel Müdürü Akın kavi ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem arasında yaşandığı iddia edilen olaylara ışık tutacak ifadeye ulaştı.
Elmas TV’yi döven gurubun içinde yer alan Zonguldak Sosyete Pazarı İşletmecisi Ozan Varol, poliste verdiği ifadede olayı şöyle anlattı: “Akın Kavi’yi çok uzun süredir tanırım, kendisini yakın arkadaşımdır. Birlikte oturup alkol alırız, iş konuşuruz. Ben Belediyeye ait sosyete pazarını çalıştırırım, pazar değiştirilmesi ile ilgili Belediye başkanı ile konuşması için Akın Kavi' den daha öncesinde talebim olmuştu, ancak ben daha sonra bu pazar yeri işini kendim halletmeye çalışıyordum. Ben Belediye Başkanı ile kendi imkanlarım ile bir çok kez farlı konularda görüştüm. Akın Kavi’nin ifadesinde anlattığı şekilde onun randevusu ile bir görüşmem olmadı. Ben Belediye Başkanı ile görüştüğümde, pazar yerinin Milli Emlak’a devredildiğini söyledi. Oradan da Zonguldakspor’a devrinin yapıldığını söyledi. Zonguldakspor ile anlaşırsan bizim için sıkıntı yok dedi. Ben de Zonguldakspor ile anlaşacağımı söyledim. Bu görüşmelerim olumlu yönde devam ediyor. Ben Akın Kavi'ye bu işlerimin halledilmesi için bir baskı yapmadım. Zaten kendimde halletmiştim. Hatta pazar esnafı da bu yönde yani sosyete pazarının geleceğini öğrendikleri için eylem yaptı. Akın Kavi’nin iddia ettiği kendisine baskı yaptığım iddiası asılsızdır.
Olay günü yani 21.09.2024 günü saat:22:00 sıralarında arkadaşım Bülent Yaman ile birlikte kendi kullandığım beyaz renkli Hyundai 120 marka 67 ACR 280 plaka sayılı araç ile oturup sohbet etmek için Akın Kavi’nin evinin oraya gitmek üzere yola çıktık. Peşimizden de kayın biraderim Yaşar Yasin Demirbağ kendi kullandığı araç ile geldi. Evin oraya gittik, Akın Kavi ve Yasin Şahintürk birlikte evinin önünde oturup alkol alıyordu. Bizde onlarla birlikte oturup alkol almaya başladık. Akın Kavi’yi gitmeden önce aramadık, çünkü sürekli kendisi orada oturup alkol aldığından ve bizde zaman zaman gittiğimiz için haber vermeden gittik. Birlikte oturup alkol almaya başladık. Masa etrafında ben Yasin Şahintürk ile karşılıklı oturuyordum. Bülent ile Akın karşılıklı oturuyordu. Kayınbiraderim Yaşar Yasin ile selamlaştıktan sonra 10-15 metre ileride telefonla görüşme yapıyordu, yanımızda çok oturmadı. Akın Kavi sarhoş olduğu zamanlarda konuşmaları küfürlü yapar.
Sohbet esnasında yine aynı şekilde Bülent Yaman ile konuşurken küfürlü konuşmaya başlayınca aralarında sözlü bir tartışma oldu. Sonra ikisi arasında karşılıklı kavgaya dönüştü. İkisi de birbirine elle vurdu. Ben araya girdim, ayırmaya çalışırken Akın Kavi elini beline attı ve tabanca çıkartırken ben kendisine engel olup tabancayı elinden aldım. Sonra Akın Kavi evin içine kaçtı ve kapıları kilitledi. Yasin Şahintürk'te ikametin arka tarafına doğru kaçtı. İkisinin de neden kaçtığını anlam veremedim, içeriden Akın Kavi’ye birçok kez seslendim, bir kaç dakika sonra içeriden anlamlandıramadığım bazı sesler geldi. Bende bu sesleri daha önceden kullandığımız tüfeğini alıp dolduruş yaptığını düşündüm. Çünkü daha önceki alkol alışlarımızda tüfeğini getirip atış yapmıştı. Bu sebeple tüfeği olduğunu biliyordum. Akın' n evinden tüfeğini aldığını ve bize zarar vereceğini düşünerek olay yerinden geldiğimiz iki araç ile ayrıldık. Sonra araçlarla biraz ilerledikten sonra iki el atış sesi duyduk. Ben, Bülent Yaman ve Yaşar Yasin Demirbağ hasım sahibi insanlarız. Akın Kavi’nin iddia ettiği üzere Yasin'in kurusıkı bir silahla Akın'ın başında ateş etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Hasım sahibi birisi kurusıkı silah taşımaz ve aynı zamanda şunu da belirtmek isterim. Zonguldak ilinde hasımlı olduğum kişilerle bir barış sağlanmıştır. Artık hiç bir şekilde silah taşımıyorum. Yine Akın Kavi’nin iddiasında Yasin' in başına silah dayayıp ateş ettiği iddiası doktor raporları ile aksi ispat edilmiştir, başında ateş edilmiş olsa ya yanık ya da yara izi olurdu. Akın Kavi’nin diğer iddia ettiği kafasında şişe kırıldığı hususu yine yalandır. Bülent Yaman ile aralarında yumruklaşma oldu. Bu esnada yaralanmış olabilir. Bülent'in herhangi bir cisim kullandığını görmedim. Biz olay yerine iki araba olarak 3 kişi gittik, yanımızda başka kimse yoktu. Yine bahsi geçen iddiaya göre olay yeri inceleme raporu katidir, arabaları park ettiğimiz yer ile oturduğumuz yer arasında yaklaşık 50 metre mesafe vardır. İddia edildiği üzere buradan bir silah dolduruş sesi duyulması imkansızdır, söyledikleri asılsızdır. Yine kendisine ulaşmak için gittiğim esnada eğer 4-5 araba habersiz şekilde gelmiş isek kendisine bir zarar verme amacımız olduğu kesindir ve Akın Kavi’ye ait silahı da almamız söz konusu değildir.
Benim gazetede haber yaptırma amacım kendisinin medya gücünü kullanarak bana karşı kamuoyu baskısı oluşturmasını ve gerçekleri saptırmasını engellemek içindir, bende karşı haber yaptırarak ve ondam aldığım tabancanın fotoğrafını göndererek böyle bir haber yapılmasını bir kaç medya kuruluşundan istedim, zaten yaptırdığım bu haber sonucunda tabancanın kendisine ait olduğunu kabullenmiştir. Akın Kavi’nin iddialarını kabul etmiyorum, iddiaları asılsızdır, kendi rızam ile gelip savcılığa teslim oldum, kaçma şüphem yoktur, serbest bırakılmayı istiyorum dedi. Bana iftira atan Akın Kavi’ den davacı ve şikayetçiyim.”