Emek Partisi Zonguldak İl Örgütü, Gezi olayları nedeniyle yaşanan tutuklanmalarla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle: "İstanbul'un kent merkezinde ideolojik bir simgenin kopyasını inşa etmek için Gezi Parkı'ndaki ağaçları kesmekle işe başlayan iktidar 9 sene önce karşısında yurt sathına yayılan büyük bir direniş bulmuştu. 31 Mart 1909'da saltanatı savunan ve şeriat isteyen çevrelerin 2. Meşrutiyetin kazanımlarına karşı ayaklanma başlattığı Topçu Kışlası yapılamadı, Gezi korundu ama daha önemlisi yeni halk direnişleri, kendi geçmişinin hayaletlerinden güç bulmak isteyen iktidarın kabusu haline geldi. 2013'te Gezi'de başlayan eylemler toplumun her kesiminden insanı kendi talepleriyle alanlara çıkardı. Laiklik, özgürlük, iş, ekmek, adalet, demokrasi taleplerinin platformları her yerde kuruldu. Her dilden, ulustan, dinden ve cinsiyetten emekçiler ortak bir söylemde buluştular: hükümet istifa. Gezi direnişi güvenlik güçlerinin yoğun müdahalelerine rağmen kararlılıkla sürdürülen bir halk eylemidir. Yıllar boyunca dış mihrakların, çeşitli lobilerin Türkiye düşmanı faaliyetlerinin bir ürünü olarak gösterilmeye ve karalanmaya çalışılsa da direnme ruhu asla bastırılamadı. O metal fırtınada fabrikalarının bahçesinde direnen işçilerin, Boğaziçi kayyum direnişçilerinin, adalet nöbetlerinin içinde yaşamaya devam etmektedir. İktidar ise son zamanlarda konser ve festival yasaklayarak, ahlaksızlık tartışması açarak, halkın yaşam biçimine müdahalelerde bulunarak her gün kendi kabusunu püskürtmeye; küçük mevzi saldırıları kazanmaya çalışmaktadır. Böylece şarkı yasaklamalarıyla meşgul ettiği emekçilerin açlık, yoksulluk, işsizlik gibi sorunlarını yatıştırabileceğini, dikkatini dağıtabileceğini zannetmekte ama böylece de faşizmin yolunu adım adım yasak yasak kat etmektedir. Gezi direnişinin sorumluları olarak yüksek cezalarla tutuklanan insanlara yöneltilen suçlamalar herkes biliyor ki hukuki dayanaktan yoksundur. Onlar sadece geçmişteki eylemi cezalandırmak için değil gelecekteki eylemlere niyet edecekleri caydırmak için, ibret olsun diye tutuklandılar. Halkıyla didişen, onun taleplerini küçümseyen, bastıran ve sözünü dinlemeyen iktidarlar yıkılmaya mahkumdur. Bu yıldönümünde artık aramızda olmayan mücadeleci 8 genci asla unutmayacağız. Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar da mücadelemiz sürecektir. Gezi bir geçmiş değil, geleceğimizi üzerine inşa etmeye devam ettiğimiz bir mücadeledir. Gezi parkındaki dövizlerden birinde 1972'de idam edilen "Denizler" de hatırlanmış "üç fidan ile parkın ağaçları" arasında bir bağlantı kurulmuştu. Gezi kendisinden önceki 15-16 Haziranlardan, Denizlerin antiemperyalist mücadelesinden, Tekel direnişinden beslenen bir mücadeleydi; bundan sonrakiler de Gezi'den beslenecektir. Bugün aynı zamanda Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan'ın Nurhaklar'da katledilişinin 51. Yıldönümü. Gezi'de ve bağımsız, demokratik bir Türkiye mücadelesinde ölümsüzleşen arkadaşlarımızın anıları mücadelelerimizde yaşatılacaktır. Bugün yasaklanan her şarkı milyonlarca insan tarafından söyleniyor, yasaklanan her festival güçlenerek yaşıyor, temel hak ve özgürlüklere, emek mücadelesine her saldırı, yaşam biçimine her kısıtlama misliyle direnişe yol açıyor. Çünkü halk yenilmez. Ve daima mücadeleler sürer karanlık gider. Gezi kalır..."