Sağlık çalışanlarının uğradığı saldırılara bir tepki de Düzce Özel Çağsu Hastanesi'nden geldi. Hastane önünde toplanan sağlık çalışanları yaptıkları basın açıklamasıyla sağlıkçıların uğradığı şiddeti kınadı.
Konya Şehir Hastanesi'nde Kardiyoloji Uzm. Dr. Ekrem Karakaya'nın Hacı Mehmet Akçay isimli hasta yakını tarafından görevi başında öldürülmüştü. Cinayetin ardından ülke genelinde resmi ve özel kurumların sağlık çalışanları 2 günlük iş bırakma eylemine gitti. Düzce özel Çağsu Hastanesi çalışanları ise bir basın açıklaması yaparak sağlıkta şiddeti kınadılar.
Hastane önünde toplanarak basın açıklaması yapan ve alkışlarla sağlık çalışanlarının uğradığı şiddet olaylarını protesto eden hastane yönetimi ve çalışanları; "Değerli çalışanlarımız dün Konya'da yaşanan elem verici olay üzerine tepkimizi ortaya koymak üzere toplandık. Sağlık çalışanları her türlü zorluğa rağmen insanlarımızın en temel ihtiyacını karşılamak için insan üstü bir gayretle çalışıyoruz. Harcadığımız emeğin ve gayretin karşılığı bu olmamalı. Bizler bugün bu gibi olayların bir daha tekrarlanmaması ümidiyle toplandık. Vefat eden sağlık çalışanlarına rahmet diliyoruz. Çalışanlarımıza da sabır ve kolaylıklar diliyoruz" diye konuştular.

"Doktorluk eğitimi zor vefakar bir meslektir"
Düzce özel Çağsu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Acar ise konuşmasında; "Bugün burada 7 yıl boyunca birlikte çalıştığım, gece gündüz demeden, saatin kaç olduğuna bakmaksızın hasta danıştığım, hastaları için mesai kavramı olmaksızın çalışan, 2 kız evlat babası, meslektaşım, arkadaşım Ekrem Karakaya'nın canice katledilmesi sonucu toplanmış bulunuyoruz. Tıp eğitimi zor bir eğitimdir, lise çağlarının başından itibaren sıkı bir çalışma temposuna gireriz ve 6 yıllık eğitim hayatımız boyunca gece ile gündüzü karıştıracak bir tempoda çalışmaya devam ederiz. Bunun sonrasında da uzman olabilmek için 4-5 yıl gün aşırı nöbetler tutarak fedakarca ömrümüzün en güzel yıllarını mesleğimize veririz. Diğer sektörlerde çalışanlar belki telefonlarını kapatıp arkadaşları ile rahatça vakit geçirebilir ama biz sağlık çalışanları bir pikniğe giderken bile acaba burada telefonumuz çeker mi diye düşünerek plan yapıyoruz. Çoğu zaman arkadaş davetlerinde veya çocuğumuzun doğum gününde bile hastamız kötüleşti diye görev başına dönüyoruz. Bu meslek 657'nin basmakalıp kuralları ile icra edilebilecek bir meslek değildir. Bir doktorun hastasına şifa olabilmesi için aklını, bilgisini, tecrübesini, sorumluluk duygusunu ve en önemlisi ruhunu b u mesleğe verebilmesi gerekir. Devletin asli görevi vatandaşların canını korumaktır. Uygulanan sağlık politikalarının sağlık çalışanlarının canını koruyamadığı açık ve net bir biçimde ortadadır. Çağın gerektirdiği sağlık hizmetini almak her vatandaşımızın en doğal hakkıdır, ama bugün doktorlar ya yurt dışına ya özel hastanelere veya mezara gidiyorlar . Sayın yetkililer lütfen bu gidişe bir dur deyin. Biz Türk doktorları olarak hiçbir yere gitmiyoruz. Ülkemizim her metre karesinde 85 milyon vatandaşımıza hizmet vermeye devam edeceğiz. Yetkililerden istediğimiz iki şey var. Birincisi onurumuzun ikincisi canımızın korunması. Mekanın cennet olsun Ekrem kardeşim. Biz sağlık çalışanları onurumuzun ve canımızın korunması, gururumuzun geri verilmesi için demokratik kurallar çerçevesinde mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz" dedi.