Selvi ağaçlarıyla çevrili tepede bulunan Sultan Baba Türbesi, hem hikayesi hem de manevi iklimiyle ilgi görüyor. Çaresiz hastalığa yakalanan Sultan 2. Bayezid'in kızını sağlığına kavuşturduğu ve o günden sonra "Sultan Baba" olarak anılmaya başladığı rivayet edilen İbrahim Edhem Hazretleri'ne ait olan türbe, ziyaretçilerini de manevi atmosferiyle ağırlıyor.
Kocaeli'nin Gölcük ilçesine bağlı Örcün köyünde bulunan Sultan Baba Türbesi, manevi atmosferiyle Türkiye'nin değişik bölgelerinden çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Rivayete göre, yüzyıllar önce Örcün köyüne yerleşen İbrahim Edhem Hazretleri'nin, çaresiz bir hastalığa yakalanan Sultan 2. Bayezid'ın kızını sağlığına kavuşturduğu biliniyor. İbrahim Edhem Hazretleri'nin ilmi sayesinde sağlığına kavuşan padişah kızının ise "Siz benim Baba Sultanımsınız" demesinin ardından İbrahim Edhem Hazretleri'nin "Baba Sultan" olarak anılmaya başladığı belirtiliyor. Sultan Baba'nın; hastalıkları iyileştirmek, vücut ağrılarını gidermek, bereket, az yiyecekle çok kişiyi doyurma gibi kerametleri olduğu da rivayet ediliyor.
Araştırmacılar, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin merkez üssü olan Gölcük'te çok büyük kayıplar verilirken, Örcün köyünde hiçbir kaybın olmamasını ise Sultan Babanın kerametine bağlıyor. Selvi ağaçlarıyla çevrili tepede yükseltmiş platform üzerinde yer alan Sultan Baba Türbesi, Kocaeli'de Osmanlı dönemine ait tek türbe mekan olarak biliniyor. Çevresinde çok sayıda Osmanlı döneminden kalma mezarların bulunduğu Sultan Baba Türbesi, manevi iklimiyle binlerce vatandaş tarafından ziyaret ediliyor. Kocaeli'ye hakim bir noktada bulunan türbe, manevi atmosferiyle ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor.

"Çocukluğumuzdan bu yana türbeyi ziyaret ediyoruz"
Sultan Baba Türbesi'ni çocukluğundan bu yana belirli aralıklarla ziyaret ettiğini söyleyen Ali Karaca (43), "Çocukluğumuzdan bu yana ziyaret ettiğimiz bu zat, Sultan 2. Bayezid döneminde yaşamış İbrahim Edhem Hazretleri olarak bilinse de halk tarafından 'Sultan Baba' olarak biliniyor. Sünnet cemiyetlerinde sünnet olacak çocuklar buna bende dahil, önce buraya gelip dua ediyor. Türbe ziyaretinin ardından mevlit okunmak üzere evlere gidiliyor. Bu gelenek haline geldi" dedi.

"Ömrüm yettikçe ziyaret edeceğim"
Türbenin manevi duygularının güçlü olduğu kadar konumu itibariyle de dikkat çektiğini ifade eden Karaca, "Türbe, hakim bir tepede. Burada Gölcük'ü çam ağaçlarının arasında çok güzel bir şekilde seyredebilirsiniz. Aynı zamanda oksijeni de bol olan bir türbe. Gelinmesi, görünmesi gereken, ziyaret edip huzur bulacağınız bir yer. Ben gelen her misafirimi buraya getirmeyi adet edindim. Osmanlı'dan kalan, bizim de ecdat hazinesi olarak gördüğümüz bir yer. Ziyaretini eksik etmediğimiz bir nokta. Ömrüm yettikçe ziyaret edeceğim. Senede 4-5 kez ziyaret ediyorum. Hatta fırsat bulursam cuma namazı öncesinde de geldiğim ve huzur bulduğum bir yer. Daha önceden batıl inançlı bazı kimselerden ev isteyenler türbenin duvarlarına ev, bebek sahibi olmak isteyenler çocuk resmi çizerdi. Ağaçlara bez bağlanırdı, sevdiğiyle evlenmek isteyen onun ismini duvarlara yazardı. İslam alimlerinin telkinleriyle o duvardaki yazılar silindi, ağaçlardaki bezler kaldırıldı" ifadelerini kullandı.