Program kapsamında katılımcılara günlük 566,73 TL cep harçlığı ödenecek ve kısa vadeli sigorta primleri İŞKUR tarafından karşılanacaktır. Sigorta ödemesi sadece sağlık ile ilgili olacak çalışma süreleri emekliliğe yansıtılmayacaktır. Eğitimlerin ardından, ilk 4 hafta boyunca 37,5 saatlik çalışma yapılırken, sonraki dönemlerde haftada 3 gün çalışılacak şekilde (22,5 saat) bir düzenleme yapılmıştır. Hükümet tarafından artan işsizlik oranlarını düşük göstermek ve başta kadın emeği olmak üzere okullarda ucuz iş gücü istihdam etmek üzere hayata geçirilen bu uygulama kelimenin tam anlamıyla modern kölelik anlamına gelmektedir. Bu koşullar altında İŞKUR tarafından okullara gönderilen temizlik
işçilerinin bir kısmı göreve başlamamıştır. Göreve başlayanların bir kısmı da iki hafta içinde istifa etmişlerdir.
Okullarda temizlik hizmetlerinin sadece 3 gün ile sınırlandırılması ciddi hijyen sorunlarını gündeme getirecektir. Normal koşullarda haftada 5 gün, kimi okullarda ise “Destekleme ve Yetiştirme Kursları” nedeniyle 7 gün eğitim-öğretim devam ederken haftada 3 gün çalışacak personel ile okulların temizliği nasıl yapılacaktır?
Geçici personel alımıyla okulların temizlik sorununda ciddi aksamalar yaşanması kaçınılmazdır. Nitekim okulların açılmasıyla birlikte çok sayıda okuldan temizlik sorunu ile ilgili yoğun
şikayetler gelmeye başlamıştır. Eğitim Sen, bu konunun yakın takipçisi olacak ve öğrencilerimizin güvenli ve sağlıklı bir ortamda eğitim alması için mücadele etmeye devam edecektir.
Okullarda “Bir Öğün Yemek ve Temiz Su” tüm öğrencilerin temel hakkıdır!
Ülkemizde eğitimin en temel sorunlarından birisi, öğrencilerin fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen yetersiz beslenme ve temiz suya erişim sorunudur. Milyonlarca çocuk, ekonomik yetersizlikler ve ailelerin gelir düzeyindeki eşitsizlikler nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenme imkânından mahrumdur. Bu durum, çocukların gelişimini olumsuz etkilemekte, okul başarılarını düşürmekte ve eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engellemektedir. Son dönemde çok hızlı artan yoksullaşma Türkiye’de öncelikle en hassas durumdaki çocukları etkilemiştir. Türkiye’de bugün her dört çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır.
Her öğrencinin sağlıklı ve dengeli beslenme ve temiz suya erişim hakkına sahip olmasını sadece bizlerin değil, toplumun geniş kesimlerinin yüksek sesle dillendirdiği bir taleptir. Gelişmiş ülkelerde okullarda sağlanan bu imkânlar, çocukların eğitim hayatına eşit şekilde katılabilmeleri için temel bir ön koşul olarak kabul edilmektedir.
MEB, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi ve eğitim sürecinin sağlıklı işlemesi için öğrencilerin beslenme sorununu çözmek için ayrı bir bütçe ayırmak durumundadır. Taşımalı eğitim yapan okullarda bile öğrencilerin beslenme sorunları çözülmemiş, hatta tasarruf tedbirleri kapsamında taşımalı eğitimde ücretsiz yemek hizmetini büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak, onları sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek, ancak kamusal eğitim anlayışının güçlü bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. Her öğrencinin temiz suya ve bir öğün sağlıklı yemeğe ulaşabildiği bir eğitim sistemi, Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi için atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.
Okullar arasında ayırım yapılmamalıdır
MEB’e bağlı okullarda Tasarruf tedbirleri kapsamında 30 öğrencinin altındaki sınıflar birleştirilmektedir. Derslikleri 24 öğrenciye göre planlanmış olmasına rağmen ilimizde 39-40 öğrencinin olduğu okullara dönüştürülmektedir. Bu durum eğitim öğrenci sağlığını ve eğitimin başarısını olumsuz etkilemektedir. İlimizde İmam Hatip Ortaokullarında ve Liselerinde 5 öğrencinin 20 öğrencinin 45 öğrencinin olduğu MEB bağlı ayrıcalıklı okullar mevcuttur. Bu okullara da 5-6 öğrencinin bulunduğu çok sayıda sınıflar mevcuttur. Okullar ve öğrenciler arasında ayrımcılık yapılamaz.
İsmet İpci
Bartın Eğitim Sen Şube Başkanı