Pusula Gazetesi'ne yeni başlamıştım.
Asayiş muhabirliği hayalim...
İlk sahaya indiğim gün tanıştım Ferdi ağabey ile.
Asayiş muhabirliğinde çok şey öğrendiğim insanlardan birisi.
Ekmeği yenir derler ya hani...
İşte aynen öyle...
Bu meslekte beraber çalıştığınız insanları eşinizden çocuğunuzdan fazla görürsünüz.
Ne gecemiz vardı ne de gündüzümüz.
Kişisel kavgamız hiç olmadı.
Haber için çok tartışırdık.
O bana haber atlatırdı, ben küserdim.
Bir kaç saat sonra arar, 'Elimde tam sana göre bir haber var...'
İnsan gazeteci olunca merak da ediyor.
Tribi bırakıp barışıverirdim.
Ben ona haber atlatırdım,
Küserdi...
Bir bardak çay içelim dedim miydi hemen barışırdık.
45 gün önce ofisinde beyin kanaması geçirdi Ferdi Akıllı.
42 yaşında, hayatının baharında düştü toprağa.
Haber yazarken yakaladı ecel, bırakmadı yakasını.
Öyle ya vade dolmuş, ömür bitmişti.
Son yolculuğuna uğurladık Ferdi Ağabeyi.
Her ölümün arkasında bir hikaye vardır.
Çünkü ölüm yaşamdan gelir.
Şairin de dediği gibi,
Ölüm
Erken gelir kimi zaman,
Bir yıldırım gibi düşer,
Alır götürür
Yaşanacak onca şey varken...
Ferdi Ağabeyi de aldı kara toprak.
Bir çantası vardı,
İçinde bilgisayarı, kamerası ve ses kayıt cihazının olduğu...
Boynunda fotoğraf makinesi.
Elinde sigarası...
Metin Ağabeyin çay ocağıydı mekanı.
'Neredesin ağabey'
'Sendika yokuşunda Metin Ağabeyin çay ocağındayım gel'
Giden herkes çayını içerdi.
Şakayı çok severdi.
Nişanlımla bana çok takılırdı.
Bilirdi benim bazı konularda çekingen olduğumu.
Hep ordan vurur, şakalaşırdık.
Ajans muhabiriydik.
Her günümüz 5 ya da 6 kişi birlikte geçti desek yalan olmaz.
Göçükte, trafik kazalarında, mitinglerde, bayramlarda.
Hep birbirimizi kollardık.
Birisi saldırırsa, dayak yememek için önlemdi bu aramızda.
O sanki tılsımlıydı.
Bir şekilde yırtıyordu her kavgada.
Anlamazdık bunu nasıl yapardı.
'Olum ben siz miyim dayak yiyeyim' derdi ve basardı kahkahayı.
Güzel insandı Ferdi Ağabey.
Kalbi temizdi bir kere.
Son ziyaretimde iyiydi, yoğun bakımdan çıkmıştı.
Düğün yapacağız yaza.
Koltuk takımını beğenmemiş benim.
'O eve o koltuk takımı olmuş mu?' dedi.
Gülüştük...
Sen iyi ol yenisine beraber bakarız diye sözleştik.
Bir an önce aramıza dönmeni beklerken acı haberle uyandık.
Sevdikleri dostları yanındaydı bu gün.
Son görev için toplandılar.
Hayatta en çok sevdiği insan, 10 yaşındaki kızı Asel...
Babasına, tabutuna çiçek koyarak veda etti.
Kızın bize emanet ağabey, gözün arkada kalmasın.
Sen rahat uyu yerinde, mekanın cennet olsun.