2013 yılıydı, Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesi'nde taşeron işçilerin çalıştığı ocakta metan gazı patladı.
Hazırlık işi yapan taşeron firma -630 kodunda çalışıyordu.
Patlamada 8 işçi feci şekilde can verdi.
7 işçi de patlamayla birlikte oluşan göçük nedeniyle mahsur kaldı.
Onlardan birisi de Mustafa Sarı'ydı.
Saatlerce beklediler göçükte.
Bildiği tüm duaları okudu Mustafa.
Ölüm hep aklındaydı.
Ölüm kolaydı da 2 çocuğu vardı, bir de eşi...
Ayten geldi aklına...
Daha 34 yaşındaydı.
"İki çocukla ne yapar, nasıl yaşar bensiz?
Allah'ım beni onlara bağışla...
Oğlum Doğukan daha 14 yaşında...
Büyüsün biraz öyle al canımı ya rabbi..."
Doğukan ocak önünde bekliyordu.
Gözyaşlarını tutamadı, hıçkıra hıçkıra ağladı.
"Söyleyin babama ne oldu, babam nerede?
diye sordu.
Görevli şef ve mühendisler teselli etti onu.
"Ağabey" dedi Doğukan, "Ağabey babam içerde kaldı.
Bir şey var mı ağabey.
Ben babamı görmek istiyorum ağabey.
Ona bir şey olursa biz ne yaparız ağabey..."
Kimsede ses yoktu.
Ocak ağzında endişe ve üzüntüyle bekleyenler bu seslerle ağladı.
Dualarına gözyaşlarını katarak umutlu haberi bekledi.
Kabul olmuştu dualar.
Yeraltında kurtarma ekibinin sesi duyuldu.
Neredeyse ulaşmışlardı onlara.
Önce sedyeyle ana yola, oradan motorla kafese götürdüler.
Yer üstüne çıktı Mustafa...
Gözleri bir tanıdık aradı sedyede yatarken.
14 yaşındaki Doğukan'ı gördü.
"Baba' dedi Doğukan...
Oğluna sarıldı Mustafa...
"Annene söyle ben iyiyim, korkmayın bir şeyim yok" dedi.
Allah Mustafa'yı çocuklarına, eşine bağışlamıştı.
Ama 8 can da yitip gitmişti Kozlu'da...
8 aile eşsiz, babasız, evlatsız, kardeşsiz kalmıştı.
Aradan 3 yıl geçti.
Mustafa Sarı, inşaatlarda çalıştı bu sürede.
"Bir daha ocağa girmem" diyordu.
Çocukları için yine gözüktü madenin yolu...
Kilimli'de özel bir maden ocağında çalışmaya başladı.
1 ay olmuştu işe gireli.
Göçük oldu ocakta.
Mustafa Sarı, göçükte kalmıştı.
Acı haberi alan yakınları ocak önüne koştu.
Doğukan da oradaydı.
3 yıl önceki gibi umutlu bir haber bekledi.
Gelen haber acıydı bu sefer.
Öyle acıydı ki dünya başına yıkıldı.
Babasının cansız bedeni çıktı ocaktan.
Öyle dua etmişti babası 3 yıl önce...
"Çocuklarım büyüsün, ondan sonra al canımı..."
Öyle de oldu.
17 yaşına gelmişti, kocaman adam olmuştu Doğukan...
41 yaşında, gençliğinin baharında kara delik yutmuştu bir canı daha.
3 yıl önce kurtulmuştu ölümün pençesinden.
Ancak bu sefer...
Vade doldu, vakit tamam...
Ve Ayten...
O da gençliğinin baharında hayatının aşkını kaybetti.
İlk defa işten eve gelmemişti Mustafa...
Feryat etti Ayten...
"Ben seni dün işe yolladım.
Bana yalan söyledin.
Geri gelmedin.
Ben seni kırmızı valizle işe gönderdim. Sen Albayrak'la geri geldin.
Benim hayat arkadaşım.
Şimdi ben kime yanayım..."

ŞİİR
Yine bir kömür
kütürdedi sobada
kayıp bir madencinin
kalbi rast geldi
atıverdi sıcak odada

Sunay Akın