Cumhuriyet döneminin Ankara'dan sonra en hızlı gelişen kentiydik biz.
Sadece Mustafa Kemal Atatürk döneminde kurulan sanayi kuruluşları ile dünyada sanayi şehirleri arasındaydık.
Zonguldak Taş Kömür Fabrikası
Zonguldak Antrasit Fabrikası
Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası
Karabük Demir Çelik Fabrikası
Ereğli Demir Çelik Fabrikası
Filyos Ateş Tuğla Fabrikası
Ve daha nice sanayi kuruluşları...
Ortadoğu'nun sanayide kalkınmış en büyük ili olma fırsatını ne yaptık da kaçırdık?
Neden elimizdeki fabrikaların çoğunu kapattık, kaybettik ve geliştiremedik?
Kapitalizme ayak uydurmaya çalışırken nasıl oldu da yüzümüze gözümüze bulaştırıp ilkel çağa döndük!
Seni menfaatsiz seven herkes üzülüyor bu haline...
Türkiye ekonomisine can veren sen Zonguldak, bugün ekonomiden beslenir oldun.
Atölyelerinde, okullarında binlerce öğrenciye maaş vererek mühendis, tekniker ve meslek mezunu yetiştiren, onları ülkene kazandıran sen Zonguldak, bugün üniversite öğrencisinin cebindeki 5 liraya muhtaç oldun.
Bu ülkede ilk tuğla fabrikasını sen kurdun Zonguldak, şimdi binaların ayakta zor duruyor.
Bu ülkeyi ÇATES ile aydınlatan sen Zonguldak, karanlıktan çıkamaz oldun.
Kömürü yerin yüzlerce metre altından canlar pahasına çıkartan sen Zonguldak, işkenceyle sokulduğun ocaklarından kovulur oldun.
Sen Zonguldak'tın...
Koskoca Zonguldak...
Tenis kortları, lokalleri, sanatsal yapıları, sosyal tesisleriyle parmakla gösterilen Zonguldak.
Bir kültürdün sen Zonguldak.
Şimdi o kültür ve sanat gitti, açlık ve yoksulluk geldi.
Ekmek kavgası yok etti seni.
Aç gözlüler, menfaatçiler sardı dört bir yanını.
Önce kuru ekmeğe muhtaç edildin,
Ardından çaldılar seni,
Yetmedi parçaladılar,
Şimdi ise böyle kal diyorlar sana...
Atölyelerinde, okullarında maaş verip öğrenci yetiştirirdin.
Ne ustalar geçti tezgahından ne mühendisler...
'Siz okuyun ben size bakarım' derdin çocuklarına...
Maaş verirdin her ay onlara...
Şimdilerde öyle misin sen?
Üniversitene öğrenci gelse de
5 lira bıraksın diye bekler oldun.
60 bin madenci her gün ocaklarında çalışırdı.
Asma, Kozlu, Karadon, Gelik...
Binlerce insan sokaklarına sığamazdı.
Şimdilerde sokaklar da evler de bomboş kaldı.
Nereden nereye geldin Zonguldak...
Ne güzeldin aslında sen Zonguldak...
Cumhuriyetin yakışıklı delikanlısıydın Zonguldak, şimdilerde hasta, bitkin, bedbaht bir adam oldun.
Çeliği büken, demire şekil veren sen Zonguldak, bugün başını büküp kaderine teslim oldun.
Öyle perişansın ki şimdilerde,
Aşıkların üzgün senin bu haline...
Seni yine eskisi gibi görmek için tüm çabalarımız.
Bazıları memnun belki senin bu perişan halinden.
Bazılarının umurunda bile değilsin!
Ama sana aşık olanlar da var, onların derdi sensin.
Bazen bakıyorum sana şöyle,
Tepeden...
Yaşanmaz burada diyorum...
Bakma öyle dediğimize, ayrılsak 3 güne kalmaz özlerim seni.
İki katlısın, iki şehirsin aslında.
İki kalbin var senin.
Nelerini besledin şu karanlık sokaklarında.
Besledin de hala doyuramadın.
Seni sevdiği için gelen herkes, senden bir şeyler koparıp gitti!
Suç sende değil bizlerde Zonguldak.
Seni kopartanı kopartmadık,
Seni üzene göz yumduk,
Senden çalana ağa dedik,
Seni satana paşa dedik.
Sen değil de aslında Zonguldak,
Biz galiba tüm bunları hak ettik.