Yöremizle özdeşleşen değerleri gelecek kuşaklara aktarmak düşüncesiyle projelendirip günümüz insanıyla buluşturmak için bir dizi sosyokültürel çalışmaya imza atan Sayın Posbıyık, kaymakamımız ve vekilimiz Tunalı Hilmi Bey'in bir kez daha anılmasına vesile oldu.
Yıllar önce Kdz. Ereğli "Akarca Mahallesi" ile "Orhanlar Mahallesi" sınırları içerisinde kalan mahalle içi yolun, "Tunalı Hilmi Caddesi" sözüyle adlandırılmasından sonra, "Tunalı Hilmi Bey'in I. TBMM'deki Yasal Faaliyetleri, Enise Aslı ÖZTÜRK, Karaelmas Üniversitesi.2008" adlı bilimsel araştırmayı(1) temel alarak, 2014 yılında Sayın Halil Posbıyık'a sunduğum proje, seçim kurbanı oldu; ama, projenin çok önemli objesi olan "Tunalı Hilmi Bey Anıtı(2)" unutulmadı...
Belediye Başkanı Sayın Halil Posbıyık'ın girişimleri, Kaymakam Sayın İsmail Çorumluoğlu ve Vali Sayın Mustafa Tutulmaz'ın destekleriyle 28 Ekim 2020 günü adına yapılan anıtın törenle açılışı, Tunalı Hilmi Bey'in unutulmadığının somut bir kanıtıdır.

Ereğli Kaymakamı, Bolu Ve Zonguldak Mebusu Tunalı Hilmi Bey
Öğrenim yıllarında kurduğu "Gizli Mektepliler" adlı örgütle başlayan muhalif tavrını "Jön Türkler", "İttihat ve Terakki Cemiyeti" üyesi olarak sürdüren ve bunun bedelini sadece kendisi değil, aile bireyleriyle birlikte ödeyen Tunalı Hilmi Bey; II. Meşrutiyet Dönemi'nde çıkarılan af yasası sonucu yurda dönerek, 01.Eylül.1909'da Bolu Sancağı Ereğli kazasına kaymakam(3) olarak atanmıştır.
Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Bolu Mebusu (1919) olarak seçilen Tunalı Hilmi Bey, 16 Mart 1920'de İstanbul'un İngilizler tarafından işgal edilmesi sonucu kapatılan Meclis-i Mebusan'ın diğer mebuslarıyla birlikte gözaltına alınmış; 27 Nisan 1920 günü hapsedildiği Bekirağa Bölüğü(4) adlı işkencehaneden kaçıp, Ankara'ya gelerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Zonguldak Mebusu olarak görev yapmıştır.
Yaşadığı sürece "Jön Türk", "İttihat Ve Terakki Cemiyeti", "I. Meşrutiyet", "II. Abdülhamit Ve İstibdat", "II. Meşrutiyet", "Hürriyet Ve İtilaf Fırkası", "Cumhuriyet" gibi çok önemli siyasal olayların tanığı olan ve her türlü baskıya karşın; düşüncesini açıklamaktan çekinmeyen Tunalı Hilmi Bey, Ulusal Bağımsızlık Savaşı yıllarında Fransız işgalinin karşı direnen Ereğli halkının yanında eylemli olarak yer alması(5) nedeniyle kendisine 21 Nisan 1924'de İstiklal Madalyası verilmiştir.
Ereğli'nin düşman işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yılı nedeniyle kaleme aldığım bu yazımın başkişisi olan Bolu Mebusu Tunalı Hilmi Bey, 10.Haziran.1920 tarihinde Ereğli'den Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği telgrafında(6), "Fransız donanmasının Baba Burnu önlerinde demirlediği ve eldeki 140 kişilik milis kuvveti ile Fransızlara karşı koymanın mümkün olamayacağını belirterek yardım istemesine" karşılık; Mustafa Kemal Paşa "Ereğli'den Fransızların kovulması için ciddi önlemler alınıp, kuvayı milliye ile birlikte her yönden direnilmesi gerektiğini" belirtmesi üzerine, Tunalı Hilmi Bey'in 11 Haziran 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği telgraf metni aşağıda olup; bu telgraf, sözün bittiğinin belgesidir.

Ankara'da Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Silah patladı. Saat: 12.45
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne Yazılmıştır.
1.Haziran.1920, Hilmi
İşgalcilere karşı verilen silahlı mücadelede Ereğli'de olan Bolu Mebusu Tunalı Hilmi Bey, yaşanan olayları ve sonrasını Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 25 Eylül 1920 tarihli 72
No'lu toplantısında(7) şu sözlerle belirtir:
"Aldığımız bir malumat vardır ki, liman fenerini orada bulundukları müddetçe söndürmüşler, katiyyen geceleri yaktırmıyorlardı. Ve hatta battal etmişlerdi. Halbuki liman feneri milletlerarası insani bir meseledir. O liman fenerinin sönmesi sebebiyle olabilir ki bir kayık, bir vapur kayaya çarpar içindeki insanlar telef olur. Biz bunu tetkik ve muhakeme etmekte iken hastaneye girince bunu tamamıyla unuttuk. Ne gördük beyler? Ne kadar ilaç şişesi vesaire, kapı, masalar, defterler, camlar, çerçeveler, varsa hepsi kırılmış, hatta kudurgan ayaklarla yerde çiğnenmişti. Bu da bir şey değil efendim. Hastanenin iki odasından ikisini de tamamen bizim askerlerimiz üzerine mitralyöz sıkmak için kullanmışlardır. Ve orada mitralyözlerden kalmış binlerce fişek kovanı bulunuyordu. Tarih kaydetsin."
28 Ağustos 1871'den 22 Kasım 1928 tarihine kadar süren ve tamamı mücadele ile geçen elli yedi yıllık bir ömürde farklı düşünen ve düşündüğü sadece söz ve yazı ile değil, yaşama geçmesi için uğraşan, didinen yorulmaz bir savaşçıydı, Tunalı Hilmi Bey...
Adı, anısı ve savaşımı rehberimiz olsun!..

DİPNOTLAR

(1) Enise Aslı Öztürk, Tunalı Hilmi Bey'in I. TBMM'deki Yasal Faaliyetleri, Osman Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Haziran. 2006, s:44. Not: Bu yüksek lisans tezi, kadim dostum Sayın Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz'ün önerisi ve girişimleriyle Karaelmas Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 2008 yılında kitaplaştırıldı.
(2) Anıt, Kozlu ve Ankara Olgunlar Sokak'taki "Madenci" heykellerini yapan yontu ustası Metin Yurdanur'un yapıtıdır.
(3) Esra Oğuzhan Yeşilova Tunalı Hilmi Ve Gazetecilik Hayatı İst. Üni. İletişim Fak. Gazetecilik Böl. İst.. 2015, s:147-148, Kaynak: Koleksiyoncular Derneği (t .y:12-14-16)
(4) Bekirağa Bölüğü: II. Abdülhamit ve Hürriyet Ve İtilaf Fırkası dönemlerinde yurtseverlerin iktidara muhalif düşünür, politikacı ve askerlerin ağır koşullarda tutsak edildiği askeri cezaevi, işkencehane
(5) Tunalı Hilmi Bey yaşadığı o günleri şu sözlerle dile getirmiştir: "Fransızlar karaya asker çıkarmışlar. Benden saatlerce gizli tutulan bu hadisedeki iğrenç hakikatler ortasında tek başıma kalmama rağmen 50 kişiye varabilen bir kuvvetle işgalin dördüncü günü 30 Haziran denizden iki gambotu karadan 300 kişi ateşler yağdıran düşmana karşı Ereğli'yi müdafaa ettim. Bizden bir yaralı bile olmamasına mukabil düşman yalnız telefat olarak 32 neferle bir zabit kaybetti. Bir hafta sonra defoldu gitti. Gerek Ereğli'yi ikinci Zonguldak olma felaketinden kurtarmaya, gerek bu felaketin gayemize felaketle sirayet varabileceği darbeyi akim kılmaya vesilesiyle, Ereğli'ye gidişim tesadüfi olmuş ise de, bu ilk fakat neticeyi hatta diplomasi işlerine kadar tesiri görülmüş olmak derecesinde, bu ilk zafer bilhassa Büyük Millet Meclisi Devresi itibariyle Milli Kuvvetlerin tarihinin başında parlamasına namzet ise, bu şerefi milletime kavuşturan Devrek'tir. Çünkü istimtadlarıma (yardımıma) topluca bir kuvvet uçurmak hamasetiyle cevap vermiş olan yalnız (Devrek)dir" Tunalı Hilmi Bey Hayatı, Siyasi Faaliyetleri Ve Eserleri, Ayşe AYDIN, Ankara. s:112. Bknz: Ayşe AYDIN, "Tunalı Hilmi Bey Hayatı, Siyasi Faaliyetleri Ve Eserleri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1995, Milli Kütüphane No: 956.101543092., s.12.
(6) Milli Mücadele'de Zonguldak Sancağı, Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Ankara.2009, s:70 ve Dipnot:240. Kaynak:Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATESE) Ve Denetleme Başkanlığı Arşivi:KL555,D:26, Fh:40-2
(7) Milli Mücadele'de Zonguldak Sancağı, Prof.Dr.Ali Sarıkoyuncu, Ankara.2009, s:73 ve Dipnot:263. Kaynak:TBMM Zabıt Ceridesi, C:IV, s:298

------------------------------------------------------------------------------------
Raif TOKEL, ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi, 0 533 749 81 49