Pusula Gazetesi
  •  
    •  » FOTO GALERİ
    •  » WEB TV
    •  » HABER ARA
    •  » ARŞİV ARAMA
    •  » MAKALE ARA
    •  » BİR YIL ÖNCE
    •  » BEŞ YIL ÖNCE
    •  » ON YIL ÖNCE
    •  » KASTAMONU
    •  » KARABÜK
    •  » BARTIN
    •  » DÜZCE
    •  » BOLU
    •  » KOCAELİ
    •  » SAKARYA
    •  » TÜM HABERLER
    •  » ÜLKE GÜNDEMİ
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » GÜNCEL
    •  » MUTFAĞIMIZ
    •  » MANŞETLER
  • COVID-19
  • SPOR
  • ZONGULDAK
  • ALAPLI
  • ÇAYCUMA
  • DEVREK
  • GÖKÇEBEY
  • KDZ EREĞLİ
  • KİLİMLİ
  • KOZLU
Sahil projesindeki saklı tarih…

Sahil projesindeki saklı tarih…
11 Mayis 2020 13:56:18

Yazar : Yüksel Yıldırım
Nostalji

Eski adı Kılburnu olan valilik önünden eski rıhtıma kadar uzanan sahil boyu kentimizin kültürel ve endüstriyel hafızasıdır. Dışarıya açılan kapımızdır. Kuruluş hikayemizin yazıldığı yerdir. Kentleşmenin başladığı, kömürümüzün dışarıya açıldığı sahadır. Balıkçılığın barınağı, yolculukların başladığı ve sonlandığı kapısıdır. Misafirlerin karşılanıp uğurlandığı, törenlerin, bayramların yapıldığı meydanıdır. Ufuktan gelip yine ufka giden vapurların uğrak limanıdır,  veda düdüklerinin seyr-i sefasıdır. Eğlence kültürünün, çay ve çocuk bahçelerinin beşiğidir. Kentimizin tanıtım merkezidir. Dost, arkadaş ve sevgilinin buluşup sırlarını, dertlerini, mutluluklarını, çaylı-kahveli sohbetler eşliğinde yudumladığı mekanıdır.

Atamızın ayak bastığı, şairlerimizin şiirlerini yazdığı, Rüştü Onur ve Muzaffer Tayip Uslu’un posta vapurlarının yolunu beklediği kayalıktır. Behcet Necatigil’in Oktay Rıfat’ın evidir. Sabahattin Ali’nin balkon manzarasıdır. Orhan Veli’nin ölümsüz Zonguldak mısralarının ilham kaynağı çiçekli bahçesidir. Behçet Kemal Çağlar’ın okul çıkışı koştuğu sokağıdır. Maden şehrinin kutsal mekanıdır…

Güneşin renk cümbüşü içinde batışının her anı farklı lezzet veren kent balkonumuzdur…

 

Sahil bandı; Atlı Atatürk, İnönü ve Şehit heykelleriyle başlayan, Sahil Sıhhiye binası, parklar, bahçeler, beton iskele, yolcu kabul evi, işçi müdürlüğü, liman başkanlığı, mühendisler lokali, yanındaki eski iskele ve kentin abidesi (Şarjman Rapid) hızlı kömür yükleme iskelesiyle de bir endüstriyel mirastır. Devamındaki ulaştırma ve liman şantiye binası, tesisler, dehlizler ve tüneller, bir-çeyrek asırlık tarihi rıhtım ve yıllanmış liman taşları şehrimizin tarihi dokusu ve kültür mirasının ard-arda sıralanmış bütünlüğüdür.

 

Kentimiz son yıllarda alzheimer hastalığı gibi hafıza kaybına uğramıştır. Elimizde kalanları koruyarak değişime uydurabilirsek hastalığının ilerlemesini durdurabiliriz. Tarihi dokuyu koruyarak yeni projeler gerçekleştirebilirsek bu hastalığı ancak yenebiliriz. Elimizde kalanları doğru kararlar uygulayarak gelecek nesillere gururla teslim edebiliriz

Kaybettiğimiz valilik binası, Ereğli Şirketi (İşçi Müdürlüğü), Sahil Sıhhiye ve kentin simgesi beton iskelenin yok olması bu hastalığın başlama sebebi değil midir?... Yerlerine daha iyisi diye koyduğumuz; vilayet sarayı, adliye sarayı, kulağımızda sadece çınlaması kalan balıkçı motor sesleri, kentin dünyaya açılan kapısı beton iskelenin üstüne çekilen tuğla duvarları da hastalıklı değil midir?

Yeni sahil projesi kapsamında ilk kazmanın vurulduğu içinde bulunduğumuz şu günlerde temennim odur ki!, “Geçmişte yaptığımız tarihsel ve kültürel değerlere yapılan hataların tekrarını yaşamayalım...  Kent miraslarımızın doğal dokusu daha fazla bozulmadan yeni projeleri hayata geçirelim…”

 

ESKİ İSKELE VE ÇEVRESİNİN İŞLEVSELLİĞİNE DAİR BİR ANEKDOT…

Zonguldak limanındaki eski vapur seyahatlerinin hatıraları bitmiyor. Yolculuk boyunca yaşananlar, mutluluklar, ayrılıklar ve kavuşmalar. Vapurların liman önündeki, rıhtıma bağlı bekleyişleri, ağır manevraları, geceleri güverte ve kameralarının parlayan ışıkları. Rıhtımda bekleyenlerin kavuşma sevinçleri, uğurlamaya gelenlerin hüzünlü bakışları. Ufukta kaybolurken ardında bıraktığı dümen suyunun köpüklü izi unutulmuyor…

Romantizmle birlikte yaşam mücadelesinin de yaşandığı o deniz vasıtaları hep güzel kalmış hatıralarımızda. Bu yazımda vapurların biraz teknik durumlarından da bahsedeceğim, Zonguldak sahilinde geride bıraktıkları son izlerinden de…

Karadeniz hattı yolcu vapurları İstanbul’dan hareket ettikten kısa bir süre sonra Karadeniz’in boğaz çıkışı azgın sularında yol alırken, geminin telsiz zabitleri ilk iş olarak Zonguldak acentesiyle telsiz telefon irtibatı kurarlardı. O yıllardaki teknolojik imkanlar şimdiki gibi anlık değildi. Kalplerimiz gibi hayatlarımız da düşük ritimde atıyordu...

Eski Zonguldak limanı dönemin en işlek limanlarından sayılırdı. Deniz trafiği birincil ulaşım aracıydı… Karayolu ve demiryolu bağlantısı olmayan ve ya yetersiz olan bir sanayi kentiydi. Yolcu trafiği tarifeli, tarifesiz gemilerle yapılabiliyor. Dış-dünya ile bağlantısını denizyolları ile sağlanabiliyordu. 1936 yılından sonra Irmak üzerinden Ankara hattı demiryolu ve 1950’li yılların ortalarında büyüyen karayolları ağıyla ulaşım imkanları ancak genişleyebildi.

Eskilerin kamaralı, yataklı-yataksız ve ya güverte üzerinde süregelen vapur yolculukları, şimdilerin her durakta yolcu indirip bindiren belediye otobüs yolculuklarının uzun süreli versiyonlarıydı sanki… Vapurlar asıl uğrak limanlarından ayrı olarak, tıp ki şimdiki belediye otobüsleri gibi durak harici zorunlu yolcu indirip bindirdiler. Çünkü kıyı şeridindeki her yerleşim, her kömür işletmesinin deniz yolculuğundan hariç bir ulaşım vasıtası yoktu. Küçük koylar limandı, iskelelerde yolcu durakları sayılırdı.

 

İstanbul’dan Karadeniz’e hareket eden yolcu vapurunun ilk telsiz iletişimi kurduğu liman da… Karadeniz’den dönüşünde son iletişim kurduğu liman da yine Zonguldak limanıydı… Denizcilik İşletmelerine bağlı bu vapurlardaki yolcu hareketliliği gereği, duruş noktalarındaki yolcu indirme ve bindirme durumları bir sonraki varış durağına önceden yolcu kapasitesinin bildirilmesi ile düzenlenebilmekteydi. Bu işi kolaylaştıran en önemli vasıtaları, vapurun telsiz zabitinin gideceği limanın deniz yolları acentesiyle kurduğu bilgi iletişimiyle mümkündü…

Beton iskelenin hemen yanında bulunan Zonguldak Deniz İşletmeleri (Binası) acentesin de görevli memur aynı zamanda vapur ile bağlantı halinde bulunduğu telsizden de sorumluydu. Vapurun karadaki irtibat memuruydu. Yolcu seyahat biletlerinin temin ve tasnifinden sorumlu olduğu gibi, vapurlara yük ve yolcuların tahliye-tahmil, taşıyıcı motorların ücretlerinden de onlar sorumluydular. Vapurların yakıt, su ve erzak işlemlerinin karadaki yetkili bürosu da yine bu acentelerdi…

 

 

Konuyu daha kolay kavramak için İstanbul’dan Karadeniz’e hareket eden Kadeş vapurunun Karadeniz sularında, kısa dalga telsiz telefon zabitinin, ilk varış limanı Zonguldak Deniz Acentesi ile yaptığı bir telsiz konuşmasını örneklersek;

Telsiz zabiti: Zonguldak Deniz Acente, arayan Kadeş

Zonguldak acente: Kadeş, burası Zonguldak acente dinliyorum

Telsiz zabiti: Zonguldak acente, vapurda üç adet iki yataklı kamera boş olup toplam onaltı kişi Zonguldak limanında iniş yapacaktır… Bilginize…

Zonguldak acente: Kadeş anlaşıldı… Zonguldak’tan Trabzon’a dört kamaralı yolcu, on dokuz adette kamarasız yolcu biletim var.

Telsiz zabiti: Zonguldak acente, anlaşıldı, tahmini on altı saat sonra liman ağzında oluruz. Hava durumu dahilinde tahliye yapılacaktır.

Zonguldak acente: Kadeş anlaşıldı… Tahmini hava ve deniz durumu normal, motorlar tahliye için hazır bulunacaklar… Selametle…

Telsiz zabiti: Anlaşıldı, görüşmek üzere…

 

Beklenen süre geçer… Acente bekleme salonunda hazır bulunan yolcular ve eşyalar tekrar kurulan telsiz telefon iletişimiyle harekete geçerken, eş zamanlı olarak beton iskele önünde bekleyen motorcular da Baklaya burnundan çıkan vapurun gövdesiyle ve buharla çalışan düdüğünden çıkan iki uzun kükreme sesiyle hazır hale geçerler. Yolcular acente bekleme salonundan, tahta valiz, çuhalara sarılı bohçalarını sırtlanıp, beton iskelede bekleyen taşıma motorlarına binerler, ip cambazı gibi dengede durma mücadelesi vererek yolculuğun ilk adımına sandal üzerinde başlarlar. İskelede, uğurlamaya gelen yolcu yakınlarının hüznü, biraz sonra tekrar geri dönecek sandallardaki yakınlarını karşılayanların sevinciyle mutluluğa dönecektir…

 

Bu vapurlar, 1957 yılında tamamlanan yeni liman açılana kadar beton iskeleyi kullandılar yada hava şartları, yolcu ve yük durumuna göre liman ağzında beklediler. Beton iskele, Deniz Yolları Acentesi ve iskele meydanı üçgeni uzun bir dönem kentin ulaşım merkezi olarak kullanıldı. Bu saha, kentin ticaret, yolcu karşılama ve uğurlama merkezi olarak da bilinir…

 

İlerleyen zamanda, 1957 ile 1961 yılları arasında yolcu vapurları karşıdaki direk rıhtımına paralel kıçtan-kara bağlanarak yolcu ve yük tahliyesi yaptılar. 1961 yılından sonra kılavuzluk hizmetlerinin büyümesiyle şu an halka kapatılan eski rıhtımdaki yeni yerlerinde yolcu ve yük indirip, bindirdiler. Bu durum ta ki yolcu vapur seferleri sonlandırılana kadar devam etti…

Beton iskele, Deniz Yolları Acentesi ve iskele meydanı üçgeni eski ve yeni Zonguldak’ın özel sahası olmaya devam ediyor. Beton iskelenin mimarisi, kullanışlı konumu sinema filmlerine bile konu olmuştur. Bu saha yaşanmış hatıralar bakımından saklı bir tarih barındırmaktadır. Korunması birincil öncelikte kent kültürü sayılır…

 

 ZONGULDAK DENİZCİLİK İŞLETMELERİ ACENTE BİNASI…

(YOLCU KABUL VE BEKLEME SALONU)

 

İnşaatına, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Kurumu tarafından 1950 yılında başlatılan bina 1952 yılında hizmete açıldı. Aynı tarihlerde Zonguldak limanı, yükleme tesisleri ve merkez lavuarının da inşası sürmekteydi.

Liman tesislerinin bitirilmesi, kapasitesinin artması ve yolcu gemisi trafiğinin de çoğalması bu kurumun önemini arttırmıştır.

Acente binası tamamlandığında, memur odası, yolcu bekleme ve kabul salonu, müdüriyet, depo ve haberleşme odasından oluşan tek kat üzerine inşa edilmiş toplamda dört personel ile hizmete başladı.

Binada kurum müdürü Ramis Karakaşoğlu’ydu. Karakaşoğlu aynı zamanda Zonguldak belediye meclis üyesi,  yardımseverler Zonguldak temsilcisi ve 1961 yılı Adalet Partisi 13’üncü dönem Zonguldak milletvekiliydi.

Ramis Karakaşoğlu’nun 29 Mart 1969 tarihindeki ölümünden sonra kurumun işlerini 1955 yılında işe başlayan yardımcısı İlhan Ersöz devraldı.

 

Kurum çalışanlarından, karadan gemiye sandalla evrak taşıyan, evrakçı Mithat’ta limandaki tarak’ın iskeleye bağlı halatının kopup çarpması sonucu hayatını kaybetmişti.

İlhan Ersöz ismi, Zonguldak’ta Deniz İşletmeleri Kurumuna bağlı köklü geçmişe sahip bir isimdir. Dedesi; Çanakkale-Seddülbahir’den Zonguldak’a 20 Ocak 1934 tarihinde, Fener Mahallesindeki Deniz Feneri işletmecisi Mehmet Emin Ersöz’dür. Mehmet Emir Ersöz’ün iki çocuğundan biri İlhan Ersöz, Denizcilik İşletmeleri Zonguldak Acentesi’nde, kızı Nazmiye Algır ise babasının emekliliğinden sonra Deniz Feneri görevlisi olmuştur. Fenerin son işletmeciliğini annesinden devralan merhum Semih Algır sonlandırmıştır.

 

 

Zonguldak Deniz İşletmesi Acentesi amiri İlhan Ersöz dönemi deniz trafiğinin en hareketli zamanına denk gelir. Karadeniz hattı Türkiye Denizcilik İşletmelerine bağlı yolcu gemilerinin tarifeli bilet satışı, yük ve eşya taşımacılığı, gemilerin erzak ve yakıt ikmallerinin sorumluluğu da acente üstlenmiştir.

Kuru yük gemilerinin evrakının takibi ve Fener Rusum’larının tahsilini de acente yapmaktadır.

 

Kıyı Emniyeti İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün iş takiplerini, Zonguldak’tan Ereğli ve İskenderun’a taşınan kömürün D.B. Deniz Nakliyat T.A.Ş. şirketine bağlı “Balıkesir, Bursa, Burdur ve Bitlis” kuru yük gemilerinin Zonguldak liman hizmetlerini de yine bu acente takip etmiştir.

 İlhan Ersöz, 12 Nisan 2002 tarihinde vefat edince işi oğlu Burak Ersöz devralmıştır. Bu dönemde yolcu gemileri seferleri kalkmış, yerli kömür satışının yerine ithal kömüre geçmesi, acentenin işlerinde düşüş göstermiştir. Türkiye Denizcilik İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü, acentenin çalışabileceği kadar alanı bölmüş diğer kısımları kiraya vererek kendine gelir sağlama yoluna gitmiştir.

Acente binasını, Burak Ersöz işletilmeye devam ediyor. Yolcu bekleme ve kabul odası duvarları tarihi dokuyu korumaya direniyor. Yolcu salonunda vapuru bekleyen yolcuların sesleri çınlıyor. Duymak, için sadece sevmek ve korumak yeterli…

 

Yardımcı kaynaklar…

Zonguldak Nostalji

(www.zonguldaknostalji.com)

Bu Yazı Toplam 22574 Defa Okunmuştur
Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.

 Yorumlar ( 15 )

Yakup Okumuşoğlu
2 yıl önce

Ne güzel anlatmışsınız. Eline kaleminize sağlık. Cumhuriyetin sanayi kentiydi Zonguldak. Bugün hem cumhuriyetin geçmişine ışık tutan, hem endüstrinin geçmişine dair açık bir bir sanayi ve kültür müzesi bir şehir kimliğimiz olabilirdi. Öngörüsüz planlamalar, derinliği olmayan bir modernleşme anlayışı ile kişiliği olmayan çirkin beton yapılaşmalar ile her kenti birbirine benzeten bir imar, ihya anlayışı ile yaşam alanlarımızı her geçen gün kirletip, çirkinleştirmeyi başardık. Tarihi olduğu gibi koruyabilmiş olsak, sizin güzel haberinizde anlattığınız yerlerin hikayesini o alanlara yazıp geçmişi bugüne anlatsak geçmişi unutmadan ge ... DEVAMI

 Beğen (3)

Yüksel Yıldırım
2 yıl önce

Sayın Alifeti... Kültürel Miras ile Endüstriyel Miras arasındaki farkı bilecek kadar kafa yormuşluğum var. Halen daha bu konuda kafa yormaya, kendime görev biliyorum. İç liman bölgesi Zonguldak'ın endüstri bölgesiydi. Üzülmez bölgesinden çıkartılan kömürün hızlı yükleme iskelesi rampasından gemilere transferi, nakil rampası, liman şantiyesi ve liman vasıtalarının korunak bölgesi yine bu alandı. Aynı şekilde rıhtım üzerinde iki adet kömür yükleme vinci de bu alandaydı. Sanırım endüstriyel miras denilebilecek kadar açık...Eleştrilerinize saygı duyuyorum ancak hiç yapıcı değil. Ben sizin tabirinizle ,siyasi , ticari sınai, zirai, içtimai ... DEVAMI

 Beğen (5)

alifeti
2 yıl önce

Yani :)( gulemmi ağlayan mi, sen ne anlatyon evlat Venediği su basmış, kültürel miras diyememissinde'' endüstriyel miras'' demişsin. Her ne demekse )) canım sıkıldı, sizler boşuna güncel ,siyasi , ticari sınai, zirai, içtimai vs yazıların dışında, tarihsel anı hatıra, gibi yazılar yazın, komik oluyorsunuz, magazin yazın diyecem; zaten her yazınız magazinsel nokta.

 Beğen

Osman Erol
2 yıl önce

Nostalji tamam da, Zonguldak'ın özlenecek bir şeyi yok. Lavvar sahasından öteye yol yoktu. Kozluya sahilden yol yoktu. Kapuz'a ancak trenle veya kayıkla denizden gidilebilirdi. Zonguldak bir açık hapishane gibiydi. İnsanların tek meşgalesi sinemalardı. Zevk sinaması, Halkevi Sineması, Yenimelek sineması, Gürol sineması vardı. Bu günkü Sendika binasının olduğu yerde ve Soğuksuda Yazın yazlık açık hava sinemaları vardı. Zonguldak içinden dumanlı kömür treni geçen pis bir şehirdi. Yani özlenecek hiç bir yanı yoktu vesselam.

 Beğen (1)

ERGİN KAHYA
2 yıl önce

EMEĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK
YÜKSEL BEY

 Beğen (3)

Ergin Ergin
2 yıl önce

EMEĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK
YÜKSEL BEY

 Beğen (2)

SAYGILAR
2 yıl önce

NEDİR SAHİL KAFESİNİN ÜSTÜNDEKİ PİDECİ VE ALTINDAKİ ÇİRKİN DEMİR KOLONLAR. BU ŞEHİRDE HERKES KENDİ KANUNLARI İLE ÇALIŞTIĞI MÜDDETÇE BU ŞEHİR HER GEÇEN GÜN ÇİRKİNLEŞİR,KARMAŞIK VE KARIŞIK HALE GELİR. VEDE HER ŞEY TIKANIR. YAŞAMIN GÜÇ OLDUĞU MAZLUM BİR ZONGULDAK OLUR.

 Beğen (4)

Zonguldakli
2 yıl önce

bir şehir gittikçe nasıl çirkinleşir, en güzel örneği zonguldak vermiş tarihte. resimleri görünce sinir oldum şimdi niye bu kadar çirkin sahil yolu

 Beğen (2)

mustafa eleman
2 yıl önce

Sevgili Yüksel Abi,
Her bir satırında emek var, anılar var ve bir roman okur gibi gözlerimizde canlandı.

Kalemine sağlık.

 Beğen (9)

ceyhan
2 yıl önce

30 büyük şehir VE ZONGULDAK teşekkürler Yüksel Bey,

 Beğen (1)

Ruhi Köktürk, İstanbul
2 yıl önce

Zonguldak'la, Zonguldaklılıkla ve Zonguldak sevdasıyla hiçbir ilgisi olmayan ve geçici bir süre ilde görev yapan Vali gibi yerel bürokratların kentin hafızasını anlamasını, empati yapmasını ve bilmediği/tanımadığı değerlerini korumasını, yaşatmasını beklemek boşuna çaba. Onun için Zonguldak hafızası elden gidiyor, yaşatılamıyor. Yerel bürokratlar (birkaç istisna dışında) görev yaptıkları illere çok zarar veriyorlar.. Neredeyse bir asırlık Deniz Yolları tarihi acente binası; Atatürk'ün şehre ayak bastığı iskele ve diğer değerler mutlaka korunmalıdır..

 Beğen (13)

  • s.
  • 1
  • 2
gölgeler

Editörden


  • Gençlik haftasında kamp yaptılar
    Gençlik haftasında kamp yaptılar
  • Ters yönde giden otomobilin çarptığı yaya yaralandı
  • Sokak ortasında çatışmışlardı, 7 kişi kıskıvrak yakalandı
  • Şehir şehir gezerek engelli bireylerin diş tedavisini yapıyorlar
  • Karabük'te covid-19 vakaları sıfırlandı
  • Bartın Üniversitesi mezunu Şennur Demir'den tarihi başarı
  • Silahlı kavgada ölen kişi son yolculuğuna uğurlandı
  • Zafer Algöz ve Can Yılmaz'a Kitap Fuarı'nda büyük ilgi
  • Yolcusunu alarak harekete geçen otobüs işte böyle alev almış
  • Oğuzhan Koç Kocaeli'de konser verecek
  • Kayıp 2 kişi olayında gözaltına alınan kız arkadaş serbest kaldı
  • 59 yaşında üniversite kazandı, 63 yaşında öğretmen oldu
  • Ticari taksi ile çarpışan otomobil takla attı: 1 yaralı
  • Uyuşturucu operasyonu: 4 kişi tutuklandı
  • Bir günde iki koroner bypass yaptılar

Köşe Yazarlarımız


  • Ali Rıza Tığ
    Gerçekten çok ayıp / İhraç yok, kınama var / Hurdacı Başkan!
  • Bayram Tomakin
    Devletin parasını çar çur ettiler…
  • Öznur Güneş
    Zonguldak'ı çok güzel tanıtıyor
  • Cüneyt Özfidan
    Dediler baban kaza geçirdi: O an şok geçirdim
  • Prof. Dr. Şenol Kuşcu
    “Doğru söylesem halk razı değil; yanlış söylesem Hak razı değil”
  • Raif Tokel
    Dünya Su Günü Hakkında - I
  • Astrolog Ecenaz Akgün
    Venüs Boğa Transiti

Sağlık Haberleri


Çok okunan yazıları


  • İki günlük rüya: Prenses Süreyya...
    10-06-2015 | 12 : 05 24
  • Eniştemiz Kral Faysal’ın Zonguldak kaçamağı…
    17-08-2016 | 09 : 32 09
  • Siyah Beyaz Hayatlar...
    18-02-2020 | 15 : 02 46
  • A Tipi Perili Ev...
    18-10-2016 | 10 : 52 26
  • Kasap İsmail’in tarlası ve Kozlu…
    07-12-2016 | 11 : 17 11
  • Yağcılarda inecek var…
    23-11-2016 | 11 : 25 51
  • Mehmet Çelikel High School…
    02-12-2015 | 11 : 16 00
  • Maria Sokağı Sakinleri…
    19-04-2017 | 13 : 50 30
  • Öksüz Kalan 19 Mayıslar…
    18-05-2016 | 08 : 48 18
  • Sadun Boro ile fora yelken Zonguldak…
    26-08-2019 | 14 : 25 39
  • Zonguldak’ın suyunu içenlerin kaleminden…
    27-01-2017 | 15 : 14 50
  • Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza...
    04-08-2017 | 12 : 21 52
Tüm Yazıları

Çok Okunan Köşe Yazıları


  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
  • Astrolog Ecenaz Akgün
    Venüs Boğa Transiti
  • Ali Rıza Tığ
    Zonguldak’ta uyuşturucu ve kadın ticareti!
  • Ali Rıza Tığ
    Gerçekten çok ayıp / İhraç yok, kınama var / Hurdacı Başkan!
  • Ali Rıza Tığ
    Genel Sekreter ile İl Müdürünün arasında ne oldu?
  • Ali Rıza Tığ
    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...
  • Ali Rıza Tığ
    AK Parti’deki kriz nasıl soğudu?
  • Ali Rıza Tığ
    Seviştiği kadına mesai ödeyen yönetici!
  • Ali Rıza Tığ
    ZBEÜ Hastanesi ne olacak?
  • Ali Rıza Tığ
    Prezervatif kutusunda rüşvet / AK Parti’de neler oluyor?
  • Ali Rıza Tığ
    Ereğli’de silahlar çekildi / Bülent Kantarcı ve Posbıyıklar aday olur mu?
  • Ali Rıza Tığ
    Böyle egolu, böyle kibirli bir insan olabilir mi?
Logo
  • Ana Sayfa

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Reklam
  • Üye Girişi
  • Üye Kayıt
  • Bize Yazın
  • Zonguldak
  • Spor
  • Kdz.Ereğli
  • Alaplı
  • Çaycuma
  • Devrek
  • Gökçebey
  • Kilimli
  • Kozlu
  • Tüm Haberler
  • Facebook
  • Twitter
  • Arşiv
  • Gazete 1 nci Sayfalar
  • Videolu Haberler
  • Çok Okunanlar
  • Foto Galeri
  • imecemiz.com

ETİKET

              • Zonguldak  Kozlu Kilimli Alçakoca imece
                Ereğli   Alaplı   Çaycuma   Devrek
                Gökçebey   ttk   Göçük   Erdemir
                çates   termik   santral   Akdemir   Tünel  Zonguldaksporchp mhp ak parti 
                instagram takipçi satın al
         

Mobil uygulamayı indirmek için tıklayınız

Copyright © Pusula Gazetesi Tüm hakları pusulagazetesi.com.tr'ye aittir.

Ereğli Haberleri

Zonguldak Haberleri

Günün Haberleri

Son Dakika

YUKARI