26 Kasım 2019 tarihinde Amsterdam'dan postaya verilen, 13 Aralık 2019 günü elime geçen bir paketin 17 günlük posta süreciyle konuya başlamak istiyorum. Gönderen kişi, paketlemeden, posta merkezine teslimine kadar olan süreci an ve an fotoğraflayıp bilgilendirdiği gibi postada geçen zamanı da takip ederek benimle iletişim halinde kaldı. Gümrükten geçiş ve elime geçen zamana kadar gecikmenin endişesini benimle paylaştı. Bende kendisini bilgilendirmek üzere paketin, posta görevlisi Necmettin Bebek'ten teslim anını fotoğraflayıp gönderdim...

Aslında bu 17 günlük posta süresi buzdağının sadece görünen yüzüydü, asıl paket içeriği 1,5 yıl süren haberleşmeye ve daha da eskilere gidersek yaklaşık 70 yıllık bir maziye dayanıyordu...


KONUYU İYİ ANLATMAK VE ANLAMAK İÇİN 1,5 SENE ÖNCEKİ YAZIMI TEKRAR HATIRLAMAK GEREKİYOR...
1947 yılında Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi ile Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) arasında bir anlaşma yapıldı. Buna göre Hollanda şirketi, mevcut eski limanı genişletecek, Üzülmez deresini ıslah edecek ve aynı zamanda kuzey mendireği uzatılacak, güney mendireği kömür yükleme tesislerinin ve maden direği depo sahasının inşası için proje geliştirecekti.
Hollanda şirketi, Fransızlardan kalan eski rıhtım ve bölgenin geriye dönük 10 yıllık teknik bilgilerini derleyip Hollanda da ki laboratuarlarında projelendirirler. 1950 yılında inşaatına başladılar. Balkaya ve Harmankaya'dan getirilen taşlarla doldurulan liman mendirekleri 1953 yılında çetin bir çalışmayla tamamlandı. Üzerine tesisler inşa edildi ve 1957 yılında resmi bir törenle açıldı.
Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi'nin Zonguldak'ta görevli ikinci adamı Menno Veeneklaas ve ailesi 1950'nin Ocak ayında Zonguldak'a gelmişler ve 1953 yılının Ekim ayında görev sonrası ülkelerine geri dönmüşlerdi. Zonguldak'ta kaldıkları sürece diğer Hollandalı personel gibi Fener Mahallesinde ikamet etmişlerdi. Fener Mahallesinin ilk sakinlerinin de büyük çoğunlukla Hollandalılar olduğu da biliniyor.

1950 ile 1953 yılları arasında Zonguldak yeni liman inşaatının yapımını üstlenen Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasında çalışmış bir yöneticinin kızının, yıllar sonra eşiyle birlikte geçmişin izlerini aramak ve anmak için 1998 yılında tekrar Zonguldak'a geldiğini biliyoruz. Bu konu o günlerde yerel basında haber olmuştu.

Bu kadın kimdi?
Babasının görevi neydi?
Zonguldak'la ilgili elinde nasıl bir döküman vardı?
Eğitimci ve Araştırmacı-yazar Saffet Can'ın geçmiş yıllarda bazı yazılarında aynı konuyu işlemişti. Kendisini arayıp bu konuda yardım edip edemeyeceğini sormuştum. 1998 yılında gerçekleşen bu buluşma ve röportajda, Susma Gazetesi sahibi Bahattin Arı'yla da birlikte olduğunu ve 1998 yılında Susma Gazetesinde haber yaptıklarını söylemişti...
Susma Gazetesi sahibi Bahattin Arı'yı da arayıp konuyu ona da sormuştum. Süratli bir şekilde arşivinde bulunan gazeteleri bana ulaştırmış ve bizzat kendi ağzından 1998 yılında ki buluşmayı şöyle anlatmıştı.
"1950 yılında Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasının Zonguldak Liman mendireklerinin inşaatında görevli müdür Menno Veeneklaas, yanında ailesini de getirir ve inşa süresince bir dönem Zonguldak'ta yaşarlar...
Menno'nun henüz 3 yaşındayken beraberinde getirdiği kızı Marina aradan geçen 45 yıl sonra, bu sefer eşi Neno ile birlikte hayatta olmayan babası Menno'nun hatıralarını yerinde görmek için Zonguldak'a gelmiş ve Emirgan Oteli'nde konaklamaktadırlar. Duyumu alır almaz Saffet Can'la beraber hemen kaldıkları otele gittik. Resepsiyondan kendisine yolladığımız görüşme talebemizi hemen kabul etti ve otelin lobisinde görüştük. Babası Menno Veeneklaas'ın Zonguldak'ta çalıştığı süre içerisinde limanın temel atma töreninden yapılışına kadar bütün sürecini kapsayan teknik ve mekan ağırlıklı fotoğraf arşivini bize gösterdi, çocukluğuna ait anılarını anlattı. Samimi bir görüşme oldu. Saffet Can'ın yanında getirdiği fotoğraf makinesiyle resimleri görüntülememize izin verdi. Babasının anılarını yaşatmak istiyordu. O yıllardaki fotoğraf teknoloji ile imkanlar dahilinde görüntülemeye çalıştık ve daha sonra bu buluşmayı bazı fotoğrafları gazetemde hikayesiyle yayınladık..."

Yazar Saffet Can ve Gazeteci Bahattin Arı 1998 yılındaki bu buluşmadan sonra aynı sene o güne ait gazeteyi posta ile Marina'ya yollamışlar ve bundan sonra bir daha görüşememişler, kullandıkları yazışma adresini de kaybetmişler. Kendilerinden Marina'nın iletişim bilgisini ve 1950 ile 1954 yılları arasındaki Zonguldak görüntülerini kapsayan dijital kopya fotoğraflarla ilgili de sonuç alamamıştım... Arşiv gazetelerinde yayınlanan düşük çözünürlüklü bir-kaç fotoğraf haricinde hiçbir görüntüye de ulaşamamıştım...


2018 YAZINDA JAN KORF'LA İRTİBATA GEÇİP, MARİNA'YI BULMASINI RİCA ETMİŞTİM...
Jan Korf aynı Marina gibi Liman inşaatını üstlenen Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasında görevli vinç şefinin oğluydu. Babasının işi gereği Zonguldak'a aynı dönemde, çocukluğunu yaşamıştı (1950-1953)...
Jan Korf'la ilgili ayrıntıya girmeyeceğim. Jan Korf'un Zonguldak hikayesini ve fotoğraflarını "Karadeniz kıyısında bir liman inşaatı" başlıklı yazımda bulabilirsiniz...

Elimizdeki bilgilere göre Marina, 1950-53 yılları arasında babasının işi gereği Zonguldak'ta 2-3 yaşlarında bulunmuş ve 1998 yılının Temmuz ayında tekrar geldiğinde babası hayatta değilmiş. Eşi "Neno Boerma" ile birlikte Zonguldak'ta babası Menno Veeneklaas'ın anılarını aramak ve yaşatmak için gelmişti...
Eldeki yarım duyum ve bilgilere dayanarak şimdi Marina 68 yaşı civarında olmalıydı ve eşinin soyadı ile birlikte "Marina Boerma Veeneklaas" olarak araştırılması gerekiyordu. Halen Hollanda'da yaşayıp yaşamadığını da bilmiyorduk. Elimizdeki bilgi bu kadardı. İnternet ve sosyal medya üzerinden yapılan araştırmalar netice vermedi, belki de sosyal medya hesabı bile yoktu... Aklıma Jan Korf geldi... O da aynı yaşlarda, aynı dönemde ve aynı şartlarda Zonguldak'ta bulunmuş Hollandalıydı. Hollanda küçük bir ülkeydi, Marina'ya kolay ulaşabilirdi. Jan Korf'la iletişime geçip elimdeki bütün bilgileri yolladım ve Marina hakkında araştırma yapmasını rica ettim... Araştırma sonuç verdi. Jan Korf bir ipucu buldu. "Mariana Veeneklaas" adında bir kadının izini buldu ve çocuğunun adı da Menno'ydu. Ancak aradığımız ismin Marina olduğunu biliyorduk. Değişikliğin nedenini gelen haberle öğrendik ve sevindik. Bulduğumuz kadın Marina değildi ancak kız kardeşi Mariana'ydı. Aradığımız kişinin ipucunu dünyanın öbür ucu Avustralya'da bulmuştuk ve kız kardeşi bizim Marina'yla iletişim kurmamızı sağlamıştı...
Marina'yı 2018'in bir yaz ayında bulmuştuk. Hollanda da yaşıyordu, Zonguldak'tan aranmasından ve kendisiyle irtibat kurmamızdan mutlu olmuştu. Biz ona sürpriz olduk. Kendisi de bize güzel bir haber verdi, babasını erken kaybetmişti ancak annesi halen hayattaydı ve ne tesadüftür ki irtibat kurduğumuz günlerde (doğum günü 1 Eylül 2018) annesinin 104 'üncü yaş günüydü...


MARİNA 2018 YAZINDAKİ İLK GÖRÜŞMEMİZDE ŞU BİLGİLERİ VERMİŞTİ...
Hollanda şirketinde görevli müdür Menno Veeneklaas görev yaptığı süre içinde 1950 ile 1953 yılları arasındaki Zonguldak'ı ve liman inşaat sürecini fotoğraflayıp işi gereği saklamıştı. O yıllarda henüz 3 yaşında olan kızı Marina aradan geçen 45 yıl sonra, 1998'in bir Temmuz günü eşi Neno ile birlikte yanlarında eski fotoğraflarla birlikte hayatta olmayan babasının anılarını yaşatmak için Zonguldak'a gelmişler. Emirgan Oteli'nde konaklamışlar. Elindeki fotoğrafları kente kazandırmak için Belediye başkanlığı ve diğer resmi bazı kurumlarla görüşme yapmışlar, ancak ilgi ve finansal anlaşmazlıktan dolayı fotoğraf arşivini geri götürmüşler.
Kaldıkları sürece Zonguldak'ı ve limanı gezmişler. Fener Mahallesinde oturdukları lojmanı ziyaret etmişlerdi. Yaşadıkları evde TTK'da üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı 'Vahit Çelikel' oturuyordu. Lojmanda geçirdiği çocukluk yıllarının anısına mahallede hasret giderip, fotoğraf çektirmişler.

2018 yazında Marina'yla bu görüşmelerimiz devam ederken önemli sağlık problemleri yaşıyordu. Ayağından bir operasyon geçirmişti. Annesi ise ne yazık ki bir hafta evvel kutladığı 104'üncü yaş gününden bir gün sonra düşüp kalça kemiğini kırmıştı. Bu durum arşiv paylaşma sürecinin daha ileriki bir tarihe ertelenmesine neden olmuştu. Marina benden arşiv fotoğraflarını toparlamak için zaman istemiş ve ileriki bir tarihte beni haberdar edeceğini bildirmişti... Ben de 2018 tarihli yazımda konunun, günü belirsiz ileriki bir tarihe taşındığını belirtmiştim...


2018 TARİHTEKİ YAZIMDA İLGİLİ KURUMLARA SESLENMİŞTİM...
Kentimizde sevdası Zonguldak olan insanlarımız var. Hepsini tanıma fırsatı bulamasam da görüştüklerimin ortak noktası yanlızlık... Teknik ve maddi imkansızlıklar içinde araştırmalarını yürütmeye çalışırken, emeklerinin karşılık görmemesinden muzdaripler. Kent hafızası, kültürü adına destek ve sahiplenmeyi bekliyorlar.
EKİ'nin işlettiği bir liman olması ve yine Hollandalıları, EKİ (Ereğli Kömürleri İşletmesi) kurumu misafir ettiği için bu konunun yeni ismiyle TTK (Türkiye Taş Kömürü ) kurumu tarafından konunun sahiplenilmesi temennisinde bulunmuştum. Bütün araştırmacı yerel tarihçiler gibi ben de verilen emeklerimin yer bulmasını, kaybolmadan değerlendirilmesini istiyordum.
"TTK kurumu ilgilenmezse ilgilenen herhangi bir başka kuruma da kapım açıktır..." Diye belirtmiştim!!! (Temmuz 2018- Ancak konudan çok evvel o esrarengiz telefon görüşmesinden sonra arayan olmadı)...
Geçen yaklaşık 1,5 sene zamanı süresince, bireysel ve kurumsal hiçbir arayan ve soran olmadı...


MARİNA'DAN FOTOĞRAFLAR GELDİ...
Yukarıda anlattığım geçmiş zamana ait gelişmelerden sonra, 8 Kasım 2019 günü Marina'dan e-posta aldım...
Marina, kendisinin ve annesinin sağlığının iyi olduğunu ve konuyla ancak ilgilenebileceğini bildirdi. Zonguldak'la ilgili 1950 yılında başlayan liman ve çevre düzenleme projelerine ait antlaşma, temel atma, yaşanılan fırtına, şantiye, hava fotoğrafları ve inşaatın her aşamasını hiyerarşik hazırlanmış küçüklü, büyüklü değişik ebatlardaki fotoğraflar içeren arşivi süratli bir şekilde yolladı. 500'ün üzerinde fotoğraf bulunan albüm için Kendisine ve merhum babasının emeklerine şehrimiz adına teşekkür ediyorum...

MARİNA'NIN YENİ YOLLADIĞI ZONGULDAK NOTLARI...
Bu yazımdan kısa süre önce Marina'ya bazı sorular sorup cevaplarını rica ettim. Zonguldak'ta ki izlenimleri, babasının işi, fotoğraflar için yaptığı görüşme ve gelişmeleri, düşünceleri ve geçmişe ait yaşadıklarını sordum. Dilimize çevirip, derleyip paragraf dizisi olarak sizlere sunuyorum...


ZONGULDAK'A İLK GELİŞ VE DÖNÜŞ...
Ankara'daki TC Halkla İlişkiler Bakanlığı ile Hollanda'daki Havenwerken liman inşaat şirketi, Zonguldak ticaret limanı ve kömür nakliyesi tesisi için bir ticaret anlaşması yaptı. Bu yüzden de şirket Zonguldak'taki Türk Devleti Madenciliğiyle de uğraşmak zorunda kaldı.
Teknik kontrolü bir Amerikan firması yapıyordu.(İsmini bilmiyorum) Proje bedelini Marshall yardımıyla (Amerikalılar) karşılandı.
Dikkatinizi çekerim: Tüm proje (liman ve dere), 2'inci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, batı tarafından ödendi. Babam finans müdürüydü. Bu projelerin ikinci adamıydı. Asıl adam Mr. Jansma isimli bir beydi.
Babam Zonguldak'a 1950 yılı Ocak ayının ortalarında Ankara'dan trenle geldi ve Türkiye'de ilk olarak Hollanda Büyükelçisini ziyaret etti.
1950 yılı Mayıs ayı ortalarında annem ve beraberinde dört çocuğu uçakla Yeşilköy, İstanbul'a geldiler. Oradan Zonguldak''a geçildi...

O zamanlar Zonguldak'ta küçük bir dalgakıran (Rıhtım) vardı ve kömür trenleri limana caddenin ortasından geçiyordu. Acılık deresi tamamen kömür tozuyla doluydu, bu yüzden yapılacak çok fazla tarama işi vardı.
Babam Zonguldak'a geldiğinde Fener Mahallesinde lojman verdiler. Apartmanlarda yaşayanların çoğu ailesiz, yaklaşık 20 Hollandalı vardı.
Zonguldak, alışıldıkları ile karşılaştırıldığında ilginç ama yaşam şekli ilkeldi. Türk halkı çok kibarlar ama kültürlerimiz çok farklı ve bazen çok karmaşıktı... Size bazı örnekler verebilirim, ama bunlar güzel örnekler değil!
Oturduğumuz ev 1998'de tekrar gelip gördüğümden daha güzel ve özeldi. Bu evler 1950'de birçok probleme rağmen bizim için inşa edilmişti...
Sokaklarda oynamamıza izin verilmezdi, çünkü bizim gibi küçük kızlar için güvenli değildi. Endişe duyarlardı, plajda havlularımız çalınıyordu, evimize hırsız giriyordu hatta evimizde çalışan kadınlar bile eşyalarımızı çaldılar...
Annem ilkokul eğitimi için Hollandalı bir kadın öğretmen tuttu. 4-13 yaşları arası yaklaşık 20-25 Hollandalı kız ve erkek çocuklar eğitim için evimizin yakınındaki okula gittiler (Şimdiki Kilise restorandan önceki baraka bina). Daha büyük çocuklar orta öğretim için Hollanda'ya dönmek zorunda kaldılar.

Eski sorunlarınız için: o zamanın koşullarını, kültürünü ve kötü ekonomisini unutmayınız. Ülkeniz, o zamanlar Hollanda'yla karşılaştırıldığında yılların gerisinde kalmıştı. Türkiye'deki standartlar, trafik, bilgi, refah, ücretsiz iletişim, halk sağlığı ve diğer konularla ilgili olarak Hollanda düzeyinden farklıydı.
Zonguldak'ta olduğumuz zamanda benim yaşım küçük olduğu için sorun yoktu, iyiydi. Ancak, Hollanda'daki yaşam standartlarına alışkın olan ailem için çok ilginç aynı zamanda zor bir dönemdi. O zamanlarda Hollanda'da olan imkanlar telefon, faks, gazete ve televizyon Zonguldak'ta yoktu.

1950'lerde Türkiye'de beyaz saçlı, sevimli, küçük bir kızdım: Hollanda'daki ilk renkli insanlarla karşılaştırabilirsin. İnsanlar şaşırıp bana dokunmak istiyorlardı.
Alışkanlıklarımız, halkınız için çok farklı ve garipti ama diğer taraftan sizin alışkanlıklarınız da Hollandalılar gözünden biraz ilkeldi.
Ancak günümüzde özellikle televizyon, bize bu farklılıklarla ilgili açığı artık kapatıyor.
11 Ekim 1952'de Zonguldak'tan İstanbul'a taşındık. Geri dönüşümüzde trajikomik bir de olay yaşadık...
Komik bir hikayem var: 1953'te ailem Türkiye'ye den ayrılırken, babamın da gitmesine izin verilmedi. Annem Kıbrıs'a gitti ve aileleri yanında olmadan 3 çocuk Hollanda'ya uçmak zorunda kaldık. (En büyük kız çocuğu zaten ortaokulu Hollanda'da okumuştu.) Neden mi böyle oldu? Polis yanımızdaki bu fotoğraflar için harekete geçti. Yüksek kalitede çekilen bu fotoğraflar Photoshoplu gibi düzenlenmiş ve birleştirilmişti. Babamı casus sandılar! (KGB Rus casusu) Bu olay aydınlatılana kadar ailemin Hollanda'da bir araya gelmesi trajikomiktir biraz zaman aldı.


1998 YILINDA EŞİMLE ZONGULDAK'A TEKRAR GELDİK...
Babamı 1984 yılında 72 yaşında kaybettik... Eşim ve ben Zonguldak'ı 9 Temmuz 1998 Perşembe günü ziyaret ettik. O günün Yeni Adım gazetesinde haber olduk... Önce limanda yürüdük, merak eden birkaç Türk insanı peşimizden geldi.

Zonguldak belediye başkanı ve diğer saygın bazı insanlarla görüşmelerimiz oldu.
Kaldığımız otelimize bilgi almak için gelen birkaç gazeteci vardı. Gazete ve televizyon kanalları... Fakat isimleri bizden çok farklı telaffuz edildiği için hatırlayamıyorum. Ertesi gün bizi almaya gelen ve dolaştıran kişi Saffet Can'dı. Onunla eski evimizi, Fener Caddesi'ni ziyaret ettik.
Ziyaretimizden sonra Hollanda'ya döndük. Lahey'deki Türkiye Büyükelçisi'ne bütün fotoğrafların Zonguldak'a getirilmesi için finansal fonlar hakkında yazı yazdım. 26 Temmuz 1999'da cevap geldi: Y.Emcan imzalı belgede ''Bu resimleri almaya ilişkin hiç bir ihtimal, fon vs. yoktur.'' Cevabını aldık... O günden sonra konuyla ilgili hiçbir girişimim olmadı ve zamanla unuttum... Siz arayana kadar!!!
Gönderdiğiniz gazete kupürü ve alaka için çok teşekkür ederim ve lütfen bütün Zonguldak'a, Saffet Can'a ve diğer görüştüklerime iyi dileklerimi iletin.
Saygılarımla Marina...

KENT HAFIZASI ADINA DEĞERLİ BİR ARŞİV...
Tahmin ediyorum ki, Marina ilerleyen yaşını göz önüne alarak arşivini paylaşma zamanının geldiğine karar verdi. Yaptıklarımızı araştırdı, inceledi, düşündü, bize güvendi ve elindeki değerli arşivi tereddüt etmeden asıl sahiplerine teslim için gönderdi... Zonguldak tarihi adına değerli bir arşiv: Kent tarihi adına açılan bir kapı. Kentimizin bir kesit aralığı hakkında teknik açıdan da görseller barındıran bir arşiv. İncelemem ve derlemem zaman alacak, paylaşmam uzun bir süre gerektirebilir. Belki de paylaşmayıp gelecek için tasarruf edebilirim. İlgisizlik, suistimal ve çıkar uğruna geçmiş yıllarda tarihdaşlarımın başına gelen pişmanlıkları yaşamak istemiyorum, doğru zamanda, doğru yerde, doğru karar ve doğru yöntemi bulana kadar saklayabilirim.
Arşivi ileride nasıl değerlendireceğimizi süreç belirleyecek.

Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
(zonguldaknostalji.com)