İki yıl oldu kentten ayrılalı...

Ve ben...

Zamana hükmedebilseydim eğer;

On, on iki yaşlarımda evden çıkıp

Karlık yol ayrımında

Aziz amcanın bakkalında

Soğuması için kuyuya salınan

Aksel gazozundan -yirmi beş kuruşa- içip

Kürt Mahallesi'ne inmek

Elbeyi amcanın çevirmesinde

Üç kiralık evden birinde oturan

İbrahim amcamlara uğramak

Mehmet Çelikdal'ı bulup

Baki eniştenin demirhanesinde

Körük çekmek

Baki eniştenin

Küçük bir tahta fıçıda

Senede bir kez kurup da

Her gün eline geçen

Çeşitli meyve ve suyla

Takviye ettiği şaraptan

Demir dövme arasında

Metal bir maşrapayla

İçmesini seyretmek...

[*] [*] [*] [*]

Zamana hükmedebilseydim eğer;

Eski salaş Emirgan'dan

Süleyman Barlı'nın

-Şimdi süsü oldu denizin altının-

Anıtını seyretmek

Sonra...

Arkadaşlarla yürüyerek Fener'e inip

Bir tur atıp, -şimdi adliyenin olduğu yerde-

E.K.İ. Ekmek Fırını'nın yanına inmek

Devam edip

Denizciler Kahvesi'nde mola verip

Tavla oynamak

Çıkıp Halkevi'nde

Memduh amcanın çayını içip

Eğer ordaysa

Mehmet Yılmaz'la

"Çığ" dergisinden konuşmak...

[*] [*] [*] [*]

Zamana hükmedebilseydim eğer;

Bayramlarda, tatillerde

Otobüsle

Zonguldak'a dönerken,

O zaman bir çile gibi gelen,

Üç buçuk-dört saat süren

Ereğli - Zonguldak

Yolculuğunu yaşamak

Mesela...

Yabancı şoförlerin

Geçmekten korktukları

45 derecelik köprüden geçmek

Arslan Çeşmesi'nde mola vermek

Şafak henüz sökerken

Kozlu'nun ilk ışıkları göründüğünde

Yaşlar birikerek gözümde

"Şükür; kavuştum sevdiğim şehrime"

Diyebilmek...

[*] [*] [*] [*]

Zamana hükmedebilseydim eğer;

Arabayla dolaşıp

Malzeme sattığım yıllarda

Bir günde tüm ilçelere gidip

Çaycuma dönüşünü sahilden yapmak

Adrenalini arttırmak

Türkali'nin uçurumu, virajı bol

Daracık yollarında

Sonra...

Mola vermek Çatalağzı'nda

Az muhabbet üzeri bir köfte yemek

Babacan'da...

[*] [*] [*] [*]

Zamana hükmedebilseydim eğer;

Evden çıkıp sendika camisinden

Yokuşu tırmanıp

Anadolu Lisesi'nden sonra

Kefelilerden Domuzini'ne çıkıp

Danış'ların evlerinin önünden

Kozlu yoluna inmek

Oradan "Ora Kafe"ye gitmek

Nejat'la Necmi'ye merhaba demek

Bir bardak tavşankanı çayı yudumlamak

Ve bence dünyanın

En güzel günbatımını izlemek;

"Çayın rengi mi güneşe,

Güneşin rengi mi çaya

Karışıyor ya?"

Diyerek, uçuk düşünmek...

[*] [*] [*] [*]

Zamana hükmedebilseydim eğer;

Bir pazar gününü denk getirip

İki Mustafa

-Biri hoca, diğeri alemin yakışıklısı-

Hasan'ın meyhanesinde

Azca rakı, çokça arı duru

Muhabbet çekmek

Ya da

Karakum'da

Doğan'ın çekeğinde

Siyami amca ve Mustafa Aygün mutfağında

Kalabalık dostlarla

Sohbeti demlemek

İsterdim...

DEVAMI GELECEK