Beka…

Mağduriyetler bitti(!)

Kalkınma tamam(!)

Yeni söylem…

Memleketin beka sorunu varmış.

Onu öğrendik.

Önce kelimeye bakalım…

Beka…

Arapça bir kelime…

Kalıcılık…

Ölmezlik…

Böyle tercüme ediliyor.

Memleket açısından bakarsak…

Eğer bu kelime, sorun ile aynı cümlede kullanılıyorsa…

“Memleketin geleceği ile ilgili sorun vardır” demek.

Söylem başka…

Gerçekler başka…

Milletin ayrıştırıldığı doğrudur.

Ekonomik kriz…

Sömürü…

Terör…

Yalan…

Talan…

Hepsi yaşanıyor.

Durum böyle olunca…

Dışarıda düşman aramaya gerek yok.

* * * *

Olaya yerelden bakalım.

Bireysel bakalım.

Koydum aynayı karşıma…

Birey için kalıcılık nedir?

Neslin devamı…

Nesil devam ediyorsa…

Bu kez…

Kimliğinin cebinde olması…

Özgür…

Kendi kendine yeten birey…

Aile, köy, belde, ilçe, il…

Böyle gider.

İş yok.

İşi koparacak güç yok.

Eğitim, bilgi, yetenek, akıl yok…

O zaman “bireyin beka sorunu var” demektir.

Ya birilerinin emrine girecek…

İdare edecek.

Ya da el açıp teslim olacak.

Bahtına…

Kimden ne alabilirse…

Daha doğrusu…

Kim ne verirse…

Onunla yetinecek.

* * * *

Teşbihte hata olmaz.

Zonguldak’a bu çerçeveden bakıyorum.

Öz kaynaklarımız…

Ürettiklerimiz…

Harcadıklarımız…

Bakıyoruz.

Zonguldak, kendi kendine yeten bir il mi?

Bu soruya siyasi açıdan bakarsak…

Durum göreceli…

İktidar, yatırımlarıyla övünüyor.

Muhalefet, yokluktan söz ediyor.

Aynı ideoloji…

Pardon…

Aynı siyasi yapı…

Soruyu, Zonguldak Belediyesi açısından sorunca…

Söylem değiştiriyor.

Tam tersini ifade ediyorlar.

O zaman siyasi açıdan bakarsak, Zonguldak’ın bekası ile ilgili olarak net cevap çıkmaz.

Kimin, ne beklediği ile ilgili cevaplar alırsınız.

Ekonomiden bakalım…

Durum ortada…

Yapılan yeni yatırımlara…

Açılan fabrikalara bakın.

Ya da kapatılanlara…

Zonguldak’ın bekası ile ilgili fikir sahibi olursunuz.

Bunun için uzman olmaya gerek yok.

İşin özeti…

Nüfus cüzdanın cebinde değilse…

Çok söze hacet yok…