Zonguldak şehirlerarası otobüs terminali bölgesinde ikamet edenler, bu arazide çocukluğunu yaşayanlar yine eski Zonguldak insanının da hatırlayacağı bir fenomen vardır. Son yıllarında bakımsızlıktan duvarları çökmüş, harabe halinde, geride kalan yüksek bacaları ile tarihin izlerini taşıyan eski bir köşk. Geçmişinde, Zonguldak ekonomik tarihine yön vermiş bir ailenin yaşadığı, el değiştirdikten sonra zamanla bakımsız kalan ve zamana yenik düşerek yok olan, son döneminde perili köşk olarak ta telaffuz edilen "Taşçılar Köşkü..."

İnşa edildiği yıllarda, yapıldığı arazinin tamamen yerleşimden uzak, ıssız ve sessiz olması ve Zonguldak vadisinin her noktasından görünebilmesi, önemini ve gizemini attırır.

Yapıldığı zamana göre gösterişli mimarisi, heybeti ve çehresi bakımından kent tarihine not düşülmesi gereken hikayesi vardır. Bugün geldiğimiz noktada köşkün arazisi tamamen betonlaşmış olsa da bir zamanlar buğday tarlası, büyük baş hayvanların merası ve hasat yapıldığının bilgisine ulaşmak kent tarihi adına insanı şaşırtıyor.

TAŞÇIOĞLU MAĞAZASI...

1930'lu ve 40'lı yıllara geri dönüp cadde üzerindeki mekanlardan bahsedelim, Halkevi binasından çarşı içerlerine doğru devam edildiğinde, hemen yanında İş Bankası, EKİ işçi müdürlüğü, Sümer Oteli. Sümer otelinin karşısında Askerlik şubesi, Askerlik şubesinden yine çarşı içine doğru ilerlediğimizde Zonguldak'ın varlıklı tüccarlarından Taşçıların "BON MARCHE" ismindeki mağazası az ilerde ara sokakta Çakaloğulları mağazası bulunuyordu...

Taşçıların "BON MARCHE" isimli mağazasının olduğu yerde yakın bir zamana kadar Etibank vardı. Mağazada inşaat sektörüne lazım olan her şey mevcuttu, her türlü mekanik alet yanında, maden malzemesi, madenci aksesuarı da bulunurdu. Çimento üretimi de yapıp, inşaat sektöründe söz sahibiydiler.

Zonguldak İş Bankası şubesinin inşaatını da Taşçılar yaptı. Bugün halen aynı ismi taşıyan Nizam Caddesi'ndeki "Halil Taşçıoğlu" binası da onlarındı. En büyükleri Halil Taşçıoğlu olmak üzere 6 kardeştiler ve hepsi mağaza da çalışıyordu. Meşhur Taşçılar köşkü de ağabeyleri Halil Taşçıoğlu'na aitti.

"BON MARCHE" MAĞAZASI...

Zonguldak'ta 1920-1932 yıllarına ait nüfus verilerinde yabancılara ait bilgi sadece 1927 nüfus sayımında yer almaktadır. 1927 yılında Zonguldak'ta 562 yabancı bulunuyordu.
Yabancıların tabiiyetlerine göre İtalyanlar yine ilk sırada, Fransızlarda ikinci sırada geliyordu. Aynı dönemde Zonguldak'ta Türkçeden sonra İtalyanca ve Fransızca en çok konuşulan dil konumundaydı. 562 yabancının %54'ü erkek, %46'sıda kadındı. Bu oranlardan da Zonguldak'ta yaşayan yabancıların genellikle aileleriyle birlikte yaşadıkları sonucuna varabiliriz. Bunun bir istisnası Fransızlardı.
Fransız tabiiyetlilerin %64'ü kadın ve %36'sında erkekti. İtalyanlarda ise kadın ve erkek sayısı birbirine çok yakındı. Yabancıların %89'u Zonguldak merkez kazada kalan %11'i de diğer kazalarda yaşıyorlardı
(T.C Başvekalet İstatistik Umumi Müdürlüğü, 1929:187).

Bon Marche;
Fransa'da 1850'lerde kurulmuş olan büyük bir mağazanın adıdır. Dünyadaki ilk büyük mağazacılık örneklerinden biridir. (Zengin hanımefendilerinin malların albenisine dayanamayıp hırsızlık yaparak literatüre geçtikleri de bu isimle anılır) sabit fiyat politikasının sabitlendiği yer de bu mağazayla anılır.
Amerika'daki Bon Marche büyük çarşısı da Fransa-Paris'teki Bon Marche nin ardından kurulmuştur. Amerika'daki el değiştire-değiştire zamanla Macy's Northwest olmuştur.
Zonguldak'ta madenlerin Fransız şirketi tarafından işletilmesi, geçmişte kentin sosyal ve kültürel yaşamına yansıdığı gibi mağaza isimlerinde de etkisi Taşçıoğlu mağazası örneğinde olduğu gibi tabelasında görünmektedir.

HALİL TAŞÇIOĞLU'NUN KIZI ANLATIYOR...

Güner Taşçıoğlu...

1935 Zonguldak doğumluyum. Annem Fatma Cahide Hanım İstanbul, babam Halil Taşçıoğlu Zonguldaklıdır. Annemin babası Osmanlı'da doktor subayıymış. Teyzem dedemin rahatsızlığı zamanında eğitim sevdalısı olarak Zonguldak'a öğretmen olarak çalışmaya gitmiş. Annem Zonguldak'ta öğretmenlik yapan teyzemi ziyarete giderken gemi yolculuğu Sırasında babamla tanışmış. Annem tam bir İstanbul hanımefendisiydi. O zamanlar 1930'lu yıllarda Zonguldak İstanbul arası yolculuklar gemi ile yapılıyormuş. Babamın o zamanlar Zonguldak'ta dükkanı var. Ticaretle uğraşıyor. Evlendikten sonra Zonguldak'ta yaşamışlar. Babamın babası dedem Mehmet Taşçıoğlu Devrekli olduğuna dair bir konuşma oldu ama tam emin değilim.

Zonguldak anılarım çok güzeldi. İlkokulu Gazipaşa ilkokulunda okudum. Öğretmenim Necmiye öğretmeni çok severdim. O zamanlar eğitim çok iyiydi. Müdürümüz Hulusi Bey. İlkokul arkadaşlarım Sevil Ipçi ve Sevil Erel en sevdiğim arkadaşlarımdı.
23 Nisan'da geçit törenleri olurdu coşkuyla kutlanırdı. Çok önemsenirdi...
İkinci Dünya Savaşı zamanında vali babama buğday ekmeği emretmiş. Aslında babam tüccar ama o yıllarda evimizin arsasının bulunduğu alana buğday ekmiş. Buğdaylar karne ile dağıtılırmış. Evimiz çok güzeldi önünde bahçesi vardı. Babaannem bahçelerle çok ilgilenirdi. Evimizden denize kadar olan arsa bizimdi. Bize ait özel plajımız vardı. Evin önünden kendi plajımızdan denize girerdik. Daha sonraları deniz tarafı yol yapılacağı için istimlak edilince babam deniz olmadan değeri olmaz diye satmış.

İlkokul üçüncü sınıfa giderken İstanbul'a taşındık. Babam Karaköy'de ticaret yapıyordu. 30 yıl Taksim Talimhane'de 30 yıl Nişantaşı'nda oturdum. Şimdi daha sakin olduğu için eskiden yazlık olarak kullanılan Bostancı sahilindeki evimizde oturuyorum.
Biz İstanbul'a taşınsak da Zonguldak'tan bağımızı hiç koparmadık. Yaz aylarında ve özellikle bayramları özellikle hep Zonguldak'ta geçirdik. Orada geçirdiğimiz günler hafızalarımızda çok güzel izler bıraktı.

Yardımcı kaynaklar
Zonguldak Nostalji
(www.zongulaknostalji.com)
Güner Taşçıoğlu aile fotoğrafları
(BEÜ yayını 'Fenerin ışığında bir şehir Zonguldak' kitabı)